Aralık 17, 2019 14:17 Europe/Istanbul

Amerika başkanı Donald Trump 6 Aralık 2017'de yasa dışı bir karar alarak Kudüs'ü Siyonist Rejimin başkenti olarak tanıdı ve Amerikan büyükelçiliğini Telaviv'den Kudüs'e taşıttı. Bu karar Mayıs 2018'de uygulandı.

Trump hükümetinin Filistin karşıtı yasa dışı siyasetleri ve kararları, 6 Aralık 2017 Kudüs'ü Siyonist Rejim başkenti olarak tanıması ile devam etti. 

İlk adımda Trump hükümeti Filistinlileri mali açıdan baskı altına almaya karar verdi. Bu doğrultuda Amerika hükümeti Ağustos 2018'de Filistin'e yönelik 200 milyon dolarlık yardımlarını kesti. Bu yardımlar Batı Şeria ve Gazze'de yoksulluğu azaltmak ve bayındırlık faaliyetlerinde kullanılmak üzere Filistin'e ayrılmıştı. Ancak Amerika bu yardımların Hamas'ın Gazze'ye hakimiyetinin sağlamlaştırılması yönünde kullanıldığını iddia ediyordu. Buna paralel olarak Amerika Ağustos 2018'in sonlarında BM Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşu-UNRWA'ya yaptığı 360 milyon dolarlık yardımları da tamamen durdurdu. Amerika Eylül 2018'de de Kudüs'teki 6 hastaneye olan 25 milyon dolarlık yardımlarını kesti. Amerika hükümeti bir sonraki Filistin karşıtı adımında Eylül 2018'de Filistin Kurtuluş Teşkilatının Amerika'daki temsilcisi Hüsam Zamlet ve ailesinin ikamet iznini iptal edip banka hesaplarını da kapattı. 

Buna ilaveten Amerika'nın Filistin aleyhinde Yüzyılın Anlaşması çerçevesinde hayata geçireceği yasa dışı kararları ve projelerinin bir bölümü de mevcut yılda medyada yayımlandı. Ancak görünen o ki işgal altındaki topraklarda Siyonistlerin kabineyi kuramaması bu kararların bildirilmesini engellemiştir. Yüzyılın Anlaşması çerçevesindeki bu kararlardan biri de Batı Şeria'da tartışma konusu olan yerleşim yerlerinin Siyonist Rejim'e bırakılması ve ayrıca Filistinlilerin tamamen silahsızlandırılmasıdır. Amerika hükümeti Filistinli grupların tamamen silahsızlanmaları gerektiğini düşünüp Filistin güvenlik güçleri ve polisinin sadece hafif silahlara sahip olmasını istiyor. Filistin'in her türlü savunma ve askeri mekanizmalar ve teçhizatlardan yoksun bırakılması Siyonist Rejimin bu anlaşmadaki asıl hedeflerinden biridir. 

Bu kararların ve stratejilerin medya tarafından ifşa olunmasının ardından Filistin dışişleri bakanlığı bir bildiri yayımlayarak şöyle bir açıklamada bulundu: "Amerika başkanının Yüzyılın Anlaşması isimli projesi, işgal altındaki topraklarda Apartheid'ın yasallaştırılması ve pekiştirilmesi için bir çabadır. "

Amerika'nın 2019 yılında Filistin'e karşı Siyonistleri destekleme doğrultusunda bulunduğu girişimlerden biri de yerleşim yerleri inşasını resmen tanımasıdır. Amerika dışişleri bakanı Mike Pompeo, 18 Kasım 2019'da bu hükümetin en yeni yasa dışı kararını açıklayarak Siyonist Rejimin işgal altındaki Filistin topraklarında yerleşim yeri inşa etme girişimlerinin yasa dışı olmadığını tamamen meşru sayıldığını söyledi. Halbuki Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi 2016'ya ait 2334 sayılı kararında açıkça Siyonistlerin yerleşim yerleri inşa etme girişimlerinin yasa dışı olduğunu ve durdurulması gerektiğini söylemiştir.

