Şubat 05, 2019 08:57 Europe/Istanbul

Bu programın altıncı bölümünde İran İslam Cumhuriyeti'nin geçici hükümet dönemindeki dış siyasetini ele almak istiyoruz.

Geçici hükümet İran'da, İslam İnkılabı zaferinden bir hafta önce 4 Şubat 1979'dan 5 Kasım 1979'a kadar 9 aylık bir süre için devam eden bir hükümetti. Geçici hükümetin başında Başbakan Mehdi Bazergan yer almıştı. Başbakan Bazergan İslam İnkılabının zaferinden sonraki ilk kabineyi kurmakla görevlendirildi. Bu dönemde İran'ın dış siyaseti, devrim ortamının ve halkın yeni isteklerinin etkisi altında yürütülüyordu.

Üniversite profesörü Seyyid Celal Dehkani Firuzabadi yazdığı " İran İslam Cumhuriyeti'nin Dış Siyaseti" adlı kitabında şöyle bir yazıya yer vermektedir:" Geçici Hükümet, Şah Rejimi döneminin dış siyasetinin ekseni olan Batı ile ittifak oluşturma ve birleşme eğilimlerine tam ters bir şekilde buna bağlı kalmayacağını belirtti. Çünkü zaten İslam İnkılabının en önemli sloganlarından biri de " Ne Doğu ve Ne Batı " sloganı idi.

Buna rağmen bir başka önemli konu da bu sloganın tanımının nasıl yapılması idi. Dönemin Başbakanı Bazergan, Muhammed Musaddık döneminde "eksi denklem" adı altında İngiliz sultasına son vermenin bağımsızlığın korunması için vaz geçilmez sayılması meselesine dayanarak bu sloganı bağımsız olma olarak niteledi. Bazergan'ın görüşünün yanı sıra başka siyasi gruplar ise bu sloganı, Doğu ve Batı Blokları ile olan ilişkileri nefyetme, emperyalizme ve istikbara karşı durma olarak yorumlanması gerektiğine vurgu yapmaktaydılar

Başbakan Bazergan ise İslam İnkılabının ilk aylarında ortaya çıkan bu görüş farklılığını şöyle anlatmıştı:" "Ne Doğu Ne Batı " sloganı, devamında İslam Cumhuriyeti gelecek İnkılabın ilk hükümetinde, yabancı güçler ve süper güçler karşısında bağımsızlığımızı ve ne Batı ne de Doğu bloğuna bağlı olmadığımızı göstermek yönünde tamamen milli ve savunma içerikli bir slogandı. Bu siyasi, ekonomik, askeri bakımdan ve hem de Marksizm'in ideolojilerinden uzak durma bakımından önem arz etmekteydi. İnkılabın zaferi ve geçici hükümetin sonlarında andığımız sloganın hedefi ve içeriği değişime, genelleşmeye ve evrime uğradı. Bundan sonra yavaş yavaş bu slogan siyasi taarruz boyutunun yanı sıra Batılılaşma ile mücadele kavramını da kapsayarak kültürel ve akademik boyuta da  sahip oldu. "

Böylece dönemin Başbakanı Mehdi Bazergan ve geçici hükümetin diğer yetkilileri "Ne Doğu Ne Batı" sloganını açık bir şekilde Muhammed Musaddık dönemindeki "Eksi Denklem"in devamı olarak nitelemeye başladılar. Buna esasen Mehdi Bazergan'ın geçici hükümeti, İslam İnkılabı zaferinden sadece bir ay sonra  Mart 1979'da İran'ı Merkezî Antlaşma Teşkilatı-CENTO'dan çekti ve işte bu dönemde İran İslam Cumhuriyeti de Bağlantısızlar Hareketi'ne katıldı.

İran'daki Geçici Hükümet döneminde bağımsız olma stratejisini bilimsel açıdan da ele almak mümkün. Tam da bu stratejiden ötürü Şah Rejimi ve Amerika hükümetleri arasında imzalanan Kapitülasyon Anlaşması, İslam İnkılabı Zaferinden üç ay sonra Mayıs 1979'da iptal edildi. Geçici Hükümet Ekim 1979 yılında Tahran'daki Amerika Büyükelçiliğinin öğrenciler tarafından ele geçirilmesinden bir gün sonra, İran ve Amerika arasında 1960 Mart ayında imzalanan savunma anlaşmasının iptal edildiğini duyurdu.

Buna paralel olarak Bazergan Hükümeti dış siyasette Amerika ve Sovyetler arasında bir denge kurmak için Sovyetler Birliği ile askeri anlaşmalar imzalayarak 1921 Anlaşmasının 5'inci ve 6'ıncı maddelerinin de iptal edildiğini duyurdu. Sovyetler Birliği bu maddelere dayanarak İran topraklarında güvenliği tehlikeye düştüğü zaman kendine müdahale hakkı tanıyordu.

