İtalyan Şirketlerinin Rusya’daki Varlığı Sürüyor: Yaptırım Siyasetine Karşı Ekonomik Gerçekçilik

Parstoday – Ukrayna savaşının başlamasının ardından Batı’nın Rusya’ya uyguladığı sert yaptırımlara rağmen, İtalyan şirketleri hâlâ bu ülkede güçlü bir varlık göstermeye devam ediyor.

Ekonomik veriler, mali çıkarlar ve ticari kaygıların, ekonomi alanındaki siyasi kararların önüne geçtiğini ve ekonomik gerçekçiliğin Avrupalı şirketlerin Rusya’daki yolunu belirlediğini ortaya koyuyor.

Parstoday’in IRNA’dan aktardığı habere göre, Ukrayna savaşının başlamasından ve Avrupa ile ABD’nin Moskova’ya çok katmanlı yaptırımlar uygulamasından üç yıldan fazla bir süre geçti. Ancak Kiev Ekonomi Okulu’na bağlı “Rusya’yı Terk Et” girişiminin yeni verileri, İtalyan şirketlerinin Rusya pazarından çekilmediğini, hatta bu süre içinde Rusya devletine 1 milyar avrodan fazla vergi ödediğini gösteriyor. Bu miktar, yıllık ortalama yaklaşık 346 milyon avroya denk geliyor ve yaptırımlara rağmen iki ülke arasındaki ekonomik bağların sürdüğünü kanıtlıyor.

Şu anda 146 İtalyan şirketi Rusya’da faaliyet gösteriyor. Her ne kadar 30 şirket çekilme planlarını açıklamış olsa da, onlarca şirket hâlen resmî olarak çalışmalarını sürdürüyor. Karşılaştırmak gerekirse; ABD’nin 810, Almanya’nın 459 ve Birleşik Krallık’ın 290’dan fazla şirketi Rusya’da aktif durumda. Bu da ekonomik çıkarların fiiliyatta yaptırım politikalarının önüne geçtiğini gösteriyor.

Analistlere göre, bu faaliyetlerin büyük kısmı “ticaretin gri bölgesi” olarak tanımlanan bir alanda yürütülüyor; yani kâğıt üzerinde Rusya’dan çekilmiş görünen bazı şirketler, üçüncü ülkeler üzerinden mal ve hizmet sağlamaya devam ediyor.

Roma’daki Luiss Üniversitesi’nden Carolina Stefano gibi uzmanlar ise, karmaşık çıkış düzenlemeleri, yüksek vergiler (%35’e kadar) ve Kremlin’in devlet izinleri zorunluluğu gibi etkenlerin Rusya pazarından çıkışı hem maliyetli hem de riskli hale getirdiğini belirtiyor.

Sonuç olarak, Avrupalı şirketlerin Rusya’daki kalıcı varlığı, uluslararası ekonominin siyasetten çok kâr ve hayatta kalma mantığıyla hareket ettiğini gösteriyor  öyle bir mantık ki, yaptırım ortamında bile kendine yol bulabiliyor.