Batılı ülkelerde sanal ortam kontrolü ve yönetimi
Batılıların, özellikle Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği'nin yaklaşımına bakıldığında, sanal alan da dahil olmak üzere tartışmalı kategorilere karşı ikili bir tavır sergiledikleri, hatta Batılıların çıkarları gerektirdiğinde bu kategorileri araçsal olarak kullandıkları görülmektedir.
Artık sanal alan ve internetin nasıl kullanılacağı alanında Avrupa ve Amerika araçsal bir pozisyon ve tutum sergilediği ortadadır. Diğer bir deyişle, siber ortamın Batı'nın rakip ülkeleri veya düşmanlarına karşı kullanılması için bu konu o ülkelerde tartışıldığında ve bu konu gündeme geldiğinde, internetin tam anlamıyla özgür olması gerektiğini vurgulamaktadırlar. Ama aynı sanal alan, Batılı ülkelerin ilke ve dayanaklarını, çıkarlarını veya güvenliğini riske atan eylemler doğrultusunda kullanıldığında her türlü kısıtlamanın oluşturulması ve denetimin yoğunlaştırılması tartışması gündeme geliyor.
Amerika, İnternet'in kaynağı olarak kabul edilir ve dünyadaki sosyal ağların çoğu Amerikalılar tarafından yönetilir ve kurulmuş durumdadır. Amerika, dünyadaki sosyal ağların çoğunun yönetimine sahiptir ve bunları organizesini yapmakla beraber sansür uygulayarak onları kontrol eder.Son 28 yılda Amerikan siber alanını kontrol etmek, yönetmek ve sınırlamak için yaklaşık 217 yasa çıkarıldı, her yasada maddeler var, notlar ve fıkralar da göze çarpmaktadır. Bu bağlamda detayına kadar uygulanabilir ve net yasalar mevcuttur. Siber ortam iletişim ve sanal değiş tokuşlardaki ve teatilerin en küçük ihlalleri bu yasalarda yer almaktadır. Bu yasalara göre, Federal Soruşturma Bürosu'nun (FBI) İnternet kullanıcılarıyla ilgili tüm bilgileri, verileri ve iletişimleri toplaması ve kontrol etmesi gerekmektedir.
Bu bağlamda 11 Eylül 2001 olaylarından sonra Amerika'da siber uzayın yönetimi ile ilgili yasalar daha güvenli hale geldi ve internet kullanıcıları üzerindeki hükümet kontrolleri daha kapsamlı hale getirildi. 24 Ekim 2001'de Bush yönetimi, terörle mücadelenin bir parçası olarak "Vatanseverlik Yasası" adlı bir yasa çıkardı. Bu yasa Amerika Birleşik Devletleri Yüksek Mahkemesi tarafından onaylandı ve uygulandı.Bu yasa, Barack Obama tarafından 2015 yılında telefon dinleme yasasının yanı sıra internet kullanıcılarının iletişim bilgileri ve telefonlarında casusluk yasasının eklenmesiyle 5 yıl daha uzatıldı. Amerikan vatandaşlarının konuşmaları böylece gizli olarak dinlendi. Bu yasalara göre Amerika Birleşik Devletleri, vatandaşların tüm iletişimlerini, internet bilgilerini ve bireylerin tüm telefon görüşmelerini kaydedebilir ve kontrol edebilir. "SUPA" ve "PIPA" yasalarına göre ABD hükümeti uygun gördüğü takdirde milyonlarca internet sitesini kapatma yetkisine de sahiptir.
