İslam inkılabının bölgesel ve küresel tesirleri
(last modified Sat, 12 Feb 2022 11:43:27 GMT )
Şubat 12, 2022 13:43 Europe/Istanbul

Dünyanın birçok ülkesinde siyasi ve sosyal alanlarda en büyük ve en derin değişimler sayılan inkılaplar, uluslararası düzende de değişimin ve değişikliklerin önemli ve temel ektenleri arasında yer alıyor.

Gerçekte siyasi – sosyal olayların yaptıkları etkilerin derinliği de bir ülkede gerçekleştirilen inkılabın çeşidine bağlıdır. Bu arada hiç kuşkusuz bu tür inkılaplar ideolojik mahiyetleri itibarı ile sadece bir ülkenin sınırları içinde bir hareket olarak telakki edilir ve sınır ötesi yaklaşımı söz konusu olmaz. Bazı inkılaplar da diktatör bir kişiye veya rejime karşı ve milli ve etnik çıkarları koruma çerçevesinde gerçekleşir ve kesinlikle başka milletlerde ve ülkelerde hassasiyet uyandırmaz.

Bir ülkede yaşanan bu tür gelişmelerin yanında son asırlarda bir kıtada yaşayan milletlerin kaderi üzerinde etkili olan ve önemli değişimlere yol açan bazı inkılaplar da gerçekleştirilmiştir. Bu inkılaplarla 1789 yılında Fransa devrimini örnek vermek mümkün. Fransa devrimi 18. Yüzyılda Batı dünyasında demokrasi ve liberalizme zemin oluşturdu ve beşeri topluma hümanizmi armağan etti.

Rusya’da 1917 Ekim devrimi de çeşitli toplumların üzerinde önemli etkileri oldu. Bu devrimin sonucunda beşeri toplum sosyalizm ve karar mekanizmasının tek merkezden yürütülmesini içeren sulta düzeni ile tanıştı. Gerçekte 1917 Rusya devrimi dünyayı iki kutba ayırdı ve ikinci dünya savaşından sonra da Doğu ve Batı kutupları arasında soğuk savaş zeminini hazırladı.

Bu tür inkılaplar sınır ötesi ideolojilere dayandıkları için sadece gerçekleştikleri ülkenin değil, aynı zamanda başka ülkelerin de iç meselelerini gözetliyor ve inkılapçı düşüncelerini sınır ötesinde yaygınlaştırmayı da gündemine alıyordu.

Dünyada bu tür önemli ve etkili sosyal gelişmeler ve değişimler yaşanırken, İran İslam inkılabı yirminci yüzyılın sonlarına doğru İmam Humeyni -ks- önderliğinde gerçekleşti. Ancak İran İslam inkılabı pratikte Fransa devrimi veya Rusya devriminden beşeri toplumların üzerinde çok daha etkili olduğunu ortaya koydu. Nitekim İran İslam inkılabının etkileri gözden geçirildiğinde bu inkılabın zaman ilerledikçe daha etkili olduğu ve bu etkiler zaman sürecinde kaybolmadığı, bilakis devam ettiği anlaşılıyor.

Gerçi İran İslam inkılabının zafere kavuştuğu günün üzerinden 43 yıl geçti, fakat dine dayanan bu inkılap hâlâ bölgede ve dünya genelinde etkisini sürdürerek yayılmaya devam ediyor. Bu arada İmam Humeyni’nin -ks- İslam inkılabının zafere ulaşması ve İran İslam Cumhuriyeti nizamının kurulmasında rolü çok seçkin olduğu ve bu büyük din adamının düşünceleri İran sınırlarının ötesinde de çok etkili olduğu belirtilmelidir. Gerçekte İran’ın dünyanın sultacı güçlerinin gayri meşru isteklerine karşı koyması ve bağımsız hareket etmesi yüzünden İslam inkılabının temel sloganları olan özgürlük, bağımsızlık ve milletlerin uyanışı gibi sloganların İran sınırlarının ötesinde de büyük taraftar kitlesine sahip olmasına ve bu inkılabın mazlum ve özgürlükçü milletlerin ilham kaynağına dönüşmesine vesile olduğu gözleniyor.

Cuma günü 11 Şubat günü İran İslam inkılabının 43. zafer yıl dönümüydü. Böylece bu inkılap 44. yaşına ayak bastı. Bu çerçevede bölgede Afganistan, Azerbaycan Cumhuriyeti, Ermenistan, Gürcistan, Tacikistan, Özbekistan, Kırgızistan, Kazakistan, Türkiye ve hatta Rusya’nın özerk cumhuriyetlerinde bu önemli inkılabın yıl dönümünü kutlamak üzere bazı etkinlikler düzenlendi.

