İslam inkılabının zaferinden kırk yıl sonra İran - 39
Stratejik açıdan bakıldığında, her ülkenin güvenliği, o ülkenin savunma sanayiindeki bilim ve teknoloji ile doğrudan orantılıdır. Dolaysıyla eğer bir ülke bu tür bilim ve teknolojilerden yoksun ise veya çok az yararlanıyorsa, savunma alanında ciddi sıkıntılarla karşılaşacak demektir.
Savunma iktidarını şekillendiren önemli unsurlardan biri, savunma gücünü ve caydırıcılık kapasitelerini tehditlerin çeşidi ve seviyesine göre korumak ve geliştirmektir. Öte yandan İran İslam Cumhuriyeti nizamı açısından savunma sanayiini ve savunma ve caydırıcı gücümüzü geliştirirken üzerinde durulması gereken önemli bileşenlerden biri, bu alanda ahlak ilkesini göz önünde bulundurmaktır. Bu yüzden İran İslam Cumhuriyeti savunma gücünü geliştirirken, ahlak ilkesine bağlılığı yüzünden bazı kısıtlamalarla karşı karşıya bulunuyor. Örneğin İran İslam Cumhuriyeti İslam dininin temel ilkeleri ve ahkamı gereği kimyasal veya nükleer silahlar gibi kitle imha silahlarını haram ve yasak biliyor.
Aslında bu ilkeler İran İslam Cumhuriyeti nizamının askeri iktidarını şekillendiren ilkelerdir. Bu arada bu iktidarın başta ABD olmak üzere zorba güçlerin kabusuna dönüştüğü belirtilmelidir.
İran’ın savunma sanayiinde kaydedilen ilerlemeler aslında İran milletinin geçmiş yıllarda saldırgan güçlere karşı direnişi ve bilimsel açıdan büyük adımlar atmasının sonucudur. Nitekim bilimsel alanda da büyük başarılar elde edilmiş ve sonuçta İran’ın tehditlere karşı iktidarını ve gücünü geliştirmiştir.
Bugün İran silahlı kuvvetleri savunma sanayii alanında hem yazılım ve hem dizilim bakımından yüksek potansiyellere sahip olan bir ülkedir. İSK’nın savunma sanayii alanında ilerlemesinin başlangıç noktası Saddam rejiminin dayattığı sekiz yıllık savaş yılları ve İran’ın çok yönlü kuşatma altına alındığı dönemine denk gelmektedir. Bugün İran’ın savunma sanayii yerli uzmanları ve yerli kapasitelerinden yararlanarak kısa aralıklarla en yeni ve en güçlü füzelerini tanıtıyor. Bu füzelerin her biri ülkeyi savunma doğrultusunda belli bir hedef için kullanılıyor.
Bugün İran İslam Cumhuriyeti kutsal savunma yıllarında elde ettiği deneyimler ve savunma sanayii uzmanlarının çabaları sayesinde çeşitli özelliklere sahip olan türlü balistik ve kısa menzilli füzeleri imal ederek her türlü tehdide göre caydırıcı gücünü geliştirmiş bulunuyor.
Amerika’nın uluslararası stratejik etüt merkezi bir raporunda İran’dan bölgenin en büyük füze gücü şeklinde söz ediyor ve Tahran yönetimi en büyük balistik füze ve roket depolarına sahip olduğunu belirtiyor. Söz konusu düşünce kurumu raporunun bir bölümünde de bazı çevrelerin silah yaptırımları İran’ın askeri teknoloji alanında durdurmayı başardığına inandığı halde İran yaptırımlara rağmen kapasitelerini geliştirdiğini vurguluyor.
Amerika’nın uluslararası stratejik etüt merkezi raporunda İranlı mühendislerin tüm uluslararası yaptırımlara ve ihracat yasalarının kısıtlamalarına karşın turbo jet ve turbo fan motorlarının yapım teknolojilerine kavuştuğunu ve İHA yapımında bu teknolojilerden yararlandıklarını kaydediyor.
Gerçekte İran İslam Cumhuriyeti asla başka ülkelere tecavüz etme niyetinde değildir, fakat gerektiği zamanlarda da askeri gücünü sergileyebileceğini ve tehditleri bertaraf edebileceğini ispatlamış bulunuyor. Nitekim bugün İran İslam Cumhuriyeti silahlı kuvvetleri gerektiğinde taarruz taktikleri ile ülkeyi var gücü ile savunabilecek seviyeye gelmiştir.
