Kudüs Günü- Siyonistlerin Filistin Aleyhinde İşledikleri Cinayetler
Bu programımızda özellikle de Siyonistlerin işledikleri cinayetler ve Filistin halkına yaptıkları haksızlıkları ele almaya çalışacağız.
İslam İnkılabının kurucu lideri rahmetli İmam Humeyni mazlum Filistin halkını desteklemek ve savunmak adına İslam İnkılabının zafere kavuşmasından bir kaç ay sonra mübarek Ramazan ayının son Cumasını Kudüs günü olarak adlandırdılar.
Siyonist Rejim İsrail'in Filistinliler aleyhinde işledikleri en büyük cinayetlerinden biri de Filistinlilerin vatanlarından zorunlu olarak göçe zorlanmalarıdır. Bu süreç ise Britanya ve Amerika'nın destekleri ile gelişen bir süreçtir. 14 Mayıs 1948 ise sahte İsrail rejiminin kuruluş yıldönümü ve Filistinliler tarafından Nekbe gün olarak bilinen bir gündür. 1918 yılında Filistin'de yaşayan Yahudilerin sayısı 56 bin kadardı. Ancak Britanya siyasetleri sonucu dünya genelinden Yahudiler Filistin'e göç etmeye başladı.
1948 yılında ise Filistin'deki Yahudilerin sayısı yaklaşık 700 bine ulaştı. Buna rağmen aynı dönemde 1 milyon 900 bin Filistinli Filistin topraklarında yaşıyorlardı. 15 Mayıs 1948'de yani Siyonist İsrail Rejiminin kuruluşundan bir gün sonra büyük bir cinayet baş gösterdi ve Siyonistler yaklaşık 800 kadar Filistin ağırlıklı köy ve tarihi şehir ve mekandan insanları göçe zorladılar.
29 Kasım 1947'de BMT Genel Kurulu ise bir bildiri yayımlayarak Filistin'i üçe böldü. Yüzde 43'ünü Araplara yüzde 55'ini de Yahudilere bıraktı. Beytül Mukaddes de uluslararası bir alan olarak belirlendi. Siyonist Rejim İsrail, son 70 yıl içerisinde ise Filistinlileri göçe zorlamak cinayetine devam etmiştir. Öyle ki günümüzde işgal topraklarında Filistinliler ve Siyonistlerin sayısı eşit duruma gelmiştir. Bu çerçevede bu topraklarda yaklaşık 7 milyon Siyonist İsrailli ve 7 milyon da Filistinli yaşamaktadır. Buna rağmen 7 milyon Filistinlinin de dünya genelinde mülteci konumunda oldukları söylenebilir. . Amerika'nın son zamanda öne sürdüğü sinsi Yüzyılın Anlaşması ise bu mültecilerin ana topraklarına dönme hakkını hiçe saymıştır. Buna paralel olarak Yüzyılın Anlaşması maddelerine göre Filistin topraklarının yüzde 85'i de Siyonist İsrail'e bırakılmıştır.
Kuşkusuz Siyonist Rejim İsrail'in Filistinliler aleyhinde son 72 yılda işlediği cinayetlerden biri de katliam ve terördür. Bu çerçevede Filistin'in resmi organları bile terör ve katliama tabi tutuldular. 1920'deki Yahudiler Ulusal Ajansı ise Filistinli Araplar ile mücadele etmek üzere gizli Hagana teşkilatını kurup bu teşkilatı askeri kol olarak tanıdılar. 1940 yılında ise Hagana istihbarat ve istihbari mücadele servisini kurdu. Bu istihbari kolunun yaptığı en önemli işlerden biri de BMT'nın Filistin'i Arap ve Yahudi olarak ikiye bölme komitesinin konuşmalarını dinlemekti.
1948 yılında Filistin topraklarında İsrail'in kurulması ile Siyonist Rejimin istihbari çalışmaları da başladı. Bu çerçevede Hagana ve diğer Yahudilerin Ulusal Ajansına bağlı askeri kurum ve kuruluşlar da İsrail'in savunma gücüne dönüştü ve Hagana'nın istihbarat kolu da İsrail ordusu istihbarat teşkilatına eklendi.
Bir süre önce de İsrail'in Kanal 2'si de ilk kez bir programında İsrail casusluk teşkilatı Mossad'da Kidon terör örgütünün faaliyetlerine itiraf etti ve bu birliğin diğer askeri ve istihbari birliklerin yanı sıra dünyanın farklı noktalarında onlarca suikast eyleminde bulunduğunu açıkladı. Siyonist Rejim İsrail 2000 yılından itibaren Filistinli mücadelecilerin tanınmış isimlerinden ve komutanlarından 430 kişiyi Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nde şehit düşürdü. Bu çerçevede son olarak da Kasım 2019'da İslami Cihat Hareketi askeri kolu Kudüs Tugayları Komutanlarından Beha Ebulata suikaste uğradı ve şehit düştü.
