İran İslam inkılabı ve sosyal bilimler tezleri - 19
Bugünkü sohbetimizde Amerikalı uzman Marvin Zonis’in İran İslam İnkılabından nasıl etkilendiğini gözden geçirmek istiyoruz.
Prof. Marvin Zonis, Amerika’nın Şikago üniversitesinde siyasal ekonomi hocasıdır. Marvin Zonis, Şahane yenilgi adlı ünlü kitabın yazarıdır. Yazar bu kitapta Muhammed Rıza Pehlevi’nin kişiliğinin boyutlarını psikolojik açıdan ve çocukluğundan ölümüne dek geçen sürede ve bu kişiliğin İran İslam İnkılabının şekillenmesi ile bağlantısını ele alıyor.
Marvin Zonis, Muhammed Rıza’nın iktidarı döneminde de “İran’ın siyasi elitleri” başlıklı kitabını İran’ın sosyolojisi üzerine yazmıştı.
Marvin Zonis İran şahı Muhammed Rıza ile dört kez özel ropörtaj yapmıştı. Marvin zonis İran İslam İnkılabının vuku buluşunun nedenlerini psikolojik görüşlerin temelinde ele alan teorisyenlerden biridir. Gerçi İran İslam İnkılabını sırf Muhammed Rıza Pehlevi’nin davranışları ve kişiliklerini ele alarak irdelemek mümkün değildir. Ancak Marvin Zonis’in İran İslam İnkılabının vuku buluşunun nedenlerine bakışı başka tezlere kıyasla farklıdır.
İran İslam İnkılabı hakkında gündeme getirilen tezlerin en önemli ortak yönlerinden biri, İran halkının öz itibarı ile dini bir millet oluşu ve dinin, İran İslam İnkılabının gerçekleşmesinde özel rol ifa etmiş olmasıdır.
Bazı teorisyenler dinin, İran milletin zulüm ve istibdada karşı davranış modelini şekillendirdiğini savunurken, Marvin Zonis gibi bazı teorisyenler de dinin gözardı edilmiş olması, İran İslam İnkılabının şekillenmesinin etkeni olduğunu belirtiyor. Zonis, Pehlevi rejimi kraliyet kutlamaları ve İran üzerine konferanslar düzeleyerek İran’da dini renksizleştirmeye ve meşruiyetini de İslam öncesi dönemle iliştirmeye çalıştığını savunuyor.
Marvin Zonis “Şahane yenilgi” adlı eserinde şah İran’ın resmi ve umumi hayatında İslam’dan vazgeçmeyi hanedanının 50. İktidar yıldönümü kutlamalarında gündeme getirdiğini ve bu kutlamaların sırasında yaptığı konuşmaların tümünde sürekli İslam’sız İran’dan söz ettiğini ve hiç bir konuşmasında İslam’a işaret edilmediğini belirtiyor. Aslında şah İslam çıkarlarını gütmek ve ahkamına uymak üzere hiç bir yükümlülük üstlenmedi. Muhammed Rıza Pehlevi hatta din karşıtlığını göstermek için 19 Mart 1976 tarihinde, yani İslam inkılabından üç yıl önce ve İran’da Pehlevi saltanatının 50. Kuruluş yıldönümünde İran’ın resmi takvimini değiştirdi. Gerçekte Martin Zonis’in dolaylı bir şekilde İran milletinin dini kimliği Muhammed Rıza Pehlevi tarafından gözardı edilmesi, İran’da İslam inkılabının şekillenmesi ve şahın devrilmesinin esas nedeni olduğunu söylemek istediği söylenebilir.
Marvin Zonis’e göre İran İslam İnkılabının şekillenmesinin bir başka sebebi, Muhammed Rıza Pehlevi’nin bağımsız olmaması ve başkalarının desteğine bağımlı olması ve özgüven duygusundan yoksun olmasıydı. Zonis’e göre çocukluk ve ergenlik çağının kadınsı bir ortamda geçmiş olması ve despot bir babanın yanında yer alması Muhammed Rıza’dan kararsız ve özgüvenden yoksun bir insan yaratmıştı. Burada ilginç nokta, Marvin Zonis’in bazılarından naklen şaha verdiği lakaptır. Zonis şöyle diyor: Saltanatının ilk yıllarında bazıları ona bavullu kral lakabını vermişti, zira mücadele etmek zorunda kaldığı durumda sarayından veya İran’dan kaçmak üzere bavulları sürekli toplanmış hazır vaziyetteydi.
Marvin Zonis’e göre Muhammed Rıza Pehlevi’ye özgüven kazanma yönünde gerekli olan psikolojik gücü veren bazı etkenler bulunduğu müddetçe herhangi bir sorun yaşanmadı. Ancak İslam inkılabı sırasında bu etkenlerin tümü yok olmuştu. Ernest Pron, Esedullah Elem, Eşref Pehlevi ve ABD’nin ciddi desteği düşüncesi, bu etkenlerden bazılarıydı.
