Temmuz 31, 2020 19:49 Europe/Istanbul

Bugün yine geçen haftanın devamında İranlıların eski zamanlarda su tasarrufu ve su taşımacılığı konusundaki çalışmalarını ele alacağız.

İran’ın güney batısında Şuşter ve Dezful kentlerindeki su tesisleri ve yapıları, eski dönemlerde insanların nasıl bir maharetle yüzeysel suları kontrol ettiklerini gösteren iki önemli ve örnek yapılardır. Akan sular ya nehir yolunda veya kayalardaki deliklerde su değirmenlerini çalıştırıyorlardı. Akan suların gücü, buğday ve diğer tahılları öğütme gücüne sahiptiler.
Su kaynaklarının yönetiminde ve intikalinde ayrıca su yapı inşaatları alanlarında İran’ı ilk ülkeler arasına yerleştirebiliriz. Bu konuda en önemli icatların büyük bir bölümü Huzistan ilinde bulunuyor.
Dezful’da ilk su değirmeni, Dezful tarihi köprüsü ile birlikte bundan bin 700 yıl önce ve Sasaniler döneminde, halkın ihtiyaçları dikkate alınarak Dez nehrinin yatağında inşa edildi.
Söz konusu değirmenlerin bir çoğu yaklaşık 70 yıl öncesine kadar çalışıyor ve halkın una olan ihtiyacını karşılıyordu fakat un fabrikasının kurulması ile söz konusu değirmenler eski önemini giderek yitirdi.
Günümüzde su değirmeni olarak bilinen yapılar eski zamanlarda bent ve değirmen olarak kullanılan su yapılarından oluşuyor. Bu kompleksler Dez nehrinin daimi su akışı, değirmenlerde üretilen ürünlerin örnekleri ile kentin merkezi çekirdeği ile eşzamanlı olarak inşa edildi ve gelecek yıllarda kentin genişlemesine orantılı olarak genişletildi.

Dezful su değirmenlerinin mazisi Sasaniler dönemine dayanıyor. Fakat nehrin 3 bölümünde günümüze ulaşan değirmen kalıntıları Safeviye ve Gacarlar dönemine dayanıyor. Bu yapılar nehir molozu, tuğla ve saruj harcı ile inşa edilmiştir. Değirmenlerin mimari şekli ise ilçenin yerel mimari tarzıdır ve birbirine bağlı bir kompleks şeklinde inşa edilmiştir.
Değirmenlerin nehirdeki konumu onların eski dönemlerde tıpkı bir baraj gibi suyu istenilen tarafa yönlendirecek şeklindedir. Bu sistem, Sasaniler dönemindeki en ileri sistemdi . Bu yapı, “Pol band” veya “Demberec” olarak bilinir ve nehrin batı ve doğu kesimini tıpkı bir köprü gibi birbirine bağlarken  aynı zamanda sulama veya kente su ulaştırmak için arkada biriken su seviyesini kontrol edebiliyordur. Söz konusu değirmenlerin içindeki yüksekliği nehir yüzeyinden yaklaşık 4 metredir.
Fransız arkeolog Roman Grişman (Ghrishman) “İran sanatı” adlı kitapta bu sistemin eski tarih döneminde en eski sistem olduğunu ve geçmişinin de 1400 ila 1500 yıl önceye dayandığını belirtiyor. Tabi yapılan araştırmalar ise bu tarihleri doğruluyor. 
Nehrin ortasında Polband’in köprü ağızlarından birinde Sasani eyvanlara benzeyen büyük bir kemer var ve Sasani eyvanlarını anımsatıyor. Sasani şahlarının bu tarz mimariye olan ilgileri nedeni ile buranın bir Serdar veya büyük bir yetkilinin yeri olarak belirlendiğini düşünebiliriz. Bu yapılar muazzam Polbandların bazı parçalarıdır ki daha sonraları çeşitli bölgelerinde yapılan değişikliklerle değirmene dönüştürülmüştür.
Değirmendeki taşlardan alttaki sabit iken diğeri nehir suyun kuvveti ile dönüyordu. Her değirmenin 5 işçisi varmış ve her biri katır ile değirmene buğday getirme, buğdayları değirmen taşına kadar taşıma, değirmen taşlarını kontrol etmek ve unları toplamak gibi farklı görevleri varmış. Ayrıca bir kişi de değirmende gece nöbetine kalırmış. 
Eski zamanlarda nehirde su hacmi azalınca su seviyesini yükseltmek ve suyu değirmenlere doğru yönlendirmek için içi taşla dolu hasır sepetler üst üstte konularak kullanılıyormuş. Aslında bu sepetler tıpkı bir derivasyon bent görevini yapıyormuş. 
Değirmen özel mülkiyete sahipti ve Safeviler döneminde sayıları 50 ila 60 adetti; fakat onların bazı bölümleri mevsim selleri sonucu tahrip olmuştur. 
Dezful su değirmenleri Dez nehrinin çeşitli bölümlerinde bulunuyorlar. Onlardan bir kısmı Dezful barajından yaklaşık 800 metre ve Dez kıyı eğlencenin güneyinde, bir kısmı Dezful (ikinci) yeni köprü altında ve diğer bir bölümü de ilçenin eski köprüsü yanındadır.