Siyonist Rejimin Filistinliler aleyhinde işledikleri planlı ve sistematik cinayetlerden biri de açık katliamlardır. Kimi güvenilir raporlara göre Siyonist Rejim İsrail şimdiye dek yaklaşık 40 kadar katliam düzenlemiştir. Bunların çoğu ise Filistinliler ve kırsal bölgelere yönelik olmuştur. Deyr Yasin katliamı Siyonist Rejimin Filistinlilere karşı işlediği ilk cinayetlerdendir. Deyr Yasin Kudüs yakınlarında küçük bir köyün ismidir.
Deyr Yasin köyünün ahalisi 1947'de 700 kadardı. 10 Nisan 1948'de ise bu köye Yitzhak Shamir'in liderlik yaptığı Stern grubu ve Hagana grubu lideri David ben Gurion liderliğindeki Argon isimli üç silahlı Siyonist grup Menachem Begin elebaşılığında saldırdı. Köyün ahalisinin saldırıya karşılık vermesi ile 250 kadar kadın, çocuk ve yaşlı dahil sivil insan hayatını kaybetti. Ayrıca bu saldırıda cinsel taciz, parçalamak, kadınların karnının deşilmesi ve evlerin patlatılması gibi cinayetler gerçekleşti.
29 Ekim 1956'da ise Kefr Kasım cinayeti gerçekleşti. Bu günde Kalkilya şehri yakınındaki Kefr Kasım köyü Siyonist güçlerin saldırısına uğradı ve bu saldırıda 49 kişi hayatını kaybetti. Bu katliam ise " Duygusuz davran ki Tanrı seni affetsin" sloganı ile gerçekleştirildi. Han Yunus cinayeti de Gazze Şeridi'nde Siyonistler tarafından yapılan bir başka cinayettir. Bu çerçevede bir köy 9 gün ara ile 3 Kasım ve 12 Aralık 1956 yılında Siyonistlerin saldırısına uğradı. Bu saldırılarda ise toplam 770 Filistinli şehit düştü.
İbrahim türbesi katliamı ise 25 Şubat 1994'te gerçekleşti. Amerikan asıllı radikal bir Siyonist yerleşimci olan Baruch Goldstein sabah namazı sırasında Mescid-i Aksa'ya girip caminin sütunlarının birinin arkasına gizlenerek namaz kılanların secdeye gitmesini bekler. Arından onlara ateş açar. Onun attığı el bombası patlaması sonucu 350'yi aşkın kişi yaralanır. Siyonist Rejim ordusu askerleri ise bu katliam sırasında caminin kapılarını kapatır ve namaz kılanların kaçmasını engeller. Ayrıca kimsenin yararlıları kurtarmak için türbenin içine girmesine izin vermez. Bu sırada bir grup Siyonist de caminin dışında insanları katleder. Bir kaç kişi de şehitlerin cenaze töreninde şehit düşer ve toplamda bu katliamın bilançosu 50 kişiye ulaşır. Bunların 29'u namaz kılanlardan oluştuğu açıklanmıştır.
Siyonist Rejim Ordusu 29 Mart 2020'de Batı Şeria'da yer alan Cenin kampına geniş çaplı bir saldırı başlattı. Cenin kampının kuşatılmasından iki hafta sonra Filistinliler ve Siyonistler arasındaki ağır çarpışmaların başlamasından sonra Şaul Mofaz tankları ile bölgeye girdi. Böylece Siyonist güçler kampa yönrlik topyekun bir savaş başlattı ve orayı ele geçirdi. Bunun ardından Siyonistler Filistinli gençleri bir bir dar ağaçlarına astı ve çoğunu şehit düşürdü. Bunun ardından tanklar bölgeye girdi ve evleri tahrip etti. Bu olayda şehit düşenlerin sayısı ise belli olmamakla beraber şehit düşen isimler de toplu mezarlar halinde defnedildi.
Siyonist Rejim İsrail Gazze Şeridi'ne çok sayıda savaş dayatmıştır. Bu çerçevede 2008, 2012 ve 2014 savaşlarına değinmek mümkün. Siyonist Rejim İsrail 2008 sonlarında Filistin İslami Direniş Hareketi Hamas'ı yok etmek için topyekun bir savaş başlattı. Bu savaş 22 gün kadar devam etti. Bu savaş işgal altındaki topraklarda " Dökme Kurşun Operasyonu olarak tanınıyor. Araplar arasında bu savaş, Gazze katliamı veya 22 günlük savaşı veya Furkan savaşı adı ile tanınıyor. Bu eşit olmayan savaşta 404 çocuk 115 kadın dahil 1450 Filistinli şehit düştü ve 1815 çocuk ve 785 kadın dahil 5 bin kişi yaralandı.
2012 yılındaki 8 günlük savaş ise 14 Kasım'da HAMAS'ın askeri kolu İzzeddin Kassam Tugayları komutan yardımcısı Ahmed El Caberi'ye düzenlenen suikast ile başladı. Siyonist İşgalciler bu operasyonu bulutların sütunu olarak adlandırmıştı. Bu savaşta 163 Filistinli şehit düştü. Bunlar arasında 43'ü çocuk, 18'i yaşlılardı. Yaralıların sayısı da 1222 ila 1300 kadar tahmin edilmektedir. Bunların da 431'i çocuk 207'isi kadın ve 55'i de yaşlılardan oluşuyordu.
