Gönüllerin Serdarı, Şehit Süleymani - 1
(last modified Sat, 11 Jan 2020 04:13:27 GMT )
Ocak 11, 2020 06:13 Europe/Istanbul

İran tarihi mitolojiler ve kahramanlarla doludur ve bu mitolojiler ve kahramanlar sadece İran’ın efsaneleri veya kitaplarında anlatılan şahsiyetlerle sınırlı olmadığı hemen belirtilmelidir.

Despot Pehlevi rejiminin kurucusu ve oğlunun dikta döneminde İslam inkılabı zafere kavuştuğu güne kadar süren mücadele yılları ve daha sonra Saddam rejiminin dayattığı sekiz yıllık savaş yıllarında yad ve anıları İran milletinin hafızasından asla silinmeyecek kadınlar ve erkekler ortaya çıktı. Bu insanların her biri kişilik ve sosyal yaşamları bakımından birer gerçek mitolojiydi.

Bugün biz de zulüm ve adaletsizlikle mücadeleyi yaşamlarında temel edinen ve hak ve İslami değerlerin uğruna tertemiz kanları akıtılan bu büyük insanları saygı ile anıyoruz.

Aslında hak yolunu izleyen insanların sürekli batıl yandaşları onların yolunda bazı engeller çıkarmaları bir nevi ilahi sünnet sayılır. Nitekim yaratılışın ta başından itibaren hak taleplik ve zulüm ve cahillik ve hurafe ile mücadele eden ilahi peygamberler her daim bir dizi tehlikelerle karşı karşıya gelmiş ve bir çoğu da zalimlerce şehit edilmiştir.

Şehitler yüce görüşleri ve normal sınırları aşan insanlardır. Gerçekte şehit hak ve adaletin inşa edilmesi için zulüm ve adaletsizlikle mücadele eden kişidir. Bu yüzden şehitleri insan hakları kahramanları da adlandırabiliriz.

Şehitlerin tümü yüce düşünceleri ve ülküleri olan ve amelleri özel olarak Allah içindir,  ancak aralarında bazıları diğerlerine nazaran daha seçkindir.

Şehit Kasım Süleymani güler yüzlü ve yüreğinde zulümlerden acı çeken, İranlı olmasına rağmen başka milletlerin de dostu olan, büyük bir serdar olmasına rağmen basit bir gönüllü seferber gibi davranan, dünyada yaşadığı halde ahirete gönül bağlayan ve fani dünyanın salih amel için büyük bir fırsat olduğunu ve bu yüzden bu dünyaya gönül bağlamaması gerektiğini bilen bir insandı. Şehit Süleymani İmam Humeyni -ks- mektebinde irtica ve tekfir aynı yolda yer aldıklarını öğrenen biriydi ve bu yüzden ömrünü irtica ve tekfirci IŞİD terör örgütü ile mücadeleye adadı. Şehit Süleymani kişilik itibarı ile irticadan uzak biriydi ve sade kişiliğinde bir nevi basiret ve hikmet göze çarpıyordu.İran nizamının şimdiki önderi Ayetullah Hamanei İmam Humeyni’nin -ks- haklı halefi olarak İmam’ın ülkülerine bağlı kalmış ve zulümle uzlaşmazlığı ve Batılı zorba devletlerin entrikalarına karşı uyanıklığı ile hali hazırda dünya genelinde azimli ve kararlı ve kesin tavırlı bir lider olarak gündeme gelmiş ve süper zorba güçlerin içi boş gücünü kırmayı başarmıştır.

Bugün İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei İslam ümmetinin vahdet ve gönül birlikteliğinin habercisi ve zalimlerin zulmüne ve saldırılarına karşı İslam dünyasının büyük savunucusudur.İmam Humeyni -ks- ve İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei ülkeyi ve İran İslam Cumhuriyeti nizamını en zorlu şartlarda yönetmek ve dünya Müslümanlarını ve mazlumlarını savunmakla Batı dünyasının maddi ideolojisine karşı dinî liderlik ve velayeti fakih tezinden en başarılı modeli sergilemiş ve bu yolda birçok seçkin insanı yetiştirmiştir. Bu büyük liderleri ve velayet yolunu izleyen en önemli insanlardan biri hiç kuşkusuz Hac Kasım Süleymani idi.

