Ocak 25, 2019 15:58 Europe/Istanbul

Bu bölümde de İslam öğretilerindeki çocuğun haklarına verilen önemi ve yapılan vurguları konu edineceğiz.

Ceninin önemli ve temel haklarından biri de sağlık, büyüme ve bakılma hakkına sahip olmasıdır. Bu bakılma ceninin büyümesi ve sağlığında önemli bir rol oynamaktadır. Ceninin hamilelik dönemindeki sağlığını ve gelişimini etkileyen birçok faktör mevcuttur. Annenin ruhsal ve psikolojik durumu, beslenmesi ve ayrıca onun sağlığını tehdit eden hastalıklara dikkat etmesi cenini de ciddi bir şekilde etkileyecek ve zekası yerinde, ruhsal dengesi ve başka olumlu özelliklere sahip olan bir çocuğun dünyaya gelmesine sebep olacaktır. İslam hukukunda da hamile kadın ile ilgili ve ceninin durumuna ve çocuğun sağlığının korunması yönünde birçok kural belirlenmiştir.

Annenin fiziki durumu ve beslenme tarzı da cenini doğrudan etkilemektedir. Bu yüzden anne de beslenmesine ve fiziki durumuna özen göstermelidir. Çocuğun oluşmasının ilk evrelerinde ve özellikle de nutfenin oluşması evresinde hem kadın ve hem erkek ikisi de pay sahibi ancak bu evreden sonraki evrede çocuğun fiziki ve ruhsal sağlığının korunması anne tarafından yerine getirilmelidir. Cenin annenin karnında besleniyor ve bu yüzden annenin bir parçası olarak sayılmaktadır. O yüzden annenin vücuduna iyi gelen her şey cenine de olumlu etki yapıyor. Haliyle annenin vücudunu olumsuz etkileyen bir besin ise cenini de olumsuz yönde etkileyecektir. Bu sebepten dolayıdır ki İslam annenin hamilelik döneminde beslenmesiyle ilgili birçok tavsiyede ve öneride bulunmuştur. Böylece sağlıklı, güzel ve mükemmel çocukların dünyaya gelmesi öngörülmüştür.

Bilimsel çalışmalara göre çocukların birçok hastalıkları ve eksiklikleri, annelerinin hamilelik dönemindeki beslenme tarzındaki ihmalleri veya eksikleri yüzünden kaynaklanır. Anne ve babanın ikisi de çocuğun oluşturulmasında payları olsa da annenin üstüne düşen yük daha fazladır. Cenin anne vasıtasıyla besleniyor ve onun gelişmesi için gereken bütün maddeler de annenin vücudundan alınıyor. Bu yüzden annenin sağlığı, uygun beslenmesi, ruhsal durumu ve psikolojisi cenini doğrudan etkilemektedir. Bilimsel açıdan doğum öncesi ortam, kısıtlı faktörlü kısıtlı bir ortamdan ibarettir ancak onun rahimdeki çocuğun üzerindeki etkisi kalıcı ve büyük bir oranda da sabittir. Bu ortamda etkiler tek yönlü olarak rahimde bulunan cenini etkilemektedir.

Büyüme psikolojisinde de ceninin rahimdeki ilk dönemlerinde tehlikelere karşı çok savunmasız olduğu ispatlanmıştır. Anne ve babanın beslenme tarzı, aldıkları ilaçlar, duygusal tavırları,  tütün ürünleri kullanmaları, uyuşturucu ve alkol bağımlılığı gibi faktörler annenin karnındaki cenini etkileyecektir.

Resul-i Ekrem saa. de hamilelik dönemi hakkında şöyle buyurmaktadır:" Kadın hamile olduğunda gündüz oruç tutan ve geceleri ibadet ederek sabahlayan bir kul gibidir."  Kadının bu dönemdeki kerametini ve konumu en iyi şekilde bu cümlede ifade edilmiştir. Bilindiği üzere İslam'da en üst konum şehadete ayrılmıştır. Allahu Teala da hamilelikten doğan sorunlardan veya emzirdiği dönemdeki sorunlardan dolayı ölen bir anneyi  şehit mertebesinde kabul edeceğini ve savaşta şehit düşen bir mücahit gibi hak yolunda savaşan bir insan olarak sayacağını inayet edecektir.

Anne ve cenin sağlığı ile ilgili bir başka önemli husus da hamilelik dönemindeki annenin psikolojik sağlığı ve ailenin anneyi bu dönemde desteklemesidir. Anne bu dönemde başkaları tarafından himaye edildiğini gördükçe bu dönemdeki sorunları da daha kolay hazmedebilir böylece fiziksel ve ruhsal bakımdan bir çocuk doğurma ihtimali artar.  

Hamilelik döneminde bir anne, kusma, aşerme, sabah bulantısı, bel, baş ağrısı ve kilo alma sorunlarıyla karşılaşır. Kuran-ı Kerim'de Lokman Suresinin 14'üncü ayetinde bu konu ile ilgili şöyle buyrulmuştur: " İnsana da, anne babasına iyi davranmasını emrettik. Annesi, onu her gün biraz daha güçsüz düşerek karnında taşımıştır. " Allahü Teala bu ayette annenin hamilelik dönemindeki zorlukları ve çileleri anlatmasının yanı sıra anne be babaya özellikle de anneye karşı çok saygılı ve hassas davranılmasını emretmiştir.  Bu ayette anne bir tür psikolojik himaye altına alınmaktadır.

