Şehit Süleymani mektebinde
(last modified Sat, 02 Jan 2021 12:29:01 GMT )
Ocak 02, 2021 14:29 Europe/Istanbul

İranlı büyük komutan ve İslam serdarı şehit General Hac Kasım Süleymani’nin şehadeti üzerinden bir yıl geçiyor.

3 Ocak 2020 sabah saatlerinde İslam İnkılabı Muhafızlar Ordusu Kudüs Gücü Komutanı ve Batı Asya bölgesinde Müslüman ve gayrı Müslim milletleri ve özellikle Irak halkı güvenliğini ve huzurunu onun tekfirci terörle amansız mücadelesine borçlu bildikleri General Kasım Süleymani Irak devletinin resmi daveti üzerine Bağdat havaalanına geldi.

General Süleymani’ye Irak’ın Ketaib Hizbullah hareketi lideri ve Haşdi Şabi hareketinin üst düzey komutanlarından biri olan ve şehit Süleymani ile omuz omuza tekfirci IŞİD terör örgütüne karşı savaşarak Irak halkını kurtaran Ebu Mehdi Mühendis’ti. Ancak o gün sabah saatlerinde Amerika terör ordusu Başkan Trump’ın doğrudan talimatı üzerine bu iki büyük ve fedakar komutanı taşıyan araca roketli saldırı düzenleyerek her iki serdarı şehit etti.

Bugün, o kara günün üzerinden bir yıl geçiyor; ancak şehit General Kasım Süleymani’nin anıları, mertliği ve sergilediği fedakarlıkları ve yarattığı hamasetler asla hafızalardan silinmiyor ve insanlar onun sakin ve nurani çehresini asla unutmuyor. Bugün şehit aileleri her zaman bu büyük insanın okşayan elini başlarında hissediyor. Şehit General Kasım Süleymani hayattayken her daim kendisini şehit ailelerine karşı sorumlu hissediyor ve onlara şefkatli bir baba gibi davranıyordu.

Şehit General Süleymani hakikaten Kur'an'ı Kerim ayetinde belirtildiği üzere kafirlere karşı acımasız ve müminlere karşı merhametliydi; nitekim düşmanlar onun adını duyunca dehşete kapılırken, şehit aileleri adını duyunca, yürekleri büyük bir huzur ve güven duygusu ile dolup taşıyordu.

Aslında 3 Ocak 2020’de gerçekleştirilen suikast olayı birden o zamana kadar hiç kimsenin ne kadar gönüllerde yer aldığını ve ne kadar sevildiğini, fakat şehadeti ile de bir dünyayı alt üst ettiğini bilmediği bir şahsiyeti gün yüzüne çıkardı.

Gerçekte Şehit General Süleymani’ye suikast yapma kararı, Amerikalı yetkililerin stratejik hatalarından biriydi. Nitekim namertçe gerçekleşen bu suikastla birlikte General Süleymani birden İran dostları ve istikbar karşıtları için ilham kaynağı olan bir mitolojiye dönüştü ve bölgede direniş güçlerine yeni bir canlılık kazandırarak İran milleti arasında da milli dayanışmayı daha da güçlendirdi.

Evet, tüm bunlar şehit ve şehadetin tesirleridir, fakat küresel istikbar güçleri bunu idrak edemezler. Gerçekte hiç bir maddi düşünce izleyenlerinin hiç bir şek beklemeksizin fedakarlık yapmaya davet edemez; zira bu düşüncelerin tek kriteri kişisel maddi çıkarlarıdır. Yine eğer bu düşüncelerde maldan mülkten vazgeçmek bazı gerekçelerle söz konusu olabilirse, candan geçmek bu düşüncelerde hiç bir makul gerekçe ile haklı gösterilemez. Nitekim bugün Müslümanların zalimlerin zulüm ve adaletsizliğine karşı şehadet kültürüne terörizm adı verilerek kamuoyu kandırılmaya çalışıldığı bilinen bir gerçektir.

