Ekim 02, 2020 20:45 Europe/Istanbul

Hatırlanacağı üzere geçen sohbetimizde sizleri İran’daki bazı bahçelerin özellikleri ile tanıştırdık ve bu bağlamda İran’ın tarih boyunca örnek sayılan bazı bahçelerin isimlerini aktardık. Bugün yine İran bahçeleri hakkında sizlere bilgi aktaracağız.

İran bahçelerinin ayrılmaz unsurlarından biri, havuzdur. Havuz İran’da mimari ve peyzaj tasarımında büyük ve önemli yeri var ve özellikle kuru ve sıcak bölgelerde iskan bölgeleri ve bahçelerde sıklıkla kullanılırdı. Bu önemli unsur dünyada bir çok küresel miras ve mimari şaheserlerin oluşmasında büyük payı vardır.

Su, bahçenin şekillenmesinin en temel unsurudur ve kuşkusuz en önemli ve hayati unsurudur. Su kendisi ile bahçeye tazelik, taravet, hareket, güzellik ve en başta da hayat getirir.

Bahçede suyun varlığı belirli kavramlara dayalı gerçekleşiyor ve belirli düzen ve kurallara göre dağıtılıyor. Bu düzen bir yandan su ve sulamanın fiziki tekniği ve diğer  yandan kavramlar, estetik, peyzaj ve mimarlık kuralları dikkate alınarak yapılıyor. İran bahçelerinde, bahçe mimarisi aslında su mimarisidir ve su ve binanın karışımı, ağaçların sessizliğindeki şiir, ihtişam ve müziğin eşsiz hamasetidir.

 

Su temininde tasarım yöntemi, alanlar ve bitki örtüsü olarak iki bölüme ayrılıyor ve bu da İran bahçelerine has özelliktir. İranlı mimarlar suyun fiziki özelliklerini bilerek, onun rolünü ve insan ile bağlantısını kavrayarak suyu kendi mimari eserlerine dahil ettiler. Çeşitli derinliklerdeki havuzlarda biriken su, şelaleler ve göz kamaştıran fıskiyeler, oluklar ve kanallarda akan suların tümü, İranlı mimarların bahçelerin güzelliğine ilaveten maneviyat ortamı katmak için yaptıkları hazırlıklardır.

Bir çok mimar, havuz yapımını İranlı mimarların övündüğü eser olarak biliyorlar, zira hiçbir düzeç, gönye,  çekül veya diğer mimari ve inşaat malzemesi kullanmadan havuzu, göz kararı ile tamamen mükemmel bir şekilde biçimlendiriyorlardı. İran mimarları, Farsça’da “çeşab” olarak bilinen göz hizasıyla havuzun seviyesini belirliyordu. Doğru seviye ve doğru kurallarla inşa edilen havuz tam dolana kadar asla taşmaz; tamamen dolduğu zaman da bir taraftan değil her taraftan eşit şekilde taşar.

Kare, dikdörtgen, eşkenar dörtgen ve daire gibi çeşitli geometrik şekillerde havuzlar sıradan ve görülmüş havuzlardır. Gacarlar döneminde altı, sekiz, on iki ve on altıgen havuzlar, elips veya hatta çapraz havuzlar da yapıldı.

Havuzdaki suda bahçedeki köşk, ağaçlar ve çiçeklerin yansıması bahçenin ortamını daha büyük, ferah ve güzel ve çekici gösteriyor. Tüm bunlara ilaveten akan suyun huzur veren sesi, diğer sesleri de bastırarak adeta ses kirliliğini engelliyor.

Tabi ki bahçelerde biriken su aynı zamanda bir su deposuydu ve abdest almak, yıkanmak, bitkileri sulamak gibi günlük işler için de kullanılırdı; üstelik havuzlar havanın serinlemesinde de büyük payı vardı. Tabi ki suyun israfını önlemek için taşma oluğuna saksılar yerleştirilir, böylece havuzdan taşan su ile hem saksılar sulanır hem de havuzun çevresi bitki ve saksılarla süslenerek güzelleşir. Bu arada havuzlara atılan balıklar da havuzun yosunlaşmasını engeller.

Kuru ve sıcak bölgelerde su, bahçelerin şekillenmesinin en önemli unsurudur, bu yüzden havuz, bahçelerin tasarımında farklı şekillerde inşa edilmektedir. İslam dünyasında ve özelikle İran’da suyun kültürel anlamı, bazı havuzların konumu ve özünün şekillenmesinde rolü olmuştur. görünüşe göre su yapıları ve unsurların en önemli ve kutsal rolleri havuzla ilgiliydi fakat Gacarlar döneminden itibaren bu konudaki tabular bir nevi kırıldı. Bu dönemde suyun süsleme yönleri eski yönlerine eklendi.

Bahçelerde küçük göletler veya büyük havuzların tasarımı ve inşası birkaç sebeple yapılırdı. İlk önce bahçenin orasında köşk binasının üzerinde inşa edilmesi ile özel bir manzaranın oluşturulmasıdır. Behşehr Bahçesinin köşk binsı veya Tebriz’de El Gölü bu tarz köşkler ve havuzlardır.  bazen böyle güzel bir manzaranın oluşturulması daha çok geniş havuzun güzelliğini ortaya çıkartmaktı. Tahran’da Gacar tahtı Bahçesinin önündeki büyük gölet bu kategoriden sayılır. Bazen de böyle havuzların inşaatındaki hedef suyun depolanmsıdır.

