Şubat 01, 2019 16:46 Europe/Istanbul

Bu programın beşinci bölümünde İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamenei'ni dış siyaset ile ilgili bakışlarını konu edineceğiz.

İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Hamenei'nin Dış Siyaset ile ilgili bakışları ve ilkeleri, İslam İnkılabı Kurucusu İmam Humeyni'nin bakışlarının devamı sayılır. Ayetullah Hamenei'nin dış siyaset ile ilgili bakışını ayrı ayrı incelemeye çalışacağız.

Dış siyaset meselesi İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Hamenei'nin bakışında her zaman çok belirgin bir yere sahip olmuştur. Nitekim Ayetullah Hamenei, İran İslam Cumhuriyeti Anayasasının 110'uncu ilkesine göre dış siyasette en önemli karar veren yetkilidir. Ayetullah Hamenei 2000 yılında dış siyasetin önemi ile ilgili şöyle buyurmaktadırlar:" Ülkenin uluslararası arenadaki çıkarlarını, ilişkilerini ve hudutlarını korumakla görevlendirilen Dış siyaset ve dış siyaseti yöneten organ, gerçekte siyasi düzenin yarısını oluşturmaktadır… Ülkelerin sorunlarının çoğunu yaratıcılık ve inisiyatif ile sentezlenmiş diplomasi çözebilir. Gerçekte diplomasi siyasi düzenin kudretinin en işlek araçlarındandır. Siyasi düzenin kudretini korumak, ulusal güvenliği temin edecek organlardan ziyade diplomasi ve dış siyaseti yöneten organların görevlerinin alanına girer. "

Ayetullah Hamenei dış siyaset konusunda uzlaşma ve etkileşim meselesine özel bir yer vermekteler. Ancak aynı zamanda da diplomasi meydanını askeri savaş meydanına benzetirler. Bu doğrultuda Ayetullah Hamenei 1989 yılında İslam İnkılabı Rehberi seçildikten iki ay sonra yaptığı konuşmada şöyle bir açıklamada bulundu:" Diplomasi bir savaştır. Bütün dünya diplomatları da zaten savaş vermektedir. Bu savaşın sonuçları ve kazanımları kimi zaman askeri savaşlardan az kalan yanı yoktur. Kimi durumlarda bu yoldan elde edilen sonuçlar daha da etkili olur. Bu ise her zaman yaşanmaz. Benim savaştan kastettiğim ise normal bir savaş değildir. Bu diplomatların işi olan bir savaştır. "

Ayetullah Hamenei 2000 yılında yaptığı bir konuşmada ise dış siyaset ile ilgili şöyle açıklamada bulundu:" Diplomasi meydanı, gerçek bir muharebe meydanıdır. Ancak bu muharebe masa arkasında oturularak iyi sabahlar ve iyi geceler demekle yapılan gülümseme ile verilir. En önemlisi Diplomatik ilişkilerin kurulması düşmana güvenmek anlamında yorumlanmaması gerçeğidir.

Ayetullah Hamenei'nin dış siyaset meselesi ile ilgili görüşlerinden en önemlisi de muktedir olma ve düşmandan korkmama meselesidir. Ayetullah Hamenei yine 2000 yılında yaptığı bir başka konuşmasında bu konu ile ilgili şöyle bir açıklama yapmıştır:" Birçok savaş başlamadan önce diplomasi gücü sayesinde önlenmiştir. Diplomasi gücü ile önü kesilen nice taarruzlar ve komplolar vardır. Uluslararası kamuoyuna yönelik kurulan tezgahlar ve entrikalar diploması düzeninin inisiyatifi, çalışkanlığı, güncelliği ve zamanında harekete geçmesi ile önlenmiş ve suya düşürülmüştür.

 

 

Sp

İran İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Hamenei bu yıldaki konuşmalarının birinde Amerika'nın İran İslam Cumhuriyeti'ne karşı baskıları ve tehditlerinin artmasından sonra şöyle bir açıklamada bulundular:" Bir ülke için en kötü durum, yetkililerinin düşmanın tehditleri, kaş çatması ve sinirlenmesi karşısında paniğe kapılmalarıdır. Onlar korkarsa aslında yol düşmanların taarruzu ve tecavüzü için açılmış demektir. İşleri akıl, mantık ve hikmet ile yürütülmesi gerektiğinde bir şüphe yoktur. Ancak cesaretli olmak da şart. Korkaklık, yüreksizlik veya küresel güçlerin kaş çatması, kızgınlığı veya sinirlenmesinden etkilenmek çaresizliğin en önde gelenidir. "

İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Hamenei dış siyasette " izzet, hikmet ve maslahat" üçgenine her zaman vurgu yapmışlar. Bu konu ile ilgili ise 1989'daki konuşmalarında izzetin tanımını şöyle açıklamışlardır:" İzzetin anlamı, İslami düzenin ve toplumun hiçbir uluslararası görüşmesinde ve karşılaşmasında İslam ve Müslümanların hor görülmesine yol açacak bir davranış ve girişim sergilememeleridir."

