Mayıs 17, 2019 18:50 Europe/Istanbul

Bugünkü bölümde çocuklara saygı duymak ve onları sayıp hürmet etmek zarureti konusunu ele alacağız.

Çocuklara saygı duymak onların kişiliklerinin şekillenmesinde büyük bir öneme sahiptir. Birine saygı duyup ona hürmet etmek, kişide büyük ve saygı değer olduğu hissinin oluşmasına ve kendine yönelik hoşgörülü olmasına neden olur. Bu da kişinin özgüvenini ve izzetini arttırır. Çocuklar da başka insanlar gibi sevilmeye ve saygı görmeye muhtaçtırlar. Bu yüzdendir ki Allah Resulü Hz. Muhammed Mustafa saa da şöyle bir tavsiyede bulunmuştur:" Çocuklarınızı sevin, onlara karşı merhametli olun ve onlara verdiğiniz vaatleri yerine getirin. "

Peygamber Efendimiz başka bir yerde şöyle buyurmuşlardır: " Çocuklarınızın adını söylediğiniz zaman bile ona hürmet edip, onun oturması için yer açın, ona karşı hiçbir zaman somurtmayınız."

Başka bir yerde ise şöyle buyurmuşlardır:" Kim ki çocuğunu öperse bu amel onun için hasenat sayılacaktır."

Gerçekte bütün bu ifadeler, çocuklara karşı saygılı ve hürmetli olmak gerektiğinin bir göstergesidir. Anne baba bu hususlara riayet ederek kendi çocuğunun değerini bilip onun ruhsal gereksinimlerini karşılamış olacaktır.

Saygıdan kastettiğimiz, karşı tarafta rıza, değerli olma ve memnuniyet hissini doğuran zihinsel ve davranışsal tavırlardır. Çocuklarının kişiliklerine önem veren anne babalar saygı çerçevesinde çocuklarına hürmet edip bu değerli varlıkların haklarına riayet etmeleri gerekir. Çocuğa saygı duymak çocuğun şahsiyetinin yetiştirilmesi ve geliştirilmesinde en önemli etkenlerden biri sayılır. Saygı ve hürmet gören bir çocuk kibar ve kişilikli büyüyüp kendi şahsiyetini korumak için kötü eylemlerden sakınan bir insana dönüşecektir.

Özgüven, nefse hürmet etme, izzetli olma ve değerli olma hissini yetiştirmek çocukların ve delikanlıların kişiliklerinin uygun bir şekilde gelişmesi için en temel etmenlerdendir. Yüksek özgüven ve irade, karar verme gücü, yaratıcılık, yenilikçilik, ruhsal ve fikir sağlığı, kişinin izzeti nefsi ve değerli olma hissi ile doğrudan ilişkilidir. Çocukların ve gençlerin zihinsel ve potansiyel yeteneklerinden azami derecede yararlanması için kendilerine ve çevrelerine olumlu şekilde yaklaşmasına ve zengin bir azim ile çaba göstermesine ihtiyaç vardır.

Psikologlara göre çocuğun cezalandırıldığı ve onunla kavga edildiği zaman bile onu utandıracak veya aşağılayacak davranışlarda bulunulmaması gerekiyor. Fiziksel şiddet ve dövme, insanı ciddi derecede incitip aşağılanmasına neden olup aynı zamanda da kişiye ve çocuğa saygı duymanın önünü de keser. Çoğu zaman çocukları ağlatan şey dayaktan kaynaklı acı ve ağrı hissinden ziyade aşağılanma ve horlanmaktır. Bundan dolayı çocukları horlayacak her hangi bir davranışta bulunmaktan sakınmalıyız.

Çocukların davranışsal bozukluklarının en temel sebeplerinden biri de anne babanın çocuğa karşı saygı ve şefkatinin yetersiz olması veya hiç olmamasıdır. Çocukların kişiliklerini şekillendirmenin ve zenginleştirmenin en önemli yöntemlerinden biri de onlara hürmet etme ve her hangi bir aşağılama ve hakaret yapmaktan sakınılmasıdır. Çocuğun nefsinde aşağılanma hissinin oluşmaması için anne ve baba çocukluğun ilk çağından beri bu konuda duyarlı olup sözleri ve davranışları ile çocuklarının kişiliklerini yetiştirip onlara bağımsızlık hissini aşılaması lazım. İmam Sadık as bu konu ile ilgili şöyle buyurmuşlardır:" Çocuklarınızı sevip  sayın ve onları edepli yetiştirin, Allah da sizin günahlarınızı bağışlasın. "

İslam tarihinde de Peygamber Efendimizin siyerini anlatan  yani Siyer-i Nebevi kitaplarında çocuklara saygı duyma ve onlara hürmet etme konusunda birçok örnek mevcuttur. Bir rivayete göre Allah Resulü Hz. Muhammed saa halkı namaza çağırdı. Çocuk olan Hasan as da Peygamber Efendimizin yanında idi. Peybamber Efendimiz Hz. Hasan'ı yanına oturtup namaza başladı. Peygamber Efendimizin secdesi çok uzun sürdü. Ravi başını kaldırıp Hasan as'ın yerinden kalkıp Peygamber Efendimizin mübarek omuzunda oturduğunu gördüğünü yazıyor.  Namaz bittiğinde namaz kılanlar şöyle sordular: Ey Allah'ın Resulü! Şimdiye dek böyle bir secde görmemiştik. Size vahiy indi diye zannettik." Peygamber Efendimiz şöyle buyurdular:" Vahiy inmedi. Oğlum Hasan secdede iken omzuma yasladı. Acele edip onu düşürmek istemedim. Çocuk omzumdan inene dek sabrettim."

