Şubat 07, 2022 08:44 Europe/Istanbul
  • Şafak’ta On Gün (5); İslam inkılabı, Velayi ümmet ve yeni İslami medeniyet

“İnkılabın ikinci adımı” bildirgesi başta kendi kendini yetiştiren, toplum ve medeniyet inşa eden esas güç olarak bu toprakların gençleri olmak üzere İran milletine yönelik yeniden bir hatırlatma niteliğinde olan bir bildirgeydi.

Yeni İslami medeniyetin olmazsa olmazlarından biri azami derecede uzlaşı ve vahdet ve dayanışmanın korunmasıdır. Ümmetin vahdet ve dayanışması ise zamanın şartlarını çok iyi bilen ve zorluklarda ve sıkıntılarda doğru yolu gösteren ve ümmeti tehlikelere, afetlere ve düşmanlıklara karşı uyaran akılcı ve bilge liderliğin sayesinde korunabilir.

 

Zulüm altında olan milletlerin arasında seyrek sayıda millet inkılap etmeye kalkışır. Yine ayaklanan ve inkılap yapan milletlerin arasında seyrek sayıda millet bu işi sonuna kadar götürmüş ve hükümeti değiştirmenin yanında inkılapçı ülkülerine bağlı kalmıştır. Ancak İran milletinin çağımızın en muhteşem ve emsalsiz inkılabı, üzerinden kırk üç yıl geçtiği halde hâlâ büyük bir onurla ülkülerini koruyan ve karşısında direnmenin imkansız gibi gözüken vesveselere karşı duran ve kerametini ve şiarlarının asaletinden taviz vermeyen tek inkılaptır.

 

İran İslam inkılabı emsalsiz zuhuru ile İran’da uzun süren tarihi bir dayatmaya son verdi. İran Pehlevi ve Gacarlar döneminde şiddetle aşağılanan ve geride bırakılan bir ülke iken, inkılaptan sonra kalkınma yolunda ilerlemeye başladı. İran milleti çok yönlü ve hakiki kalkınmanın esası olan milli irade ile zalim Pehlevi rejimini halkçı bir nizama çevirdi ve ardından gençleri ülke yönetiminin ana ekseni olarak devreye soktu.

 

 

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei İran’ın Pehlevi rejiminde geri kalmışlığı ve İslam inkılabı zafere kavuştuktan sonra kalkınmaya başlaması hakkında şöyle diyor:

Biz bu ülkeye İslam dini hakim olduğu güne kadar kelimenin tam anlamıyla geri kalmış bir millettik, bağımlıydık, ilmi açıdan geri kalmış, siyasi açıdan geri kalmış, sosyal açıdan geri kalmış ve siyaset aleminde inzivaya itilmiş bir millettik. Ancak bugün İran İslam Cumhuriyeti nizamının ilerlemesi ve gelişmesi, düşmanları bile bu gerçeği itiraf etmeye zorlamıştır. Bugün biz bilimde, teknolojide, dünyanın birçok yeni bilimlerinde dünyanın en gelişmiş ülkeleri arasında yer alıyoruz. İslam ümmeti ihlaslı çaba ile bu döneme uygun İslami medeniyeti tasarlayarak temelini atabilir ve sonuca ulaştırarak beşeriyete sunabilir.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei İslam inkılabının 40.zafer yıl dönümü dolayısıyla “inkılabın ikinci adımı” bildirgesinin yayımlayarak büyük İslami İran’ı inşa etme cihadı doğrultusunda bazı esaslı tavsiyelerde bulundu. Kuşkusuz “İnkılabın ikinci adımı” bildirgesi başta kendi kendini yetiştiren, toplum ve medeniyet inşa eden esas güç olarak bu toprakların gençleri olmak üzere İran milletine yönelik yeniden bir hatırlatma niteliğinde olan bir bildirgeydi. Gerçekte bu ikinci adım İslam inkılabını büyük ülküsü olan yeni İslami medeniyeti inşa etmek ve zemini velayet güneşinin doğuşuna hazır hale getirmeye daha da yaklaştıracaktır.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei yeni İslami medeniyetin özellikleri hakkında ise şöyle diyor:

Yeni İslami medeniyette maneviyat maddiyatın yanında ve ahlak ve maneviyat maddi yaşamın gelişmesinin yanında yer alacaktır.

Bu yolun devamında yeni İslami medeniyet Müslüman ülkelerin insanlarına inkılabın ülkü ve değerlerini tanıtmakla gerçekleşir ve bu yolda İslam alimleri ve dünya Müslümanları kendilerini yeni İslami medeniyetin esas tebliğcileri olarak görmeleri ve gerçekleşmesi için ciddiyetle hareket etmeleri gerekir.

 

 

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei yeni İslami medeniyeti beyan ederken onu iki araçsal ve hakiki bölüme ayırarak şöyle diyor:

Medeniyetin araçsal bölümü, bugün biz ülkenin kalkınması olarak açıkladığımız değerlerdir. Bilim, icatlar, sanayi, siyaset, iktisat, siyasi ve askeri iktidar, uluslararası itibar, propaganda ve propaganda araçları, hepsi araçsal medeniyetin birer parçasıdır; nitekim tüm baskılara, tehditlere ve yaptırımlara rağmen velayet ekseninde yer alan İran ümmeti bu alanlarda yüksek derecelere nail olmuştur.

