Şarkiyatçılar Açısından İslam Peygamberi-27
Bu bölümde ünlü Alman şarkiyatçı Bayan Annemarie Schimmel'in Muhammed Resulullah adlı kitabı ve çalışmaları ile ilgili konuşacağız.
Dünyayı fikirleri ve görüşleri ile etkileyen insanlık tarihinin büyük şahsiyetleri, bıraktıkları etkilere ve izlenimlere göre insanlık hayatının tarihinde adları var olan insanlardırlar. Bu kişiler ve kişilikler dünya üzerinde bıraktıkları etkilerden dolayı onları araştıran düşünürler ve düşünce sahipleri aracılığı ile daha iyi tanınabilirler.
Hz. Muhammed saa'in ilahi ve nurani karakteri de dünyada büyük bir insani medeniyetin kuruluş örneği oldu. Bu eşsiz insan kendi mensupları tarafından övülmesinin yanı sıra bilim insanları ve düşünürler tarafından da övülmüştür. Birçok Batılı düşünür ve bilim insanı bile Hz. Muhammed saa'in büyüklüğü ile ilgili eserler yazmıştır. Genelde gayrı Müslimler ve şarkiyatçılar bile Hz. Muhammed saa'i övmeye layık görmüşlerdir.
Bu çerçevede Annemarie Schimmel'in düşünceleri ilgi çekicidir. Muhammed Resulullah kitabının yazarı Annemarie Schimmel kitabının önsözünde şöyle yazıyor:" Bu kitap Allah Resulü Hz. Muhammed'e olan merakımın ve ilgimin ürünüdür. Hayatımın yirmilerinde ilk kez Muhammed kavramı ile irfani bir isim olarak tanıştım ve ona ilgi duymaya başladım. Ruh ve psikolojinin şekillenmeye hazır olduğu o yıllarda Bengalli tarihçi Seyyid Emirali'nin " Muhammed'in öğretileri ve hayatı " isimli kitabını okudum. Anerae'nin alimane bir şekilde yaptığı araştırmayı da beğendiğim ve esin kaynağım olan eserlerdendi. Öğrencilik çağında Berlin Üniversitesindeyken Süleyman Çelebi'nin Hz. Muhammed methinde söylediği şiirlerden etkilendim. Yıllarca araştırmanın ardından Hz. Muhammed, erdemli ilahi elçinin, son vahiye dayalı dini getiren peygamberlerin sonuncusu olduğunun farkına vardım. Öyle bir din ki tüm semavi dinlerin toplamıdır ve aynı zamanda genel ilkeleri aynı asalet ve arındırılmış şekilde yeniden ifade ediyor. "
Profesör Annemarie Schimmel gençlik çağından şarkiyatçılık ve İslamolojiye ilgi göstermeye çalışıp daha sonra da aydınlatma adına Batı'da İslam dininin hakikati hususunda adım attı. Tabii Schimmel'in yarım yüzyıl içerisinde bildiği İslam, İslam'ı hiç tanımayan Hristiyan papazların ve Avrupalı bilim insanlarının tanıttığı İslam'dan çok farklı idi. Bu kesim Allah kelamını ve vahyini çarpıtarak Allah Resulünü de hırçın ve savaştalep bir insan olarak tanıtmak istiyorlardı. Schimmel bu gerçekleri acı ve dramatik olarak adlandırıp İslam'ı yeniden araştırmaya başladı.
Annemarie Schimmel bu yeniden gözden geçirmesinin ardından İslam hakkında şöyle yazdı:" İslam, Batılılar arasında yanlış bilinmiş ve kimi zaman cahil ve kimi zaman da garazkar insanlar tarafından gerçek dışı durumlar ile suçlanmış bir dindir. " Schimmel, İslami irfan, maarif ve kültür hakkında 100'ü aşkın eser yazdı. Eserleri ise Almanca, İngilizce ve Arapça idi. Bu eserlerin arasında en göze çarpanı ise Muhammed Resulullah eseridir. Bu kitap Almanca ve İngilizce olarak yayımlanmıştır.
