General Süleymani’nin şehadet yıl dönümü- 3
(last modified Tue, 28 Dec 2021 08:05:39 GMT )
Aralık 28, 2021 10:05 Europe/Istanbul

İslam İnkılabı Muhafızlar Ordusu Kudüs Gücü’nün eski komutanı General Hac Kasım Süleymani’nin şehadetinin ikinci yıl dönümü dolayısıyla sizler için hazırladığımız sohbetimizin 3. bölümünde birlikteyiz.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei şehit General Süleymani hakkında şöyle diyor:

Ey yüce Rabbim, biz ondan hayır ve iyilikten başka bir şey görmedik.

“Size bir sorum olacak. Size soracağım bu soru, şehit arkadaşlarımın cenaze töreninde yakınlarına sorduğum, falanca kişiyi nasıl bilirdiniz?sorusudur. onlar da iyi biliriz, derdi. Şimdi benim sizden almak istediğim cevap, mümin kulun Allah katında hürmeti hakkınadır ve sizler müminsiniz ve aranızda birçok ihlaslı insan var. Benim için değerli olan sizin itirafınız. Acaba ben sizin gözünüzde iyi biri miyim? Sizden bu soruya cevap vermenizi istiyorum. Ben Subhan Allah’tan talep ediyorum, her şeyi bildiği ve her şeyi gördüğü ve kayda aldırdığı ve kıyamet günü hesap sırasında ilan ettiği gibi sizin şu şahadetiniz kabul etsin. Umarım bir gün benim cenazemin başında da başkaları ile birlikte bu şahadeti tekrarlarsınız.”

Bu sözler şehit General Hac Kasım Süleymani’nin bir konuşmasında sarf ettiği sözlerdir. Bir süre sonra milyonlarca insan önderleri ile tek ses ve tek yürek şehit Süleymani’nin cenaze töreninde yürekleri yanmış halde Allah tealaya şöyle arz ettiler:

Ey yüce Rabbimiz, biz ondan hayır ve iyilikten başka bir şey görmedik.

Milletlerin tarihinde bazen öyle günler gelir ki fedakarlık yapmadan ve birçok insan feda olmadan tehlikeler bertaraf edilemez, büyük ve kutsal hedefler korunamaz. İşte bu noktada bazı mümin ve fedakar insanların meydana ayak basmaları ve kanını sunarak hak dinini koruması gerekir. İslam dininde bu tür insanlara “Şehit” adı verilir.

Bir çokları şehitleri çevrelerini saran karanlığa nur saçarak aydınlatan muma benzetir. Şehidin hizmeti, yanmak, fanileşmek ve nur saçmaktır; böylece başkaları onun yok olma pahasına elde edilen bu nur sayesinde huzur içinde yaşar.

Ancak Kasım Süleymani’nin şehadeti ve saçtığı nur bir mumun çok çok ötesinde ve güneş doğarak yeryüzünün tümünü aydınlattığı sırada saçtığı nur kadar büyüktü.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei bu büyük komutanın şehadeti hakkında şöyle buyurdu:

Biz çok şehit verdik. Komutanlarımızdan da şehit düşenler oldu; vatandaşlardan da şehit verdik. Ancak alemin en habis insanları, yani Amerikalıların eline şehit düşmek ve onlar da bunu yapabilmekten onur duydukları bir şehit olmak var ya, ben Hac Kasım Süleymani’den başka böyle bir şehidi hatırlamıyorum. Onun cihadı, büyük bir cihattı. Allah teala onun şehadetini de büyük şehadet yaptı. Umarız Allah teala derecelerini yüceltir ve onu kapsayan bu muazzam nimet, ki hakikaten bunu hak etmişti, ona helal olsun.

General Kasım Süleymani İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei tarafından Zülfikar nişanı ile ödüllendirildi. Zülfikar nişanı İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei tarafından komutanlık görevinde büyük başarılara imza atan komutanlara verilen İran silahlı kuvvetlerinin en büyük nişanıdır. Bu tür nişanlar ve onur simgeleri silahlı kuvvetlerin öz güven duygusunu ve moralini yükseltmek ve askeri personeli teşvik etmek üzere verilir. Bu nişanlar yapılan fedakarlığa veya sergilenen maharet ve başarıya göre birbirinden farklıdır.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei Zülfikar nişanını General Süleymani’ye verdiği törende yaptığı konuşmada ise Allah yolunda cihat etmek bu tür şeylerle telafi edilemeyecek kadar büyük olduğunu vurguladı. Ayetullah Hamanei şöyle ekledi:

Allah yolunda cihat etmenin karşılığı olan ve yüce Allah uğruna canını ve malını feda edenlere verdiği mükafat cennettir, rızasıdır. Bizim elimizde olanlar, ister sözlü teşekkür ister pratik teşekkür ister nişanlarımız olsun, bunların hepsi maddi dünyanın hesapları ile ölçülebilir, fakat manevi ve ilahi hesaplarla ölçülemez. Hamd olsun Allah teala şu sevgili kardeşimiz sayın Süleymani’ye de başarı inayet buyurmuştur. Süleymani defalarca kendisini düşman saldırılarının hedefi yaptı, Allah yolunda ve Allah için ihlasla cihat etti. Umarız Allah teala ona mükafatını verir ve hayatını saadetle ve sonunu şehadetle onurlandırır, ama şimdi değil, İslam Cumhuriyeti daha uzun yıllar onunla işi var, ama sonu inşallah şehadet olsun. Hayırlı olsun.