 

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei’ye göre medeniyetin hakiki bölümü bilinen yaşam tarzı ve hayatımızı şekillendiren şeylerdir. Örneğin aile meselesi, izdivaç tarzı, konut, elbise, tüketim modeli, besin çeşitleri, eğelence, iş ve meslek, iş yerinde davranış tarzı, üniversitede ve okulda davranış tarzı, medyada davranış tarzı, dosta karşı davranış tarzı, düşmana karşı davranış tarzı, hepsi medeniyetin hakiki ve esas parçalarıdır ve insan yaşamının zeminini oluşturur ve bu öğretilerin temelinde de ilahi ve velayet eksenli ümmet şekillenir.

Kur'an'ı Kerim’in buyurduğu üzere maddi ve ilmi alanlarda gelişme, ancak toplum ve salih insanlar ilahi hedeflere hizmet ettikleri zaman medeniyet sayılır. Buna göre İslam Peygamberi -s- risaletinin temel amacını tevhit olarak açıklıyor. Tevhidin devamında gelen nübüvveti tanımak da İslami vahdet ve medeniyeti tanımaktır.

İslam Peygamberi -s- İslami vahdet ve medeniyetin temelini attı ve büyük sosyal, kültürel, siyasi ve iktisadi değişiklikleri gerçekleştirdi ve İslam dini kısa sürede muazzam bir evrensel medeniyetin temelini oluşturdu. Buna göre velayet eksenli ümmet ve bu ümmetin içinden çıkan İslami medeniyet Allah’ın hakimiyeti temelinde gerçekleşir.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei bu konuyu vurgulayarak, işlerinde tevhit ilkesini temel alan bir toplum medeniyet inşa etmenin tüm hayırlarına kavuşacağını ve büyük, derin ve köklü bir medeniyet inşa edebileceğini belirtiyor.

Kur'an'ı Kerim’e göre alemde biri ilahi önderlik ve diğeri tağut önderliğinde iki medeniyet bulunuyor. Nitekim Bakara suresinin 257. ayetinde şöyle buyurmakta:

Allah, inananların dostudur, onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkâr edenlere gelince, onların dostları da tâğuttur, onları aydınlıktan alıp karanlığa götürür. İşte bunlar cehennemliklerdir. Onlar orada devamlı kalırlar.

Dolayısıyla İslam dinine göre medeniyetin hakikati, karanlıktan uzaklaşmak ve nur alemine girmektir. İnsan nura kavuştuğu zaman nuraniyet kazanır ve medeni olur. Kur'an'ı Kerim’in dünya görüşüne göre alim sadece Allah’a doğru yükselen bir seyri vardır ki bu da İslami ümmetin vahdeti ve yeni İslami medeniyetin temeline dayanır.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei ümmetin yeni İslami medeniyeti inşa etme yönündeki görevleri hakkında da şöyle diyor:

Bugün İslam dünyası İslam Peygamberi -s- ve İslam’ın kendisi gibi bu dünyaya yeni bir ruh üflemesi, yeni bir atmosfer oluşturması ve yeni bir yol açması gerekir. Biz beklediğimiz bu fenomene yeni İslami medeniyet adını veriyoruz. Biz beşeriyet için yeni İslami medeniyetin peşinde olmalıyız. Bu, süper güçlerin beşeriyet hakkında düşündükleri ve uyguladıkları şeyden farklıdır. Bu, başka topraklerı ele geçirmek, milletlerin haklarına tecavüz etmek anlamına gelmez; bu kendi ahlakımızı ve kültürümüzü başka milletlere dayatmak anlamına gelmez. Bu, milletlere ilahi hediyeyi sunmaktır, böylece milletler kendi iradeleri ve kendi seçimleri ile doğru yolu seçecektir. Bugün zorba devletlerin milletleri sürüklediği yol yanlış ve sapkın yoldur. Bunu düzeltmek bizim görevimizdir.

Bugün İslam dünyası İran’da gerçekleşen İslam inkılabı sayesinde velayet eksenli bir ümmeti ve medeniyeti inşa etme gücüne sahiptir. İran İslam inkılabının içinden yükselen öz Muhammedi -s- İslam ihtilafların üzerinde durmak yerine, ortak yönlerin üzerinde durmaktadır. Buna göre İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei de şöyle diyor:

Vahdet, siyasi veya taktiksel bir hareket değil, İslam ümmetinin birliğine kalbi inanç ve imandır. İslam dünyasının birlik olması yolunda atılacak ilk adım Müslüman toplumların, devletlerin, etnik grupların ve mezheplerin birbirine saldırmak ve darbe vurmaktan kaçınmaları ve ortak düşmana karşı birlik olmalarıdır. Daha sonraki adımlarda İslam ülkeleri ilim, servet, emniyet ve siyasi güç gibi alanlarda ortak hareket etmeleri ve yeni İslami medeniyeti inşa etme yolunda birlikte çaba harcamaları gerekir.

İran İslam inkılabı tüm düşmanları ta baştan hakkında batıl düşünceleri besledikleri ve yok etmek üzere komplolar kurdukları halde zaferinin 43. yılını kutluyor. İran İslam inkılabının dünya genelinde dostları İslami İran’ın tüm zorluklara rağmen göz kamaştıran ilerleme ve kalkınmasına şahit oluyor. Biz de tüm kalbimizle bu inkılabı başlatan ve ülkülerine bağlı kalan bu milleti selamlıyor ve alemin son kurtarıcısı Hz. Mehdi’nin -s- zuhuru ve öz Muhammedi -s- İslam’ın temelinde yeni İslami medeniyetin kurulması için dua ediyoruz.

 

 

 

Etiketler