Hac Kasım Süleymani kendisinden cesur, yürekli ve insansever bir komutan yaratan tüm olumlu ve yapıcı özelliklerinin yanı sıra önemli bir özelliği ile ün yapmıştı. Hac Kasım Süleymani’nin bu önemli özelliği, ister İmam Humeyni -ks- döneminde ister İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei döneminde olsun, İslam inkılabı üzerinden geçen 41 yılda velayeti fakihe itaat etmekti, nitekim şehit Süleymani’nin veliyi fakihin emrine itaat etmediği bir tek örnek bile bulamayız.

Gerçekte Hac Kasım Süleymani’nin dünya mustazaflarının kalbini fetheden en önemli noktalardan biri de velayet makamına mutlak surette itaat etmesidir ve bu da hepimiz için büyük bir ders sayılır. Gerçekte kim izzet ve iktidar ve makbuliyet peşinde ise, İslam dininde de üzerine vurgu yapıldığı üzere velayet makamına itaat etmesi gerekir ve Hac Kasım Süleymani bunu son 41 yılda en iyi biçimde yerine getirmiştir.

Askeri nişanlar ve onur simgeleri silahlı kuvvetlerin mensuplarının moralini ve özgüven duygularını yükseltmek için verilir. Bu nişanlar en düşük askeri derecelerden en üst düzeyine yani üst düzey komutanlarına kadar verilebilir ve her biri yapılan fedakarlık, sergilenen maharet ve etki gücüne göre farklı mertebeleri söz konusudur.

İran İslam Cumhuriyeti de askeri teşkilatında başka ülkelerde olduğu gibi çeşitli nişanları ve onur simgelerini tanımlamıştır ve gerektiği yerlerde ve biraz önce belirtilen şartlara göre askeri personeline sunmaktadır.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei bir süre önce düzenlenen bir merasimde İran silahlı kuvvetlerinin en büyük nişanı olan Zülfikar nişanını General Süleymani’ye verdi ve şöyle buyurdu:

Allah yolunda cihat bu tür şeylerle ne telafi edilebilir ve ne de mukayese götürür. Allah teala şöyle buyurur: Allah müminlerden, mallarını ve canlarını, kendilerine (verilecek) cennet karşılığında satın almıştır. Çünkü onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler, ölürler. Yüce Allah yolunda cihat için var olan ve Allah teala O’nun yolunda canını ve malını eline alan ve sunanlara verdiği mükafat cennettir, rızasıdır. Bizim eliminde olan şeyler, ister sözlü şükran, ister pratik şükran, ister nişanlarımız, ister verdiğimiz dereceler, sade maddi dünya hesapları ile kayda değerdir, yoksa manevi ve ilahi hesaplarla mukayese bile edilemez.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei şöyle devam etti:

Hamd olsun sizler hepiniz büyük mücadele verdiniz. Hamd olsun Allah teala şu sevgili kardeşimiz sayın Süleymani’ye tevfik nasip etti. Süleymani kardeşimiz defalarca, defalarca ve defalarca düşman saldırısına karşı canını koydu, Allah yolunda, Allah için ve ilahi ihlasla ve mücadele etti. İnşaallah yüce Allah da ona mükafatını verir ve faziletini arttırır ve saadetli yaşamını ve sonunu şehadetle taçlandırır, ama şimdi değil, İslam Cumhuriyeti daha uzun yıllar onunla işi vardır, ama sonu inşaallah şehadet olsun diyoruz. İnşaallah mübarek olsun.

