Ağustos 26, 2018 13:56 Europe/Istanbul

Yenişafak: ABD PKK’ya 3 kolordu kuracak

Cumhuriyet:

Yeni sisteme geçildiğinden beri Meclis’e sunulan tek bir soru önergesine bile yanıt verilmedi

Yeniasya:

Unutulan gazeteciler adalet bekliyor

Şimdi ise hafta içi köşe yazıları:

...***

Ahmet Ünlü 26 Ağustos tarihli Yenişafak gazetesinde, "Yeni sistemde göreve gelme iyi de görevden alınanların durumu çok kötü"başlıklı yazısını okuyucularla paylaşıyor.

" Yeni sistemle birlikte üst düzey atama ve görevden almalarda köklü değişiklikler yapılmıştır. Önceki dönemde görevden alınan genel müdür ve üzeri unvanlarda bulunan üst düzey kamu personeli istisnai durumlar haricinde Başbakan Müşaviri, Başbakanlık Müşaviri veya Bakanlık Müşaviri kadrolarına atanmaktaydı. 375 sayılı KHK ile getirilen düzenleme sonrasında ise belirli süre görev yapan üst düzey personel Bakanlık Müşaviri, Başbakanlık Müşaviri veya kariyer mesleklere atanmakta ve maaşları belirli süre korunmaktaydı. Yeni sistemle birlikte görevden alınan personelin atanacağı kadrolarda köklü değişiklikler yapılmıştır."diyen yazar, yazısının dnevamında şu ifadelere yer veriyor:

...***

Görevleri sona erenler ve görevden alınanlar ne olacak?

375 sayılı KHK’nin ek 35’inci maddesinde görevden alınan üst kademe kamu yöneticileri hakkında nasıl bir işlem yapılacağı açıkça belirtilmiştir. Ayrıca, Üst Kademe Kamu Yöneticileri İle Kamu Kurum Ve Kuruluşlarında Atama Usûllerine Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nde de geniş bilgilere yer verilmiştir.

Buna göre, kamu görevlisi olmayanlar arasından üst kademe kamu yöneticisi kadro, pozisyon ve görevlerine atananlardan görevleri sona eren veya görevden alınanlara tazminat ödenip ödenmemesi ve tazminat miktarı ile buna ilişkin diğer hususlar Cumhurbaşkanı’nca belirlenecektir. Yurtdışı kadrolarda bulunmakta iken görev süresi sona eren veya görevden alınanlar için ödenecek tazminat miktarı ise yurtiçindeki emsali personelin fiili çalışmaya bağlı ödemeler hariç, ödeme unsurları üzerinden hesaplanacaktır.

Kamu görevlileri arasından, üst kademe kamu yöneticisi kadro, pozisyon ve görevlerine atananlardan görev süresi sona erenler veya görevden alınanlar Cumhurbaşkanı’nca;

a) Daha önce bulundukları veya öğrenim durumları itibarıyla ihraz etmiş oldukları unvanlara ilişkin kadro veya pozisyonlara,

b) 657 sayılı Kanun’un 36’ncı maddesinin “Ortak Hükümler” bölümünün (A) fıkrasının (11) numaralı bendinde sayılan denetim elemanı ya da uzman kadrolarına veya bunlara denk pozisyonlara,

c) Araştırmacı veya uygun görülecek diğer kadro ve pozisyonlara, atanırlar.

Madde metnine göre görevden alınanlar (a), (b) ve (c) seçeneklerinden herhangi birine atanabilirler. Çünkü, mülga olan 375 sayılı KHK’nin ek 18’inci maddesinde görevden alınanlarla ilgili oldukça kesin ifadelere yer verilmiş ve kimlerin hangi görevlere atanacağı açıkça belirlenmişti. Yeni düzenlemeye göre görevden alınan bir genel müdür kariyer uzmanlılara, denetim elamanı kadrosuna ya da araştırmacı kadrosuna atanabilir. Özetle madde metninde idareye geniş bir yetki verilmiştir.

Ayrıca, önceki sistemde müşterek kararname ile başka bir göreve atanmak üzere görevden alınanlar ilgili bakan tarafından veya atamaya yetkili amirler tarafından uygun görülen kadrolara atanmaktaydı. Yeni sistemde görevden alınan Üst Kademe Kamu Yöneticileri Cumhurbaşkanınca uygun görülen kadrolara atanmaktadır. Yani kariyer uzman kadrosuna atansalar da atamayı Cumhurbaşkanı yapacaktır. Bu durumun ne kadar doğru olduğu uygulamada görülecektir.

…***

Fatma Çelik, 26 Ağustos tarihli Yeniçağ gazetesinde, " Bu acı bilanço yalnızca bayrama has değil!"başlıklı yazısını okuyucularla paylaşıyor.