Bu yıl düzenlenen kutlama etkinliklerine geçmiş yıllarda olduğu gibi birçok ülkenin düşünürleri ve kanaat önderleri de bu etkinliklere katılarak İran İslam inkılabı, çeşitli boyutları ve bölgesel ve küresel seçkin getirileri hakkında görüşlerini beyan etti. Bölge ülkelerinde düzenlenen etkinliklerle katılan düşünürler İran İslam inkılabının bölge milletleri arasında istiklal ve özgürlük ilkelerinin takviye edilmesine ve ecnebilerin müdahaleleri ve sultacı tutumlarına karşı koyma duygusunu geliştirdiğine vurgu yaptı.

Gerçekte İran İslam inkılabının getirilerini ve etkilerini gözden geçirirken, İran içindeki getirilerinin yanında bölgesel ve küresel getirilerini ve önemli etkilerini de göz önünde bulundurmak gerekir; nitekim bu getirilerin her biri tek başına İran İslam inkılabının başarılı bir inkılap olduğunu ispat etmekte istinat edilebilecek niteliktedir.

Bu bağlamda Amerika terör devletinin bölge ülkelerindeki askeri üsleri esas itibarı ile bölge ülkelerine nüfuz etmenin zeminini oluşturduğu gerçeği de gözardı edilmemesi gereken bir gerçektir. Nitekim Amerika’nın American Interprise düşünce merkezi bu konuda yayımladığı son detaylı raporunda İran İslam Cumhuriyeti’nin bölgede Irak, Suriye, Lübnan, Mısır, Filistin ve Afganistan gibi ülkelere nüfuz ettiğini belirterek şu ifadelere yer verdi:

İran askeri ve iktisadi gücünün yanı sıra yumuşak gücüne de dayanarak 2008 yılından sonra Batı Asya bölgesinde nüfuzunu hızlı bir şekilde arttırmaya başladı.

Bu doğrultuda hiç kuşkusuz bölge ülkelerinin düşünürleri ve devlet adamlarının görüşü İran İslam inkılabının etkilerini daha da açıklığa kavuşturacaktır.

El Alem TV kanalı bir raporunda şöyle dedi:

Afganistan halkı içinde bulundukları zorlu şartlara ve acılara rağmen İran İslam inkılabının zafer yıl dönümü kutlamalarına aktif bir şekilde katıldı.

Bu çerçevede Afganistan’da düzenlenen bir etkinlikte konuşan Afganistan’ın eski göçmenler Bakanı Alemi Balhi şöyle dedi:

İran İslam Cumhuriyeti son 43 yılda bilimsel ilerlemesini tüm dünyaya gösterdi, ki bu da İslam dini bu ülkenin bilimsel ilerlemesinin etkini olduğunu ortaya koydu. Kuşkusuz İran İslam inkılabı başta Afganistan olmak üzere başka ülkelerin üzerinde olumlu etkileri olmuştur.

Afgan öğrenci Abdulsami Muhibbi de bu törende yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı:

Ehl-i Beyt -s- ve İmam Humeyni’nin -ks- siyeri ve liderlik ettiği İslam inkılabı, geçmişten günümüz kuşağına ulaşan İslami kültür ve modellerin en iyi örneğidir.

Afganistan’da bir üniversitenin öğretim üyesi olan prof. Nurullah Kevser de İslam dünyası ve İslam ümmeti, önderi nurun patlaması olarak tanımladığı İran İslam inkılabı boyutunda büyük bir inkılaba ihtiyacı olduğunu belirtti.

İran İslam inkılabının gerçekleşmesi ve bölge milletleri üzerindeki etkileri hakkında bölgenin bazı düşünürleri Iran Press haber ajansına görüşlerini anlattı. Kabil üniversitesi öğretim üyesi Nasır Vaizi İmam Humeyni’nin -ks- düşüncelerinin gerçekleşmesi konusunda şöyle dedi:

İran İslam Cumhuriyeti nizamı kırk küsur yılın ardından bilimsel, kültürel, siyasi ve iktisadi alanlarda harikulade değişimlere imza attı. Bu durum tüm İslam ülkeleri için Allah’a, milletin gücüne ve seçkin insanlarına dayanarak ilerleme ve gelişme kaydetmeleri için en iyi modeldir. İmam Humeyni’nin -ks- akılcılığı tüm dünyaya dinin siyasi ve uluslararası platformlarda söyleyebilecek sözü olan bir nizamı kurabileceği gibi önemli bir noktayı ispat etti.

