Serveti Belirsiz, Ölümü Cevapsız: Jeffrey Epstein Hakkında Ne Biliyorsunuz?
Parstoday – Amerika Temsilciler Meclisi, tamamen beklenmedik ve hesapsız bir hamleyle, Adalet Bakanlığı’nı Jeffrey Epstein dosyasına ait tüm kalan belgeleri yayımlamakla yükümlü kılan bir yasa tasarısını kabul etti.
Temsilciler Meclisi, 427 kabul ve yalnızca 1 ret oyuyla, Adalet Bakanlığı’nın Epstein dosyasındaki tüm belgeleri açıklamasını zorunlu kılan tasarıyı onayladı. Parstoday’ın haberine göre, şimdi top Senato’da ve Donald Trump, tasarı masasına gelirse imzalayacağını vaat etti. Bu yeni belgeler her şeyi altüst etmeden önce, gelin Jeffrey Epstein’ın hayatına bir göz atalım.
Jeffrey Epstein 1953 yılında New York’ta doğdu. Ailesi alt orta sınıftandı; yani tipik milyarder hikâyelerinin başladığı yer, ama genellikle başka bir yerde son bulur. İki üniversitede okudu fakat diploma almadı. Neden mi? Belki de üniversite onun parlak zekâsına fazla yavaş ve sıradandı.
1974 yılında, üniversite diploması olmadan prestijli bir özel okulda matematik ve fizik öğretmeni olarak işe alındığında dehası parladı. Nasıl mı? Bu sorunun cevabını yalnızca okulun yöneticileri ya da belki de gizemli bir kozmik güç verebilir. Aynı okulda, öğrencilerden birinin babası olan Bay Greenberg ile tanıştı. Greenberg, Epstein’ın sayılarla oynama yeteneğinden öyle etkilendi ki, onu 1976’da finans şirketi Bear Stearns’e götürdü. Epstein burada hızla en zengin müşterilerin danışmanı oldu. Gerçek yeteneği “sayıları” değil, “zenginleri” yönetmekti.
1981’de Intercontinental Assets Group Inc adlı kendi şirketini kurdu. Şirketin işi ilginçti: hem dolandırıcılık mağdurlarına paralarını geri almakta yardımcı oluyor, hem de dolandırıcılara hizmet veriyordu. Gerçek bir kazan-kazan! Bu dönemde kendisinin bir istihbarat ajanı olduğunu iddia etti. Bu iddia hiçbir zaman doğrulanmadı ama sık seyahatleri ve gizemli bağlantıları bu söylentiyi güçlendirdi. Kendi casusluk hikâyeni yazabiliyorsan kanıta ne gerek var?
1987’de Tower adlı finans şirketiyle çalıştı. Bu şirket daha sonra yarım milyar dolarlık bir saadet zincirine dönüştü. Epstein’ın bu planın mimarlarından biri olduğu söylendi. Şaşırtıcı şekilde, şirket 1993’te batmadan önce ayrıldı; sanki geleceği görmüştü.
Bir yıl sonra milyarderlerin servetini yönetmek için bir şirket kurdu ve Victoria’s Secret gibi markaların CEO’su Leslie Wexner’ın mali danışmanı oldu. Ardından şirketini Virgin Adaları’na taşıyarak vergiden kaçtı; her vatanseverin yapacağı gibi!
2000’li yıllarda faaliyetlerini genişletti ve Harvard gibi üniversitelere milyonlarca dolar bağış yapan bir vakıf kurdu. Ancak efsanevi servetinin kaynağı hiçbir zaman netleşmedi. Sanki para eski cebinden fışkırıyordu!
Epstein, Bill Clinton, Donald Trump, Bill Gates ve Prens Andrew gibi dünya liderleriyle bağlantılıydı. Daha sonra ortaya çıktı ki, bu dostları için genç kızları temin eden bir servis kurmuş ve mülklerine gözetleme sistemleri yerleştirmişti. Belki de “dostane buluşmaları” için hatıra albümü hazırlıyordu!
1998’de Little Saint James adlı bir ada satın aldı. Burası özel partilerin ve cinsel kaçakçılığın merkezi hâline geldi. Bazı özel “misafirlerinin” sadece 12 yaşında olduğu bildirildi. Ayrıca New Mexico’da bir çiftlik satın alarak kadınları döllenme yoluyla kendi DNA’sıyla insan soyunu devam ettirme planı yaptı. Oldukça iddialı bir proje.
2005’te 14 yaşındaki bir kızın ailesi ona dava açtı. Soruşturmalar onlarca genç kızın mağdur olduğunu ortaya koydu. Ancak 2008’de, olağanüstü bir yargı anlaşmasıyla sadece 13 ay hapis cezası aldı. Üstelik gündüzleri çalışmak için cezaevinden çıkmasına izin verildi. Ne dayanılmaz bir çile!
Daha sonra ortaya çıktı ki, dönemin savcısı Alexander Acosta bu yumuşak anlaşmayı yapmış çünkü iddiaya göre Epstein “devlet için çalışıyordu.” Bu cümle neredeyse tüm gizemli dosyaların çözüm anahtarıdır!
Temmuz 2019’da Epstein, insan kaçakçılığı suçlamasıyla yeniden tutuklandı. Ancak 10 Ağustos 2019’da cesedi hücresinde bulundu. Adli tıp ölüm nedenini intihar olarak açıkladı. Ölüm koşulları son derece “normaldi”: gardiyanlar uyuyordu, kameralar çalışmıyordu ve boynundaki kırıklar intihardan çok boğulmaya benziyordu. Ailesi cinayet iddiasında bulundu, ancak 2023 yılında yapılan resmî soruşturma yalnızca “cezaevi personelinin ihmali”ne işaret etti ve cinayete dair bir kanıt bulunamadı.
Epstein dosyası tam anlamıyla bir trajikomik gösteridir; servet ve gücün yalnızca yasaları değil, yerçekimini bile pazarlık konusu yapabileceğini gösteren bir hikâye. Şimdi herkes gözünü yeni belgelerin yayımlanmasına dikmiş durumda; bakalım bu son perde, oyuncu kadrosuna başka hangi isimleri ekleyecek./