Bu Alman araştırmacının diğer yazılarından da onun Hz. Muhammed'e her peygamberden daha fazla önem verdiği görülmektedir. Bu şarkiyatçının geniş görüş ufku Allah Resulünün karakterinin farklı yönlerini de ele alıyor. Schimmel Müslüman ariflerin aydın görüşlerini gayrı Müslim düşünürlerin tartışmalarının yanında ele alıp heyecan verici ifadeler çerçevesinde okurlar için açıklıyor. Schimmel'in bu eserdeki ifadeleri ise bağnazlıktan uzak şefkat doludur.
Schimmel'in Muhammed Resulullah kitabındaki muhatabı ise Batı dünyasında yaşayan gayrı Müslimlerdir. Schimmel Allah Resulününün manevi ve insani simasını gözler yüzüne sererek Batılıların bu büyük insana yönelik yanlış düşüncelerini düzeltmek ve Hz. Muhammed'i rahmet ve dostluk peygamberi olarak tanıtmak istiyor. Schimmel'in bariz özelliği ise İslami ülkelere ve topraklara yolculuk yapması ve Müslümanların Hz. Muhammed saa'e yönelik derin sevgilerini yakından görmesidir.
Annemarie Schimmel bu husustaki fikirlerini şöyle açıklıyor:" Muhammed'in sünnetine uymak ve onun huyunun güzelliğine ilgi duymak her Müslüman'ı övmeye teşvik ediyor. İşte Allah Resulü de ümmeti arasında bu yüzden her zaman sevgiye layık görülüp taze tutuluyor. Muhammed Müslümanların yüreklerine, gönüllerine hüküm sürmektedir. "
Schimmel Avustralyalı yazar Arthur Jeffrey'den naklen şöyle yazıyor:" Hristiyanlar aptalca Müslümanları azarlamaktadırlar. Bu mesele ise gayrı Müslimlerin Allah Resulü Hz. Muhammed'in büyüklüğü ve saygısını anlamaktan aciz kaldıkları yüzündendir. "
Schimmel Batı'nın Hz. Muhammed saa ile ilgili yalan teoriler öne sürdüğünü söylüyor. Halbuki Schimmel'in dediğine göre Hz. Muhammed saa yeryüzünde en başarılı dini hareketi başlatmıştır.
Schimmel sözlerinin devamında şunları da ekliyor:" Bizim devirde, yıllarca İslam'ı yok olacak bir din varsayan Batı için Müslümanları yeniden tanımak hayret verici bir şeydir. Ancak bu yeniden tanıma ve gözden geçirme süreci Batı'yı İslam'ın kimi temel dini ve toplumsal düşüncelerini yeniden tanımaya sürüklemiştir. Müslümanların kültürü ancak bu şekilde anlaşılabilir. Ben de gayri Müslimlere Muhammed'in her insan için hayatının her anı için en iyi model ve örnek olacağını göstermek istiyorum. Müslümanlarına Hz. Muhammed saa'e olan ilgileri ve sevgileri büyük, heyecan dolu ve derindir. Asırlar boyunca birçok insan ona saygı duymuş ve ona mütevessil olmuştur. Şerefli onurlu lakaplar hep onun etrafında görülmüştür. Bu peygamber sonsuza dek namazda teşehhüt okurken onun gerçekten Allah resulü olduğuna şehadet getirenlerin en iyi hayat timsalidir.
