Kiliseyi reddeden, İslam'ı öven, Voltaire-2
(last modified Fri, 03 Aug 2018 11:21:16 GMT )
Ağustos 03, 2018 14:21 Europe/Istanbul

Voltaire, tevhid ile ilgili Kur'an-ı Kerim tealiminden öyle etkilendi ki tüm eserlerinde yüce Allah’ı İhlas suresindeki tabirleri ile övmüştü: “O, Allah birdir. Allah sameddir. O, doğurmamış ve doğmamıştır. Onun hiçbir dengi yoktur.”

Hatırlanacağı üzere geçen programda Voltaire’in kilisenin adaletsiz ve hurafe düşüncelerine karşı muhalefetine değinerek, kilisenin öfkesine sebep olan bu eleştiriler, nihayet onun kilisedeki Hristiyanlığa inanmamasına sebep oldu. Fakat buna rağmen Allah’a olan inanışı, akılcı sebeplerden dolayı korundu.

 

Voltaire gençlik ve hatta orta yaşlı dönemde kilisenin propagandaları ve bazı bağnaz batılı yazarların etkisi ile yoğun İslam karşıtı görüşlere sahipti. Voltaire ilk başta hz. Muhammed’in –saa- aleyhine bir risale yazdı ve içinde Resulullah’a –saa- yersiz ithamlarda bulundu. Voltaire İslam ve Resul-i Ekrem’e –saa- karşı küstahlığını 1742 yılında sahnelenen “ Fanaticism” tiyatro oyunu ile zirveye ulaştırdı. Voltaire bu oyunda temelsiz ve hayali efsanelere dayanarak islami güvenilir kaynaklarda hiçbir araştırma yapmadan en çirkin ve küstah bir biçimde Allah’ın son resulüne saldırıyor; öyle ki halk artık onu “Muhammed’in düşmanı” olarak tanıyor. Fransa imparatoru Napoléon Bonaparte, Fanaticism oyunu hakkında şöyle diyor: Voltaire insanlık vicdanı ve tarihine ihanet etmiştir zira Muhammed’in yüce özelliklerini inkar etmiş ve dünyaya ilahi aydınlık yansıtan büyük insanı, alçak ve dar ağacına layık biri olarak tanıtıyor.

 

Fakat Voltaire Resulullah’ı –saa- yoğun eleştirmesine rağmen, dünyada bu yüce kişiliğe milyonlarca insanın inandığını, onun dini olan İslam’ı benimsediğini ve işte bu Müslümanların asırlar boyunca parlak islami uygarlık bayrağını dalgalandırdığını biliyordu. Bu yüzden İslam ile ilgili bazı kaynaklar ve eserleri incelemeye ve bu ilahi din hakkında daha detaylı bilgi edinmeye çalıştı. İşte yaptığı bu araştırmalar sonucu Voltaire İslam ile ilgili daha doğru bilgilere ulaştı, fakat daha yolun başında idi.

 

Voltaire 1748 yılında Fanaticism oyununu daha uzun bir giriş ile tekrar yayınladı. Bu giriş, onun İslam ile ilgili eski eserlerinden farklıydı. Onun İslam ile ilgili görüşü gelişime uğramış ve artık İslam peygamberini –saa- sahtekar ve yalancı olarak tanıtmıyordu; tam tersine hz. Muhammed’i “dünyada en büyük devrimin yaratıcısı” olarak açıklıyordu. Voltaire bu cümleyi, gerçeklere ulaşmak için daha araştırma döneminde iken yazıyor. Nitekim  Fanaticism oyunu ikinci baskının girişinde bazı bölümlerde kendisinin hz. Muhammed’e –saa- yönelttiği bazı suçlamaları ve ithamları haklı çıkarmaya çalışırken aynı zamanda hz. Muhammed’i -saa- , Allah resulü olarak tanımıyor.