Amerika'daki internet filtreleme kuralları daha çok eyalet düzeyinde belirlenmektedir. Gerçi Federal düzeyde de okullar ve kütüphaneler çocukları siber ortamda korumaya yönelik kurallara uymak ve bu hususta izin almak için filtreler uygulamak zorundadır. Faaliyet lisanslarını çıkarmak ve yenilemek zorunda oldukları da belirtilmelidir. Birçok sosyal kurum da çocukların pornografik içeriğe, şiddete ve diğer zararlı sosyal konulara erişimini engellemeye çalışmaktadır. Ayrıca ABD, internet özgürlüğü sloganı atmasına rağmen, Çin'deki "Tik Tok" ve "WeChat" sosyal ağları gibi rakip ülkelerin sosyal ağlarını yasaklıyor.Güvenlik kaygısıyla yasak ilan edilen bu sosyal ağların Amerika kamuoyunu zehirlediği ileri sürülmektedir. Elbette bazı uzmanlar bu yasağın daha çok Trump'ın Çin ile başlattığı ticaret savaşına paralel olarak benimsendiğine inanıyorlardı. Ancak Amerikalı Tik Tok kullanıcıları bu konuya sert tepki göstermiş ve çok geçmeden Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Joe Biden, Tik Tok ve WeChat yasağını iptal etmişti. Trump döneminde başlatılan bir başka proje de ABD dönem dışişleri bakanı Mike Pompeo tarafından Ağustos 2020'de tanıtılan Temiz İnternet projesiydi. Bu planın amaçlarından biri de Amerikan vatandaşlarının bilgilerinin yanı sıra Amerikan askeri başarıları ve istihbaratı ve corona virüsüyle ilgili bilimsel araştırmalar gibi hassas bilgilerin Çin gibi ülkeler tarafından toplanmasını engellemekti.
Almanya'da da internet filtreleme yasaları çoğunlukla eyalet düzeyinde ve mahkemelerin kararı ile belirlenir, ancak federal düzeyde Amerika Birleşik Devletleri'ne uyulması nedeniyle Almanya istihbarat teşkilatı başta siyasi meseleler yani Holokost'un nefyedilmesinin suç sayılması gibi alanlarda benzer tutumlar sergilemekte ve Amerika'nın alt kümesi olarak görev yapmaktadır. 2009 yılında Almanya alt meclisi Bundestag internete erişimi kısıtlamak için bir yasa çıkardı. Bu yasanın amacı, internette çocuk pornografisine erişimi sınırlamaktı. Elbette, Almanya'daki web sitelerinin kara listesi sadece çocuk pornografisiyle sınırlı değil, aynı zamanda Holokost inkarı, ırkçılık ve nefret söylemi ile ilgili konuları da içeriyor. Almanya Federal Suç Soruşturma Bölümü, erişimi kısıtlamak için bu listeyi İnternet Servis Sağlayıcılarına (ISS'ler) bildirmektedir. Genel olarak, siber ortamı kontrol etme ve izleme yöntemleri, siber güvenliğe dikkat edilmesi ve siber ortam altyapısının geliştirilmesi, siber ortamın ekonomik kapasitesinin kullanılması, siber güvenlik stratejisinin formüle edilmesi ve siber içeriğin kontrolü için elit polis ve güvenlik kuvvetlerinin eğitilmesi gibi şeyleri içerir. Siber uzayın ve siber Avrupa diplomasisinin içeriğini kontrol etmek için akademik bilimsel kapasiteyi kullanmak da bu alanda yer alır.
İngiltere de siber uzayı izlemeye ve uygunsuz içeriği filtrelemeye özel önem veriyor. Dünyanın En Büyük İnternet Kontrol Merkezi veya kısaca GCHQ, Birleşik Krallık'ta bulunmaktadır. İngiliz hükümetinin bu uluslararası gözetleme ve casusluk merkezi karargahı, aynı zamanda başta Amerikalı mevkidaşları olmak üzere dünyanın tüm istihbarat teşkilatlarıyla daimi bir bilgi alışverişine sahiptir. GCHQ, Birleşik Krallık hükümetinin insanların ve IP'lerin İnternet'e erişimini akıllıca kontrol etmesine olanak tanır. Aynı zamanda, EWF de dahil olmak üzere birçok İnternet denetleme kuruluşu da bu ülkede uluslararası düzeyde, özellikle çocuk pornografisi, ırkçılık ve terör konularında siber uzay filtreleme konusunda aktiftir. Ayrıca "Temiz Besleme" tarzındaki içerik engelleme sistemi ile yüksek hızlı internet hatlarının %90'dan fazlasına erişim bu tür içeriklere engellenmekte ve kötüye kullanım durumunda ana hatlar kesilmektedir.