Siyonist Rejim Amerika hükümetinin yasa dışı desteklerinden yararlanarak Filistinlilere karşı cinayetlerini daha yoğun ve daha şiddetli bir şekilde devam ettirmektedir. Bu doğrultuda bu rejim Kasım 2018'de dört günlük savaş ve Mayıs 2019'da da iki günlük savaşı Filistinlilere dayattı. Mayıs 2019 iki günlük savaşta 25 Filistinli şehit düşüp 154 kişi de yaralandı.  Buna paralel olarak Siyonist Rejim bu defa Filistinli komutanlara suikast yapmaya girişti. Siyonist Rejim 12 Kasım sabah erken saatlerinde Gazze Şeridi'ne karşı planlı bir saldırıda bulunarak Filistin İslami Cihat komutanlarından birini şehit düşürdü. Siyonist Rejim elebaşısı Binyamin Netanyahu bu organize cinayetin ardından bu olaydan 10 gün önce tüm Siyonist Rejim kabine üyelerinin Filistin İslami Cihat Hareketi komutanlarından Ebulata'nın öldürülmesine onay verdiklerini bildirdi. Gerçekte Siyonist Rejim Filistin direniş güçleri karşısında aldıkları yenilgileri telafi etmek için Filistinli makamlar ve komutanlara yönelik suikastler düzenledi. Siyonist Rejim gazetelerinden Haaretz Gazetesi Ağustos 2018'deki raporunda İsrail'in Gazze'ye yönelik geniş çaplı askeri operasyonlar yerine bu kez Filistinli hareketlerin sorumluları ve yetkililerine suikast düzenlemeye yöneleceğini yazdı. Bu raporda İsrail Kamu Güvenlik Örgütü ve Ordusunun Direniş Ekseni sorumlularına suikast düzenlemeyi Gazze Şeridi'ne yönelik geniş çaplı saldırılara tercih ettiklerini söylemelerinin ardından bu siyasetin uygulanması için zemin hazırlandığı ifadesi yer almaktadır. 

Siyonist Rejim savaş ve suikastlerin yanı sıra, Filistinlilerin evlerini yıkmak, yeni  yerleşim alanlarını inşa etmek, Mescid-i Aksa'ya saldırmak, Gazze Şeridi'ni kuşatmak ve Filistinlilere özellikle de çocuklar ve esirlere kötü davranmak gibi siyasetlerini de sürdürmektedir. Bu doğrultuda Filistinli Esirler kulübü 20 Kasım dünya çocuklar günü dolayısı ile Siyonist Rejim İsrail askerlerinin 2019 başından ekim ayının sonuna dek 745 Filistinli çocuğu tutukladığını bildirdi. Burada önemli olan konu ise Trump hükümetinin Siyonist Rejimi açık gizli desteklemelerinin buna paralel olarak da Siyonist Rejimin Filistinliler aleyhindeki cinayetlerinin şiddetlenmesinin Filistinlilerin sarsılmasına yol açamadığı tam tersi direniş stratejisinin daha da güçlenmesine neden olmasıdır.  Filistinli direniş grupları Mayıs 2019 İki Günlük Savaş'ta Gazze Şeridi'nden yaklaşık 700 füze işgal bölgelerine doğru fırlattılar. Bu füzeli saldırılarda 4 İsrailli hayatını kaybedip 140 kişi yaralandı. Direniş Gruplarının bu kararlı saldırılarının sonucunda Gazze Şeridi yakınındaki işgal toprakları halkı tam bir korku ve paniğe kapıldı. Öyle ki bu bölgelerdeki Siyonistlerin en az yüzde 35'i evlerini terk etmek zorunda kaldılar. Filistin Direniş Gruplarının bu sert ve ezici cevabının ardından Siyonist Rejim Mısır aracılığı ile ateşkesi kabul etmek zorunda kaldı. Filistin İslami Hareket komutanlarından Baha Ebulata'nın Kasım 2019'da Siyonistler tarafından şehit düşürülmesinin ardından da Filistinli gruplar işgal topraklarına 200'ü aşkın füze fırlattılar. Bu saldırılarda onlarca Siyonist yaralandı ve tüm Siyonistler korkuya kapıldı. Öyle ki 2014 yılından bu yana ilk kez tüm okullar ve kamu alanları ve mekanları kapatıldı.

Mart 2018'den itibaren Amerika hükümetinin Filistin aleyhindeki kararlarına karşı başlatılan Geri Dönüş gösterileri de 2019'da devam etti. Buna paralel olarak da Siyonist askerleri her cuma bu gösterilere katılanlara saldırmış ve şimdiye kadar 330 Filistinli'yi şehit düşürmüş ve 18 binini de yaralamıştır. Gerçekte Geri Dönüş gösterileri Filisin halkının İsrail karşısında Direniş meselesine vurgu yaptığını ve direnişi Siyonistlerin cinayetleri karşısında en etkili strateji olarak gördüğünü gösteriyor. Burada değinilmesi gereken son nokta şu ki, Amerika'nın Siyonist Rejime verdiği desteklerin alenileşmesi ve daha da şiddetlenmesine rağmen bu rejim sarsılmış bir vaziyette sıkışıp kalmıştır. Nitekim Siyonistler son 6 ayda iki parlamento seçimi düzenlemesine rağmen hala kabineyi oluşturamamışlardır. Netanyahu'nun Amerika'dan aldığı desteklere rağmen İsrail'in son on yıldaki başbakanı kabineyi oluşturamamasından dolayı siyasi hayatının sonlanması ve dörtlü yolsuzluk dosyalarından dolayı hapse düşme tehlikesi ile yüz yüze kalmıştır. 

Etiketler