Siyaset meseleleri uzmanı Şahab Şabaninia bu konuda şöyle diyor:
İran İslam Cumhuriyeti sekiz yıllık savaş deneyiminden yararlanarak savunma gücünü füze gücü temelinde inşa etmeye başladı ve şimdi bu alanda dünyanın dördüncü büyük füze gücü olarak anılacak seviyeye ulaştı. İran silahlı kuvvetleri füze gücünün küçük bir bölümünü geçtiğimiz günlerde düzenlediği İktidar-97 adlı askeri tatbikatta sergiledi.
İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei 31 Ağustos 2016 tarihinde de savunma Bakanı ve bakanlığın üst düzey yetkilileri ve uzmanları ile görüşmesinde savunma ve taarruz gücünü geliştirmek, İran İslam Cumhuriyeti nizamının en doğal hakkı olduğunu belirtti. Ayetullah Hamanei, İSK’nın caydırıcı gücünü geliştirmek, İran İslam inkılabının beşinci onyılında en temel gereksinimlerinden biri olduğunu ifade etti.
Bugün İran İslam Cumhuriyeti caydırıcı gücü bakımından ve hatta askeri taarruz gücü itibarı ile bölgede güvensizlik yaratmaya çalışan her türlü güce karşı koyabilecek güçtedir. Bugün İran’ın füze gücü, İslam Cumhuriyeti nizamının askeri gücünün en temel bileşenlerinden biridir ve savunma sanayii uzmanları ülkenin caydırıcı güce olan ihtiyacı çerçevesinde sürekli füzelerin isabet gücü ve yıkıcı gücü gibi özelliklerini geliştirmektedir.
Gözlemcilere göre de İran İslam Cumhuriyeti bu temele göre güçlü bir ülkedir ve küresel bir güce dönüşmek üzere olan bir devlettir. Amerika’nın dışişleri eski bakanlarından Colin Powel de bundan bir kaç yıl önce İran’ın savunma gücü hakkında saçmalayan Suud rejimi elebaşılarına hitaben şöyle demişti: Ben Suudi arkadaşlara İran ile söz düellosu yapmaktan el çekmelerini tavsiye ediyorum, zira İran S. Arabistan’ı bir kaç saat içinde sanayi çağı öncesi döneme geri itebilecek güçtedir.
Amerika’nın dışişleri eski bakanlarından Colin Powel üç Suud askeri uzmanın bir kaç saat içinde İran hava sahasını ele geçirebilecekleri yönündeki saçmalıklarına gösterdiği tepkide şöyle dedi: Eğer İran sizinle doğrudan savaşa girecek olursa, sizler hatta telefonu alıp bizden yardım istemeye bile fırsat bulamayacaksınız. Hatta biz bile İran hakkında böyle bir iddiada bulunmadık.
Son yıllarda Batılı devletler bölgede oluşturdukları şartların ardından İran İslam Cumhuriyeti kendi çıkarlarını koruma uğruna askeri gücünün küçük bir bölümünü sınırların ötesinde kullanmak zorunda kaldı, ancak bunu bile tahammül edemeyen Batılı devletler şimdi de İran devleti sınırlarını Akdeniz sahillerine kadar genişlettiğinden söz ederek İranlı askeri müsteşarların Suriye’deki varlığına itiraz ediyor.
Aslında Amerika’nın esas kaygı duyduğu konu, İran milletinin direnişi ve bağımsızlığı karşısında bozguna uğramış olmaktır.
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo bir süre önce Haritage düşünce kurumunda İran ile müzakere etmek için kendince bazı şartları ileri sürerek neyin peşinde olduklarını ortaya koydu. Pompeo 21 Mayıs 2018’de yaptığı konuşmasında İran’a 12 şart dayatmaktan söz etti ve dördüncü şartında da İran’dan balistik füze programına son vermesini istedi.
American Inteprise müessesesi Ağustos 2017’de yayımladığı raporunda şu ifadelere yer verdi:... İran uzmanlığın had safhasına ulaştığı alanlardan biri, balistik füze üretimidir. İran’ın balistik füzeleri bu ülkenin caydırıcı gücünün eksenidir.
Bugün İran İslam Cumhuriyeti füze, radar, zırhlı araç ve İHA gibi askeri teçhizat yapımı alanında en üstün güçlerden biridir ve savunma bakanlığının temel stratejisini İSK’nın ihtiyacı olan bu tür teçhizatta ülkeyi bağımsız hale getirmekten ibarettir.