Şubat 01, 2022 09:38 Europe/Istanbul

İmam Humeyni -ks- hş. 12 Behmen 1357 tarihinde yıllar süren sürgünün ardından sabah 9.5 sularında veya tam olarak saat 9’u 27 dakika 30 saniye geçtiğinde 14 yıl üç ay vatandan uzak kaldıktan sonra yurda geri döndü ve böylece çağdaş tarihte eşi benzeri olmayan bir inkılabın temelini attı.

İmam Humeyni -ks- hş. 12 Behmen 1357 tarihinde yıllar süren sürgünün ardından sabah 9.5 sularında veya tam olarak saat 9’u 27 dakika 30 saniye geçtiğinde 14 yıl üç ay vatandan uzak kaldıktan sonra yurda geri döndü ve böylece çağdaş tarihte eşi benzeri olmayan bir inkılabın temelini attı. Bu inkılap tüm bağımsız gözlemcilere ve uzmanlara göre her şeyden ziyade İslami asil değerlerin, maneviyatın ve istiklalin habercisiydi ve İran’da bu inkılabın içinden çıkan İslam Cumhuriyeti nizamının kuruluşu ile birlikte öz Muhammedi -s- İslam’ın ışıkları asr-ı saadetten bu yana her zamankinden daha çok dünyayı aydınlatmaya başladı.

 

Kuşkusuz İslam’ın asil ve öz öğretilerinin yeniden gündeme gelmesinin temel etkenlerinden biri kısaca İmam Humeyni olarak ün yapan Seyyid Ruhullah Musevi Humeyni idi. İmam Humeyni -ks- İslam Peygamberi Hz. Muhammed’in -s- ve masum imamların -s- siyerinden esinlenerek dinden uzaklaşan bir dünyada İslami nizamın temelini attı ve şimdi bu nizamın ömrünün üzerinden 43 yıl geçmesine karşın hâlâ dünyanın tüm mazlumları, mustazafları ve hak talep hür insanlarının sığınağı olmaya devam ediyor.

Rivayetlere göre İslam Peygamberi’nin -s- izleyenlerinin sayısı kırka ulaşınca yüce Allah tarafından hazrete davetini aleni yapmak üzere emir geldi. O gün Safa dağının yakınında bulunan insanlar Allah Resulü’nün -s- taşları ve kayaları aşarak büyük bir azim ve sağlam adımlarla Safa dağına çıktığını ve ardından yüksek sesle “Ya Sabahah” diye haykırdığını gördü. Allah Resulü -s- tehlike durumlarında veya önemli konularda bu şekilde halkı uyarıyordu.

 

 

Kısa sürede bu çağrıyı duyan büyük bir kalabalık toplandı. Allah Resulü -s- büyük bir şefkat ve sınırsız bir rahmetle insanlara baktı ve söze şöyle başladı: Ey insanlar, acaba şimdiye kadar benden bir yalan söz duydunuz mu? Gerçeğe aykırı bir sözüm oldu mu? Kalabalık şöyle karşılık verdi: Hayır, biz senden sadakat ve dürüstlükten başka ne bir şey gördük, ne de duyduk. Resulullah -s- şöyle devam etti: Eğer ben size hunhar bir düşman pusuya yatmış ve size saldırmak istiyor dersem, acaba siz benim sözümü tekzip edip rahat rahat yerinizde oturur musunuz? Acaba size düşman süvarileri bu dağın ardından çıkıp size saldıracak dersem, acaba sözüme inanır mısınız? O zaman bilin ki bu dünyadaki yaşamdan sonra büyük hengameli bir alem sizi bekliyor olacak; bu alemde dertler, acılar, azaplar, işkenceler, bedbahtlıklar ve büyük mahrumiyetler olacak. Dolayısıyla ben sizi gelecekte sizi bekleyen ağır bir azap konusunda uyarıyor ve tehlikesi konusunda ikazda bulunuyorum.

