Washington’ın çok katmanlı stratejisi; Karayipler’deki savaş gölgesinden Ukrayna’da barış baskısına Kadar
Parstoday – Beyaz Saray aynı anda birden fazla güvenlik ve diplomatik dosyayla meşgulken, üst düzey Amerikalı yetkililer son günlerde Venezuela, Irak ve Ukrayna’daki gelişmelere ilişkin yeni açıklamalarda bulundu. Bu açıklamalar, Washington yönetiminin siyasi baskı uygulama, bölgesel nüfuzunu koruma ve kendi istediği barış planlarını ilerletme yolunda hareket ettiğini gösteriyor.
ABD’nin Karayip Denizi’ndeki askeri hareketliliğinin artmasından, Washington’un Irak politikasındaki değişikliklere dair söylentilerin reddedilmesine ve aynı zamanda Ukrayna barış sürecinin hızlandırılmasına yönelik siyasi baskılara kadar, Amerikalı yetkililerin son günlerdeki bir dizi açıklama ve hamlesi, Washington yönetiminin stratejilerine dair yeni bir tablo ortaya koyuyor. Bu gelişmeler, ABD’nin kendi hedeflerini ilerletmek için askeri baskı, diplomasi ve siyasi kaldıraçları bir araya getiren karma bir yaklaşım izlediğini gösteriyor. Bu Parstoday haber paketinde, uluslararası gelişmelerde ABD’nin en önemli hamleleri incelenmiştir:
Washington’ın Venezuela’ya askeri müdahaleye ilişkin kararındaki belirsizlik
Beyaz Saray yetkilileri, ABD Başkanı’nın Venezuela’ya olası bir kara harekâtı konusunda henüz nihai kararını vermediğini açıkladı. Bu açıklama, ABD ordusunun bölgede geniş çaplı konuşlanması, en gelişmiş uçak gemisinin gönderilmesi ve 15 bin askerin transferiyle eş zamanlı olarak gündeme geldi.
Amerikan kaynakları CNN’e yaptıkları açıklamalarda, Donald Trump’ın askeri ve siyasi baskının Venezuela Devlet Başkanı “Nicolas Maduro”yu doğrudan bir müdahaleye gerek kalmadan istifaya zorlayabileceğini umduğunu belirtti. Trump’ın üç gün üst üste askeri seçeneklere ilişkin raporlar aldığı ve bu seçeneklerin devlet tesislerine saldırıdan sınırlı özel operasyonlara kadar uzandığı ifade edildi. Ancak ABD Başkanı bazı durumlarda doğrudan askeri müdahale konusunda tereddütlerini dile getirerek, bunun Amerikan askerleri için doğurabileceği risklere dikkat çekti.
Aynı zamanda, Beyaz Saray’ın son günlerde “Venezuela’da muhtemel operasyon”un boyutlarını incelemek üzere üç önemli toplantı gerçekleştirdiğine ilişkin haberler yayımlandı. F-35 savaş uçaklarının gönderilmesi, savaş gemilerinin bölgeye intikali ve ABD’nin Porto Riko’daki deniz üssünün yeniden aktif hâle getirilmesi, bölgedeki gerilimi artıran hamleler arasında yer alıyor.
Washington’ın Irak’taki ABD özel temsilcisi hakkındaki söylentilere tepkisi
Irak’taki gelişmeler de ABD’li yetkililerin gündemine girmiş durumda. Beyaz Saray’daki bilgili bir kaynak, ABD Başkanı’nın Irak Özel Temsilcisi “Mark Sawaya”nın görevden alınacağına dair söylentileri “tamamen asılsız” olarak nitelendirdi. Sawaya da sosyal medyada yayımladığı bir mesajda görevine aynen devam ettiğini ve önümüzdeki haftalarda Bağdat’taki diplomatik faaliyetlerinin artacağını vurguladı.
Diplomatik kaynaklar, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın üst düzey heyetinin Bağdat’a bir ziyaret planladığını bildirdi. Bu ziyaretin, hükümet kurma sürecinin değerlendirilmesine, iç güvenlikle ilgili görüşmelere ve iki ülke arasındaki ekonomik dosyaların ele alınmasına odaklanması bekleniyor. Sawaya, Washington’ın “Irak hükümetinin oluşumunda herhangi bir dış müdahaleyi kabul etmeyeceğini” ifade etti.
Ukrayna barış sürecinin hızlandırılması için ABD’nin siyasi baskısı
Ukrayna cephesinde de Washington yeni adımlar atıyor. Amerikan kaynaklarına göre, Zelenskiy, ABD Kara Kuvvetleri Bakanı “Dan Driscoll” ile yaptığı görüşmede Washington’ın önerdiği barış planının incelenmesine başlanmasını kabul etti. ABD, Ukrayna’nın bu planı 27 Kasım’a kadar imzalamasını bekliyor.
Haberlere göre Washington’ın önerisi, Donbass’ın bazı bölgelerinin Rusya’ya bırakılması karşılığında ABD güvenlik garantilerinin verilmesini ve askerî olmayan bir bölge oluşturulmasını içeriyor. Beyaz Saray, Trump’ın bu planı desteklediğini ve ABD’nin diplomatik ekibinin son bir ay içinde Moskova ve Kiev ile temas hâlinde olduğunu açıkladı.
Eş zamanlı olarak Pentagon, Ukrayna yardımlarının bir kısmının, kritik minerallerin iç üretiminin geliştirilmesine ayrıldığını ve bunun ABD savunma sanayii için gerekli olduğunu duyurdu. Yaptırımlar konusunda ise ABD’nin BM temsilcisi, Rusya ateşkesi kabul etmezse yeni yaptırımların uygulanacağı tehdidinde bulundu. Buna karşılık Rusya, “baskılar karşısında geri adım atmayacağını” açıkladı.
Son gelişmeler, ABD yönetiminin Venezuela, Irak ve Ukrayna gibi üç önemli dosyada aktif ve çok katmanlı bir strateji izlediğini göstermektedir. Bu strateji, Washington’ın dünyanın stratejik bölgelerinde kendi hedeflerini ilerletmek için askerî baskı, diplomatik hareketlilik ve siyasi araçları bir arada kullandığını ortaya koymaktadır.