Aralık 26, 2016 16:46 Europe/Istanbul

Bugün uyuşturucu madde bağımlılığının aile ocağı üzerindeki etkileri üzerinde durmak istiyoruz.

Uyuşturucu madde bağımlılığı, çağımızın en büyük sosyal sorunlarından biridir ve her yıl bir çok insan bu afetin kurbanı olmakta ve kurban sayısı her geçen gün daha da artmaktadır. Bu artış o kadar fazladır ki dünyanın ünlü zehir uzmanı Ludving şöyle diyor: eğer gıda maddelerini saymazsak, dünyada hiç bir madde uyuşturucu maddeler kadar milletlerin hayatına karışmamıştır.

BM geçenlerde ve uluslararası uyuşturucu madde kaçakçılığı ile mücadele gününde yayınladığı raporda, hali hazırda dünyada 264 milyon uyuşturucu bağımlısı bulunduğunu, bu sayıdan 27 milyon ise çok kronik şartlar altında bulunduğunu belirtti.

BM genel sekreteri Ban Ki Moon de yaptığı açıklamada, maalesef her üç bağımlıdan biri kadın olduğunu kaydetti.

Uzmanlar merak, zevk alma duygusu, acıları hafifletme, sorunları unutma, şaka ve mizah, risk alma eğilimi, büyümüşlük hissi, özel bir gruba veya çevreye katılma gibi durumlar pek de önemli gibi gözükmese bile, her yıl milyonlarca insanı uyuşturucu bağımlığına sürükleyen etkenler olduğunu belirtiyor.

Uyuşturucu bağımlısı olmak sosyal bir sorun olarak insanın sosyal konumu etkiliyor ve toplumda böyle birinden bencil, duygusuz, iradesi, pasif ve dengesiz karakterli biri olarak söz ediliyor. Uyuşturucu bağımlılığı aile ocağını çökertiyor ve hem aileyi ve hem toplumu sosyal ve iktisadi açılardan olumsuz etkiliyor.

İnsanların uyuşturucu maddeye eğilimlerinin esas nedenlerini araştıran uzmanlar, bu alanda ailenin önem rol ifa ettiğini belirtiyor. Aile, insanın kişiliği ve davranış modelinin şekillendiği ilk mekanndır. Ebeveyin evlatları hakkında bilgisizliği ve iletişim zafiyeti, aile içinde kargaşa ve dağınıklık gibidurumlar şartları başta çocuklarda uyuşturucu maddeye yönelmek olmak üzere her türlü suça yönelme eğilimini güçlendiren etkenlerdir.

Uzmanlara göre genç çocukların uyuşturucu maddeye eğilimi ve bu maddeleri kullanmaya başlamalarında en önemli etkenlerden biri, çocukların aile ortamında bu tür maddelerle tanışması veya kullanıldığına şahit olmasıdır. Evde uyuşturucu maddelerin bulunması bireyde o maddeye karşı merak uyandırır ve kullanma hissi yaratır ve evde ilk uygun şartlar oluştuğu takdirde o maddeyi kullanır.

Ailelerin aşırı derecede hoşgörülü davranması da insanların uyuşturucu madde bağımlısı olmasında etkilidir. Anne ve babanın veya her hangi birinin meşgalesi, çocukların uyuşturucu bağımlısı olduğuna işaret eden davranış biçimlerini bilmemeleri, anne ve babada kişilik zafiyeti, hoşgörülü davranmalarına ve dolaylı bir şekilde uyuşturucu madde kullanılmasına göz yummalarına yol açan etkenlerdir. Bu tür ailelerde anne ve baba görevlerini gerektiği yerine getiremedikleri takdirde bu eksikliği gidermek için çocuklara bazı tavizler vermek zorunda kalır. Ancak ne var ki bu tavizler şartları, çocuklarının tehlikele davranışlara yönelmeleri için hazır hale getirir.

Bazen de ailelerin aşırı derecede sıkı davranmaları çocukların uyuşturucu maddeye yönelmelerine yol açar. Anne ve baba ile çocuklar arasındaki fikri tezat, ebeveynin çocukların mantıklı taleplerine duyarsız kalması, çocukların aşağılanması ve ebeveynin onlara karşı agresif davranması gibi durumlar da çocukların uyuşturucu maddelerine yönelmelerinde etkilidir.

Aileleri aşırı disiplinli ve otoriter olan evlerde çocuklar genellikle görüş beyan edemez ve böylece büyüme sürecinde özgüvenlerini yitirir ve en ufak zorluk ve sıkıntı karşısında karar verme yeteneğinden yoksun oldukları için kolayca uyuşturucu madde bağımlısı olur.

Öte yandan evde ebeveynin dini görev ve sorumluluklarını yerine getirmemesi ve güçlü iman yokluğu da bireyde kendisine hiç bir kısıtlama getirmemesine yol açar ve bu durumun sonucu uyuşturucu maddeye yönelmektir.

Dolaysıyla ebeveynin talim ve terbiye mahareti, çocukların uyuşturucu bağımlısı olmalarını engelleyen en önemli etkenlerden biridir. Ebeveyn bu alanda maharetlerini geliştirerek özgüven duyguları güçlü olan evlatler yetiştirebilir ve onlara yaşam maharetlerini ve kötü arkadaşlarının uyuşturucu madde önerilerine hayır demeyi öğretebilir.

