Hüseyni Erbain-2
Programımızın 2'inci bölümünde Erbain yürüyüşlerinin büyük sırrı ile tanışacağız.
Ebain Hüseyin bin Ali as ve vefakar yarenlerinin Aşura günündeki şehadetinin hatırlatıcısıdır. Erbain'de yapılan ziyaret ise iman kriterlerinden biri olarak görülmektedir. Tüm Şialar imanlarını Hz. Zeyneb sa'ya borçludurlar. İşte Erbain'in sırrı da budur.
Erbain kelimesi Arapça'da 40 anlamına gelmektedir. Müslümanlar birinin ölümünden kırk gün sonra, onu anmak için Erbain veya kırkıncı gün olarak bir tören düzenlerler. Tabii ki Şia mezhebinde Safer'in 20'sine denk gelen İmam Hüseyin ve yarenlerinin şehadet yıldönümü en bilinen Erbain günüdür. Böyle bir günde Kerbela şehitleri hatırlanır ve onlara biatler tazelenir.
Kerbela ziyaretçileri Erbain gününde İmam Hüseyin as'ın türbesini görmeye çalışırlar. Sağ ellerini kaldırık bu mutahhar mezara işaret ederek yüksek bir sesle şöyle seslenir: " « فَمَعَکُمْ مَعَکُمْ لا مَعَ عَدُوِّکُمْ:
" Ben düşmanlarınızla değil sizlerleyim. "
Evet biz sizden ayrılmayacağız, ister sizi görmeyelim, ister sizinle olalım, ister siz şahit olasınız, ister özgür olasınız, ister gücünüzün zirvesinde olasınız her halükarda sizlerle beraberiz. Biz sizlerleyiz. Sadece sizinle."
Erbain, Hüseyin bin Ali as ve vefakar yarenlerinin hatırasını yaşatmak günüdür. Onların şehit düştüğü Aşura gününü yaşatmak günüdür. Hak ve haktalepliliği, hayatlarının ülküsü olarak belirleyenler ve İslam ve Kurani hükümlerini korumaya çalışanların tüm varlıklarından vaz geçip fedakarlıkta bulunduğu bir gündür. Ancak bu büyük hareketin devam ettirilmesi için Hz. Zeyneb sa eşsiz ve önemli bir rol üstlenmiştir. Öyle bir rol ki Aşura'nın korunması ve yaşatılmasında kilit rol oynamış ve Erbain'de zirveye ulaşmıştır.
Zeyneb sa, İmam Ali as ve Fatıma sa'nın kızıdır. Zeyneb, Allah Resulünün değerli torunudur. Zeyneb sa ceddi sayılan Hatice sa'nın özelliklerine de sahip biridir. Bu azametli kadın, iffet ve sabır özelliklerinin yanı sıra Akile bin Haşim adı ile de bilinmektedir. Yani Beni Haşim arasında çok akıllı olan bir kadın olarak ün yapmıştır. İmam Seccad as ise bu değerli kadını " Öğretmensiz Öğretmen" olarak tanıtmıştır. Ancak Zeyneb sa'yı Zeyneb yapan şey ve adını İmam Hüseyin as'ın adının yanında kalıcılaştıran husus dönemin imamının yanında yer alması ve doğru seçim yapmasıdır.
İmam Hüseyin as Kerbela'ya ulaşmadan önce Medine'deki hanedanına yazdığı mektupta şu ifadelere yer vermişti: " Bilin ki siz Beni Haşim'den bu yolculukta bana katılan herkes şehit düşecektir ve bana eşlik etmeyen sizlerden herkes de zafere gidemeyecek muzaffer olamayacaktır. "
Tam da İmam Hüseyin as'ın buyurduğu gibi oldu. Aşura günü İmam Hüseyin as ve tüm vefakar yarenleri bir bir şehit düştü. Ancak tam da zafer ve fethi simgeleyen bir şehadet gerçekleşti. Ancak imamlarının yanında bulunmayan özellikle de İmam Hüseyin as karşısında savaşanlar eninde sonunda mağlup olup kesin zafere ulaşamadılar. Çünkü Zeyneb sa Aşura'dan Erbain'e dek dirayetli ve cesaretli bir şekilde ifşaatları ile Emevilerin görünüşteki zaferini tarihin en acı yenilgilerinden birine dönüştürdü.
Zeyneb sa öyle bir şey yaptı ki Yezid aynı dönemde Emirelmüminin lakabını yitirdi ve fasık lakabını aldı. Kufe'deki halife sarayına "yalancı oğlu yalancı" sözleri ile incitilen ve hakarete uğrayan İmam Hüseyin as Allah Resulünün kızının oğlu olarak tanınmaya başlandı. Bu da büyük bir değişim ve düşündürücü bir gelişme idi.