Geçici Hükümet döneminde Dışişleri Bakanı olan İbrahim Yezdi İran İslam Cumhuriyeti'nin dış siyasetinin stratejisini " Pozitif tarafsızlık" olarak adlandırdı ve bununla ilgili şöyle bir açıklama yaptı:" Biz süper güçler arasındaki çatışmalara ve savaşlara girmeyerek pozitif tarafsızlığımızı koruyacağız…. Biz hiçbir cepheye karışmayacağız ancak aynı zamanda kendimizi tecrit de etmeyeceğiz. Dünya ile ilişkilerimizi makul bir şekilde devam ettireceğiz. "

Mehdi Bazergan'ın geçici hükümeti Kapitülasyon ve İran ile Amerika arasındaki savunma anlaşmasını iptal ettikten sonra Batı ve Amerika ile ilişkileri normalleştirmek ve yeniden kurdurmak ve güveni sağlamak için yeni adımlar atmaya başladı. Bunun için dönemin Başbakan Yardımcısı Abbas Emirentezam, İran ve Amerika Büyükelçisi ile ilişkilerin kurulması için ara bulucu olarak görevlendirdi. Mehdi Bazergan Hükümetinin Amerika'nın İran üstündeki sultasına son verme doğrultusundaki çabalarına rağmen William Sullivan " Tahran'da Görev" kitabında Mehdi Bazergan'dan naklen şöyle bir meseleye değiniyor:" İran devrimci hükümeti Amerika ile ilişkileri tekrar başlatmaya isteklidir. "

İranlı yazar Ruhullah Ramazani ise "İran İslam Cumhuriyeti Dış Siyasetinin İncelenmesi İçin Analitik Çerçeve" adlı kitabında bu konu ile ilgili şöyle yazmaktadır:" Geçici Hükümetin Başbakanı Mehdi Bazergan, Şah ve Amerika arasında oluşturulmuş pratik ittifaka son vererek Amerika'nın sultasını da noktalamak istiyordu. " 

Başka bir deyişle Geçici Hükümet İran ve Amerika arasındaki ilişkilerin kesilmesini değil yeni ölçütlere göre düzenlenmesini istiyordu.

Başbakan Mehdi Bazergan şöyle bir açıklamada bulunmuştu:" İran, Amerika ile dostane ilişkilerini karşılıklı saygı çerçevesinde tekrar başlatabilir. İran neden Amerika'dan silah almasın? Böyle bir ilişki bizim hakkımızdır. "

Geçici Hükümet Dışişleri Bakanı İbrahim Yezdi ise bu konu ile ilgili şöyle bir açıklamada bulunmuştu:" Geçmiş artık geçmiştir. İranlılar söylem değil eyleme önem veren insanlardır. Bizim aramızda işbirliği için bir çok ortak alan mevcuttur. İran aradan zaman geçtikçe Amerika teknolojisine ihtiyaç duyacaktır."

Geçici Hükümet Başbakanı Mehdi Bazergan'a ve hükümetine yönelik önemli eleştirilerden biri de bu hükümetin emperyalizme karşı mücadeleye ve özgürlükçü hareketlere karşı duyarsızlığı ve Siyonist Rejim İsrail ve Güney Afrika'dan başka bütün ülkeler ile ilişkileri geliştirmeye ilgi duyduğu gerçeği olmuştur. Halbuki İran'daki devrimci halk ve gruplar Amerika ile ilişkilerin tekrar başlatılmasını istemiyordu. Zaten İran halk Amerika'yı Şah Rejiminin en önemli destekçisi olarak niteliyor ve bu devlete hiçbir şekilde güvenmiyordu. Nitekim daha sonraki yıllardaki olaylar da Amerika'nın  İran İslam Cumhuriyeti'nin mahiyeti ve aslında İslami hüviyeti ile sorun yaşadığını ve kabullenmediğini gösteriyor.

Başbakan Mehdi Bazergan ve dönemin Dışişleri Bakanı İbrahim Yezdi, Ekim 1979'da Cezayir başkenti Cezayir kentinde dönem Amerika Başkanı Jimmy Carter'in Ulusal Güvenlik Danışmanı Zbigniew Brzeinski ile bir görüşme yaptılar. İşte bu görüşme, Tahran'daki Amerika büyükelçiliğinin ele geçirilmesine, Mehdi Bazergan'ın İran'ın siyaset arenasından saf dışı bırakılmasına ve İran'ın dış siyasetinde yeni bir dönemin başlamasına neden oldu.