Zonis’e göre bu etkenler, şaha psikolojik güç kazandıran etkenlerdi, fakat inkılap hadiseleri sırasında yok olmuştu ve böylece kişiliğinin esas özelliği ön plana çıktı ve pasifliğe mağlup oldu ve sonuçta kesin tavır koyamadı.
Gerçi Marvin Zonis’in şahın özgüven duygusundan yoksunluğu ve başkaların desteğine bağımlı olması yönündeki görüşünün bir bölümü doğrudur, ancak tarih, Zonis’in Muhammed Rıza sırf özgüven duygusundan yoksun olduğu için inkılapçılara karşı kesin tavır koymadı veya şiddete başvurmadı, yönündeki görüşünün kesinlikle yanlış olduğunu gösteriyor. Gerçekte Pehlevi rejiminin 1963 ila 1979 yılına kadar uyguladığı şiddet, 1963 yılından önceki döneme kıyasla çok daha fazla ve çok daha sertti.1963 yılında Kum kentinde Feyziye dini ilimler merkezine baskın, 15 Hordad kıyamı, İmam Humeyni’nin -ks- İran’dan sürgün edilmesi, siyasi aktivistlerin ve dini liderlerin tutuklanması, 1978 yılında kanlı Cuma olayı, aynı yılda Kum halkının protesto eylemlerinin en sert biçimde bastırılması, Pehlevi rejiminin inkılap sırasında uyguladığı ve tarihte de kayda geçen bazı şiddet uygulama durumlarıdır.
Marvin Zonis, Amerika devleti şah rejiminin en önemli hamilerinden biri olduğunu belirterek şöyle yazıyor: şah Amerika’yı kendisinin en güçlü hamisi biliyordu. Bu yüzden inkılabın ilk günlerinde yardımcılarından birine şöyle demişti: Amerikalılar beni destekledikleri sürece istediğimizi söyler ve yaparız, beni yerimden kımıldatamazlar.
Gerçekte o dönemde İran’da ecnebi nüfuzu ve sultası bu ülkeyi küresel güçlerin arka bahçesi haline getirecek kadar fazlaydı. Zonis şöyle devam ediyor: onlar yani Amerikalı yetkililer İran’da üst düzey yetkililerin atanmaları veya görevden alınmaları, milletvekillerinin belirlenmesi, yasaların çıkarılması veya reddi, protokollerin ve anlaşmaların imzalanması gibi bir çok durumda açık gizli rolü vardı.
Marvin Zonis’e göre Amerika Muhammed Rıza Pehlevi için baba veya babasının manevi halefi hükmündeydi. Buna karşın Zonis dolaylı bir şekilde şahın Amerika hakkındaki bu görüşünü sorguluyor ve bu görüşün zaten Pehlevi rejiminin çöküş nedenlerinden biri olduğunu belirtiyor. Zonis, Muhammed Rıza Pehlevi Amerika’ya aşırı derece bağımlı olduğu için halkın desteğini kazanma yolunda hiç bir çaba harcamadığını, İslam inkılabını da bir nevi şahın halkın desteğini kaybetmesinin sonucu nitelemenin mümkün olduğunu kaydediyor.
Marvin Zonis, Amerikalı yetkililerin şaha bakışı hakkında da şöyle yazıyor: Amerikalı devlet adamlara şaha karşı tutumlarında bir nevi ikilem içindeydi. Bazıları şahı, Amerika’nın sürekli bakımına muhtaç olan biri olarak görüyor ve bazıları da onu güçlü bir şahsiyet olarak tanıyordu.
Zonis ayrıca Amerika yönetimi aşırı derecede şah rejimi ile ilgilendiğini vurguluyor. Gerçekte Amerikalı yetkililer şahı bir diktatörü çevirmekte belirleyici rol ifa etmişti.
Marvin Zonis, Muhammed Rıza Pehlevi’nin kişiliği, İran milletinin dini kimliğini gözardı etmesi ve ayrıca Amerika’ya aşırı bağımlılığı gibi sebepleri araştırdıktan sonra, şahın İran milletinin taleplerini karşılamakta başarılı olmadığı sonucuna varıyor.
Marvin Zonis şahın güç kaybının sebeplerini araştırırken bazı etkenlerin çok önemli olduğu sonucuna varıyor, fakat ilk etkenin İran milletinin beklentilerinin şah tarafından kaşılanamamasından ibaret olduğunu belirtiyor. Zonis en çok da Muhammed Rıza Pehlevi’nin İran halkının kültürel ve dini taleplerini karşılamakta başarısız olduğu üzerinde duruyor. Zonis’e göre İran halkının daha çok kültürel olan beklentilerini karşılamakta İmam Humeyni -ks- şahı geride bırakmayı başarmıştı. Zonis’e göre, Ayetullah Humeyni’nin -ks- sarsılmaz iradesi, İran milletinin bir liderden beklentileri ile tam olarak örtüşüyordu.