Ancak fedakarlık ve canını feda etmek bir tek bu dünyanın ötesinde ahiret aleminde ebedi hayata inanan inançlarda gündemdedir. Gerçekte ancak ölümden sonraki hayatta saadeti amaçlayan ve ilahi kata yakınlaşma uğruna canını feda etmekten çekinmeyen insan fedakarlık yapabilir. Dolayısıyla fedakarlığın doruk noktası olan canından vazgeçmek, ancak ahiret alemine ve ebedi hayata inanın bir insanın yapabileceği iştir.

İslam kültüründe şehit, hak ve hakikat ve fazilet yoluna adım atan ve adeta bir mum misali kendisi yanan ve saçtığı nur sayesinde başkaları huzur içinde yaşayan insandır. Şehit bu yüzden kutsaldır; zira insan bilinçli bir şekilde tüm varlığını kutsal bir hedef uğruna feda eder. Şehitler toplumun manevi hayatına canlılık kazandırır ve geleceğe yönelik umutları arttırdığı gibi, hakkın zafer kazanma ülküsüne doğru ilerlemeyi hızlandırır. İşte bu yüzden şehit, ilahi kata yakınlaşmak için sabırsızlanır.

Şehit General Süleymani kızına yazdığı son mektubunda şehadet arzusunu şöyle anlatıyor:

Sevgili Fatıma, şu bir kaç satırı sana yazıyorum, zira beni kutsalca sevdiğini biliyorum. Bunları neden sana yazdığımı bilemiyorum, ama yine de ömrümün şu gurbet günlerinde ve yalnızlığımda içimdeki düğümü birine açmak gerektiğini hissediyorum. Ah!... benim kanlı ölümüm! Azizim! Güzelim! Neredesin? Seninle bulaşmak için sabırsızlanıyorum... senin patlama busen beni kendi içinde mahvederek, yakıp duman ettiği anı ne kadar da çok seviyorum. Ah!... bu manzara ne kadar güzel. Bu anı ne kadar çok seviyorum. Aşk uğruna can vermek çok güzel... ey yüce Rabbim! 30 yıl bu an için çaba harcadım. Bu an için aşkımın rakipleri ile çarpıştım; yaralar aldım, aracılar yolladım. Bu manzara ne güzel. Bu anı ne kadar da çok seviyorum.

Şehit General Süleymani, düşmanları şecaatini, zekasını ve dirayetini ister kutsal savunma yıllarında, ister bölgede şimdilerde devam eden krizlerin sırasında takdir etmeye zorlayacak işleri başardı. Şehit General Süleymani savaş sırasında cephelerde en iyi saldırı planlarını hazırlıyor ve kendisi bu planların uygulanmasında en önde yer alıyordu. Şehit General Süleymani yorgunluk nedir bilmeyen ve üstün zekası ile kutsal savunma yıllarında düşman saflarını içine dalan en güçlü komutandı.

Şehit General Süleymani sekiz yıllık kutsal savunma yıllarında Kirman’ın 41. Sarullah tümeninin elde ettiği zaferlerin başlıca etkeniydi. Şehit General Süleymani harekat sırasında silah arkadaşlarına haydi ilerleyen demek yerine haydi benimle gelin diyordu. Şehit General Süleymani’nin komuta merkezi savaş cephesinin en ön saflarındaydı ve her zaman silah arkadaşlarını korumak üzere kendisini düşman ordusuna karşı siper ediyor ve onların canını daha fazla önemsiyordu. Bu yüzden Şehit General Süleymani harekat planı yaparken, savaş meydanında keşif operasyonlarını ve birlikleri yönetmeyi büyük bir hassasiyetle kendisi üstleniyor ve savaş meydanını istihbarat açısından ve düşman konumundan kesin bilgi aldıktan sonra silah arkadaşlarını savaş meydanına yönlendiriyordu.

Şehit General Süleymani’nin bir başka emsalsiz özelliği, davranışlarında gayet dengeli ve ılımlı olmaktı. Şehit General Süleymani siyasi ve sosyal alanlarda gayet ılımlı ve dengeli davranıyordu; bu yüzden İran’da hiç bir siyasi kanat onu kendi adına mal edemiyordu. Şehit General Süleymani ne zaman siyaset hakkında konuşacak olursa, şefkatli bir yaklaşımla görüş beyan ediyordu. Hiç kimse onun sözlerine karşı çıkamıyordu; zira sözleri güç ve iktidar sevdası ile değil, geleceğin hayırlı olmasına yönelikti.

