Ekim 02, 2020 20:42 Europe/Istanbul
  • Dünya'da su krizi, endişeler ve umutlar – 37

Günümüzde yerli teknoloji konusu, enerji krizi ve çevrenin uygunsuz durumu sebebi ile daha fazla önem kazanmıştır, bu yüzden endüstrinin doğa ile daha fazla bağlantı içinde olmaları için yenilenebilir enerjiler ve yerli teknolojilerin örneklerinden yararlanmak gerekir.

Bu arada yerli kanat teknolojisi sadece bir hidrolik yapı değil genelde tarihi bir eser ve turistik açıdan dikkate değerdir.

Kanat insanların yerleşim alanları, kurak ve yarı kurak bölgelerde sulama çalışmaları için suyun temini bağlamında tarihi bir su yönetim sistemidir. Kanat sistemi İran’ın, iklimsel şartlara uyum sağlamak için bir şaheserdir. Hali hazırda dünyada 34 ülkede kanat sistemi mevcuttur fakat İran’da  çalışan ve yarı çalışır durumda olan 40 bin kanat, dünya çapındaki tüm kanatların sayısının bir kaçı kadarıdır.

Bir çok uzmana göre kanat, kentlerde su kullanma yönetimi için kalıcı bir sistem olabilir, hem kuru olan kentlerde suyun temin edilmesi ve hem rutubetli kentlerde sellerin kontrol edilmesi için. Bu yüzden yağmur suyunun kanat sisteminde yönetilmesine dair çok amaçlı bir su yönetim modelini (RWIQ) tanıttılar.

Buna rağmen kanat geleneksel su sistemidir ve bakım, koruma ve arıtmaya ihtiyacı var fakat mevcut sorunlarının çözümlenmesi için bazı yeni yöntemler önerilmiştir. Örneğin kanatın tünelinde jeotekstil boruları veya jeomembran maddelerin kullanılması aşınmaya karşı tüneli koruyabilir, üstelik bakım ve onarımı da daha kolay olacaktır. Ayriyeten kanat suyu çeşitli çökelti ve kirlilikten arındırılabilir ve dikey kuyuların girişi de geçirgen maddelerle kapatılabilir.

Gerçi yerel bir uzmanın bilgisi ana su kaynaklarının rotasını izleme ve kazılarda önemli rolü var; fakat modern jeofizik, radar teknikleri, coğrafi bilgi sistemleri ve uzaktan algılama robotları, yeraltı su kaynaklarının bulunması, ana kanalın kazılması ve dikey kuyuların kazılmasında kullanılabilir.

Kanat suyu genelde evde tüketildiği nedeni ile bir çok hastalığa da sebep olabilir. Bu yüzden ana kanalın üzerinde bir depo veya bir alan oluşturarak biriken su yeni metotlarla arıtılabilir. Buna rağmen yine de kanat sularının belirli kontrollerden geçilerek denetilmesi gerekiyor.

Londra su sistemi eski ve tarihi bilim ve kanat sisteminin modern su yönetiminde kullanılmasının bir modelidir. Bu sistemde pompa enerjisi kullanılmıyor ve sadece yer çekim gücünden yararlanılıyor. Bu yüzden hem enerji ve hem paradan tasarruf sağlanıyor. Londra’nın çevresinde 2,5 metre çapında daire kesitli bir tünel ve 21 dikey kuyu kazılmıştır. Ana tünel 40 ila 60 metre derinlikte, 4,5 km uzunluğunda ve 13 kuyu ile kent içinde bulunuyor.

Ana su borusundaki su pompalanmıyor onun yerine su depo alanında bulunan mahzenlerin altında yer çekim gücü kullanılıyor. Derinliği nedeni ile boru baskı altındadır, buna rağmen su deposuna girebilmesi için dağıtım bölümünde su dışarıya pompalanıyor. Bazen ana halkaya(her ne kadar naçiz olsa da) bir mahzen düşünülebilinir ve ihtiyaç duyulduğunda kullanılabilir. İhtiyaç duyulan yer çekim gücü için tünelin su ile dolması gerekiyor. İlk halka 1993’te inşa edildi ve 2025’e kadar genişletilmesi öngörülüyor.

Kanat doğal ve kararlı bir sistemdir ve çevre hayatı açısından çok değerlidir. Zira bu sistem yeraltı su kaynaklarını tehdit etmezken üstelik su kaynaklarını kullanmada sürdürülebilir gelişme alanında en uygun istihraç ve kullanma sistemidir. Kanatlar insana ekonomik uygulamaya ilaveten yeraltı su kaynaklarının istihracı açısından hassas bir ayarlayıcı da sayılıyorlar. Kanatların değerli tarihi mazileri var ve İran milli mirası arasında yer alıyorlar; fakat daha da ziyade, çevre ile uyumu nedeni ile coğrafyamızın doğal sağlığı için ana temel sayılıyor

Yeşil alanları kanat suyu ile sulamak arıtılmış içme suyunun boşuna harcanmasını engeller. Kanat sisteminde akan sular asırların ardından hala kalıcı bir şekilde akabiliyorlar. Bu yüzden kanatların çevre sağlığına hiçbir zarar vermediği üstelik bir çok durumda doğru yönetim ile faciaya sebep olabilecek olayları engelleyerek doğaya yardımda bile bulunduğu söylenebilinir. Suyun daha alçak seviyelere ve rakımlara yönlendirilmesi ile çöl arazi ve toprakların kalitesi yükseltilebilir, bitki örtüleri güçlendirilebilir

