Turizm ve maneviyatın bütünleşmesi
Geçen hafta Tahran ikinci uluslararası turizm ve maneviyat konferansına ev sahipliği yaptı.
Konferansa İran’dan ve yurtdışından bir çok seçkin araştırmacı ve bilgin katıldı. Tahran’dan önce de bu konu üzerine Kum, Tebriz ve Meşhed kentlerinde oturumlar düzenlenmişti.
Yaşamın manasını keşfetmek ve kemale ermek, insanoğlunun yaratılışının temel gayelerinden biridir. insan ne zaman bir boşluk hissedecek olursa, esas sorun, maneviyatın yokluğudur. Günümüz insanı yaşamına anlam kazandırmak arayışında maddiyatın ötesinde bir şeyin peşindedir, zira en gelişmiş ve en modern teknolojilerden yararlanmasına karşın, yine güncel yaşamında monotonluk ve yaşamdan hoşnutsuzluk duygusu onu içinde bulunduğu krizden çıkış yolu bulmaya yöneltir.
Araştırmalar seyahat ve yolculuk etmek, insanın manevi zekasının gelişmesinde en temel ve en etkili bileşenlerinden birini takviye eder ve sonuçta manevi zekası gelişir, ki bu da onun yaşamında maneviyatı idrak etmesine yardımcı olur.
Öte yandan ilim ve ahlak büyüklerinin yaşamı ve tarihte şöyle bir gezindiğimizde, beşeri toplumların bir çok seçkin şahsiyeti ahlaki faziletlere kavuşmak ve beşeri yüce maarife ulaşmak ve hakikat kaynaklarını keşfetmek amacıyla bir çok kez seyahat ettiğine şahit olmaktayız. Bu seyahatler bu insanları birer pişkin insan yapmış ve canını ve ruhunu her türlü katıktan arındırmış ve doğada gezinmek onları saf ve katıksız yapmıştır.
Bu yüzden semavi kitaplarda, ahlak kitaplarında ve şairlerin şiir divanlarında seyahat etmenin insanın ruhunu ve ahlakını yüceltme üzerinde olumlu tesirlerinden bol bol söz edilmiştir.

Seyahat etmek, seyyahın doğayı ve geçmişlerden miras kalan tarihi eserleri görmekle dünya görüşünü değiştirir. Bu değişim değerlere bağlılık ve doğayı yaratan Allah’a kulluk etme duyguları ile beraberdir, ki bu da maneviyatla beraber olan turizmin manasıdır.
Bu tarzda bir turizm ve seyahat geçmişlerin mirasını, geçmiş milletleri ve kültürleri tanımak yoluyla turistlerin arasında bir nevi derin dostluk bağı oluşturur. Öte yandan insanlar milletleri ve kültürleri tanıdıkça şiddetten beraat etme ve barıştaleplik duygusuna zemin oluşur.
2. Uluslararası turizm ve maneviyat konferansını düzenleyen yetkililer, bu yılki konferansa felsefe ve din, psikoloji ve ahlak, kültür ve toplum ve işletme ve ekonomi olmak üzere dört eksende toplam 115 makale ulaştığını, gelen makalelerden 68’i jüri heyetinde onaylandığını ve sonunda 41 makale nihai aşamada kabul edildiğini açıkladı. Söz konusu makaleler konferans boyunca sözlü, kitap ve poster şeklinde sunuldu.
Dünya turizm örgütü Asya ve Okyanusya bölgesi Başkanı ve icra sekreteri Shu Jin, ikinci uluslararası turizm ve maneviyat konferansına bir mesaj gönderdi. Mesajın bir bölümünde şu ifadelere yer verildi:
Günümüzde uluslararası turizm dünya ticaretinin %7 kadarını oluşturuyor ve dünya genelinde mesleklerin on birde birini kapsıyor ve tüm sorunlara rağmen uluslararası turizm her geçen gün biraz daha gelişiyor. İran İslam Cumhuriyeti gani kültürü ve doğası olan ve dünyanın en eski medeniyetlerinden biridir ve bu ülkenin potansiyelleri onu dünyada eşsiz turizm merkezlerinden biri yapmıştır.
