Hz. Fatıma'nın -s- veladet yıldönümü
(last modified Sun, 23 Jan 2022 05:55:10 GMT )
Ocak 23, 2022 07:55 Europe/Istanbul

Yer yüzü sakinlerine beşaret olsun, zira cennetin kızlı elması, tomurcuk verdi! Adı, şirretin kökünü kuruttu ve erdemlik yolunu izleyenler için cehennem ateşini soğuttu. Vahiy evi onun adının parlaması ile daha da aydınlandı ki, kadının hürmetine bir başka belirti olsun ve kızlarının doğduğu haberini duyan babaların yüzü artık morarmasın diye. 

Gök yüzü gülüyor, yer yüzü neşeyle coşuyor ve yer ve sema coşuyor. Melekler zaman ve zemine çiçekler yağdırıyor, Hz. Hatice'nin -sa- evinden dünyayı aydınlatan nur saçıyor. Bu kutlu gün 20 Cemadiusani'dir, nübüvvet evi, kendi misafirini bekliyor, Hz. Muhammed -saa- ve Hatice -sa- nübüvvet ağacının meyvesini kucaklamak için sabırsızlıkla bekliyorlar.

Değerli dinleyiciler hz. Fatıma'nın -sa- mübarek veladeti ve İran'da anneler günündeyiz. Bu münasebetle o hazretin veladet anlarına işaretle, annenin rolünü ve evrenin bu en başarılı annenin eğitim yöntemini sizlere açıklamak istiyoruz.

Hz. Fatıma'nın doğumundan önce hz. Cebrail -as- Resulullah'ın -saa- nezdinde giderek, "Ey Muhammed! Yüce Allah sana selam gönderdi ve Hatice'den 40 gün uzak durmanı emretti" buyurdu. Böylece hz. Muhammed 40 gün boyunca hz. Hatice'den uzak durdu ve günleri oruç tutmak ve geceleri de Allah Teâla'ya ibadetle geçirdi. 40 günün ardından Cebrail bir kez daha nazil oldu ve şöyle arz etti: Allah Teâla selam gönderiyor ve şöyle buyuruyor: Benim hediyem ve keremim için hazır ol!

Ardından Mikail cennet meyvelerinden bir tabakla indi; Resul-i Ekrem  -saa- o yemekten yedi ve sudan içti ve hz. Hatice’nin yanına gitti ve o gece Resulullah’ın kızının nutfesi bağlandı.  

Hz. Hatice –sa- Resulullah  -saa- ile evlendiğinde Kureyş kadınları o hazreti yalnız bıraktılar, onun yanına gitmiyor ve ona selam vermiyorlardı ve hiçbir kadının onun yanına giderek hal hatırını sormasına izin vermiyorlardı. O hazret hz. Fatıma’ya –sa- hamile olunca sadece fatıma anne karnından o hazretle konuşur ve teselli ederdi. Hz. Hatice bu sırrı gizli tutuyordu ve hatta Resulullah’a  -saa- bile söylemiyordu, ta ki bir gün Resui Ekrem eve gelip anne ve kızın konuşmasına şahit olunca, hz. Hatice’den kimle konuştuğunu sordu. Hz. Hatice –sa- “Bu cenin benimle konuşuyor ve yalnızlık anlarımın munisi olmuştur.

Resulullah şöyle buyurdu: Ey Hatice! Cebrail bu ceninin kız olduğunu ve pakize ve mübarek bir nesli olacağını ve Allah Teâla’nın benim neslimi onunla sürdüreceğini ve onun ailesinden masum imamların –as- yaratılacağını ve nübüvvetin bitmesi ve vahyin kesilmesi ardından benim risaletimi sürdüreceklerini müjdeliyor.  

 

Hz. Hatice, karnındaki bebekle konuşmaya devam etti, ta ki evladının doğum anı geldi. Hatice Kureyş kadınlarından yardım istedi fakat onlar bu yardımı Hatice’den esirgediler. Bu durumda Allah Teâla cennetten 4 kadını bu mümin kadına yardım için gönderdi. Hz. İbrahim’in eşi Sare, firavunun eşi Asiye, Ümran’ın kızı Meryem ve Musa bin Ümran’ın kızı Gülsüm, Allah’ın emri ile Hatice’nin yanına inerek hz. Fatıma’nın doğması için ona yardımcı oldular. Böylece hz. Fatıma –sa- pak ve pakize doğdu ve ismi ise Allah Teâla’nın Resulullah’ın kızına seçtiği en güzel isim oldu.  