" Bayram tatilinin 9 güne çıkarılmasıyla birlikte kimileri memleketine kimileri de tatil beldelerine doğru yollara düştü. Bu yola düşüşlerle birlikte basına da trafik kazası haberleri düşmeye başladı, bayramın son gününe kadar da devam etti…Uşak'ta otomobil uçurumdan gölete yuvarlandı, aynı aileden 4 kişi hayatını kaybetti."diyen yazar, yazısının devamında şu ifadelere yer veriyor:

...***

Ordu'da kamyonet şarampole yuvarlandı, 1 kişi öldü, 1 kişi yaralandı. Adana'da meydana gelen iki trafik kazasında 1 kişi hayatını kaybetti, 3 kişi yaralandı. Malatya'da devrilen otomobilde bir bebek yaşamını yitirirken, 2 kişi de yaralandı. Kırıkkale'de traktör römorkunun devrilmesi sonucu 25 kişi yaralandı. Konya'da motosiklet ile otomobilin çarpışması sonucu 10 kişi yaralandı… Erzincan'da bayram tatilinden dönen iki ailenin otomobilinin çarpışması sonucu 3'ü çocuk 7 kişi öldü, 3 kişi de yaralandı… Bunlar, yaşananlardan yalnızca birkaçı… 17 Ağustos Cuma günü mesai bitiminden bayramın son günü olan 24 Ağustos Cuma günü saat 23.30'a kadarki sürecin bilançosu şu şekilde: 143 trafik kazası. 107 yitirilen yaşam. 561 yaralı.

Bilanço acı! Peki, yalnızca bayramda mı böyle? TUİK' in 2017 yılına ait karayolu trafik kaza verilerine göre; geçen yıl meydana gelen 1 milyon 202 bin 716 trafik kazasında, 7 bin 427 kişi yaşamını yitirdi. Tekrar ediyorum… 7 bin 427 kişi yaşamını yitirdi!  Türkiye'nin bir yılda trafik kazasında kaybettiği insan sayısı, savaş ve çatışma ortamının yaşandığı ülkelerle adeta yarışıyor! Yani, yüksek sayıda trafik kazası yalnızca bayramlarda meydana gelmiyor. Bayramda -algıda seçicilikle- trafik kazası haberlerine odaklanıyoruz yalnızca. Zaten geçen yıl meydana gelen 7 bin 427 trafik kazası üzerinden basit bir hesaplama yaparsak, günde ortalama 20 kişinin trafik kazasında yaşamını yitirdiği sonucunu çıkarıyoruz. Bu da, 7 günde ortalama 140 kişiyi kaybettiğimiz anlamına geliyor. Bunu, bayramın ilk 7 günlük bilançosu ile kıyasladığımızda, sayının ortalamanın altında bile olduğunu söylemek mümkün.

Sebebi ise kaza korkusu ve bayramda arttırılan uyarı ve tedbirler…İnsanlar, tehlikeli ortam koşullarında daha dikkatli, kendince tehlikesiz gördüğü koşullarda ise daha dikkatsiz araba kullanıyor.

Trafik sorunumuz, bayramla sınırlı değil ki, yalnızca bayramda önlem alınsın. Her zaman sıkı denetim ve uyarıların yapılması gerekiyor.Bununla birlikte her şey insanda bitiyor. Konunun net anlaşılması açısından yine geçen senenin verilerini ele alalım… Ölümlü trafik kazalarına neden olan kusurların yüzde 89,9'u sürücü; yüzde 8,5'i yaya kaynaklı. Ne kadar tedbir alırsanız alın, trafik konusunda kurallara uygun insan yetiştirmediğiniz müddetçe kazalar yaşanmaya, ölüm haberleri almaya devam edeceğiz.

...***

Ersoy Dede, 26 Ağustos tarihli Star gazetesinde, " Muhalifler tutuklanıyor algısını kırmak lazım"başlıklı yazısını okuyucularla paylaşıyor.

" Eren Erdem’i hatırlıyor musunuz?.. Partisi milletvekili adayı olarak göstermemiş, 22 yılla yargılandığı davada tek başına bırakmıştı.. Şimdi de Silivri’de ilk duruşmasının yapılacağı tarihi bekliyor.. “..Silahlı terör örgütü içindeki hiyerarşik  yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek..” ten yargılanıyor.."diyen yazar, yazısının devamında şu ifadeler eyer veriyor:

...***

Örgüt dediği FETÖ.. Başında olduğu Karşı gazetesi tam bir FETÖ bülteni olarak çıktı. Bu hafızalarımızda.. Bu yönüyle örgütün amaçlarına hizmet ettiği iddiası çok da gerçekten uzak değil. Fakat hâlâ daha tam yerli yerine oturtamadığım bir şeyler var.. FETÖ konusunda en sert muhalefeti yapan biri olarak nasıl oldu da FETÖ’nün dümen suyuna girdi bu adam hâlâ anlamış değilim.. Elbette yargılamanın neticesinde ortaya çıkacak ama öyle anlaşılıyor ki FETÖ ile adı konmamış bir hedef birliği yapılmış burada..  Ama yine de bu, Eren Erdem’den bir FETÖ’cü çıkarmaya yeter mi, bilemedim.. Bakın ilk tutuklandığında Reuters, ‘Fetö’ye karşı kitaplarıyla tanınan muhalif isim FETÖ’den tutuklandı’ diye haber geçmişti.. Tahkim etmeye çalıştıkları algı, ‘muhalif isimler tutuklanıyor’ algısı.. İşte bunu kırmak lazım.. En azından yargılamanın tutuksuz yapılması, ‘muhalifler tutuklanıyor’ yaygarasını bitirecek bir hamle..  Eren Erdem’in muhalifliği mi kalmış?.. Kendi partisinde bile adı anılmıyor.. Ama içeri attığınız zaman Batı için ‘badem gözlü’ oluveriyor bir anda..