 

İmam Humeyni -ks- de hareketini Allah Resulü’nün -s- dinini ihya etmek amacıyla başladı ve 1964 yılında yaptığı konuşmada herkesi kapitülasyon adlı zillet yasası ve Amerika’ya mutlak imtiyaz verilmesi ve milli egemenliğin ihlal edilmesi konusunda uyarıda bulunarak şöyle buyurdu:

Baylar, ben tehlikeyi ilan ediyorum. Ey İran ordusu, ben tehlikeyi ilan ediyorum. Ey İranlı siyasiler, ben tehlikeyi ilan ediyorum. Ey İran’ın iş adamları ben tehlikeyi ilan ediyorum. Ey İran alimleri, ey İslam mercileri ben tehlikeyi ilan ediyorum. Ey fadıl insanlar, ey talebeler, ey baylar, ey Necef, ey Kum, ey Meşhed, ey Tahran, ey Şiraz, ben tehlikeyi ilan ediyorum.

 

İran İslam inkılabının büyük önderi İmam Humeyni -ks- ihlas ve kulluk ruhuna sahip olan bir insandı ve her zaman söz ve amellerinde Allah’a itaat etmeyi ve O’nun rızasını kazanmayı düşünüyordu.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei İmam Humeyni’nin -ks- bu özelliği hakkında şöyle diyor:

İmam Humeyni -ks- kendisini ilahi olmayan her türlü bağdan kurtarmayı ve Allah’ın hakiki kulu olmayı başaran akil bir arifti. İmam kendisi için selim ve nurani bir kalp yaptı ve Allah’la bütünleşti.

İran İslam inkılabının büyük önderi İmam Humeyni -ks- Allah’a tevekkül etmek, masum imamların -s- siyerini izlemek ve milletin gücüne dayanmakla İslam tarihinin en muhteşem hadiselerinden biri olan İslam inkılabının temelini attı. Bu inkılap, kökleri 2500 yıla dayanan bir rejimi devirmeyi başardı. İmam -ks- ise tüm zaferlerin Allah’tan geldiğine inanıyordu.

Şecaati ve Allah’a tevekkülü herkesçe bilinen bir alim olan İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei, her türlü korkunç hadisede tüm yetkililer çıkmaza girdiklerini düşünerek İmam’ın huzuruna çıktığında, İmam onlara moral ve umut aşıladığını belirtiyor. Ayetullah Hamanei şöyle diyor:

İmam -ks- manevi irtibatları ve Allah’a tevekkül etmekle her daim sağlam bir dağ misali ayakta duruyordu ve hiç bir şey kendisini sarsamıyordu. Ülkenin ve inkılabın çoğu zorlu süreçlerinde tüm yükler her zaman İmam’ın omuzları üzerindeydi. Ancak İmam tüm yetkililere ve halka bu olaylarla yüzleşmede tek bir cümle ile yol gösteriyor ve böylece zafiyetleri ve ızdırapları sonlandırıyordu.

 

İmam Humeyni -ks- seçkin kişiliği ve yüksek makamına rağmen oldukça alçak gönüllü bir insandı. İmam hiç bir zaman kendisini başkalarından üstün görmez, bilakis halkın hizmetçisi olarak görürdü ve asla kendisine unvan ve makam peşinde değildi ve bu yüzden birçok kez kendisinin övülmemesini tembih ediyordu.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei İmam Humeyni’nin -ks- azameti ve gücüne işaretle halka karşı tevazulu duruşunu şöyle beyan ediyor:

İmam -ks- dünyanın tüm siyasetlerini kendi gücüyle değiştirmeyi ve alt üst etmeyi başardı. Ancak büyük dağlar karşısında ufak görünen, kelamı adeta bir bomba misali dünyada patlayarak etki yapan o güçlü iradeli insan ne zaman halktan söz edilecek olursa kendisini çok daha küçük görüyor ve halkın duyguları, iman ve azameti, cesaret ve fedakarlığı karşısında eğiliyor ve büyük bir tevazu örneği göstererek halk bizden daha iyidir, diyordu.