Ehlibeyt hanedanının yaşamı, dünya ve ahrette en iyi hayata sahip olmak isteyenler için aydın bir rehberdir. Tüm imamlara -as- selam söylediğimiz Camia Kebire ziyareti, kulların imamlara itaat etme veya etmemelerindeki saadet veya şakavetini ilan ederek şöyle buyuruyor: Kim sizin yanınıza geldiyse kurtulmuştur ve kim gelmediyse helak olmuştur.

Ayrıca Şia’nın kutsi hadislerden Bildiği Aşura ziyaretinde de Allah’tan bizi yaşam ve ölüm çizgimizi ehlibeytin yaşam tarzı ile aynı olmasını diliyor ve şöyle okuyoruz: Allah'ım, hayatımı Muhammed ve Muhammed'in ailesinin hayatını, ölümümü Muhammed ve Muhammed'in ailesini ölümü kıl.

 

Masumların -as- arasından hz. Fatıma Zehra’nın –sa- bereketli hayatı mülüman kadınlar için tıpkı bir güneş gibi nur saçıyor ve o hazretin yaşam tarzı ile tanışmak bizim için yol göstericidir. Batı kapitalist sisteminin kültürel istilası yoluyla Müslüman kadın ve kızlar için kaba ve insanlık dışı bir model sağlamaya çalıştığı günümüz toplumunda tabi ki, o hazretin kişiliğinin çeşitli yönlerini ele almak Müslümanlar için pratik iyi bir model olabilir. Şüphesiz o hazretin sosyal ve bireysel yaşamı her kes için ibret vericidir. Aynı zamanda o hazretin ailede bir eş veya anne olarak rolü çok etkin olacaktır.

Sohbetimizin devamında o hazretin kutlu veladet gününün İran’da anneler günü olarak takvimlere geçmesi nedeni ile hz. Fatıma’nın annelik rolü hakkında sohbet edeceğiz ve annelik sevgisinin çeşitli boyutlarını ele alacağız.  

Annelik rolünün rubûbiyet ve Allah’ın da Rab olması nedeni ile annelik rolü Allah’ın rolünün bir hüzmesi olduğu söylenebilir. Annenin sevgi ve şefkat dolu kalbi, yüce Allah’ın rahmet ve rafetinin tecellisidir, sanki Allah Teâla aşk ve sevginin dipsiz bucaksız denizinden annenin kalbine bir damla bahşetmiştir.

Kur'an Kerim’in Bakara suresinin 223.ayetinde kanın tıpkı insanlın mezrasına benzetiliyor.

نِسَاؤُکُمْ حَرْثٌ لَکُمْ فَأْتُوا حَرْثَکُمْ أَنَّى شِئْتُمْ Kadınlarınız sizin için nesil yetiştiren tarlalarınızdır. Tarlanıza nasıl isterseniz öylece varın…

Bu yüzden anne rahmi nesillerin yetiştirildiği yerdir ve bebek annenin karnında anne, baba ve atalarının özellikleri ve sıfatlarını alıyor. Tıpkı bir tohumun kaderinde su, toprak, ışık, ısı ve afetlerin direkt etkili olduğu gibi anne, baba ve ataların ahlakı da cenini etkiler.  

Annelik makamı çok önemlidir zira insan yetiştiren bir makamdır ve temiz ve seçkin insanların yetiştirme, büyük ve bilge kişiler yetiştirme rolünün büyük bir kısmı annenin sorumluluğundadır. Kalıtım, yetiştirme ve çevreden oluşan 3 ilke, insan kişiliğinin gelişmesinin ana temelidir ve eğitim konusunda anne ve babanın çocuğun üzerindeki hakkı daha çok anne üzerinedir. Zira anneler genellikle evde oldukları için çocuklarına daha yakınlar.

Çocuk yetiştirme konusunda örnek olan ve annelik sorumluluğunu en iyi şekilde yerine getiren hz. Zehra –sa-, her biri bilinçli, cesur, mümin, mucahid ve yüce insani değerlere sahip insanların sembolü olan İmam Hasan ve İmam Hüseyin -as-, hz. Zeynep –sa- ve Ümmü Gülsüm gibi insanları topluma kazandırdı.

