İslam'da Ahlak-8
Bu bölümde İslam'ın temel ve mantıklı ilkelerinden üçünü, genel olarak da ideal İslami ahlaki özellikleri ele alacağız.
Geçen bölümlerde bir nebze olsun İslam'ın ahlaki ekolünün olumlu ve yapıcı özellikleri ile tanıştık ve diğer ahlaki ekolleri de kısaca gözden geçirmeye çalıştık. Onların zafiyetleri ile az çok tanıştık. Ancak yine de aşırıya kaçmamak için neler yapabileceğimiz aklımıza gelebilir. Bu anahtar soruya yanıt bulmak için İslam'ın ilkeler ve mantık kültüründe üç temeli gözden geçirmek gerekiyor. Tabii bu temel ilkelere uyulursa İslam'ın ideal ahlaki örneğine ulaşmak mümkün olacaktır.
Bu doğrultuda ilk temel ilk, ahlaki değerlerin uyumlu bir şekilde gelişmeleridir. Örneğin ne dünya düşkünleri gibi tüm hedeflerimiz, çabalarımız ve girişimlerimiz sırf maddiyata doğru olsun ve her şeyi şahsi çıkar çerçevesinde değerlendirelim ne de radikalı maneviyatçılar gibi tüm dünyevi tecellilere sırt çevirip dünyanın meşru lezzetlerine göz yumalım ve insanın fıtratının tersi yönünde hareket edelim. İşte böyle olmamalıyız. Tam tersi dünya ve imkanlarından yararlanırken maneviyatımızı de geliştirmeliyiz.
Hz. Ali as günlerden biri dünyayı yeren birini gördü. Hz. Ali as hemen adama döndü ve şöyle dedi:" Dünyaya düşkün olan ve gönül veren ancak yine de dünyayı yeren ey insan ! Sen mi dünyadan şikayetçisin? Yoksa dünya mı senin yanlış hareketlerinden şikayetçidir? Dünya ne zaman seni aldatmıştır ki.... " Ardından Ehlibeyt İmamı Ali as dünyanın bize, türdeşlerimize yardım etmek için sunduğu bazı fırsatlarından söz edip şöyle buyurdular:"Ne kadar hastalara bakmakta yardımcı olabildin? Onlar yataktayken onlara destek oldun? Allah'tan onların şifa bulmasını istedin?
İmam Ali as sözlerine devam edip bu kez de dünyadaki kader belirleyici önemli manevi doruklara değinerek sözlerine şunları da ekledi:" Bu dünya, sadakat ve doğruluk yeridir. Tabii dünya ile sadakatli davranan ve hür ve erdemli yaşayanlara. Bu dünyadan ahiret azığını alan ve depolayana. Dünyanın inişli çıkışlı engebelerinden ders alana. "
Bu sözlerin ardından İmam Ali as dünyanın melekuti çekiciliğini betimleme babında şöyle buyurdular:" Dünya, Allah'ın dostlarının secde ettiği mekan, namaz kıldığı yerdir. İlahi meleklerin yalvarıp yakarış ettiği, Allah'ın vahyinin indirildiği ve hak dostları ve evliyaların ticaret yaptığı yerdir. Bu kesim bu dünyada uçsuz bucaksız ilahi bereketler ve rahmetlerden yararlanıp sonsuz cenneti elde ederler. "
Anlattığımız bu sözleri Nehcülbelaga'nın 131'inci Hikmetinden aldığımızda fayda görüyoruz. Daha fazla yararlı tavsiye için bu değerli kitaba baş vurabilirsiniz.
İslami ahlakın bir diğer özelliği de insanı, kaç boyutlu bir kişilik olarak ele almasıdır. İslam'ın ahlaki ekolünde yetişen birisi, bir yandan aşk, çekicilik ve şefkatin tecellisinin sembolü olup diğer yandan da inançsız, ahlaksız ve insani özelliklerden yoksun olanlara karşı güçlü duruş sergileyip onlara karşı esnek olmayan biridir. Böyle bir insan bir yandan çalışkan ve ümit aşılayan bir insan olup diğer yandan da yeis ve ümitsizlik ile mücadele eden biridir. Hem geceleri uyumayarak ibadet eden biri hem şirk koşanlar, kafirleri ve riyakarlar ile savaş meydanlarında hamaset yaratan biridir.
İslam'ın ahlaki ekolünde yetişen biri Allah eksenli, dindar, pak ve içini temizlemiş biri olup bireysel ahlaki özelliklere sahiptir hem de insansever, birlik ve kenetlenme yandaşı, barışçıl ve dostluk sever biri olup toplumsal özelliklere önem verir. Özet olarak İslam'ın ahlaki ekolü insanı kaç boyutlu yetiştirir. Tüm alanlarda hazır olan ve aktif rol oynayan taahhütlü birini yetiştirir.
Bu doğrultuda Allah Resulü Hz. Muhammed saa ve pak ehlibeyti İslam'ın en mükemmel ahlaki örnekleridirler. Çünkü ibadette eşsiz olup, cihat ve hamaset meydanında da köşeye çekilmezlerdi ve tüm toplumsal alanlarda öncü ve önayak olarak otoriterlik, müdahalecilikle mücadele edip akıllıca ve etkili liderlik yaparlardı.
Kuşkusuz İslam'ın ahlaki ekolünün eşsiz özelliklerinden biri de çok boyutlu insanı uyumlu olarak geliştirmesinin yanı sıra ahlaki değerleri tecelli ettiren üst düzey birilerini yetiştirmesidir.
İmam Seccad as'ın Mekarim-ül Ahlak duasının girişi de bu temel ilkeye işaret etmektedir.
İmam Seccad as Makarim-ül Ahlak duasının girişinde Allah Resulü ve pak ehlibeytine salat ve salavat gönderdikten sonra Allah'tan şöyle bir talepte bulunmaktadır:" Allah'ım! Benim imanımı, en mükemmel iman seviyelerine ulaştır ve beni en yakinli kişilerden yap, niyetimi ve moralimi en iyi şekilde yap ve amelimi de amellerin en iyisi yap."
İşte burada kullanılan, en mükemmel, en üstün, en iyi ve en güzel ifadeleri İslam'ın ahlaki ekolündeki erdeme götüren ve insanı geliştiren temel ahlaki ilkelerin açık gösterisidir.