 

Havuzun alanı, fiziksel özellikleri ve boyutları çok fazla çeşitliliktedir, öyle ki bazı önemli binaların önünde ayrıca İsfahan Çaharbag’ında olduğu gibi büyük çahrbaglarda da havuz yapılırdı. Hicri kameri ikinci 2. Asırda bazı kentsel alanlarda havuzlar inşa edildi ve öyle önem kazandı ki söz konusu mahalle havuz mahellesi olarak tanındı. Örneğin eski Bağdat’ın mahallelerinden biri “eski havuz” mahallesiydi ve Rumlar ile perslerin evlerinin yakınındaydı.

Dört ince kanal veya oluğun merkezdeki havuzla birleşmesi fars edebiyatında ve eski metinlerde büyük önem taşırdı. Öyle ki Afrasiyab’ın evi hakkında Pehlevi diline yazılan Bondeheşn kitabında şöyle yazılıyor: Dört nehir orada akıyor ki birinde su var ve çatısını bazen güneş ve bazen aydın bir ay, süslüyor.

Ortadaki havuzda veya hatta suyun aktığı nehir ve kanallarda fıskiyeler vardı ve suyu ise bahçe seviyesinden daha yüksekte olan su haznesinden sağlanırdı. Bu fıskiyeler manzaranın güzelliği ve bahçedekilerin göz zevkine hitap etmesine ilaveten akarken veya küçük şelalelerden dökülürken duyulan sesi ise kulakları okşuyor.

İran’ın ortasındaki bölgelerin bazı bahçelerinde şelaleler de tasarlanmıştı. Gerçi bir bahçeye verilen su miktarı fazla olmadığı için büyük bir şelale inşa edilemezdi. Ayrıca yüksek eğime sahip olan ve doğal olarak böyle bir imkan sağlayan bahçe sayısı ise fazla değildi. Bu imkanlar bir araya gelince tabi ki bahçede çok güzel ve çekici manzaralar oluşurdu. Bunun örneği, Şiraz’da Bag Taht veya Bag Geraci ve de Kerman’ın Mahan bölgesinde Şazde bahçesinde görünür.

İran’ın her yerinde küçük ve sade bahçelerde havuzun konumu mümkün olduğu en sade ve en basit şeklindedir. Burada en az bir havuz köşkün önünde ve bir veya birkaç havuz ise avluda veya içerideki avlularda bulunuyor. Bazı bahçelerde girişten köşke kadar uzanan su oluğu veya kanalında birkaç havuz yer alır. Tebes kentinde Golşen Bahçesi ve Hindistan’ın Agra bölgesinde Taç Mahal Bahçe kompleksinde, bahçenin merkezi noktada bir havuz tasarlanarak inşa edilmiştir. Görnüüşe göre her hangi sebepten dolayı bahçenin ortasında köşk inşa edilmediğinde bir havuz onun yerine yapılırdı.

Havuzun bahçelerdeki bulunduğu ortama göre 3 konuma ayrılır. Birincisi açık alanda olan havuzlar, ikincisi İsfahan Çehel Sütun bahçesinde olduğu gibi kapalı veya verandalarda olan havuzlar ve üçüncüsü ise köşklerde ve tamamen kapalı alanda yapılan havuzlardır. Buna da Şiraz kentinde Delgoşa Binası ve Erem bahçesi veya Afifabad bahçesinde olan havuzlar örnek verilebilir.

Genelde açık alanda ve bahçede yapılan havuzlar genelde tabanları toprak seviyesinden yaklaşık 30 ila 70 cm daha aşağıda olan, duvarları ve gövdesi topraktan daha yüksekte olan bahçelerdir. Tabi ki havuzların derinliği farklıydı ve işlevine göre değişirdi. Eğer havuz bir depo ve mahzen görevi olsaydı derinliği bazen 2 metre veya daha fazla olabilirdi. Havuzun köşkten uzaklığı da farklıydı ve bahçenin alanı, boyutu, köşkün verandası veya terasının bahçeden yüksekliği, ayrıca suyun derinliği ve miktarına bağlıydı fakat genelde 3 ila 7 metre kadardı.

İlginç olan şu ki İran bahçelerini dünyadaki diğer bahçelerden ayıran 3 tasarım ve inşaat özelliği var. Birincisi nehirlerin yanında olmasıdır. İkincisi yüksek duvarlarla çevrili olması ve üçüncüsü ise yazlık bina ve havuzun içinde bulunmasıdır. 2011 yılına İran’ın 9 bahçesi UNESCO miras listesinde ye aldı. Bunlar Fars eyaletinin Mervdeşt’te bulunan Pasargad, Şiraz’da eram Bahçesi, İsfahan’da Çehel sütun, Kaşan’da Fin Bahçesi, Behşehr’de Abbas Abad Bahçesi, Kerman’ın Mahan bölgesinde Şazde Bahçesi, Yezd ilinin Mehriz kentinde Pehlivanpur Bahçesi ve Bircend’de Ekberiye Bahçesi