Schimmel eserinin ilk bölümünde Allah Resulünün liyakatine değinerek şöyle diyor: " Hz. Muhammed saa düşünce denizine dalan, kendi dönemindeki gelenekler ve düşüncelerin daha yücesini ve iyisini arayan bir kişi idi. Kimi zaman Mekke yakınındaki Hira Mağarasına giderdi. Orada ilk ilahi arayışını yapıp, canı ilahi fermanlar ile doldu ve vahye layık görüldü. Muhammed kendisi de söyledi Kuran'daki ayetlerde de hep onun bir insan olduğuna vurgu yapıldı. Öyle bir insan ki özel yeteneği ilahi hak vahyini kabul etme kapasitesine sahip olmaktı. Hz. Muhammed saa ona ulaşan her şeyin yegane Allah'ın paha biçilemez feyzi olduğunu biliyordu. Muhammed saa insanlara feyizler getirmek için görevlendirilmişti. Eşhedü en lâ ilâhe illallâhu ve eşhedü enne Muhammeden resulullah " kutsal ifadeleri de onun kişisel ve toplumsal hayat tarzının dindarlar için geçerli ve yol açıcı bir yasa olduğunu gösteriyor. Başka bir ifade ile Hz. Muhammed'in davranışları en yüce ve en yüksek değere ve itibara sahiptir. "
Schimmel Allahu Resulünü tanıttığı bölümde ise şöyle diyor:" Hz. Muhammed saa en güzel ahlaklı insan olmasının yanı sıra çekici ve karizmatik bir isimdi de. Allah Resulününün güzel yüzü onun içindeki güzelliğin dışa yansıması idi. Çünkü Allahu Teala onu hem huy hem de yaratılış açısından güzel yaratmıştı. Allah Resulünün güzel kokusu ile ilgili ise bu büyük insanın Miraç gecesinde ilahi yolculuğa çıkmışken yüzünden bir kaç damla yaş aktığı ve güzel kokulu bir çiçeğin yeşerdiği söylenmektedir. Muhammed'in gösterişten uzak cazip ahlakı ile ilgili birçok sanatsal eser meydana getirildi ve şairler, edebiyatçılar ve arifler bu güzelliklerden söz etmeye başladılar. "
Bu Alman şarkiyatçı açısından genellikle Hz. Muhammed saa hakkında gerçek dışı bir bakışa sahip Batılı okur Allah Peygamberinin en bariz özelliğinin mütevazilik ve düşünceli olmak olduğunu anladıklarında hayrete düşerler. Farklı tarihi kaynaklar ise Hz. Muhammed saa'in zayıf kesime, mahrumlara özel ilgi duyduğunu ve sürekli onlara karşı şefkatli olduğunu net bir şekilde anlatıyorlar.
Hz. Muhammed saa ve ailesinin sade yaşamı da bir başka cazip nokta idi. Peygamber Efendimiz'in dolu dolu sergilenen şefkati ve merhameti insanların hepsine yönelikti. Çocuklara olan sevgisi dillere destandı. Sokakta onlara selam verip onlar ile beraber oynardı bile. Bu hususta Allah Peygamberinin annelere beslediği sevgi de anlatılmazdı.
Schimmel Hz. Muhammed saa'in dünya ve ahiret işleri için toplanan insanlar arasındaki yeteneklerine değinerek şöyle yazıyor:" Hz. Muhammed'in hayatının bir başka boyutu da din ve hükümeti sentezlemekti. Müslümanlar açısından Hz. Muhammed ilahi mesajı yaymak için dünyevi araçlardan yararlanarak insanları saadetle buluşturmalı. Bu özellik ise Muhammed saa'in risaletinin hakikati ve makamının büyüklüğünü arttırmaktadır. Bu yüzdendir ki Müslümanlar Batılı liberaller tersine din ve siyaseti ayrı bilmiyorlar. Genel olarak şöyle bir değerlendirmede bulunmak şart: " Peygamberlerin sonuncusu, barış ve cihat, manevi yolculuk ve manevi yararlanma, din ve dünya alanında görülen insan, hayatın her aşamasında ve her alanında insanlığın ve maneviyatın tam bir örneğidir. Onun yaptığı her şey kalıcı bir model olarak akıllara yazılacaktır. "