Dini öğretilerimizde 9 aylık hamileliğin her ayı için özel bir beslenme tarzı tavsiye edilmiştir. İlgi çekici nokta ise Ehlibeyt as.'ın bu sağlık tavsiyelerini emir şeklinde değil teklif şeklinde sunmasıdır. Başka bir deyişle Ehlibeyt as., annelerin bu alandaki bilgilerini artırmak ve böylece toplumdaki sağlıkla ilgili önlemlere daha fazla dikkat edilmesini sağlamak istemeleridir.

İran-İslam tıbbı alanında faaliyet gösteren araştırmacı profesör Dr. Hasan Ekberi, İslami öğretiler ve hadisleri inceleyerek şöyle bir kanıya varmıştır:" Hamilelik döneminin ilk ayında, sabahleyin biraz ekşi elma yenmesi tavsiye edilmiştir. Cuma günleri kahvaltıdan önce nar yenmesi ve her gün aç karnına iki adet hurma yenmesi de tavsiye edilmiştir. İkinci ay için her hafta koyun eti, biraz doğal süt ve ekşi elma yenmesi veya her gün iki adet hünnaba Tevhid suresini okuyup üflendikten sonra aç karnına yenmesi tavsiye edilmiştir.

Üçüncü ay için sabahları bir çay kaşığı kadar bal ve her gün de Ayetel Kürsi duasının okunup üflenmiş olduğu bir adet elmanın aç karnına yenmesi tavsiye edilmiştir. Ayrıca bu ay içinde günde bir adet akgünlük sakızı alınması da tavsiye edilmiş. Dördüncü ayda ise her gün tatlı elma, bal ve narın yenmesi ve iki adet incire Tin Suresi okunup üflendikten sonra aç karnına yenmesi tavsiyeler arasında yer almıştır.

Beşinci ayda, her gün sabah biraz hurma yemek ve altıncı ayda da kahvaltıdan sonra incir ve zeytin yenmesi ve aynı ayda kuyruk yağından sakınması ve her gün Fetih suresi okunup üflenmiş bir narın aç karnına yenmesi tavsiye edilmiştir.

Yedinci ay için En'am Suresini bademe okuyup yenmesi ve bunun 40 güne kadar devam ettirilmesinin iyi olduğu tavsiyesinde bulunulmuştur. Yazın her öğün yemekten sonra kavun yenilip öncesi ve sonrasında su içilmemelidir. Her gün bir adet meyveye Yasin Suresini okuyup aç karnına yenmesi de tavsiyeler arasındadır. Sekizinci ay için de tatlı yoğurt, bal yenmesi ve Cuma günleri için de tatlı nar yenmesi tavsiye edilmiştir.

Hamileliğin son ayı ile ilgili yani dokuzuncu ayı ile ilgili de en iyi yemeğin baharatlı kızartılmış koyun eti olduğu tavsiye edilmiştir. Bu ayda ayrıca hurma yemek, her gün biraz süt ve hurmaya Dahr suresini okuyup aç karnına yenmesi tavsiye edilmiştir. Bu tavsiyeler sayesinde İslam, ruhsal ve fiziksel olarak sağlıklı çocukların dünyaya gelmesini hedeflemiştir.

Bizim dinimizde bu alanda başka tavsiyeler de yapılmıştır. Örneğin hamile kadınlara armut verilmesi ve böylece güzel ve iyi çocukların dünyaya gelmesini sağlanması veya armut yenerek, midenin temizlenmesi, kalbin kuvvetlenmesi ve böylece cesur ve güzel çocukların dünyaya gelmesi gibi tavsiyeler de göze çarpmaktadır. 

İslami öğretilere esasen hamile bir kadının eşinden boşanması ve ekonomik sorunların bile çocuğun beslenme sürecinde bir aksaklığa neden olmaması gerektiğine vurgu yapılmıştır. İslami emirlerde hamile bir kadının boşandığı takdirde eşinin ona nafaka ödemesi de zaruridir. Böylece hamile bir kadın eşinden bâin talak şeklinde boşanırsa, erkek de hamile kadının nafakasını ödemek zorundadır.  Bu konu Talâk suresinin 6'ıncı ayeti kerimesinden anlaşılıyor: "  Onları (iddetleri süresince) gücünüz nispetinde, oturduğunuz yerin bir bölümünde oturtun. Onları sıkıntıya sokmak için kendilerine zarar vermeye kalkışmayın. Eğer hamile iseler, doğum yapıncaya kadar nafakalarını verin. Sizin için (çocuğu) emzirirlerse (emzirme) ücretlerini de verin ve aranızda uygun bir şekilde anlaşın. Eğer anlaşamazsanız, çocuğu baba hesabına başka bir kadın emzirecektir."

Her halükarda çocuğun çıkarlarının güvence altına alınması ve hamilelik döneminin başarıyla atlatılması için, hamile kadının nafakası ve ihtiyaçları konusunda belli kurallar belirlenmelidir. İslam'ın hamilelik dönemindeki nafaka hakkı ile ilgili ahkamlara baktığımız zaman, çocuğun bir zarar görmemesine önem gösterildiği ortaya çıkıyor.

İslami öğretilerde annelerin hamilelik dönemine büyük bir önem verilmiştir. Bu öğretilerin çoğu çocuğun çıkarlarının korunması ile ilgilidir. Çocuğun ilk ve en önemli terbiye ve gelişme çevresi annenin rahmidir. İşte bu çevre, çocuğun kimliğinin ve geleceğinin oluşturulmasında kilit rol oynamaktadır