 

Şimdi İslam’a yeni bir bakışla yaklaşan Voltaire, bu semavi ve ilerici din ile ilgili araştırmalarına devam ediyor. André du Ryer ve George Sale tercümesinden Kur'an-ı Kerim’i okuyor ve tüm alanlardaki araştırmalarını, bu cümleden İslam’ın zuhuru ve yayılma tarihi, Müslümanların dini ilimler gelişmesini izliyor. Yapılan bu geniş çaplı araştırmaların ardından Voltaire’de İslam ile ilgili köklü bir bakış değişikliği oluşuyor ve her zaman inatlı bir şekilde baktığı İslam peygamberi –saa- hakkında daha insaflı bir bakışa sahip oluyor. 

 

Voltaire ile çağdaş bazı şahsiyetler onun İslam’a olan görüş değişikliğinde önemli etkileri oluyor. Bu cümleden, Fransa ordusunda yüksek bir rütbeye sahip olan Kont de Bonneval İslam dinine katılarak kendine Ahmed adını seçiyor. Bu olay kilisenin öfkesine sebep oluyor. Fakat Voltaire gibi bazıları onun neden İslam dinini seçtiğini merak ediyorlar. Bonneval kendini savunduğu yazılarda neden İslam dinini seçtiğini belirtiyor. Bu yazılar Voltaire’i derinden etkiliyor; böylece Voltaire Resulullah –saa- hakkındaki düşüncelerini tekrar gözden geçirerek onun dinini savunmaya başlıyor.

 

Voltaire’in İslam dininin Hristiyanlığa  karşı üstünlüğünü ispat ettiği sebepler, Kont de Bonneval’in de kendi anılarında değindiği konulardı; örneğin “Muhammed dünyaya Allah’ı sevmeyi öğretti, zekat ve diğer insanlara yardım etmeyi farz kıldı, kumar, şarap ve diğer boş eğlence malzemelerini yasakladı,…, onun dini Hanif ibrahim’in dinidir ki her zaman vardı, fakat Yahudiler onu tahrif ettiler.

 

Voltaire’in İslam’a yeni yönelişinde etkili olan ve ona bilimsel tarih yazarlığı öğreten bir diğer Fransız yazar ve asil zade ise Hanry Kont du Bolenviliye ( Henri comte de Boulainvilliers ) idi. Bolenviliye Avrupa ve Fransa’da İslam karşıtı havanın var olmasına rağmen kendi yazılarında İslam ve Resulullah –saa- hakkında daha insaflı bir bakışla yaklaşmaya çalıştı. Kendisi “Muhammed yaşamı” adlı en son kitabında o hazreti şöyle anlatıyor:Muhammed büyük ve akıllı bir yasama adamı olarak dünyadakilere her türlü kötülükten temizlenmiş bir din getirdi. Her şeyden haberdar olan Allah, onu sapmış olan Hristiyanları tenkit etmek, putları kırmak, güneşe tapan İranlıları yola getirmek ve Allah’ı tanıma dinini Çin duvarlarından İspanya sahillerine kadar yaymak için gönderdi.

 

Bu büyük Fransız araştırmacısı ayrıca yüce İslam dini hakkında da şöyle diyor: Onun (İslam peygamberi) dini, insan fıtratı ile öyle umum içinde ki onu reklam yapmaya hiç ihtiyaç veya zorlama gerekmez. Her kesin bu dine katılması için sadece onun temellerini insanlara anlatmanız yeterlidir. Bu yüzden İslam 40 yıldan az bir süre içinde dünya halklarının yarısının gönlünde yer etti.İşte bu cesur ve gerçekçi görüşler nedeni ile Muhammed yaşamı adlı kitap, Bolenviliye’nin ölümünden yaklaşık 7 yıl sonra basıldı.