Şehit General Süleymani her zaman amel meydanının tam ortasında yer alıyor ve halkçı olmakla biliniyordu. Dayatılan sekiz yıllık savaş sona erdiğinden ülkenin doğusunda baş kaldıran eşkıyalarla mücadele için tekrar silaha sarıldı, fakat bu fitneyi de silah kullanmadan ve sırf dirayeti ve mantığı ve sahip olduğu ünü sayesinde mantıklı bir şekilde sona erdirdi ve bölgeyi yeniden huzura kavuşturdu.

Şehit General Süleymani sosyal konularda da güvenli ve huzur veren bir yaklaşım sergiliyor ve başkalarını dışlamaktan ziyade, kazanmaya çalışıyordu. Şehit General Süleymani genç kuşağa karşı da şefkatli bir baba misali davranan bir şahsiyetti.

İhlas, en önemli ahlaki faziletlerinden biri ve hatta en temel ahlaki fazilettir ve Allah yoluna adım atan insan bu özelliğe muhtaçtır. İhlasın önemi, Allah teala esasen iman ve ihlasla yapılan amelleri olumlu karşıladığını bilince daha iyi anlaşılır. Gerçekte Allah teala insanların ihlasla yaptığı amellerini bereketlendirir ve sırf maddi hesaplarla yapılan ameller sonuca ulaşsa bile faydasızdır. Şehit General Süleymani’nin sevilmesinin sırrı da onun ihlası ile ilgilidir.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei birçok kez Şehit General Süleymani’yi ihlas sıfatı ile tanımlamıştır. Ayetullah Hamanei Şehit General Süleymani ailesi ile görüşmesinde şöyle buyurdu:

Bakın insanlar Hac Kasım için neler yapıyor. Bunlar sizin için tekelli kaynağı olmalıdır. Şunu bilin ki insanlar babanızın kıymetini biliyorlar, ki bu da onun ihlasından kaynaklanır. Burada ihlas söz konusudur. Eğer ihlas olmasaydı insanların kalbi bu şekilde ona yönelmezdi. Gönüller Allah’ın elindedir. Eğer gönüller onu fark etmişse bu, o büyük insanda büyük bir ihlas söz konusu olduğunun işaretidir.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei hatta Şehit General Süleymani’nin cenaze namazını kıldırırken namazda bu büyük serdarın ihlasına işaret eden bir dua okudu:

Allah’ım, sen onların ruhunu senin hoşnutluğun için kana bulaştıkları ve şehit düştükleri bir sırada aldın. Onlar şehadet yolunda kendilerini senin yüce zatın uğruna ihlaslı yapan insanlardı.

Şehit General Süleymani temelleri insanı insan yapan, insanı seven, şecaat, iktidar, cihat, gece gündüz çaba, şefkat, sevgi, sade yaşam, tevazu, amel ehli olmak, ılımlı ve dengeli davranmak ve fedakarlık olan bir düşüncenin temelini attı ve ömrü boyunca da pratikte bu kavramlara uyarak hareket etti. Bu emsalsiz sıfatlar Şehit General Süleymani gibi iddiasız insanlara özeldir ve bu yüzden de İran milleti ve dünyanın birçok milletinin kalbine yerleşmesine sebep olmuştur; nitekim İran ve Irak milletleri bu büyük komutanın cenaze törenine büyük bir istekle katılmış ve haklı olarak da “Gönüllerin Serdarı” olarak lakaplandırılmıştır.

Şehit General Süleymani’nin şehadetinin İslam ümmeti arasında oluşturduğu dalga, şehidin akan kanının her damlası yüzler ve binlerce damlaya ve hatta kandan denizlere dönüştüğünü ve toplumu yeniden dirilttiğini ve yücelme ve ilerleme ruhunu geliştirdiğini ortaya koymuştur.012