Uluslararası turizm ve maneviyat konferansı Başkanı Dr. Muhammed Hüseyin İmani Huşhu, şu açıklamada bulundu: Bu konferansta ve uluslararası bir proje çerçevesinde maneviyatla turizm arasında güçlü bir ilişki kurmak istiyoruz, ki bu önemli çalışmanın bir çok dalı vardır ve bu dallardan biri seyahat konusunda turizmin manevi idrakidir. Manevi turizmden maksat, dini turizm değildir. Biz her türlü turizmin mana bakımından değerli sonuçları olduğu tezi peşindeyiz. Bizce tüm fenomenlerin bir dış yüzü ve bir manası vardır ve turizm herkesin bildiği bir yüzdür. Ancak bu mana ve iç yüzü daha az önemsenmiştir. Turizm alanında ilmi ve dini kavramların üzerinde durmak sureti ile manevi turizmin mana ve kavramının ne olduğunu söyleyebiliriz ve turistin ruhunu huzura kavuşturmak istediği meselesini gözardı etmemek gerekir. Turizm ve maneviyatın birleşmesi sürdürülebilir turizme doğru bir kestirmedir.

2. Uluslararası turizm ve maneviyat konferansının konuşmacılarından Bilim akademileri üyesi ve araştırmacılarından Golam Rıza Avani konuşmasında Kur'an'ı Kerim’in seyahat ve yolculuk etmekle ilgili ayetlerine değinerek şöyle konuştu: manevi turizmde her iki mesele birlikte yaşanıyor. Günümüzde Batı’da maneviyata yönelen bir eğilim vardır, fakat bunu dinden soyutlandırmaya çalışmaktadır, ki bu da bizim gözümüzde turizm manası ile çelişir ve alıntı boyutu daha ağır basar.
Din ve felsefe düşünürü Avani konuşmasının devamında turizm ve maneviyatın faydalarına işaretle sözlerini şöyle sürdürdü: Dünyayı ve Hakkın celal ve cemalini görmek, ibret almanın yanında basiret ve bilinç sahibi olmak ve ikinci doğuş olarak adlandırdığımız manevi hayata dönüş, turizm ve maneviyatın faydalarıdır.
Avani, manevi turizmin cismi ve nefsi değil, asıl ruhani bir seyahat olduğunu ve insanın kendi ilahi aslına dönüşü olduğunu ve sonucu da nefsin marifeti ve insanın kendini tanıması ve gaflet ve unutkanlıktan el çekmesinden ibaret olduğunu vurguladı.
Avani’ye göre manevi turizm toplumda ilahi değerlerin ihya edilmesine vesile oluyor.
Bilim Akademileri Başkanı Rıza Daveri Erdekani de seyahat meselesine felsefi açıdan yaklaşarak şöyle konuştu: seyahat bir eğlence değildir. Hayvanlar seyahat etmez, onların yer değiştirmeleri ihtiyaçlarına bağlıdır. Oysa insanın seyahati kendi isteğine bağlıdır, çünkü insan ta baştan yolcudur ve hepimiz burada garibiz. Seyahat geçmişte manevi ve mukaddes boyutu vardı ve ibadet ve ziyaret amacıyla yapılırdı. Geçmişte yazılan bir çok kitap, hatta Hafız ve Sadi’nin şiirleri seyahatlerin sonucudur. Bence hatta Amerika kıtasının keşfedilmesi maceracı bir yolculuğun sonucudur. Turizm ise bilinen seyahattir ve zamanla ve teknolojilerin gelişmesi ile beraber çeşitlilik kazanmıştır. Ancak eğer dünyada istihdam alanlarının onbirde biri söz konusu oluyorsa, o zaman bunu nasıl en iyi şekle sokabileceğimizin üzerinde düşünmemiz gerekir.