 

Voltaire; Kont de Bolenviliye ve Kont de Bonneval veya George Sale gibi insaflı şahsiyetlerin yazıları etkisinde ayrıca kendi geniş çaplı araştırmaları sayesinde giderek İslam’ı övmeye başlayarak İslam ve hz. Muhammed’i savunma bağlamında kitaplar yazıyor. Yanlış kaynaklar kullanarak İslam ve hz. Muhammed –saa- hakkında yersiz ve ilgisiz hikayeler yazarak kendisinin de sapmasına sebep olan Hristiyanlar ve yazarlara itiraz ederek öfke ile “ Hristiyanların şimdiye kadar Müslümanlar hakkında yazdıkları tüm kitapları ateşe atmalarını” söylüyor. Kendisi de hayatının sonlarına doğru, “ Fanaticism” tiyatro oyununu yazmaktan esef duyarak utandığını belirten Voltaire, “ben Muhammed hakkında çok kötü yaptım” diyor, fakat yine de onun İslam ile ilgili kitapları o dönemin havasında özellikle de düşünürler arasında çok etkili oldu.

 

François Voltaire’in İslam ve Resul Ekrem –saa- ile ilgili ilk kitabı “şerif adamın dini öğretileri'dir. Bu kitapta Voltaire İslam’ın Allah’ın tek dini olduğunu, zira kurallarının hala tüm dünyada gerçekleştiğini belirtiyor.Hiç şüphesiz tüm semavi dinler de Allah tarafından insanlara indirilmiştir, fakat maalesef hepsi tahrif edilmiştir, bu yüzden Voltaire gibi bazı düşünürler, onların halkı aldatan saçmalıklar olarak görüyor. 

 

Voltaire bu kitapta tahrife uğrayan incil ve tevrata karşı Kur'an-ı Kerim’i savunuyor ve şöyle yazıyor: Aslında Kur'an, bir takım ahlaki öğtler, dini kurallar, Allah katına yakarışlar, dünyalıları teşvik ve sakındıran, Allah elçilerinin yaşam hikayesinden oluşuyor ki Arap rivayetlerine göre anlatılıyor. Acaba bu kitabın efsane olduğu söylenebilir mi? 

 

Voltaire ayrıca “Hurafeler Mezarlığı- La tombeau du fanatisme” kitapta İslam’ın şer’i kurallarını inceliyor. Ardından Hristiyanlık şeriatı ile kıyaslıyor ve tüm konularda İslam’ın daha üstün ve mükemmel olduğu sonucuna varıyor. Kendisi ayrıca İslam peygamberi –saa- ve Müslümanlar hakkında 30 yıllık araştırmalarının sonucu olan “İyimserlik-Candide”  romanında, kendisinin İslam’i düşüncelerinin özetini muhataba öğreterek, daha önce İslam ile ilgili yazdıkları tüm kötülüklerden arındırıyor ve nihayetinde hayatının sonunda da “ Sonunda Bir Yöne Yönelmek Gerekir” kitabı kaleme alarak dinler arasından birini seçmek gerektiğini söylüyor. Voltaire bu kitapta açıkça İslam’ın diğer tüm dinlerden daha üstün olduğunu belirtiyor.

Voltaire kitaplarının içeriği onun İslam’a yönelmesinde iki temel sebebin var olduğunu gösteriyor: biri İslam-i maarif, özellikle tevhid ve ikincisi ise İslam-i şeriat. Voltaire tevhid-i İslam-i temel düşüncelerin başlangıcı olarak övüyor ve Hristiyanların tanrısından nefret ediyor.

 

François Voltaire Kur'an-ı Kerim’in tevhid ile ilgili tealiminden öyle etkileniyor ki tüm eserlerinde yüce Allah’ı, İhlas suresinin tabirleri ile zikrederek övüyor:  “O, Allah birdir. Allah sameddir. O, doğurmamış ve doğmamıştır. Onun hiçbir dengi yoktur.”Voltaire ayrıca kendi eserlerinde kıyamet gününe olan inancını da gizlemiyor ve Allah’a inanmanın, ceza gününe inanmayı lüzumlu kıldığını belirtiyor.Fransız düşünür da “ Sonunda Bir Yöne Yönelmek Gerekir” kitabında İslam-i şeriatın üstünlük sebepleri hakkında şöyle yazıyor:İslam, makul, ciddi, pak ve insan sever bir dindir. Bunlar İslam’ın gerçek olma belirtileridir; buna mezhebi birlikteliğin erdemliğini de ekleyin.