 

Su, bereketli varlığı nedeni ile bitki hayatı için uygun ortam hazırlar ve beraberinde güzel bir hava da oluşturur. Suyun varlığı ve çeşitli alanlarda yayılması, yeşilliğin canlanmasındaki rolü ile çevrede güzel ve ferahlatıcı manzaralara sebep olmaya ilaveten doğaya kazandırdığı nehirler ve şelalelerin güzel manzaraları, insan tarafından inşa edilen fıskiyeler ve havuzlar ile sıcak havaları yumuşatıp nemlendirirken insana güzel manzaralar da sunuyor. Bu konu peyzaj mimarları tarafından önemle dikkate alınabilinir; fakat kanat alanında eğitim ve yönetimi sistemindeki zafiyet nedeni ile yaklaşık yarım asırdan beri bu konu unutulmaya yüz tutmuştur.

Geleneksel miraslar ve kanat sisteminin ihya edilmesi su yönetiminde en randımanlı yöntemlerden biridir. kanat aslında çevre hayatının yönetimi, inşaat mühendisliği ve su kullanımının birlikte yönetilmesidir. Dünyada su krizini oluşturan ve yoğunlaştıran sebeplerden biri, su kaynaklarından geleneksel kullanma metotlarının yönetilmesi ve kültürüdür. Hiç şüphesiz su kaynaklarına ulaşma yöntemlerinin en verimli oranda kullanılması ve yönetilmesi, yeni yöntemlerin geliştirilmesi ve eğitilmesinin ekseni olabilir böylece tedvin edilen programlar sayesinde kısa süreli siyasetler ve uzun vadeli eğitim ve kültürün oluşması ile gerçekleşebilir.

Bu yüzden İran’ın bu değerli dünya mirasının tanıtılması ile insanın dünya ile uyumunu dünyaya tanıtabilme konusunda umutlu olunabilir. Atalarımızın çölün ortasında suyun  bir tek damlasının buharlaşmasına izin vermeden kilometrelerce uzaklıktan istedikleri bölgeye yönlendirerek yeşil bir alanda tecelli ettirmeleri sadece şaşırtıcı değil üstelik modern dünya için bir model olabilir ve meraklı insanları bu topraklara çekebilir.

Gerçek şu ki bu konu ve kanatlar, İranlıların ekonomi faaliyetleri ve sanayi mirasının bir köşesidir ve günümüzde bu sistemle tanışmak hem turizm ve hem günümüz insanının ihtiyaçlarını karşılama bağlamında büyük önem taşıyor. Kanat ve Kariz medeniyeti ve turizm sektörü yatırım için çekici bir alan olabilir zira hem insanların ihtiyacını karşılar, hem turizm alanında bir yatırım olarak bir çok turisti bu alana yönlendirebilir. Bu görüşü haklı çıkaran ise, eski medeniyetlerde şekillenen Kariz uygarlığının kalbinde miras bırakılan çalışmadır ve “miras” ile bir kuşaktan bir kuşağa aktarılmıştır.

İran’ın en eski ve en ilginç kanatlarından biri, “Kiş Karizi”dir. Hş 1371 (miladi 1992) yılında keşfedilen 2000 yılı aşkın mazisi olan Kiş Karizi, İran’ın Hormozgan eyaletine bağlı Kiş adasında bulunuyor. Kiş Karizi ve yeraltı kenti ise Fars Körfezi’nin mavi sularının en güzel ve çekici turistik alanıdır. Kiş Adası’nın kuzey doğu tarafında inşa edilen bu kanat, 3 eski kanatın rotasındadır. Kariz kenti ise 16 metre derinliktedir ve mercanlardan oluşan tavanı ise 8 metre kalınlığındadır bu da bir zamanlar denizin altında olduğunu gösteriyor. Yapılan incelemeler mercan kalıntılarının 270 ila 570 milyon yıl geçmişi olduğunu gösteriyor.

Gerçi Kiş kanatları derinlik ve uzunluk bakımından İran’daki diğer kanatlar ile kıyaslanamaz fakat adanın az meyilli olması dikkate alındığında yeraltı suları adada yer üstüne çıkartma yönetimi ise çok önemlidir. Bu kanat eski zamanlarda kazı işlemleri için en modern yöntemlerin kullanıldığını gösteriyor. Kiş yeraltı kenti ise, adanın mercan adası olması, kanatın tatlı suyu, yer altındaki serin havası ve fosillerle dolu mercan tavanı gibi sahip olduğu kendine has özellikleri ile insanın eli ile inşa edilen en önemli binalar arasında ye alıyor.

Bu mekan son yıllarda çok ince işçiliklerle restore edilerek turistlerin ziyaretine açıldı ve Kiş Adasının en çekici alanları arsında yer aldı. Bu hayret verici mekanın tamamlanması ile doğa aşıkları ve turistler dünyanın en büyük mercan kompleksini ziyaret edebilirler. Mercan tavanlı bir yeraltı kentin duvarları İran’ın eski ve geleneksel mimari tarzından ilham alınarak örülmesi, ziyaretçileri su ile çevrelenmiş bir adanın içinde tarihi bir kanatı gezme heyecanına kaptırıyor.