İslam'ın başlangıç tarihine baktığımız zaman ve bu büyük İslam kadının Kerbela öncesi siyeri ve hayat tarzını araştırdığımız zaman, belki de birkaç paragraftan fazla bilgiye erişemeyiz. Erbain ve Medine'ye dönüşünün ardından bu değerli Ehlibeyt kadınının hayatını araştırırsak doğru dürüst bilgilerin olmadığını ve hata defnedildiği alanın bile belli olmadığını anlarız. Ancak bu kırk gün içerisinde konuşmaları ve tavırlarının hepsinin kayıtlı olduğunu görürüz.
Hz. Zeyneb sa bu sürede öyle davranmıştır ki sanki Hüseyin as'ın ta kendisidir. İnsanlar, şehit düşen ağabeyi gibi cesaret ve açık sözlülük açısından eşsiz olan bir kadını gördüler. Sabrı kıran ve gamları da yıpratan bir kadını gördüler. Coşmuş olmasına rağmen kendine mukayyet olan ve bir şekilde Allah'a karşı memnuniyet duyan bir kadını gördüler. Bu memnuniyet o kadar güzeldi ki düşmanları bile övgü yağdırmaya yöneltti.
Zeyneb sa Aşura günü güneş batışı sırasında ağabeyinin nur dolu ve kanlı vücudunu görünce göklere bakarak " Ey Allahım! Seninde yolundaki bu kurbanı ve hayatını kaybedeni biz Peygamber hanedanından kabul buyurun. "
Her şeyden daha şaşırtıcı ise o sırada Kufe'nin eli kanlı katili ve hakimi İbni Ziyad'ın ona sorduğu soruya cevabıdır. İbni Ziyad " Ant olsun ki güzellikten başka bir şey görmedim. Onlar Allahu Teala'nın onlar için ölümü mukadder buyurduğu mert insanlardı. "
Zeyneb sa İmam Hüseyin as'ın kıyamının parlak geleceğinden emin bir şekilde ve bu kıyamın kapsamlı ve kalıcı mesajlarından emin olarak Şam sarayında da herkesi hayrete düşürdü ve Yezid'e hitaben şöyle dedi: " Ey Yezid! Senin gibi biri ile konuşmaya zorlandıysam da bil ki senin kadir kıymetin benim nezdimde zerre kadar bile değildir. Ancak seni yermek ve seni serzeniş etmek benim için büyük bir şeydir.... Ey Yezid! Elinden geleni ardına koyma, bildiğin her numarayı yap, elinden geleni yap, ant olsun ki Allah bize şeref inayet buyurmuştur. Hiçbir zaman bizi kalplerden silemezsin, vahyimizi yok edemezsin.... Bil ki sözün az daha geçerli olacaktır, kısa süre daha hüküm süreceksin. "
İmam Hasan el-Askeri as is müminlerin emarelerinden birinin İmam Hüseyin as Erbain ziyaretini yapmak olduğunu belirtmiştir. Ancak bu iman emaresi olan ziyaret nedir? Burada kesin olan husus ziyaretin marifete, tanımaya yönelik manevi bir yolculuk olmasıdır. Ziyaretçi ise nerede, kiminle ve hangi hedef uğruna görüştüğünü ve hangi yolda adım attığını bilmelidir.
Erbain ziyaretçisi ise her adımı ile, İmam Hüseyin as'ı tanıma ve marifet bulma yönünde bir adım atmış olur. İmam Hüseyin as ziyaretçisi İmam Hüseyin as'ın kıyamının gizli ve açık iki yönü olduğunu anlar. Görünüşte ve açıkta olan yanı, Yezid, Yezidler ve zalimler ile mücadele etmek ve sulta ile savaşıp emri maruf nehyi münker yapmaktır. Ancak gizli yanı İmam Hüseyin as Erbain ziyaretinde görülmektedir.
İmam Sadık as tarafından yarenlerinden biri olan Safvan Cemmal için yazdığı bu duanın ilk bölümünde bu kıyamın özünü anlatan bir cümleye rastlarız: " . »بَذَلَ مُهْجَتَهُ فِیکَ لِیَسْتَنْقِذَ عِبَادَکَ مِنَ الْجَهَالَةِ وَ حَیْرَةِ الضَّلالَةِ Bu da İmam Hüseyin as'ın tüm vücudunu Allah yolunda verdiği ve sadece insanlar ve Allah'ın kullarını cehalet ve cahillikten ayrıca karanlıktan kurtarmak için bu yola çıktığı anlamına gelir.
İmam Hüseyin as dönemi toplum, Muaviye ve Yezid'in zehirli siyasetleri ile tamamen akıl görünüşlü cehalet ile dolmuştu. Bu cahillik o kadar ilerlemişti ki insanlar bilinçsiz bir şekilde Allah Resulünün torununu da katlettiler ve bundan sevinç bile duydular. Ancak Zeyneb sa toplumu sarsmayı ve uyuyan cehaletle dolu kalpleri uyandırdı. İşte bu yüzden Erbain ziyareti, de iman kriterlerindendir. Tüm Şialar imanlarını Hz. Zeyneb sa'ya borçludurlar. İşte Erbain'in sırrı da budur.