Avrupa Birliği düzeyinde, Fransa siber uzayda en katı hükümet denetimine sahiptir. 2009'da onaylanan Hadoui ve Lupsi yasalarına göre, sanal ağın kurallarını ihlal eden kullanıcıların sanala erişimi engellenecek ve uzun bir ahlaksız veya ideolojik siteler listesine ek olarak, vatandaşların arama hakkı bile engellenecektir. Böylece arama motorlarında belirli terimleri de aramaları yasaklanabilecektir. Okulların İnternet erişimi de oldukça sınırlıdır.2001'de LSQ yasasının kabul edilmesiyle Fransa, bu ülkedeki tüm İnternet servis sağlayıcılarına müşterilerinin İnternet aktivitelerini ve e-posta mesajlarını en az bir yıl boyunca saklama ve tutma zorunluluğu getirdi. Ayrıca bu yasa, bu ülkenin yargıçlarının ve polisinin bir suçu keşfetmek veya kanıtlamak için kullanıcıların kişisel mesajlarını incelemesine izin verdi. 22 milyona yakın internet kullanıcısına sahip bu ülkede, bu yasa ciddi tepkilere yol açtı. Fransa, nüfusuna oranla dünyanın en çok online çevrimiçi olan ülkelerinden biridir. Bu ülkedeki internet yasaları çoğunlukla e-ticaret yasalarını ve kişisel mahremiyete saygıyı içerir ve bilgisayar suçları çoğunlukla ulusal güvenlik sorunları ve ekonomik zararlarla ilgilidir. Ayrıca bu ülkenin okullarında IP'ler engellenerek ciddi anlamda filtreleme uygulanmaktadır.
Sanal alanın ve İnternetin kontrolü ve filtrelenmesi İtalya'da da güçlü bir şekilde uygulanmaktadır. Bu kısıtlama, genel halkın belirli sitelerin ve hatta bazı TV kanallarının içeriğine erişmesini engeller. İtalya'da İnternet filtrelemesi, esas olarak hükümetin ISP'lere yönelik direktifleri aracılığıyla ele alınmaktadır. Örneğin, 2006'da İtalya, bu sağlayıcıların ulusal lisansa sahip olmayan kumar operatörlerinin web sitelerini engellemelerini isteyen bir yasa çıkardı. Bir liste aldıktan sonra yasaklı suç sitelerinden içerik yayınlayan sağlayıcılar, ihlal başına 30 bin ila 180 bin Euro arasında para cezasına çarptırılabilir. İtalya'da son birkaç yılda, bir grup sosyal medya kullanıcısının Facebook'ta, Başbakan Silvio Berlusconi'ye karşı içerik yayınlamaya çalışmasının ardından bu sosyal ağın kapatılmasına dair yasa onaylandı. İtalya'da bu ülkenin parlamentosunda uyuşturucu kullanımını konu alan bir televizyon dizisinin bir bölümü sansürlendi ve yayınlanması engellendi.
Avustralya'da da sanal alanın ve ortamın kontrolü ve filtrelenmesi uzun bir geçmişe sahiptir ve 1994 yılına kadar uzanan bir geçmişi var. Avustralya'da İnternet denetimi, İnternet'teki suç içeriğini yasaklama planlarına dayanmaktadır. Bu ülkenin federal hükümeti, İnternet servis sağlayıcıları aracılığıyla belirli sitelere erişimi kısıtlamaktadır. Avustralya'nın "İletişim ve Medya Yönetimi Otoritesi" bu plan doğrultusunda suç içerikli web sitelerinin kara listesini hazırladı ve bu listede yer alan sitelere her faaliyet günü için 11 bin dolar para cezası alacak. Avustralya'da, önceki İnternet filtreleme planını destekleyen "Aileler için İnternet güvenliğini artıracak dizinler" başlıklı plan önerildi. Görüldüğü gibi Batı ülkelerinde sanal alan yönetimi yasal ve belirli bir şekilde uygulanmaktadır. Batılı hükümetler, ahlaksız içeriğe erişimin kısıtlanması ve çocuklar ile reşit olmayanlar için özel kanunların yanı sıra, ülkelerinin siber alanını korumak için katı kanunlar oluşturdu.