İran ve Çin'in 25 Yıllık Kapsamlı İşbirliği Belgesi- 2(Son)
Bu bölümde bu belgenin ekonomik ve siyasi açıdan önemini ele almaya çalışacağız.
Geçen bölümde de sözünü ettiğimiz gibi İran ve Çin'in 25 yıllık kapsamlı işbirliği belgesinin en önemli bölümü ekonomik ve yatırımcılık alanlarındaki işbirliklerin geliştirilmesi ile ilgili olmuştur. İran ve Çin'in iki antik ülke olarak ilişkilerinin 2500 yıllık mazisi vardır. Şimdi ise Çin, İran'ın en büyük ekonomik ve ticari ortağı sayılır.
Çin'in İran'ın en büyük ekonomik ve ticari ortağı olması demek İran ekonomisinin Çin ekonomisi ile yapısal bağlara sahip olması demektir. Bu koşullar altında iki ülke 25 yıllık kapsamlı işbirliği belgesini hazırlamışlardır. Çin dışişleri bakanlığı üst düzey uzmanı Pang Sen'e göre bu ülke İran ile enerji ve ticaret gibi farklı alanlarda şeffaf, aleni ve normal ilişkilere sahiptir. Bu işbirlikleri ise ne Çin'in uluslararası taahhütlerine ne de Güvenlik Konseyi kararlarına ters düşecek şekilde değildir. İki ülkenin milli çıkarlarına da zarar vermiyor. Bu yüzden bu işbirlikleri korunmalıdır.
İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin söylediğine göre İran ve Çin işbirliği belgesinin en önemli bölümlerinden biri de İran'ın Çin'in "Bir Kuşak Bir Yol" gibi dev projelerde rol alması için temel projeler ve altyapı geliştirme projelerinin yapılmasındaki katılımının sağlanmasıdır. Bu çerçevede ülkelerin daha ucuz ve daha kolay transit amacı ile uluslararası koridorlara erişiminin rekabete dönüşmesinden dolayı sırf İran için değil ticari mallarını Orta Asya ve Hint Okyanusuna taşımak isteyen tüm ülkeler için çok önemlidir. Çünkü İran bağlantı köprüsü olarak bölgesel piyasaları birbirine bağlayabilir.
Bu yüzden kuşkusuz İran'ın stratejik konumu Çin tarafından da iyice kavranmıştır. Tahran ise siyaset belirleme, ulaşımı kolaylaştırma, serbest ticaret, mali yakınlaşma ve birleşme ve de halklar arasında bağ kurma gibi beş açıdan Çin'in Bir Kuşak Bir Yol projesine katkıda bulunabilir.
İran ve Çin'in 25 yıllık kapsamlı işbirliği belgesinin ikinci ekonomik önemi ise enerji ve petrokimya alanlarında yatırımcılık yapılmasıdır. Enerji alanında İran ve Çin bir anlamda karşılıklı bağlı olma durumundadırlar. Çin ciddi şekilde İran'ın petrol piyasalarına bağlıdır ve Tahran da petrol ve doğalgaz alanında dış yatırımcılığa ihtiyacı vardır.
Amerika başkanı Donald Trump'ın Çin'e karşı başlattığı ticari savaş yüzünden Washington ve ortaklarının Çin'i petrol yaptırımlarına tâbi tutması da muhtemeldir. Bu yüzden Çin hükümeti yıllar öncesinden uzak ufukları çerçevesinde enerji piyasalarını çeşitlendirmeyi düşünmüştür.
Çin'in enerji ortakları da sayılan Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin Fars Bölgesindeki Arap petrol zengini ülkeler olarak Amerika sultası altında oldukları yüzünden Pekin'e karşı ekonomik ve ticari baskıların artması sonucu Amerika siyasetlerini izleyerek Çin'i petrol yaptırımlarına tabi tutması da muhtemeldir. Bu yüzden Pekin uzak görüşü ile Amerika sultasından uzak olan İran İslam Cumhuriyeti ile istikrarlı ve emin bir şekilde işbirliği yapmak istiyor. Bu çerçevede Pekin Amerika ekseninden uzak bir şekilde Çin ve İran'ın istikrarlı işbirliği için zemin hazırlamak istiyor.
İran ve Çin ortak ticaret odası başkanı Mecid Reza Hariri ise Çin ve Amerika arasındaki ekonomik gerilimlerin İran ve Çin arasındaki siyasi ilişkileri etkilemeyeceğini belirtirken ancak Amerika yaptırımlarının İran'ın tüm dünya ile ticari ilişkilerine etki yapacağını söyledi.
İran ve Çin'in 25 yıllık kapsamlı işbirliği belgesinin ekonomik ve mali açıdan üçüncü önemli özelliği ise ekonomik ve ticari ilişkilerde ve alış verişlerde doların sultasından kurtulmak için döviz anlaşmalarıdır. Çin bu çerçevede 86 ülke ile doların ticari alım ve satışlardaki sultasından kurtulmak için ikili anlaşmalar imzalamıştır. Bu doğrultuda Çin hükümeti Petro-Yuan'ı Petro-Dolar'ın alternatifi olarak Şanghay borsasında tanıtmıştır. Bu yüzden İran ve Çin arasında ikili parasal anlaşmalar da iki ülkenin doların sultasından kurtulmasına yol açabilir.
İran ve Çin'in 25 yıllık kapsamlı işbirliği belgesinde mali açıdan önem taşıyan dördüncü husus ise küresel mali alana olan stratejik bakıştır. Çin, küresel finans alanında Asya Altyapı Gelişme Bankasını, İpek Yolu Finans Fonu, BRİCS rezerv fonlarını kurarak, Yuan'ın Uluslararası Para Fonu'ndaki payını arttırarak önemli adımlar atmıştır. Bu yüzden İran ve Çin arasında finans işbirliklerine yönelik stratejik bakış iki tarafın da küresel finans işlemlerindeki rolünü pekiştirebilir.