Serdar Hac Kasım Süleymani acayip bir kişiliğe sahipti; mihriban, şefkatli, kararlı, yufka yürekli, yılmaz, titiz, disiplinli, cömert, arif, mücahit, alim, öğretmen, taktik ve stratejiyi bilen, velayet ekseninde halkçı, siyaseti bilen ama ondan kaçan bir şahsiyetti.

Hac Kasım Süleymani’nin şehadet haberi bir dünyayı yasa boğdu. Serdar Süleymani’nin şehadeti, İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei onun mateminde Emirülmüminin Ali’nin -s- Malik Eşter’in yasında büyük üzüntü ile buyurduklarının renginde yayımladığı mesajda olduğu gibi gerçekleşti.

Hz. Ali as Malik'in şehadeti ardından şöyle buyurdu:

Bilin ki Malik bin Haris kendi devranını noktaladı ve ahde vefe ederek Rabbini ziyarete koştu. Allah Malik’e rahmet eylesin; eğer dağ olsaydı ulaşılmaz ve uzak bir zirve gibi duruyordu; eğer taş olsaydı sarp bir kaya gibi duruyordu. İbni Ebul Hadid kitabında şöyle diyor: Kendi canıma and olsun, Malik Eşter şu medhi haketmişti: cesur, güçlü, cömert, efendi, sabırlı, fadıl, şair, yumuşak ve sert huyluluğa birlikte sahipti; öfke sırasında acımasız ve yumuşaklığı gerektiren durumlarda esnek ve hoşgörülüydü.

Şehadet, Hac Kasım Süleymani’nin en büyük arzusuydu. Şehadet onun ve arkadaşları için, sonu hayırlı oldu, demekti ve bundan daha iyisi olamazdı. Nitekim birçok arkadaşı da onun Ahmet Kazımi ve İmad Muğniye için sürekli göz yaşı döktüğüne şahit olmuştu. Yine birçokları onun şehit naaşı ile acayip vedalaşmasını görmüştü. Süleymani tüm bu hareketleri yürekten yapıyordu ve bir iğnenin ucu kadar riya ehli değildi. Hac Kasım Süleymani ona istemeyerek de olsa ad ve ün kazandıracak her şeyden uzak duruyordu. Nitekim bu özelliğin başarılı olmasında önemli yeri vardı.Hac Kasım Süleymani Lübnan, Irak, Suriye ve bölgede faaliyet yürütüyordu ve gösteriş meraklısı olmadığından sahadaki insanlarda hassasiyet uyandırmıyordu.

Serdar Süleymani şehidi şöyle tanımlıyordu: Biri şehit olmayınca şehit olmaz. Gerçekte şehit olmanın şartı şehit olmaktır. Eğer bugün birinin davranışları ve ahlakı şehit kokarsa, şehadet ona nasip olur. Tüm şehitler bu özelliğe sahiptir. Şehit benlik ve nefsaniyeti aştığı için Allah ile bütünleşir ve karanlık perdelerini aralayarak ilahi ziyafete ve ilahi kata ulaşır. Şehitler evlatlarından, mal ve mevkiden ve dünyevi tüm bağlardan kopan ve hicret eden insanlardır ve bu hicreti en mükemmel biçimde yapmıştır. Bu hicret insanda yaşandığında, velev ki şehit mertebesine nail olmasın, ilahi büyük mükafattan yararlanır. Zeki ve akıllı olmak dünya malı kazanmak değildir. Eğer insan içindeki bağları korur ve ilk fırsatta şehadet yoluna adım atarsa, işte o zaman zeki ve akıllı sayılır. Eğer Allah yolunda bu direniş varsa insan yaşayan şehit olur.Şehit Hac Kasım Süleymani sonunda geçen Cuma günü en büyük arzusuna kavuştu. Ve ne güzel idrak etmişti yolunu... bu dünyanın ahiret tarlası olduğunu... ve en zor ziraatin direniş olduğunu ve en büyük hasadı da şehadet olduğunu... eğer Allah senin müşterinse, hiç bir gamın olmasın.012