Hayat Ağacının İran Sanatındaki Sembolik Konumu
5 Mart günü ağaç dikme günüdür. İran takviminde bu günden itibaren bir hafta boyunca doğal kaynaklar haftası sayılır.
İran'da kutlanan doğal kaynaklar haftasında bitkiler, fidanlar ve ağaçlar dikilir ve böylece onlara saygı duruşu gerçekleştirilir. Binlerce yıl içerisinde İran halkı, bu günlerde çim ekmektedir. Böylece resmen Nevruz bayramı kutlamaları başlamaktadır. Sohbetimizin devamında bu kez de hayat ağacının İran sanatındaki konumunu ele alacağız.
İran'da ağaç dikme günü 5 Mart'a tekabül eden 15 Esfend günü ağaç dikme günüdür. İnsanlar bu günlerde parklara ve ormanlara ve şehrin etrafındaki bölgelere akın ederek fidanlar ekerler. İranlılar her sene ağaçlar dikerek yeni yılı karşılamaya başlarlar. Aslında ilkbaharın eşiğinde bu sembolik girişim hayatı yeryüzüne geri kazandırmıştır. Böyle bir günde çoğu İran parkları ve yeşil alanlarında bedava olarak fidanlar halk arasında dağıtılmaktadır.
Çoğu dünya ülkeleri ağaç dikme gününü değerli sayıp böyle bir günde ağaç ve fidan dikmeye teşviklerde bulunurlar. Tabii ağaç dikme tarihi her ülkenin iklimine uygun olarak değişir. Bu bağlamda ağacın ve fidanın gelişmesi ve büyümesi için en uygun zaman dilimi seçilir. İran'da ağaç dikme, milli ilgi ve tarihi gelenekler ile beraber gelir. Tarih de antik İranlıların kimi özel şenliklerinde ve etkiliklerinde ağaç diktikleri ve tarım ve toprağa odaklandıklarını göstermektedir.
Dünyanın farklı dinleri ve kültürlerinde de ağaç ve ağaç dikmenin özel konumu vardır. İslam dini, insanları ağaç dikmeye davet etmiş ve bu hususta teşvik de yapmıştır. Kimi din büyüklerinin de ağaç dikmeyi meslek edindiği belirtilmiştir. İmam Ali as ise Medine şehrinde tarımla uğraştığı dönemde büyük hurma bahçelerine sahip olmuş ve sonunda da onları Allah yolunda vakfetmiştir.
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed saa ise bu hususta şöyle buyurmaktadır:" Birisi ağaç dikerse veya tarımcılık yaparsa, ardından insanlar, kuşlar, hayvanlar bu ağaç ve tarım ürünlerinden yararlanırsa bu onun için sadaka sayılır. "
Din büyüklerinden nakledilen başka bir rivayette şöyle anlatılmaktadır:" Ağaç diktiğiniz sırada kıyamet koparsa bile bundan vazgeçmeyin. "
İşte bu rivayetler ve din büyüklerimizin vurgusu ağaçların önemini ve doğanın korunmasının zaruri olduğunu gösteriyor.
İnsan ve ağacın birlikteliği tarihi yaratılışın başına kadar uzanmaktadır. Bu bağlamda hayat ağacı dünya genelinde en değerli ağaçlardan biri olarak efsanelerde ve kültürlerde yer almaktadır. Ağaçların her sene kışın neredeyse ölüp ilkbaharda canlanması doğanın bir başka güzel yanlarındandır. İnsanlar ise bu durumun devamlı olduğunu görünce ülkücü zihniyeti çerçevesinde sonsuzluk ve monotonluk karşıtlığı olarak hayat ağacı kavramını yaratmışlardır.
Görünüşe göre İran'da hayat ağacının konumu Mezopotamya kültürü etkisi altında ortaya çıkmıştır. Ancak İran'ın Güneyindeki Kerman eyaletinde Ciroft bölgesinde bulunan tarihi eserler, hayat ağacının eskiden beri İran platosu kültürünün bir parçası olduğunu gözler önüne sermiştir. Hayat ağacı, çok dallı ve budaklı bir ağaç olarak sembolik bir şekle sahiptir. Bu da insanların ve yeryüzündeki diğer varlıkların bir birine bağlı olduğunu göstermektedir. Bu kavram tüm varlıkların kökeninin bir olduğunu göstermeye çalışıyor.
Eski mitler ve efsaneler, hayat ağacını normal ağaçlar gibi üçe bölmektedir. Kökü, aşağıdaki dalları ve yukarıdaki dalları. Bu ağacın kökü yer altının simgesi, aşağıdaki dallar yeryüzünün sembolü ve yukarıdaki dallar da cennetin simgesidir. Bunların her üçü de bir birine bağlıdır ve özel bir düzen içerisindedir. Ayrıca hayat ağacının tamamı da tek bir köke sahip ve her şey bir birine bağlıdır.
Antik İran'da hayat ağacı sembolü sık sık kullanılmış ve yer yüzünde varlıkların hayatının devamı simgesi olmuştur. Taht-ı Cemşid tarihi kompleksinden elde edilen bulgular, İranlıların selvi ağacını uzun hayatın sembolü olarak gördüğünü gösteriyor. Tabii antik İranlılar arasında ve mevcut çağda bile ağaç ve su kutsal sayılmaktadırlar. Kimi köylerde bile yaşlı ağaçların kutsal ve kutsanmış sayıldıkları görülmektedir. Bu ağaçlar özel olarak korunmaktadır. Halk arasındaki kimi sıradan düşüncelere göre bu ağaçlara bez parçaları bağlanır ve dilekler yapılır.