İran ve Çin'in 25 yıllık kapsamlı işbirliği belgesinin taşıdığı önemli hususlardan beşincisi de İran ve Çin'in teknoloji ve altyapı alanlarına odaklanmalarıdır. Amerika'nın İran İslam Cumhuriyeti'ne yönelik yaptırımlarına rağmen bu belge uzun vadeli olarak Çin'den İran'a teknoloji aktarımını sağlayabilir. Çoğu uzmanlar İran ve Çin'in görece avantaj ilkesine esasen bu alanda çok iyi işler yapabileceklerini düşünüyorlar.
İranlı uzman ve Çin'e ihracat alanında uzmanlaşan Emir Hüseyin Adelcu ise bu hususta İranlı ihracatçıların Batı Asya'ya daha yakın bir kültüre sahip Çin'in Kuzey eyaletlerinden işlerini başlayabileceklerini söylüyor. Bu uzmana göre İran ürünlerinin Çin'de satılması için bir çok zemin ve etken mevcuttur.
Finans ve ekonomi açısından öneminin yanı sıra 25 yıllık İran ve Çin kapsamlı işbirliği belgesi siyasi ve güvenlik açıdan da çok önemli bir anlaşma sayılır. Bu belgenin nihai olarak onaylanması halinde İran İslam Cumhuriyeti dünyanın en büyük ikinci ekonomisi ve geniş çaplı ticari ve güvenlik ve finans şebekelerine sahip bir ülke ile anlaşma sağlamış olacaktır. İran, güvenlik düzenlerde etkili varlık gösterme gibi stratejik bölgesel hedefleri çerçevesinde büyük güçler ile işbirliğine özel önem ayırmıştır.
Kuşkusuz her ülke için küresel çapta stratejik bir ortağa sahip olması kaçınılmazdır. Bu yüzden İran ve Çin'in 25 yıllık kapsamlı işbirliği belgesi çerçevesinde de İran ve Çin, karşılıklı saygı çerçevesinde deniz alanında da korsanlar ile mücadele, terörizm ile mücadele, gemiciliği destekleme, insan kaçakçılığı ve uyuşturucu ticareti ile mücadelede işbirliği yapıp stratejik ortaklık yapabilirler. İran ayrıca Asya Altyapı Yatırım Bankası'nın da kurucu ülkelerinden olup Çin'in Bir Kuşak Bir Yol projesini de desteklemektedir.
İran ve Çin'in uluslararası alandaki stratejik siyasetlerinden biri de çok kutuplu düzeni desteklemek ve Amerika'nın tek taraflı siyasetlerine karşı çıkmaktır. Tahran ve Pekin stratejik koalisyonları ile Batı'nın ekonomik, siyasi ve askeri alanlardaki baskılarını etkisiz hale getirebilecekleri hususunda hemfikirler. İran ve Çin uluslararası düzende gücün dağılımından yana olup hep çok taraflılığa vurgu yapıyorlar. Her iki ülke de stratejik ilişkilerin sağlanması için ortak stratejik çıkarlar, tehditler ve menfaatler çerçevesinde çalışılması zaruretini biliyor. Bu açıdan İran ve Çin, Amerika diye bir tehdit ve sorun ile baş etmeye çalışıyorlar.
Çin, Amerika'nın tek yanlı baskıları ve girişimleri özellikle de son aylarda İran'a yönelik Güvenlik Konseyi yöneticiler konseyi kararlı üzerinden baskıları ile mücadele etmek doğrultusunda ciddi adımlar atmıştır. Bu çerçevede Çin dışişleri bakanı da BMT Genel Sekreterine mektup yazarak Pekin'in İran'a yönelik silah yaptırımlarına karşı olduğunu belirtmiştir. İran Çin'in toprak bütünlüğüne ve üniterliğine vurgu yaparak bu ülkenin içişlerine her türlü dış müdahaleyi kınamıştır.
Çin uluslararası düzende gerçek düzeni kurma ve kendi konumunu finans, üretim, güvenlik ve bilim alanlarında güçlendirmek doğrultusundaki kimi hedeflerini gerçekleştirmek için diğer ülkeler ile özellikle de İran İslam Cumhuriyeti gibi önemli ülkeler ile stratejik işbirlikleri yapmak zorundadır. Bu çerçevede 25 yıllık İran ve Çin kapsamlı işbirliği belgesi de kazan-kazan ilkesi çerçevesinde her iki ülkenin çıkarlarını koruma altına almasının yanı sıra Amerika'nın tek taraflı siyasetlerinin de zayıflamasına neden olacak ve sonuçta küresel çok taraflılığı geliştirecektir.
Her halükarda ise İran ve Çin ilişkileri son kırk yılda hep gelişmiştir. Tahran ve Pekin tüm alanlarda bu ilişkileri karşılıklı saygı çerçevesinde derinleştirmeye ve pekiştirmeye çalışmışlardır. Bu yüzden 25 yıllık kapsamlı işbirliği anlaşmasının sağlanması yönündeki yaklaşımları, iki ülke arasındaki ilişkilerinin ufkunu daha da aydınlatmakta ve bir yandan da bölgesel ve küresel meselelerde etkili güçlerin ilişkilerini de geliştirmek ve pekiştirmektedir. Mevcut dönemde ülkelerin tek başına ekonomik ve siyasi ihtiyaçları ve taleplerini karşılaması da mümkün değildir. Bu açıdan bu işbirlikleri stratejik öneme sahiptir.