Fakat dünyanın en eski çok amaçlı sanayi kompleksi Şuşter kentindedir. Bu kompleks su taşıyan tüneller, bent, un üretim değirmenleri, çekirdek yağı çıkartma gibi bir çok işlevi olması nedeni ile dünyanın en eski tarihi çok amaçlı kompleksidir. 
UNESCO tarafından "yaratıcı dehanın bir başyapıtı" olarak nitelendirilerek 2009 yılında Dünya Mirası olarak ilan edilerek, İran’ın  BM listesinde yer alan 10. Miras alanı olan Şuşter tarihi su sistemi (Saz-e Abi Şuşter) birbirine bağlı olarak çalışan 13 tarihi eserden oluşuyor. Bu eserler Ahameniş döneminden Sasanilere kadar suyun daha verimli kullanılması için inşa edilirdi.
Fransız arkeolog madam Jane Dieulafoy seyahatnamesinde bu alanın, endüstri devriminden önce en büyük sanayi kompleksi olduğunu belirtiyor. Söz konusu tarihi 13 eser birbirinden kısa mesafelerde ve Şuşter kentinin yakınında bulunuyor.

 

Şelaleler ve su değirmenleri, tarihi Şuşter su sisteminin en büyük ve en çok ziyaretçisi olan bölümdür. Bu tarihi komplekste önemli miktarda su değirmeni vardır ve değirmenlerin dönmesi için su gücünün kullanılma örneği açısından mükemmel sayılır. Bu kompleks eski asırlarda suyun en verimli şekilde kullanılması için eşsiz örneklerden biridir.
Bu tarihi kompleksin en bariz özelliklerinden biri, eksi Şuşter kentinin tarihi ve eski bölgesinin yanında olmasıdır. Bu bölge sanayi kullanımının yanısıra suyun az olduğu dönemlerde kentin su ihtiyacını da karşılar. Bu komplekste çok güzel bir manzara oluşturan ve özel bir görüntü sergileyen olay ise su değirmenlerinde kullanılan su atıklarının suni şelaleler olarak oramı güzelleştirmesi ve büyük bir havuza akmasıdır. Ayrıca Se Kure, Dehane Şehr ve Beliti olarak tanınan 3 ünlü tünelin su kaynağı olan arka bentlerin bölgesi de kendine has doğal güzellikleri vardır. 
Su tünellerin tasarımındaki ilginç konulardan biri ise tarla sulaması dışında bazı farklı alanlar için kullanılabilmesidir. Gerger köprü arkasındaki 3’lü tüneller, değirmeni çevirmek için suyun belli hacmini aktarma görevleri vardı. Gerger nehri üzerinde Şuşter su değirmenleri ve şelaleleri, eski dönemlerin mühendislik ve teknik biliminin şaheserlerindendir. Gerger nehri ise tamamen “dest kend” yani el ile oyulan bir nehirdir ve Sasani dönemi şahlarından Erdeşir Babekan tarafından inşa edildiği söyleniyordu. Fakat arkeolojik araştırmalarda bu tarih daha da geriye götürüldü.
Şuşter kentinde yaşamın uygun şartları ve seçkin konumu ise Karun nehrine yakın olmasındandır ve bu yüzden tarih boyunca halkın bu bölgede yaşaması için uygun ortam oluşturmuştur.
Şuşter’deki en eski tarihi eserler, Paleolitic dönemi ve tarih öncesine dayanır. Şuşter sular arasında tıpkı bir ada gibidir ve etrafında bir çok su yapıları, kanal, köprü bentler ve değirmenler şeklinde inşa edilmiştir. 
Tarihi rivayetlere göre Şapur Sasani döneminde Şuşter kenti altın çağını yaşıyor ve sahip olduğu sulama tesisleri ile donatılarak tarım sektörü en iyi dönemini yaşadı. 
Aslında Şuşter, çalışma açısından birbirine bağlı olan ve bu açıdan dünyada eşsiz sayılan bir kent olarak, su binaları ve tesislerin müzesi olarak kabul edilebilir.
Şuşter tarihi su tesislerindeki çalışma temeli ise Gerger barajının nehrin önünü keserek kayada oyulan tünellerin su alması için su yüzeyini yükseltiyor. 3’lü tüneller suyu komplekse yönlendiriyor ve bir çok kanala aktarıyor. Kanallardaki su değirmenleri çalıştırmanın ardından büyük bir havuz gibi alana şelale şeklinde akıyor.

Bu yüzden Şuşter ve Dezful tarihi su tesisleri, suyun diğer bölgelere taşınması için eski insanların ne kadar yüksek teknik ve mühendislik bilgisine sahip olduklarını gösteren en iyi örneklerdir. Bu sular ya nehir yolunda veya kayalarda oluşan veya var olan oyuklarda su değirmenlerini çalıştırıyordu. Akan suyun gücü buğday ve diğer tahılları öğütüyor ve inşa edilen baraj ve bentler de Karun nehrinin suyunu büyük kireç bir kayaya doğru yönlendiriyordu. Ve böylece asırlar boyunca insanlar birbirinin yanında dayanışma içinde ve doğa ile el ele en iyi şekilde su kaynaklarını yöneterek kullanıyorlardı.
Bu hafta da sizlerden ayrılırken biraz düşünmenizi ve bu sorulara cevap vermenizi istiyoruz.
Acaba bu yöntemler günümüzde işlevsiz mi olmuş? Acaba bu binalar eskimiş  mi? Acaba 21. yüzyılda bu binalardan vedalaşacak kadar ilerledik mi?
Suyun kıymetini bilelim. Esen kalın./012

Etiketler