Amerika terör devleti 3 Ocak 2020’de büyük bir cinayet işleyerek İslam İnkılabı Muhafızlar Ordusu Kudüs Gücü Komutanı General Hac Kasım Süleymani ve Haşdi Şabi komutanı Ebu Mehdi Mühendisi ve 8 silah arkadaşını Bağdat hava limanı çıkışında şehit etti. Bu cinayetin emrini ABD dönem Başkanı Donald Trump verdi, Pentagon İHA’ları, suikasti gerçekleştirdi. Ancak General Süleymani şehit düşerek ebedi bir kahramana dönüştü. Şehit süleymani'nin şehadeti, tekfirci IŞİD terör örgütünü yok eden mücadelesi gibi Amerikalı zalim devlet adamları ve müttefiklerinin yüzünde büyük bir ayıp lekesi olarak kaldı.

Gönüllerin serdarı olarak anılan General Süleymani’nin şehadeti İran İslam Cumhuriyeti’nde müstekbir Amerika devletine karşı kin ve nefret dalgasını iyice yükseltti. General Süleymani ve Ebu Mehdi Mühendis ve silah arkadaşları için İran’da ve Irak’ta düzenlenen cenaze törenleri büyük ihtişamla gerçekleşti. Irak ve İran’da ve dünyanın dört bir yanında insanlar General Süleymani için yas tuttu ve yolunu sürdürme yemini etti.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei şehit Süleymani’nin şehadet yıl dönümü dolayısıyla beyanatında şöyle buyurdu:

Şehit Süleymani hem hayattayken ve hem şehadeti ile istikbarı bozguna uğrattı, şehadetinden sonra bile düşmanları yendi. İran’da düzenlenen şu cenaze töreni hakikaten unutulmaz acayip bir törendi. Irak’ta da Necef ve Bağdat’ta düzenlenen cenaze törenleri de öyle, acayip milyonluk törenlerdi. Bu törenler ve anmalar istikbarın yumuşak savaş generallerini hayrete düşürdü; istikbarın yumuşak savaşında önde gelenleri ve generalleri, bunlar bu nasıl bir şey diye hayretler içinde kaldılar. Bu kimdi, bu neydi, bu ne büyük hareketti ki onları yenmişti.

General Kasım Süleymani, bedeni param parça olacak şekilde şehit düştü; başı yoktu ve sadece omuzundan bir parça ve yine bacağının bileği ve elinin bir parçası ve ezilen bazı organları geride kaldı.

Kayıpları arama komitesi komutanı General Bakırzade şehit Süleymani’nin bedeninin durumu hakkında İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei’ye şu raporu sundu:

Biz şehitlerin mutahhar naaşını hazırlamak istedik, onlara gusül yapamazdık, teyemmüm yaptık ve hazırladık. Şehitlerin miracında gençler vardı, kefen, pamuk, kumaş, naylon ve her şey vardı, fakat şehitlerin naaşını hazırlamakta çok zorluk çektik, şöyle ki param parça olan bedenlerini toparlamak zordu. Dağılan et parçalarını toplayarak tabutlara yerleştirdik.

General Bakırzade raporunun davamında Kerbela faciasına işaretle şöyle devam etti:

Biz bu şartlarda şehitleri zar zor toparladık. İmam Seccad’ın Kerbela’da İmam Hüseyin’in -s- mutahhar naaşını nasıl defnetti, gerçekten bilemiyorum.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei raporun bu noktasında General Bakırzade’ye şöyle buyurdu:

Siz büyük bir zahmete katlandınız. Bunlar sahanın şehitleriydi. Saha şehidi, savaş meydanında ve çarpışma sırasında ölenlere denir.

Evet, İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei’ye göre Bağdat hava limanı İslam’ın büyük komutanı düşmanların namertçe saldırısına uğraması ile birlikte savaş meydanına dönüşmüştü, ki bu da şehit Süleymani’nin konumunu ve mevkiinin önemini gösteriyor; nitekim şehit düştüğü yer da savaşın en ön cephesi telakki ediliyor. ve işte bu noktada Allah Resulü’nün -s- şu buyruğunu hatırlıyoruz:

En üstün şehitler en ön safta şehit düşen ve şehit oluncaya dek savaşa yüz çevirmeyenlerdir. Onlar cennetin yüksek noktalarına yerleşir ve Allah teala onlardan hoşnuttur, nitekim Allah’ın hoşnut olduğu kulun nimetleri sınırsızdır.