Kur'an'ı Kerim Enfal suresinin 24. ayetinde İslam dinini ihya etmeye işaret ederek, bu dine iman eden ve sürekli kalbini iman nuru ile aydın tutan insanlara şöyle buyurmakta:

Ey inananlar! Hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Resulüne uyun. Ve bilin ki, Allah kişi ile onun kalbi arasına girer ve siz mutlaka onun huzurunda toplanacaksınız.

Gerçekten de ancak kendisi diri olan bir din hayat verebilir ve İslam dini her daim diri ve hayatta olduğundan insanlara hayat kazandırarak gönüllerinin solmasını engelleyebilir.

 

İmam Humeyni’ye -ks- göre öz Muhammedi -s- İslam, esas kaynağı Kur'an'ı Kerim, temel ilke ve ekseni Ehl-i Beyt -s- velayeti ve İmam Zaman’ın -s- gaybeti döneminde din adamları siyasi merci olan bir İslam’dır. Bir başka ifade ile öz İslam, Kur'an'ı Kerim, Ehl-i Beyt -s- velayeti ve ulemanın siyasi merciliğine dayanır ve doğru akıl ve mantık ve Kur'an'ı Kerim’e dayanan karara göre şekillenmiştir.

İmam Humeyni’ye -ks- göre öz Muhammedi -s- İslam kafirlerin Müslümanlara musallat olmasına mahal bırakmaz ve Müslümanlar ilahi emirlere  ve men edilenlere uyarak ve Kur'an'ı Kerim’in nurani ayetlerini izleyerek her zaman zirvede olurlar.

İmam Humeyni’ye -ks- göre adalet taleplik ve zulüm karşıtlığı öz Muhammedi -s- İslam’ın en bariz özellikleriydi. Bu İslam zulüm ve sömürü ile mücadele ediyor ve sosyal adaletin sağlanması için çaba harcıyordu.

Allah teala adaletin sağlanmasını enbiyayı göndermesi ve dinin nihai amacı şekilde ifade ediyor ve Hadid suresinin 25. ayetinin başında şöyle buyuruyor:

Andolsun biz peygamberlerimizi açık delillerle gönderdik ve insanların adaleti yerine getirmeleri için beraberlerinde kitabı ve mizanı indirdik.

İmam Humeyni -ks- de İran İslam Cumhuriyeti nizamında adalet konusunda şöyle buyuruyor: İslam cumhuriyetinde İslami adalet cari olur, ilahi adalet tüm milleti kapsar, tağut döneminde olan şeyler İslam cumhuriyetinde olmaz.

Birçok uzmanın haklı olarak belirttiğine göre İmam Humeyni -ks- masum imamlardan -s- sonra dini düşünceyi ihya eden en büyük insan sayılıyor. İmam’ın İslam inkılabı ile nihai amacı da öz Muhammedi -s- İslam’ı ihya etmekti. İmam dini bireysel ibadi amellerle sınırlı görmüyor ve dinin çok geniş kapsamlı olduğunu ve tüm sosyal alanlarda var olduğunu belirtiyordu.

 

İmam Humeyni -ks- sadece İran’da İslam inkılabı zafere kavuşturmadı, aynı zamanda tüm Müslüman toplumlarda vahdet ve kardeşlik ruhunu da geliştirdi. İmam Humeyni’nin -ks- gerçekleştirdiği İslam inkılabı nurun patlamasıydı ve bu nurun demetleri tüm İslam ülkelerini ve İslami olmayan ülkeleri etkiledi ve dünya genelinde tüm Müslümanlara ve mustazaflara izzet ve onur armağan etti. İmam bu başarıyı düşmanlar dini milletlerin afyonu olarak tanıtma kampanyası yürüttüğü bir sırada elde etti, nitekim İslam inkılabının temelini atarak tüm dünyaya İslam dini toplumu yönetme gücüne sahip olduğunu ve insanların dünya ahiret saadetini güvence altına aldığını gösterdi.

 

 

 

Etiketler