Washington’daki görüşme; büyük işbirlikleri hangi soruları yanıtsız bıraktı?
Parstoday – Amerikalı analistler, ABD Başkanı Donald Trump ile Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın görüşmesinin ekonomik ve askeri işbirliğini güçlendirmeye yönelik ortak bir çaba olduğunu, ancak iki ülke ilişkilerinde temel soruların hâlâ ağır bir gölge olarak hissedildiğini belirtiyor.
Muhammed bin Selman’ın Washington’da Donald Trump ile görüşmesi, iki ülke ilişkilerinde yeni dönemin dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. “The Hill” internet sitesine göre, bu görüşme, Bin Selman’ın 2018’de muhalif gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesi emrini vermekle suçlanmasının ardından Beyaz Saray’a ilk gelişi oldu.
İnsan hakları hassasiyetlerine rağmen taraflar yeni bir işbirliği atmosferini öne çıkarmaya çalıştılar. Trump, olası bir 1 trilyon dolarlık ekonomik anlaşma ve Suudi Arabistan ile daha yakın askeri işbirliği üzerinde yoğunlaştı. Ancak bu konular, uygulanabilirlik, İsrail rejiminin güvenliğinin korunması ve ABD’nin hassas teknolojilerinin güvenliği konusunda eleştirilerle karşılaştı.
Site, Trump ile Veliaht Prens’in görüşmesinden beş önemli noktayı sıraladı: 1. Kaşıkçı ve 11 Eylül sorularına Trump’ın sert tepkisi Basın toplantısında ABC muhabiri, Veliaht Prens’e 11 Eylül saldırılarındaki Suudi Arabistan’ın sorumluluğu ve Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesi hakkında soru yöneltti. ABD istihbarat raporlarına göre Bin Selman, Kaşıkçı’nın öldürülmesi operasyonunda doğrudan rol oynadı.
Trump öfkeyle muhabire, “Amerika’nın misafirini utandırma” dedi. Veliaht ise 11 Eylül saldırısının Riyad-Washington ilişkilerini zedelemek amacıyla yapıldığını söyledi ve Suudi Arabistan’daki yargı reformlarının Kaşıkçı dosyasında “hesap verebilirliğin” göstergesi olduğunu iddia etti. Ancak insan hakları savunucuları bu açıklamaları yetersiz buldu ve siyasi aktivistlerin serbest bırakılmasını, dosyanın şeffaflaştırılmasını talep etti.
2. Trilyon dolarlık yatırım, nükleer teknoloji ve çip beklentisi Trump, daha önce 600 milyon dolar olarak açıklanan Suudi yatırımının 1 trilyon dolara ulaşabileceğini söyledi. Bu yatırımın önemli bir kısmı veri ve yapay zekâ alanında olacak. Suudi Arabistan, veri işleme ve ileri teknolojilerde merkez olmayı hedefliyor ve bunun için ABD’nin gelişmiş çiplerine ihtiyaç duyuyor. Washington yetkilileri ihracat lisansı ihtimalini gündeme getirdi, ancak teknolojinin Çin’e aktarılması endişesi sürüyor. Ayrıca Suudiler, ABD ile sivil nükleer işbirliği talep ediyor; Washington ise bu teknolojinin nükleer silah üretiminde kullanılmasından kaygılı.
3. İsrail’in gölgede kalması ve Riyad’a gelişmiş savaş uçakları satışı Trump, Suudi Arabistan’a F-35 savaş uçaklarının satışının yasal engeli olmayacağını açıkladı. ABD yasalarına göre ileri silah satışları İsrail’in askeri üstünlüğünü korumalıdır. Ancak Trump, Suudi Arabistan’a verilecek uçakların İsrail’inkilere çok benzer olduğunu söyledi. Aynı zamanda iki ülke arasında bir “savunma anlaşması” üzerinde uzlaşıldığı bildirildi. Bu anlaşma, “kolektif savunma anlaşması” kadar bağlayıcı değil ve Senato’da onaylanması zor görünüyor. Suudi Arabistan ayrıca “İbrahim Anlaşmaları” çerçevesinde normalleşme sürecine katılma şartı olarak bağımsız bir Filistin devleti için açık yol haritası talep etti.
4. Trump’ın ABC kanalına tehdidi Trump, Kaşıkçı sorusunun ardından muhabiri “en kötü gazetecilerden biri” diye nitelendirdi ve sert eleştirilerde bulundu. Ardından “Jeffrey Epstein” dosyasındaki belgelerin neden yayımlanmadığı sorulduğunda, ABC’nin yayın lisansını iptal etmekle tehdit etti. Bu tehdit, Trump’ın uzun süredir devam eden ABC ile çatışmasının devamıydı. Geçen yıl ABC’ye açtığı davadan 15 milyon dolarlık tazminat kazanmıştı. Bu gerilim, Trump yönetimini eleştiren gazetecilerin baskı altında kaldığı birçok olayla birlikte sürüyor.
5. Beyaz Saray’da görkemli karşılama Bin Selman için düzenlenen karşılama töreni, Trump’ın ikinci döneminde yabancı bir yetkiliye yapılan en görkemli resmi törenlerden biri oldu. Top atışları, F-35 ve F-15 savaş uçaklarının Beyaz Saray üzerinde uçuşu ve resmi akşam yemeği, Washington için bu görüşmenin önemini gösterdi. Trump ayrıca medya saldırılarına karşı Bin Selman’ı savunarak onu “çok saygın bir kişi” olarak tanımladı ve Amerika’nın bölgedeki en önemli ortaklarından biri olduğunu söyledi.