Kabil üniversitesinin bir başka öğretim üyesi Abdulkadir Kemali de İran İslam inkılabının bölge milletleri üzerindeki etkileri hakkında şöyle dedi:

İran İslam inkılabından etkilenen ülkelerden biri Afganistan’dır. Müslüman Afganistan halkı İmam Humeyni -ks- ve İran İslam inkılabı’nin tavsiyeleri üzerine cihat ve direniş yolunu seçti.

Afganistan’da Taliban örgütünün geçici hükümetinin üyelerinden Seyyid Haşim Cevadi Balhai de Iran press haber ajansına yaptığı açıklamada İran ve Afganistan milletlerinin dini, tarihi ve kültürel ortaklıklarına değinerek, İran İslam inkılabının zafere kavuşması Afganistan milletini de derinden etkilediğini belirtti.

Cevadi Balhai Müslüman milletlerin İran İslam inkılabından etkilenmeleri konusunda da şöyle dedi:

İran’da İslam inkılabı zafere kavuştuğu sıralarda Afganistan’da Marksist darbe yapıldı; Afganistan’ın Müslüman halkı ve mücahitleri İran İslam inkılabının manevi etkileri ile Sovyetler Birliği ordusuna karşı kıyam etti ve sonunda zafer kazandı.

Taliban’ın geçici hükümetinin üyesi Cevadi Balhai ayrıca Afganistan milletinin zaferi İran İslam inkılabının etkisinin sonucu olduğunu belirterek şöyle ekledi:

Müslüman İran ve Afganistan milletlerinin inkılabı ve cihadı İslam dini, Kur'an'ı Kerim ve İslam Peygamberi’nin -s- sünnetine dayandığından, birçok ortak yönleri de bulunmaktadır.

Afgan düşünürlerin bu açıklamaları İran İslam inkılabının Afganistan üzerinde derin etkisi olduğunu gösteriyor.

Afgan düşünürlerin açıklamalarına benzer açıklamalar Azerbaycan Cumhuriyeti, orta Asya cumhuriyetleri, Türkiye ve Rusya’nın özerk cumhuriyetlerinin düşünürleri tarafından da beyan ediliyor. Gerçekte bölge düşünürleri İran İslam inkılabının bölgede yapıcı etkisi olduğu konusunda hemfikir sayılır.

Öte yandan birçok Batılı düşünür de İran İslam Cumhuriyeti’ni bölgesel bir güç olarak benimseyerek görüş beyan ediyor. örneğin bölgesel güçlerin şekillenmesi hakkında söz sahibi olan Stephan Şerem şöyle diyor:

Güç kaynaklarının yanında, bölgesel bir gücün gerçek nüfuzunun bölgesel bazda benimsenme kaynakları da göz önünde bulundurulması gereken bir konudur.

Siyaset meseleleri uzmanı İvind Strod ise şöyle diyor:

Bölge işleri üzerinde büyük nüfuza sahip olmak, bir ülkenin bölgesel güç olma şartlarından biridir. Belki de bu yüzden Batı Asya bölgesi son zamanlarda bölgesel güçlerin nüfuz alanlarını genişletmek için İran ile ciddi rekabetlere şahit oluyor.

Michael Naybi Oskuyi de şöyle yazıyor:

Amerika’nın Irak’a saldırması ve bu ülkenin eski diktatörü Saddam’ı devirmesinin ardından İran’ın nüfuzu Afganistan’ın batısından Irak ve Suriye’ye ve oradan Lübnan’ın güneyi ve Batı Asya genelinde artmaya başladı.

Gerçekte sözü edilen Batılı düşünürlerin tümü İran İslam Cumhuriyeti İslam inkılabı sayesinde bölgesel etkili bir güce dönüştüğüne inanıyor. İran İslam Cumhuriyeti tek başına başta ABD olmak üzere Batılı sultacı güçleri bölgeden ihraç etmeyi ve Irak, Suriye, Afganistan, Fars körfezi ve Umman denizi bölgelerinde Amerika’nın yerine geçmeyi başardı. Tüm bunlar İran İslam inkılabının İran’a küresel güçlerle bağımlı bir ülke konumundan sultacı güçlerden bağımsız bir devlet yapan etkilerinin sadece küçük bir bölümüdür.