Konferansa video konferans sistemi ile katılan Hong Kong Teknik üniversitesinden prof. Brain King konuşmasında ilkin 2. Uluslararası turizm ve maneviyat konferansına katılmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdikten sonra Avrupa ve Asya kıtalarında turistlerin manevi ve dini gereksinimlerinin örtüşmesi hakkında bazı konuları gündeme getirdi. Prof. King konuşmasının bir bölümünde ziyaret amaçlı seyahatlerin turizmle ilgisi ve turizm merkezlerinin canlılığının kaynak piyasaların ve dini ve manevi zeminlerin üzerindeki tesirlerinden söz etti. Prof. King konuşmasının sonunda ise Asya ve Okyanusya bölgesinde Müslüman ülkelerin arasında uluslararası turizmin gelişmesine işaret etti ve turistleri ağırlayan ülkelerin Müslüman turistlere manevi ve dini ihtiyaçlarına uygun hizmetlerini arttırmaları gerektiğinin altını çizdi.

Konferansa Yunanistan’dan katılan Andreas Papateodoro ise konuşmasında şu değerlendirmede bulundu:
Çağdaş toplumlar çağdaş yaşamın ızdırapları ve sıkıntılarının üstesinden gelmek için bir çözüm yolu olarak maneviyat arayışına girmiştir ve dini turizm ve ziyaret amaçlı seyahatler bu arada önemli rol ifa etmektedir. Ancak bir çok dini ve mukaddes bölge ulaşılması güç olan bölgelerde yer almaktadır ve bu yüzden başta yabancı turistler olmak üzere bir çok ziyaretçi bu bölgelere gitmekten vaz geçtiği anlaşılmaktadır. Gerçi hava taşımacılığı bir ölçüde bu tür sorunların azalmasına ve kültürel ilişkilerin ve teamüllerin gelişmesine katkı sağlamıştır. Dünya genelinde ulaştırma piyasalarını serbest hale getirmek, havayolları firmalarının seferlerinin seçiminde daha özgür hareket edebildikleri anlamına gelir. Bu mesele, hizmetlerini arttırmaları bakımından iyi bir fırsattır.
Papateodoro daha sonra İran’da uluslararası İmam Humeyni –ks– havaalanı gibi havaalanlarının kapasitelerine işaretle havaalanları ve havayolları firmalarının istihdam alanında ve gayri safi milli hasılanın artmasında önemli rol ifa ettiklerini kaydetti.
Malezya’nın Science üniversitesinden Dr. Bedreddin Muhammed de Asya’da Laos, Endonezya’nın Bali adası, Hindistan ve hatta Japonya’da dini turizm örneklerini irdeleyerek şöyle konuştu: UNWTO her yıl turizm alanında bir çok etkinlik düzenliyor ve hatta Hac konusunda da bir çok faaliyette bulunuyor. her yıl çok sayıda Müslüman Kabe’yi ziyaret etmek için Arabistan’ı ziyaret ediyor, fakat Kabe’nin etrafından inşa edilen bir çok AVM şimdi büyük bir soruna dönüştüğü anlaşılıyor. Bir çokları ziyaretle meşgul olmak yerine bu merkezlerde dolaşıyor.
İran bilimcilerinden araştırmacı uzman İrec Efşar Sistani de medyanın turizm alanında ifa ettiği rolüne işaretle şu ifadelere yer verdi:
Medyada değişim süreci o kadar hızlıdır ki eğer yerli medya buna ayak uyduramazsa, turizmde duraksama kaçınılmazdır. Hiç bir şey iletişim ve kitle iletişim araçları kadar turizmin gelişmesinde daha etkili ve daha esnek olamaz ve turizm iletişim devriminden en çok yararlanan sektör olmuştur.
2. Uluslararası turizm ve maneviyat konferansında turizm ve maneviyatın ilk İngilizce dergisi görücüye çıktı ve ardından ikinci uluslararası turizm ve maneviyat ödülü da İranlı din ve felsefe düşünür Golam Rıza Avani’ye verildi.
Konferansa katılan uzmanlar ve araştırmacılara göre bu konferansın dünyanın kalkınması üzerindeki etkisi çok büyüktür, zira BM genel kurulu 70. Zirvesinde 2017 yılını “kalkınma yolunda sürdürülebilir turizm” olarak adlandırdı, ki bu da kamuoyunu İran’da turizm ve sürdürülebilir kalkınmaya yönlendirmek için eşsiz bir fırsat sayılır.