Ağacın insan hayatındaki etkisi ve hayatın bekasındaki önemli rolü o kadar belirgin ki farklı sanat dallarında da sanatkarlar tarafından özel ilgi duymuştur. İran sanatında tarihten önceden beri hayat ağacı, uzun ömür, güzellik ve yararlılığın simgesi olarak değer görmüş ve en güzel şekilde çizilmiştir. Aslında İran sanatındaki süslemeler İran kültürünün değerlerini günümüze dek taşımıştır. Hayat ağacı sembolü ise İran sanatlarının çoğunda özellikle de halı dokuma ve kumaşçılıkta sık sık ele alınmıştır.
Hayat ağacının kutsallığı yüzünden, muhafızları da her zaman onun iki yanındadır. Bu muhafızlar gerçek veya efsanevi hayvanlar olabilirler. Resim ve motiflerdeki hayat ağacı koruyucuları arasında griffin, yabani keçisi, aslan ve benzeri hayvanlar yer alır. Bu bağlamda hayat ağacına ulaşmak için onun muhafızları ile savaşmak gerekir.
İran medeniyetinde temel bir fikir olan cennet fikri, iyilik ve kötülük ağacının ve cennetteki hayat ağacının varlığına olan inanç, İran halılarında görülebilecek diğer temalar ve motiflerdir. Bu halılarda servi ağaçları, söğüt ağaçları, çiçekli ağaçlar ve asmalar ile hayali ağaç tasvir edilmiştir. Çaharmahal Bahtiyari bölgesine ait halı çerçeve tasarımları dört simetrik yönde ağaç motiflerinin tekrarı ile yapılmaktadır.
Uzmanlar, ağaç motifleri ve temalarının ana kaynağının İran'ın güneydoğusundaki Kerman'daki "Raver" köyü olduğuna inanıyor. Bu temiz yürekli köylülerin zihninde, gökyüzünün cimriliği ve çöl topraklarının yetersiz kaynakları, her zaman yeşil alanlar ve yaylalar, canlandırıcı bahçeler ve su hayallerini kurdurtmuştur. Böylece bu insanlar kuru topraklarda yaşadıkları yüzünden her zaman hayal ettiklerini eserlerinde yaşamaya çalışmışlardır. Ağaç tasarımları, hem soyut hem de gerçek formlarda İran halılarına yansımıştır. Bazen tek ağaç halinde bazen birkaç ağaç halinde, bazen de insan ve hayvan motifleri ve desenleri ile beraber dokunmuştur.
Bahtiyarilere ait halıların da birçok ağacı tuğla birimlerinde görmek mümkün. Her tuğla, söğüt, selvi, üzüm ve çiçekli ağaçlarla süslenmiştir. Beluç halıları ayrıca üzüm ağaçları ve selvi ve çok dallı ağaçların bulunduğu bahçe halıları ile süslenmiştir.
Uzmanların bulguları ve araştırmaları, Selçuklu dönemindeki kumaş tasarımlarının, Sasani sanatından alınan motifler ve İslami temalarla bağlantısı olduğunu, tasarım ve yapı açısından daha hassas olduğunu göstermektedir..
Selçuklu döneminden elde edilen görüntülerin analizi, genel olarak kumaşlarda ağaç motiflerinin rolünün kavramsal kullanımının yanı sıra diğer rollerle birlikte kumaşların bileşiminde de önemli bir yere sahip olduğunu ve kumaş ürünlerin temel özelliği olarak tanındığını göstermektedir.
Ayrıca İran'da kumaş dokumacılığının en önemli dönemi olan Safevi döneminde, kumaş üzerine bitki motifleri ve ağaçlar gerçek ve soyut bir şekilde yansıtılmıştır.
Bu kumaşları ikiye ayırmak mümkün: İlk olarak küçük motifler ve desenler kullanılan Hace Gıyaseddin dönemine ait eserlerdir. Bu dönem eserleri özel bir harmoniyi kumaşlara katmaktadır. Hace Gıyaseddin Ali Nakşıbendi Yezdi İsfahan'da divan atölyesi müdürü olarak görev yapan ünlü bir dokumacı ve kumaş tasarımcısı idi.
İkinci dönem, "Reza Abbasi" resim ekolü etkisindeki tasarımlardır. Reza Abbasi ise Safevi döneminin en ünlü ressam ve hattatıydı. Bu ekole dayanarak ortada büyük bir motif çeşitliliği oluşturulmuş ve boşlukları doldurmak için alt motifler kullanılmıştır.
Ağacın kumaş mamulleri, halı ve görsel sanatlardaki rolü her zaman Cennet Bahçesini anımsatmış ve ilahi gücün, bilginin, bilgeliğin ve saygı duyulan iyiliğin somutlaşmasının bir sembolü olmuştur. Ayrıca İslami dönemde seccade tasarımlı halıların mihrap kısmının ortasında dallı yapraklı hayat ağaçları tasvir edilmiştir.
Çağdaş dönemden bir örnek olarak bir örnekten bahsetmek istersek, sanat-mücevher endüstrisine değinebiliriz. Hayat ağacının kadın takıları üzerindeki rolü günümüzde çok popülerdir. Bu değerli durum, güzelliğinin yanı sıra, kimilerine göre iyi niyet ve pozitif enerjinin de simgesidir. Bu kesime göre bu durum onlara daha iyi bir ruh hali kazandıracaktır.