NATO Ukrayna Çıkmazında; Rusya’nın Baskısı ve Amerika’nın Tereddütleri Arasında Bir Koalisyon

Parstoday – NATO dışişleri bakanlarının son toplantısı, somut bir adım olmaksızın genel vaatlerle sona erdi. Bu askeri ittifak, Rusya ile Amerika arasındaki karşıtlık içinde Ukrayna krizine ve kendi geleceğine dair ikna edici bir çözümden yoksun görünüyor.

Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) bugünlerde karmaşık bir konumda bulunuyor: Bir yandan Ukrayna savaşı sürüyor ve Batılı ülkelerin iddiasına göre Rusya barış anlaşmasını kabul etmeyi reddediyor; diğer yandan Ukrayna ağır askeri baskı altında. Bu koşullara rağmen NATO dışişleri bakanlarının son toplantısı, genel vaatlerin ötesine geçerek somut bir adım ortaya koyamadı.

Parstoday’in haberine göre, NATO Genel Sekreteri Mark Rutte örgütün durumuna dair umut verici bir tablo çizerek Ukrayna’ya desteğin sürdürülmesi ve Rusya’ya karşı caydırıcılığın güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Ancak daha ayrıntılı değerlendirmeler, bu iyimserliğin sahadaki ve siyasi gerçeklerle örtüşmediğini gösteriyor. NATO hâlâ Rusya’nın karma tehditleriyle mücadele etme kapasitesi ve iradesi konusunda ciddi sorularla karşı karşıya; bu tehditler sabotaj, yanlış bilgi operasyonları, siber saldırılar ve insansız hava araçlarıyla yapılan provokasyonları içeriyor.

Avrupa’nın Amerika’ya bağımlılığı da hassas bir meseleye dönüşmüş durumda. Washington’un NATO ile etkileşim düzeyini azaltması ve Avrupa’nın savunma bütçesini artırmasına dair bazı şartlar öne sürmesi, Amerika’nın gelecekte ittifaktaki rolünün geçmişe kıyasla daha sınırlı olabileceği endişesini doğurdu. Son toplantıya Amerika Dışişleri Bakanı’nın katılmaması da siyasi bir işaret olarak görülerek mevcut belirsizlikleri artırdı.

Bu arada Ukrayna’ya askeri yardımlar sürüyor, ancak analizler bu yardımların sahadaki dengeleri değiştirmeye yetmediğini ortaya koyuyor. NATO ise savaşın sona ermesi halinde Ukrayna’ya hangi güvenlik garantilerini sunabileceği konusunda hâlâ net bir yanıt veremiyor.

Genel olarak NATO, yeni tehditler karşısında bütünlüğünü koruma ve rolünü yeniden tanımlama aşamasına gelmiş bulunuyor; ittifakın Rusya’nın baskıları ile Amerika’nın tereddütleri arasında kendi etkinliğini kanıtlamak için yeni bir yol bulması her zamankinden daha kritik hale gelmiş durumda./