 Hz. Fatıma –sa- evlatların çocukluktan itibaren görevlerini en uygun şekilde yapmaya çağrılması gerektiğini, onları Allah ile ilişki kurmaya, mabut ile bağlantı kurmak ve sevgi tohumlarını vücutlarına ekerek yapacakları görevlerin onlara eziyet değil, büyük bir şevk ve iştiyak ile yerine getirecek şekilde yetiştirilmeleri gerektiğini vurguladı. Buna göre Resulullah’ın  -saa- kızı –sa- kendi evlatlarını hatta gece sabahlamaya alıştırdı. Tabi ki o hazret eğitim yöntemlerini çok iyi biliyor ve çocukların güç ve yetenekleri kadar onlardan beklenti içinde olurdu.

Örneğin o hazret mübarek Ramazan ayının 23. Gecesinde çocuklarını uyanık olmaya ve uyumamaya zorlardı ve bunun için onları gündüz uyutuyor ve böylece tam dinlenmelerini sağlıyordu, hatta onlara daha az yemek veriyordu ve böylece geceyi sabahlamak için ruhsal ve fiziksel olarak daha iyi bir konumda olmalarını sağlıyor ve şöyle buyururdu: Kadir Gecesi Nimetlerinden mahrum olan, mahrum kalır.

Hz. Sıdıka Kobra –sa- eğitimin çeşitli yönlerinde değerli ve verimli bir annenin mükemmel bir örneğidir. O hazret, çocuklarının ruhlarına derinden nüfuz ederek onların ahlaki, eğitimsel ve insani temellerini sağlamlaştırmıştır. Hz. Fatıma –sa- çocuk yetiştirme konusunda çocuklarının mükemmeli arama ve mükemmele ulaşmaya çalışırken birbirlerine karşı çok şefkatli ve merhametli olmaları, aile için davranış ve karşılaşmalarda karşılıklı saygıyı koruyacak şekilde davranırdı. Bu yüzden İmam Hüseyin -as- İmam Hasan’a -as- özel saygı duyar ve o hazretin önünde konuşmazken kız kardeşi hz. Zeyneb’e –sa- olağanüstü sevgi besler, kendisinden küçük olmasına rağmen ona duyduğu saygı nedeniyle ayağına kalkardı; buna karşılık hz. Zeyneb’in –sa- de ağabeylerine karşı saygısı ise eşsizdi.

Hz. Fatıma’nın –sa- diğer eğitim yöntemlerinden bir diğeri ise o hazretin insan severliği idi. O hazret çocuklarının keskin bakışları önünde insanlara  yardım eder, kendisi aç kalır fakat diğerlerini doyururdu. Hz. Fatıma –sa- kolyesini satarak onun parası ile kumaşlar aldı ve elbisesi olmayanlara uygun giyecekler temin etti. O hazret dua ederken bile başkalarına öncelik tanırdı nitekim İmam Hüseyin -as- şöyle anlatıyor: Bir gece annemi sabaha kadar ibadet ettiğini ve sürekli müminleri ve başkaları için dua ettiğini fakat kendi hakkında sessiz olduğunu gördüm, sebebini sorunca şöyle buyurdular: Önce komşu sonra kendimiz.

İslam dünyasının bu büyük kadının eğitim yöntemi, başarılı, etkili, zorluklar karşısında istikrarlı, muvahhit, mücadeleci ve yüksek düzeyde sosyal dayanışma içinde olan çocuklar yetiştirdi. Hz. Fatıma’nın dünya kadınlarının baş tacı olarak sayılması ise o hazretin sayısız faziletleri ve yüce konuma sahip olduğunu gösteriyor.

Birkez daha hz. Muhammed  -saa- ve hz. Hatice’nin –sa- bu paha biçilmez incisinin kutlu veladeti dolayısıyla siz kıymetli dinleyicileri tebrik ederek bu bereketli günde İmam Mehdi’nin -as- sağlığı için duya ediyor ve o hazretin ferecinin bir an önce gerçekleşmesini hak Teâla’dan niyaz ediyoruz.