Şafak’ta On Gün; Milletin ruhu bedenine geri dönüyor - 1
(last modified Sun, 02 Feb 2020 16:12:34 GMT )
Şubat 02, 2020 18:12 Europe/Istanbul

Amerika’nın casusluk örgütü CIA’nin dönem Başkanı Stansfield Turner şöyle diyor: Biz 78 yaşında bir adamın 14 yıl sürgünün ardından siyasi bir teşekkülü organize edebileceğini ve insanları bir arada toplayabileceğini tahmin edememiştik. O muazzam bir volkan misali milli bir devrimi başlattı.

1 Ocak 1979 (hş. 12 Behmen 1357) sabah saatlerinde İran milleti korku ve umut dolu anları yaşıyordu. İran milletinin sevgili lideri İmam Humeyni -ks- kukla Pehlevi rejiminin tüm tehditleri ve sabotajlarına rağmen uçakla Paris’ten vatana dönüyordu. Despot Pehlevi rejimi İran milletinden 14 yıl boyunca kopardığı bu halkçı ve ilahi lideri şimdi zaferle, ama aynı zamanda büyük kaygıların arasında milletin kucağına geri dönüyordu.

İran’ın kukla ve despot kralı Muhammed Rıza’nın 16 Ocak 1979 tarihinde İran’dan kaçmasının ardından İmam Humeyni yurda geri dönme kararını açıkladı. Ancak bu cesur ve aynı zamanda tehlikeli karar İslam inkılabının hem taraftarlarını ve hem muhaliflerini kaygılandırdı.

İran milleti sabırsızlıkla liderleriyle buluşmayı bekliyordu, ancak aynı zamanda rejimin İmam’ın bu ziyareti esnasında kendisine zarar vermesinden endişe ediliyordu.

Öte yandan Pehlevi rejimi ve Amerikalı hamileri İmam Humeyni İran’a geldiği takdirde İran milletinin inkılapçı coşkusu daha da artacağını ve İslam inkılabının zafere ulaşma ihtimalini şiddetle yükselteceğini biliyordu. Bu yüzden ve İmam’ın yurda dönüşü kesinleşince, bu tarihi yolculuğu engelleme girişimleri başladı. İnkılapçı güçler ise karşı tarafın girişimlerini etkisiz hale getirmek ve İmam Humeyni’nin -ks- İran’a dönüş yolunu açmak için ellerinden gelen tedbirleri uygulamaya başladı.

İran milleti despot Pehlevi kralı İran’dan kaçtıktan üç gün sonra ilk önemli hareketi, İmam Hüseyin’in -s- şehadetinin kırkıncı günü Erbain’de büyük bir yürüyüş düzenlemesiydi. Bu özel günde milyonlarca kişi İran’ın çeşitli kentlerinde düzenledikleri yürüyüşlerde sevgili liderleri İmam Humeyni’nin yurda dönmesini talep etti. Bu büyük etkinliğin Erbain’de düzenlenmesi İran milleti İslam inkılabını zafere götürmek için İmam Hüseyin -s- hareketini ve kıyamını örnek aldıklarını ortaya koydu.

Bu arada Pehlevi rejiminin ABD’nin İran’a yolladığı özel askeri komutanı General Robert Huyser komutasındaki askeri liderleri İmam Humeyni’nin İran’a geri dönmesini engellemek için bazı planları tartışıyor. Bu planların arasında İmam’ı getiren uçağın Tahran havaalanından saptırılması ve bir başka havaalanına yönlendirilmesi daha fazla ilgi görüyor.

İmam Humeyni yurda dönüş tarihini 26 Ocak olarak açıklıyor, ancak Pehlevi rejiminin Şahpur Bahtiyar başbakanlığındaki son yönetimi İran’da tüm havaalanlarının kapalı olduğunu ve hiç bir uçağın iniş yapamayacağını açıklıyor. Ancak hükümetin bu kararı halkı daha da öfkelendiriyor ve protestolar, grevler ve çatışmalar şiddetleniyor.

Öte yandan İran ordusunun halka katılma süreci hatta üst kademelerde ivme kazanıyor. İmam Humeyni İran milletine hitaben gönderdiği mesajda bir kaç güne kadar İran’a geleceğini ve onlarla omuz omuza ve bir asker gibi sömürü ve istibdada karşı mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğini belirtiyor.

