Turizm; Mana alemine açılan pencere - 13
Edebi turizm, kültürel turizmin bir dalıdır ve edebiyat alanının meraklısı olan turistler, bir nevi edebiyatla ilgili mekanları gezmek üzere bu mekanların bulunduğu ülkelere seyahat eder.
Bir milletin edebiyatı okurun görüşünü ve anlayışını etkileyebilirse, o edebiyatın beşiği olan ülkelere veya diyarlara seyahat sebebi olabilir. Günümüzde dünya genelinde turizmin edebi turizm adı ile anılan bir dalı büyük bir hızla gelişme kaydediyor. Aslında bu tür turizmi yeni bir fenomen de sayamayız, nitekim geçmiş çağlarda seyrek sayıda olsa bile bazı insanlar kültürel birikimleri ve mali güçlerinden yararlanarak yaşadıkları çağın yazarlarının izlediği yolu yakında görmek ve eserlerinde anlattıkları manzaraları bizzat seyretmek üzere seyahat ederdi. Ancak son yıllarda bu tür bir turizmin daha da yaygın hale geldiği anlaşılıyor.
Edebi turizm aslında edebiyat alanının cazibelerinden kaynaklanan bir aktivitedir. Turizmin bu dalında edebiyat merakı ve özellikle klasik edebiyat bir çok insanda nostalji hissini uyandırır. Edebi turizmde bir ülkenin ve dünyanın kültür ve edebiyatının gelişmesinde rol ifa eden şahsiyetlerle ilgili mekanlar ziyaret edilir. edebi turizm meraklıları genellikle dünyanın büyük ve ünlü şairleri ve yazarlarından etkilenen ve bu yazarlara ve şairlere ilham kaynağı olan mekanları yakından görmek isteyen insanlardan oluşur. Hatta bu şairlerin ve yazarların eserlerinde sözünü ettikleri bazı mekanlar da edebi turizmin hedeflerinden sayılır.
Edebi turizmin hedef mekanlarından yine bazı edebiyat festivalleri ve etkinlikleri ve yine İngiltere’nin Stratford kentinde ünlü yazar William Shekspier’in müze haline getirilen evi veya Almanya’nın Frankfurt kentinde Gote’nin müze evi veya Rusya’da Dastayofsky’nin müze evi veya İran’da Şehriyar’ın müze evine işaret etmek mümkün.
Edebi turizm kültürel turizmin bir alt kanadı olmakla beraber aynı zamanda has ve özel bir etkinlik sayılır. Bu tür bir turizmde turistler için hoş saatler tedarik görmenin yanında edebi bilgilerinin artması için de bazı etkinlikler düzenlenir.
Eğer şiiri, dünyadan yeni algıların oluşmasına vesile olan bir kaşifin bakışı olarak kabul edecek olursak, o zaman neden Mevlana, Attar, Firdevsi, Baba Tahir, Hayyam ve Fars şiiri ve edebiyatının diğer büyükleri milli ve bölgesel bazda sahip oldukları ünün yanı sıra dünya çapında da ün yaptıklarını ve eserleri büyük ilgi gördüklerini anlayabiliriz. Gerçekte ne zaman şairin sözü gönüllere taht kuracak olursa muhatabı dünyanın hangi coğrafyasında olursa olsun bu sözü algılayacaktır.
Günümüzde İranlı bir çok büyük şairin mezarı İranlı ve yabancı turistlerin akın ettiği mekanlardır. Bu insanlar seyahat konusunda da özel bir dünya görüşüne sahip olan bilgelerdir. Nitekim Fars dili ve edebiyatının büyük eserlerine kısaca göz attığımızda bu dilde şiir ve kitap yazan büyük şair ve yazarların gözünde de seyahat etmek, kimlik ve şeref ve onur kazanmakta önemli yeri olduğunu anlayabiliriz.
İranlı şairin gözünde seyahat ve yeryüzünde gezinmek, insani kemale ermek ve bireysel boyutlarımızı geliştirmekle önemli yeri vardır. Bu nokta Fars edebiyatında gayet latif ve narin bir şekilde beyan edilmiştir. Örneğin kameri altıncı yüzyılın büyük İranlı şairi Enveri, seyahat insanlara ders veren bir eğitmen gibi olduğunu belirtmiştir.
Kuşkusuz her ne kadar bir edebiyat ustasının adı yeryüzü coğrafyasında daha çok bilinirse, daha çok sayıda edebi turist o şahısla ilgili mekanları ziyarete gelir. Nitekim Almanların büyük şairi Gote İranlı büyük şair Hafız’ı emsalsiz niteliği zaman veya Amerikalı ünlü filozof ve yazar Ralf Valdo da Hafız’ı görmek istediği veya onun yerinde olmak istediği tek insan olarak tanıttığı zaman, doğal olarak Şiraz kentini ve Hafız’ın bu kentte yer alan mezarını yakından görmek edebi turistler için cazip hale gelir. Ancak sadece Hafız’ın mezarı Hafıziye edebiyat meraklılarını Şiraz kentine çeken etken değildir ve bundan başka İranlı büyük şair Sadi’nin mezarı Sadiye de edebiyat hayranlarını bu kente davet eden bir başka mekandır.
Sadiye kompleksi, Şiraz kentinin en güzel mekanlarından biridir ve İranlı büyük şair Sadi’nin mezarı da bu komplekste yer almaktadır. Her yıl İran ve dünyanın dört bir yanında binlerce turist Sadi’nin mezarını ziyaret ediyor. Kameri 7. yüzyılın büyük şairi Sadi, ömrünün büyük bir bölümünü seyahatte geçirdi, nitekim kişiliği de büyük ölçüde bu seyahatlerinden etkilendi. Sadi yaklaşık 30 yıl dünyanın doğusunu ve batısını gezdi. Sadi seyahat etmeyen insanı ham ve eksik bir insan olarak bilir ve böyle bir insanın insani erdemleri idrak etmekten aciz olduğunu savunurdu.
Yine Türkiye’nin Konya kentinde Fars dilinde şiir yazan İranlı büyük şair ve Mevlana olarak ün yapan Celaleddin Muhammed Balhi’nin mezarı bulunuyor. her yıl dünyanın bir çok ülkesinde Mevlana hayranları bu büyük şair için düzenlenen anma törenlerine katılmak üzere Konya’ya akın ediyor. Amerika’da Mevlana’nın şiirlerini çeviren Kolman Parks, çevirisinin yok satmasının sebebini, Mevlana’nın hayret verici hayal gücü şeklinde ifade ediyor. Mevlana, eserlerinde seyahat etmek başka bir anlam kazanan büyük şairlerden biridir. gerçekte Mevlana’nın seyahatleri bir kentten başka bir kente değil de, daha çok kendi içinin katmanlarına doğru yolculuklardan oluşuyor.
Mevlana’nın dünya görüşünde insan yüce Allah’ın en üstün mahluku olarak iyilik ve kötülük karışımı bir mahluktur ve içindeki kemaltalep ruhu ile dünyaperest nefsi sürekli birbiriyle savaş halindedir. Bir çok insanda dünyatalep nefis, kemaltalep ruha galip gelir ve böylece varlık hakikatini idrak etmekten uzaklaşır. Ancak bu dünyaperest çoğunluğa karşı hak yolunda adım atan ve ruhları, mutlak ruh denizinin bir damlası olduğunun idrakine varan ve sonunda bu alemden göç ederek o denize katılmaları gerektiğini bilen insanlar da vardır.