İslam Peygamberinin torununa karşı halkın ortasında böyle davranması Hz. Muhammed saa'dan çocuklara hürmet edilmesi gerektiği konusunda açık bir örnektir. Peygamber Efendimiz'in secdesini uzatması torununa karşı azami derecede saygısını gözler önüne sermektedir.

Peygamber Efendimiz çocuklara hürmet etmesinden dolayı kimi zaman secdelerini uzatıp kimi zaman da namazlarını hızlı bir şekilde bitirirlerdi. Rivayetlerde şöyle yazılmıştır:" Allah Resulü oturmuşlardı. Hasan ve Hüseyin as girdiler. Peygamber Efendimiz onlara hürmet için yerinden kalkıp onları bekledi. Çocuklar yürürken zorlanıyorlardı. Çocukların Peygamber Efendimiz'in yanına yetişmesi biraz zaman aldı ancak Peygamber Efendimiz oturmadı. Allah Resulü çocuklara doğru gidip onları karşıladı. Kucağını açıp onları omzuna aldı ve şöyle buyurdu:" " Aziz çocuklarım! Bineğiniz ne güzeldir, siz ne güzel binicisiniz. Babanız ise sizlerden daha üstün."

Bu hususu göz önünde bulundurduğumuzda Peygamber Efendimiz'in birkaç boyutta çocuklarına hürmet ettiğini görüyoruz: Ayağa kalkmak, beklemek, karşılamak ve omuzuna almak. İşte Peygamber Efendimizin uygulamalı hürmetleri bunlardır. 

Esasında Allah Resulü kendi çocukları ve başka çocuklara karşı da özel bir şefkat ile davranıp çocuklara lütufta bulunmak-saa- ve onlara inayet etmek Hz. Muhammed saa'in  çok beğenilen huyları ve vasıflarından biri idi.

İslam Peygamberi -saa- çocuklara selam vermekte de her zamanda önayak olup çocukların oynamaya davetini de reddetmeyip onlar ile beraber oyunlara katılırdı. Yolculuktan dönerken ise çocuklar onu karşılamaya geldiğinde Peygamber Efendimiz onları okşayıp şefkatle davranıp hatta bazılarını bindirip ashabı da başka çocukları omuzlarına bindirip şehre kadar getirirlerdi. Böylece çocukların fikrinde güzel ve tatlı hatıralar yaratmaya çalışırlardı. Çocukların şahsiyetine saygı duyulması Peygamber Efendimizin davranışlarında ve siyerinde görülen bir olaydır. Peygamber Efendimiz bu yolla çocuklarda özgüven ve değerli olma hissini yaratmak istemiştir.

Allah Resulü ve Ehlibeyt İmamlarımızın çocuklara merhamet edilip şefkat gösterilmesinin gerekliliği içerikli tavsiyelerinin nedeni aslında çocuklarda özgüven ve değerli olma hissini yaratma çerçevesinde değerlendirilmelidir.  Genel olarak büyüklerin çocuklara karşı saygılı olup onların şahsiyetinin gelişmesi ve filizlenmesi doğrultusunda hareket etmeleri gerektiği söylenebilir. Güzel bir isim seçmek çocuklara duyulan saygının bir başka örneğidir. Çocuklara güzel adlar ile seslenip şefkat dolu sözler kullanmak çocuklara hürmet etmenin ta kendisidir.

Masum Ehlibeytimizin siyerinde de çocuklar her zaman "azizim, değerli çocuğum" gibi kelimeler ile muhatap alındığını görürüz. Kisa (الکساء) hadisi şerifinde ise Hz. Fatıma sa'nın çocuklarına " gözümün nuru ve yüreğimin canı" olarak seslendiğini görürüz.

Çocuklara karşı saygı duymanın bir başka yolu da onlar ile tokalaşmak, toplumda onlarla selamlaşıp hal hatırını sormaktır. Böylece çocuk yok sayılmadığını anlayacaktır.

Çocuklara karşı verilen sözleri ve vaatleri tutmak ve yerine getirmek de sizlerin onlara karşı saygılı olduğunuzu gösteren başka bir etkendir. İslam dininde de müminlerin özelliklerinden biri de ahde bağlı kalıp vaatleri yerine getirmektir. Ahde vefa İslami ve insani bir görev olmasının yanı sıra çocuklara saygı duyulduğunun da bir göstergesidir. Çocuğunuzu parka götürmek için söz verip bu sözü tuttuğunuz zaman çocuğunuz içten içe değerli olduğunu düşünmeye başlayıp önemli sayıldığından dolayı mutluluk duyar. Ancak sözünüzü tutmadığınız zaman çocuğunuz değersiz olduğunu hissedip üzüntü duymaya başlar. Verdiğiniz vaatleri yerine getirmezseniz çocuğunuzun kişiliğine saygı duymadığınızın yanı sıra onara yalancılığı da öğretmiş olacaksınız.

Çocuğa saygı duymanın bir başka yöntemi de onu affetmek ve hatalarını bağışlamaktır. Çocuk bir hata yaptığı zaman sabır ve saygı ile onu uyarıp bağışlamanızda fayda var.

Çocuklar saygı gördükleri ve kişiliklerine hürmet edildiği sürece daha iyi gelişip daha huzurlu bir ruh haliyle büyürler. Böylece toplumda da filizlenen yetenekleri sayesinde başarılı bir varlık gösterirler.