İslam Peygamberi’nin -s- vefat yıldönümünde İran milleti ülke genelinde muazzam protesto eylemleri düzenleyerek inkılabı zafere ulaştırma ve liderlerinin yurda dönüşünü sağlama yönünde azim ve iradesini gözler önüne seriyor. Ancak rejimin güvenlik güçleri var gücüyle halkı bastırıyor ve binlerce özgürlükçü ve inkılapçı kadını ve erkeği şehit ediyor.

Bu arada bazı seçkin din adamları havaalanlarının kapatılmasını protesto etmek üzere Tahran üniversitesinin camiinde oturma eylemi düzenliyor. Bu eylem inkılapçı güçler tarafından yoğun ilgi ile karşılaşıyor ve ulema başka kentlerde de oturmu eylemi düzenliyor. Bu baskılar hükümeti geri adım atmaya zorluyor ve İslam inkılabının büyük lideri yurda dönebileceğini açıklıyor.

Bu gelişmenin üzerine daha önce kurulan İmam Humeyni’yi karşılama komitesi 12 Behmen gününü, büyük imamın yurda ve İran milletinin kucağına geri döneceği gün olarak açıklıyor.

Bu açıklamanın ardından ve 12 Behmen gününden bir gün önce İran milleti ülkenin dört bir yanından başkent Tahran’a akın ediyor ve İmam Humeyni’yi karşılamak üzere geniş tedarik yapıyor. İmam’ın Tahran havaalanından inkılabın binlerce şehidinin defnedildiği Beheşt-i Zehra mezarlığına uzanan cadde baştan başa çiçeklerle donatılıyor.

Fransa’nın başkenti Paris’te ise İmam Humeyni Fransa’ya konukseverliği dolaysıyla teşekkür ediyor ve bazı arkadaşları ile birlikte uçağa binerek İran’a doğru hareket ediyor.

İmam Humeyni’nin İran’a dönüşü sırasında herkes kaygı ve endişe ile bu sürecin sonu ne olacağını merakla beklerken, herkes İmam’ın can güvenliğinden endişe ederken, bu yolculuğu sakin ve huzur içinde tamamlayan tek kişi, İmam’ın kendisiydi. Gerçekte İmam Humeyni  Allah’a iman ve tevekkülün verdiği huzurla yurda dönüş yolculuğuna başlamıştı. İmam aynı ihlas ve huzu içinde yatsı ve sabah namazını da uçakta kıldı ve ardından uçağın Tahran havaalanına iniş yapmasını bekledi.

Ancak Tahran havaalanında büyük bir hareketlilik ve kaygı vardı. Halk kitleleri ve birçok şahsiyet korku ve umut içinde inkılap liderinin gelmesini bekliyordu. İmam’ı karşılamak için muhteşem bir tören hazırlanmıştı.

Sonunda İran tarihinin büyük insanı İmam Humeyni’yi taşıyan uçak 12 Behmen 1357’de sabah 9:30’da sağ salim ve hiç bir hadise yaşanmaksızın Tahran havaalanına indi ve birden bekleyen halkın coşkusu adeta bir volkan misali patladı; sanki milletin ruhu, bedenine geri dönmüştü.

İran milleti Tahran havaalanından Beheşt-i Zehra mezarlığına kadar uzanan kilometrelerce yolun üzerinde sevgili liderlerini karşılamak için bekliyordu. İmam Tahran havaalanında kısa bir konuşma yaparak halk ve yetkililere teşekkür etti ve herkesi vahdete davet etti. İmam, şahın ülkeden atılması zaferin ilk merhalesi olduğunu, bir sonraki merhale ise ecnebileri ihraç etmek ve Pehlevi rejiminin tüm köklerini kurutmak olduğunu vurguladı.

İmam daha sonra havaalanından ayrılarak kendisini saatlerce bekleyen halkın arasına katıldı ve oradan Beheşt-i Zehra’ya kadar uzanan yolda ilerledi. Bu ilerleme coşkulu halkın yoğun ilgisi yüzünden saatlerce sürdü. Bu arada İmam’ı taşıyan aracın askeri uçak veya helikopterle hedef alınma riski de söz konusuydu.