Ayetullah Hamenei 1991'deki konuşmasında ise hikmet kavramını şöyle açıklamışlar:" Hikmet, ölçülü ve akıl ile işleri yönetmek demek. Diplomatların açıklamalarında ve dış siyaset ve uluslararası ilişkilere bağlı her konuda hiçbir ölçüsüzlüğe yer yoktur. Her şey ölçülü bir şekilde yürütülmelidir. "

Ayetullah Hamenei dış siyasetin altın üçgeninin üçüncü kavramı olan maslahat kavramını 1990'da yaptığı konuşmada şöyle açıklıyor:" Kastımız ben ve sizin maslahatı değil. Zaten bunu yaparsak bizim için çok ağır sonuçlara neden oldur. Biz kimiz ki? Eğer bir girişim benim şahsımın maslahatına olmayıp İnkılabımızın maslahatı doğrultusunda yapılmışsa ne önemi vardır? Maslahat dediğimiz İnkılabın maslahatıdır. Bu maslahat çok boyutludur. Yani bizim kişisel davranışlarımız-özellikle de sizinkinden- başlar. "

Başka ülkeler ile etkileşim içerisinde olmak ve gerginliklerin giderilmesi Ayetullah Hamenei tarafından vurgulanan meselelerden olmuştur. Ayetullah Hamenei'ye göre bu mesele İran İslam Cumhuriyeti dış siyasetindeki eksen konulardan biridir. Ancak İslami İnkılap Rehberinin dediğine göre bu etkileşim ve uzlaşma, ülkenin bağımsızlığının hiçe sayılması anlamına gelmemelidir. Bu konu ile ilgili Ayetullah Hamenei 2003 yılındaki konuşmasında şöyle buyurmuştur:" Uluslararası arena tarafından kabul görmek çok iyidir. Ancak bizim milli ve kolektif kimliğimiz olan İslami Cumhuriyet ilkelerine zarar vermemek şartı ile kabul edilebilir. "

Bağımsızlık kavramı İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Hamenei'nin sözlerinde en çok kullanılan temel kavramlardandır. Ayetullah Hamenei 2004 yılında yaptığı konuşmasında şu kavram ile ilgili şöyle buyurmaktadır:" Bağımsızlık demek bir yere bağlı olmamak demek, bağımsız tutumlar sergilemek demek. Mesela bütün dünya toplanıp örneğin Filistin konusunda bir kanıya varıp sonra biz bu konuyu değerlendirip bizim ilkelerimize uymadığı sonucuna varırsak biz bu uluslararası anlaşmayı açık bir şekilde reddederiz. Bu bizim bağımsız tutumumuzdur. "

Emperyalizm yani istikbar ile mücadele kavramı da Ayetullah Hamenei'nin dış siyaset ile ilgili olan konuşmalarında önemli bir yere sahip olan bir kavramdır. İslam İnkılabı Rehberi bu kavram ile ilgili 2014'teki konuşmalarının birisinde şöyle buyurmaktadır:" İstikbar Kur'ani bir terimdir. Kuran'da istikbar kelimesi kullanılmıştır. Müstekbir insan, müstekbir devlet, müstekbir grup başka insanlar ve milletlerin içişlerine karışan devletler ve insanlar ve gruplardır. Bunlar her işe karışırlar. Sadece kendi çıkarları için. Bu işte kendilerini haklı bilirler. Başka milletlere isteklerini dayatırlar. Başka ülkelerin içişlerine serbestçe karışırlar. Hiç kimse karşısında da kendilerini sorumlu bilmiyorlar. Bu istikbarın anlamıdır. Bu zalim ve gaddar grubun karşısında ise istikbar ve emperyalizm ile mücadele eden grup vardır. İstikbarla mücadele etmek ne demek?  İlk olarak zorbalıklara karşı boyun eğmemektir. İstikbara karşı mücadele etmek çok karmaşık bir kavram değildir. Emperyalizm ile mücadele bir milletin müstekbir bir devlet, müstekbir bir insan veya müstekbir herhangi bir gücün müdahaleci girişimlerine ve siyasetlerine karşı boyun eğmemek demektir. Budur istikbarla mücadelenin anlamı. "

Ayetullah Hamenei Amerika ile ilişkiler konusunda ise 2014'te yaptığı konuşmalarının birinde şöyle buyurdular:" Biz, milletimiz ve ben, Amerika'nın ismini hep andığımızın sebebi de istikbar ve emperyalizmdir. Çünkü Amerika emperyalist bir devlettir. Çünkü Amerika'nın yöntemi emperyalizmindir. Biz coğrafi bir kurum olan Amerika veya insani bir topluluk olan Amerikan milleti ile bir sorunumuz yoktur. Zaten başka ülkelerde olduğu gibi. Ancak mesele Amerika emperyalizmidir. Onlar müstekbir, kibirli, zorba ve tamahkardırlar. "

Ayetullah Hamenei 2015 yılında İran ve 5+1 grubu arasında Bercam Nükleer Anlaşmasının imzalanmasından sonra emperyalizm ile mücadele hususunda şöyle buyurdular:" Emperyalizm ile mücadele mola verilecek bir mücadele mi? Emperyalizm ve sulta düzeni ile mücadele mola verilecek, ara verilecek bir mücadele değildir. Bu bizim asıl işlerimizdendir. Bu İslam İnkılabının temellerindendir. Emperyalizm ile mücadele olmazsa biz zaten Kuran'a uymuyoruz demektir. Emperyalizm ile mücadele sonsuz bir mücadeledir. Emperyalizmin örnekleri konusunda ise Amerika da zaten en ala emperyalizm örneğidir…."