Kuşkusuz bu eğitim ancak ebeveynin kendileri de çocukları için iyi bir örnek olmaları ve onlara dürüstlük, sadakat, tevazu ve diğer tüm müspet sıfatları gösterdikleri takdirde etkili olabilir. Eğer ebeveyn söylediklerinin aksini yapıyorsa, o zaman çocuklarından onların söylediklerini yapmalarını beklememeleri gerikir. Gerçekten de uyuşturucu bağımlısı bir anne veya bir baba nasıl evlatlarına iyi bir örnek olabilir?

Uzmanlara göre uyuşturucu bağımlılığı bir nevi hastalıktır ve yavaş bir süreçle ilerler ve eğlence ve geçici olma durumundan sıyrılarak ciddi ve daimi bir alışkanlık haline gelir. Bu yüzden uyuşturucu madde kullanmaya başlayan insanların büyük bir bölümü yakında kullandıkları maddeye bağımlı hale geleceklerini bilmez. Doğal olarak bu hastalığa yakalanan insan hastalığın nasıl ilerlediğinin farkında değildir ve ancak artık çok geç kalındığı zaman durumu fark edebilir.

Aile üyeleri de genellikle bağımlı kimsenin davranışlarında ciddi bozukluklar başladığı zaman bu durumu fark edebilir. İşin başında aile üyeleri genellikle bu gerçekle yüzleşmemek için olayı önemsememeye çalışır ve bu alışkanlığın zamanla yol olacağını ve bağımlı üyenin uyuşturucu maddeyi kullanmayı bırakacağını zanneder. Ancak bağımlılığın şiddetlenmesiyle beraber uyuşturucu maddeyi temin etmek ve tüketmek bağımlı kimsenin yaşamının tek önemli meselesi haline gelir ve yavaş yavaş ailenin diğer fertleri ile ilişkilerini kesmeye başlar. Bu aşamada artık bağımlı kimse ile uyuşturucu madde arasındaki ilişki, ailenin en ciddi sorununa dönüşmüştür.

Bazen aile üyeleri bağımlı üyenin davranışlarında bir takım değişiklikleri hissetmeye başlar, fakat gerçekten neler olup bittiğini anlayamaz. Aile üyeleri sadece evin artık onlar için güvenli bir ortam olmadığını ve içinde gerginlik ve ızdırap, güven ve huzurun yerine aldığını ve eskiden iyi tanıdıkları biri şimdi öfkeli, agresiv, yorgun ve bitkin birine dönüştüğünü ve ailenin başka üyeleri ile muaşeret etmek istemediğini fark eder.

Öte yandan ailenin her bir üyesi bağımlı üyenin kişiliğinde ve davranışlarında yaşanan aşırı değişikliğe tepki vermeye başlar ve istemeyerek de olsa o üyenin bağımlı olmasından doğan sonuçlara karşı koymak için belli bir yöntemi izlemeye başlar ve bu tepkiler zamanla aile üyelerinin davranışları ve kişiliğinin bir parçası haline gelir.

Aile içinde bağımlı olmayan ebeveyn ve çocuklar genellikle kendilerinin ve diğer aile fertlerinin istek ve ihtiyaçlarını gözardı etmek ve böylece aile içinde kavga çıkmasını engellemek ve böylece bağımlı üyenin uygunsuz davranışlarına katlanmak zorunda kalır.

Bu tür ailelerde genellikle özel bir durum hakimdir. Aile fertleri ailenin ve kendilerinin bekası için onlara dayatılan rolü üstlenmek zorunda kalır, fakat gerçekte bu tür bir tepki bağımlı kimsenin hastalıklı davranışının daha da derinleşmesine ve kalıcı hale gelmesine yardımcı olur.

Üyelerinden biri bağımlı hale gelen ailelerde genellikle daha eskiden hakim olan kurallar ve sorunlara karşı mücadele gücü artık etkisini kaybeder ve yerine tüm aile fertlerinin uyması gereken yeni kurallar hakim olur. Yeni kurallar aslında zorunlu olarak ve aile ocağını korumak amacıyla gündeme gelir, fakat genellikle de aileye zarar vermekten başka işe yaramaz. Örneğin uyuşturucu bağımlısı olan kimsenin eşi evin tüm işlerini ve sorumluluklarını tek başına üstlenmek zorunda kalır. Hem anne ve hem babanın uyuşturucu bağımlısı olan ailelerde ise bazan bu sorumluluk ailenin en büyük evladına dayatılır.

Gerçi bir ailede her hangi bir üye bağımlı hale gelince o ailede yaşanan değişiklikler herkesi rahatsız eder, ama sonuçta tüm bu rahatsız edici konular birer kural haline gelir. Gerçekte bu kurallar bağımlı üyenin bağımlılığının aileye dayattığı kurallardır ve sonunda ailenin çökmesine sebebiyet verir ve tüm üyelerin sağlığını ve huzurunu olumsuz yönde etkiler.