İmam Humeyni’nin Beheşt-i Zehra mezarlığında ve inkılabın şehitlerinin yanı başında ve milyonlarca coşkulu vatandaşa hitaben yaptığı tarihi konuşması ayrı bir havası ve atmosferi vardı. İmam açıkça Pehlevi rejimini ve atadığı hükümeti illegal ilan etti ve milletin desteği ile yeni bir hükümet açıklayacağını belirtti. İmam İran milletinin zenginliklerini yağmalayan başta ABD olmak üzere ecnebi güçleri kınadı ve bu zümrenin İran’ın içişlerine müdahalelerine son vereceğini vurguladı.

İran milletinin İslam inkılabı liderini coşkulu karşılaması dünya medyasında geniş yankı buldu. Bazı Batılı haber ajansları İmam’ı 6 milyon kişi karşıladığını yazdı.

Gerçi 12 Behmen etkinliği İmam Humeyni’nin yaptığı konuşma ile sona erdi, fakat İran’a geri dönüşü ve inkılapçı halkın arasına katılmasının sonuçları ve getirileri muhteşem oldu. Bu arada orduda şah rejimine bağlı kalan seyrek sayıda komutan, halâ Amerika’nın yardımlarına ve kendi imkanlarına umut bağlamıştı. Ancak İran halkı ve hatta inkılap liderleri bile İmam’ın yurda dönüşünden sadece on gün sonra bu büyük İslami hareketin zaferle sonuçlanacağını hayal bile edemiyordu.

İmam Humeyni yurda döndükten üç gün sonra eski mücadeleci şahsiyetlerden biri olan Mehdi Bazergan’ı İslam inkılabının geçici hükümetinin Başbakanı olarak açıkladı ve Bazergan’dan ülke yönetimini ele almasını ve Pehlevi rejimi devrildikten sonra İran’ın yeni siyasi nizamı için referandum yapmasını ve yeni anayasayı hazırlayacak Bilgeler meclisi seçimlerini düzenlemesini istedi. Aynı günde İran’da Pehlevi rejimini korumak ve darbe yaptırmaktan umudunu kesen Amerikalı General Huyser ülkesine geri döndü. Hayser anılarını yazdığı kitabında inkılabın ilerleme hızından duyduğu hayreti şöyle ifade ediyor: Ayetullah Humeyni kanadının hareketleri o kadar akılcı bir şekilde oldu ki ben kim bu planları yaptığını hayretle izliyordum ve halâ bu sorunun cevabını bulmuş değilim.

O günlerde protesto eylemi düzenlemek halkın güncel faaliyetlerinin bir parçası olmuş ve her gün daha fazla sayıda asker halk arasına katılmaya başlamıştı. Öte yandan hava kuvvetlerine bağlı askerlerin İmam Humeyni’yi ziyaret ederek biat etmesi de ordunun artık despot Pehlevi rejiminin kontrolünden çıktığını ortaya koydu. Gerçek Bahtiyar hükümetin ülke yönetiminde hiç bir etkisi yoktu ve birçok kentte kontrol halkın eline geçmişti. Bu şartlar küçük bir fiskenin Pehlevi rejimini yıkmaya ve saltanat rejimine son vermeye yetiyordu.

Fasık Pehlevi rejiminin çökmesi için gerekli fiske askerler tarafından vuruldu ve askerler halk arasına katılarak Pehlevi rejiminin son direniş duvarını yıktı ve böylece İslam inkılabı 22 Behmen 1357’de (11 Şubat 1979) zafere ulaştı. Aslında bu hızlı ve akılcı ve tahmin edilemeyen gelişmeler İmam Humeyni’nin İran’a tarihi dönüşünün bereketiyle oldu. Bu yüzden Amerika’nın casusluk örgütü CIA’nin dönem Başkanı Stansfield Turner şöyle diyor: Biz 78 yaşında bir adamın 14 yıl sürgünün ardından siyasi bir teşekkülü organize edebileceğini ve insanları bir arada toplayabileceğini tahmin edememiştik. O muazzam bir volkan misali milli bir devrimi başlattı.