Merkel’in Trump’ı eleştirmesi
Almanya Başbakanı Angela Merkel, Amerika Başkanı Donald Trump’ı eleştirdiği açıklamasında, Trump’ın izlediği politikalar Amerika’nın gücünü arttırmak bir yana, bu ülkenin uluslararası arenalarda daha da inzivaya itilmesine yol açacağı uyarısında bulundu.
Almanya Başbakanı Angela Merkel, Amerika Başkanı Donald Trump’ı sert bir şekilde eleştirdi. Alman Başbakan Merkel Amerika Başkanı Trump’ı eleştirdiği açıklamasında aynı zamanda Trump’ı inzivataleplikle suçlayarak şöyle dedi: Amerika Başkanı Trump’ın Amerika’yı birinci önceliği olarak ele alma düşüncesi, Amerika’nın küresel arenada önemini ve nüfuz etme gücünü azaltma riskini beraberinde getiriyor.
Fransız araştırmacı uzman Marie Cecile Naves’in belirttiğine göre ise ABD Başkanı Donald Trump’ın dünyada çok kutuplu düzene son vermeyi amaçlayan politikaları tamamen Trump’ın kendisine özel olan zorbalığı, blöfları ve siyasi yaftalarının ürünüdür. Ancak Merkel’in görüşü Trump’ın görüşüne tamamen zıt sayılır, zira Amerika Başkanı Donald Trump, Washington’un tek yanlı ve başına buyruk politikaları Amerika’nın gücünü rakiplerine karşı arttıracaktır, oysa Merkel bunun tam tersini düşünüyor. Bu arada iki liderin görüşleri arasında yaşanan tezat, Almanya Başbakanı Merkel’in tutumunu etkilediği anlaşılıyor. Bu çerçevede Başbakan Merkel Çarşamba günü yaptığı açıklamada, Kuzey Kore ile muhtemel bir savaş başladığı takdirde, Almanya yönetimi Amerika’nın yanında yer almayacağını belirtti.
Gerçekte Başbakan Merkel, Amerika Başkanı Trump Doğu Asya bölgesinde kriz yaratarak doğrudan Avrupa ülkeleri ve özellikle AB üyesi olan ülkelerin Doğu Asya’nın Çin, Japonya ve Güney Kore gibi büyük iktisadi güçleri ile geniş çaplı iktisadi ilişkilerini tehlikeye attığını düşünüyor. Kuşkusuz Amerika Başkanı Trump’ın sırf Amerika’ya ve bu ülkenin çıkarlarına asalet tanıması, Washington’un tek yanlı hareket etme anlayışının güçlenmesine ve uluslararası camiada var olan konsensüse aykırı hareket etmesine yol açacaktır.
Buna karşın uluslararası meseleler uzman Ruhullah Suri’nin de belirttiği üzere, Amerika yönetiminin uluslararası çıkarları hiçe sayarak gözardı etmesi şartların dünyada çok kutuplu bir düzenin oluşmasına yönelik daha da hazırlıklı hale getirecektir.
Bu arada Almanya Başbakanı Merkel ve Amerika Başkanı Trump arasındaki ihtilafların Paris iklim anlaşmasından küresel ticaret ve Kuzey atlantik askeri paktı NATO’ya kadar çeşitli alanlarda farklı eğilimleri kapsamaktadır. Nitekim Amerika’nın Rusya’ya dayattığı ve başta Almanya olmak üzere AB üyelerinin çıkarlarına özellikle enerji alanında tehlikeye atan yaptırımları da aşta Merkel olmak üzere Alman yetkililerinin kaygılarını daha da arttırdığı anlaşılıyor.
Amerika Başkanı Donald Trump Mayıs 2017’de yaptığı açıklamada Amerika’da yüz binlerce Almanya ürünü otomobilin satıldığına işaret ederek Almanya’dan Amerika’ya otomobil ihracatının önüne geçerek bu sayıyı azaltacağını söylemişti. Bundan önce de Trump cari yılı başlarında başta Almanya’nın BMW otomobil firmasının Meksika’daki fabrikasında üretilen ve buradan Amerika’ya ihraç edilen otomobiller olmak üzere ithal otomobillere %35’lik bir vergi uygulanmasını önerdi. Ancak Trump’ın bu önerisi Berlin yönetiminin sert tepkisine yol açtı.
Öte yandan hali hazırda Almanya ile Amerika arasında en büyük ihtilaflardan biri, Amerika’nın Almanya yönetimine askeri bütçesini arttırması yönünde uyguladığı baskıların artmasıdır. Gerçi Almanya Başbakanı Merkel, Amerika Başkanı Trump’un baskıları yüzünden Berlin’in askeri bütçesini arttırmayı kabul etti, ancak sosyal demokrat parti lideri ve Merkel’in başbakanlık koltuğunun güçlü rakibi Martin Schultz açıkça buna karşı çıktı ve hatta Amerika’nın Almanya’ya konuşlandırdığı nükleer silahların Almanya’dan çıkarılması yönünde vaatlerde bulundu.
Hali hazırda Almanya, Fransa ile birlikte AB’nin iki ağır topu olarak Avrupa’nın güvenlik ve askeri alanlalrda bağımsız kurumlara kavuşmasını istiyor.
Her halükarda genel bir değerlendirmede, Merkel’in Trump’ı ağır bir dille eleştirmesi gözlemciler tarafından Atlas okyanusunun iki kıyısında yer alan iki ülkenin ilişkilerinde ayrışma ve Almanya’nın yolunu Amerika’dan ayırmak istediği şeklinde yorumlanıyor.