51 Günlük savaş ise 8 Temmuz 2014'te başladı. Bu 51 günlük savaşta toplam 2260 Filistinli şehit düştü. Bunların 500 kadarı çocuk ve 250'yi aşkını da kadınlardan oluşuyordu. Toplam 11 bin kişi de bu savaşta yaralandı. Bu savaşların yanı sıra Siyonist Rejim 30 Mart 2018'den beri başlayan Geri Dönüş Gösterilerine de saldırılar düzenleyip 370 Filistinli'yi şehit düşürmüş ve 20 bin Filistinliyi yaralamıştır. Bu gösteriler geri dönüş hakkına vurgu yapmak, Gazze kuşatmasını protesto etmek ve de Amerika'nın büyükelçiliğini Kudüs'e taşımayı kınamak amacı ile düzenlenmeye başlandı.
Filistinli esirlerin işleri komitesi başkanı Kadri Ebu Bekir'in söylediğine göre Siyonist Rejim İsrail 2000 yılından günümüze dek en az 12 ile 18 yaş araları 17 bin Filistinli'yi ve 10 yaş altında yüzler çocuğu tutuklamıştır. Ebu Bekir'in söylediğine göre halihazırda 5 bin 800 Filistinli kadın ve erkek Siyonist Rejim zindanlarındalar. Bunların 62'isinin kadın ve 200'ünün de çocuk olduğu söylenmektedir.
Filistinli esirler aşırı derecede Siyonist Rejim işkenceleri ve baskılarına tabi tutulan kesimdirler. Siyonist Rejimin Filistinli esirlere yaptığı cinayetin diğer Filistinli kesimlere yaptığı cinayetlerden farkı ise bu esirlerin Siyonist Rejimin kontrolü altındaki bölgede bulunmalarıdır. Bu yüzden Siyonist Rejim rahat rahat esirleri psikolojik ve fiziksel işkencelere tabi tutuyor. Örneğin Siyonist Rejim İsrail 540 kadar Filistinli esiri bir veya bir kaç kez müebbet hapis cezasına çarptırmıştır.
Siyonist Rejim İsrail'in Filistinli esirlere karşı yaptığı cinayetlerden biri de bu kişileri şehit düşürmesidir. Filistinli gaziler ve esirler işleri komitesi araştırma bölümü başkanı Abdünnasır Fervane'nin söylediğine göre 1967 yılından günümüze dek 22 Filistinli esir Siyonist Rejim zindanlarında şehit düşürülmüştür. Bu esirler farklı şekillerde şehit düşürülmüşlerdir. Bu esirlerin 75 kadarı kasten şehit düşürülmüş 7'si de kurşunla yaralandıktan sonra hastaneye kaldırılırken hayatlarını kaybetmişlerdir. Bu esirlerin 67'isi ise uygun ilaç ve tedavi imkanlarının yokluğu yüzünden ve 73'ü de işkenceden dolayı şehit düşmüştür.
Siyonist Rejim İsrail Filistinli çocuklar aleyhinde bile hiçbir cinayet işlemekten çekinmiyor. El Aksa İntifada'sının 2000 yılında başlamasından beri yaklaşık 2 bin 200 kadar Filistinli çocuk İsrail askerleri tarafından şehit düşürülmüştür. Filistin Kurtuluş Örgütüne bağlı esirler ve gaziler komitesi ise raporunda Siyonist askerlerin sadece 2015 yılında 6 bin kadar Filistinli çocuk ve genci tutuklamıştır.
Siyonist Rejim İsrail Ocak 2006'da düzenlenen Filistin Parlamento seçimlerinde Filistin İslami Direniş Hareketi Hamas'ın zafere kavuşmasının ardından ırkçı bir girişimde bulunup Filistin halkını özellikle de Gazze Şeridi halkını cezalandırmak adına Gazze Şeridini kuşattı. Bu kuşatma üzerinden 14 yıl geçiyor ancak her gün bu kuşatma daha da sıkılaştırılıyor. Böylece Gazze Şeridi'nde insani bir facia ve insani bir dram yaşanmaktadır. Buna esasen Gazze Şeridi ablukasının savaştan daha beter bir cinayet olduğu söylenmektedir.
Gazze ekonomisi ise bu kuşatma sonucunda ciddi zararlar görmüştür. Bu da Filistin Halk Komitesi başkanı Cemal Hıdri'nin vurgu yaptığı bir husus olmuştur. Cemal Hıdri bu hususta şöyle bir açıklamada bulunmuştur:" hayatın her boyutunu etkileyen 2019 yılında Gazze Şeridi'nin 13 yıllık kuşatılması yüzünden en kötü ekonomik durum ile karşı karşıya kalınmıştır. " Hıdri Gazze Şeridi ile ilgili dehşet verici rakamları paylaşarak halihazırda en az 250 kişinin bu bölgede işsiz olduğunu ve bu bölgede yaşayanların yüzde 85'inin de yoksulluk çizgisi altında yaşadığını açıkladı.
Cemal Hıdri Gazze Şeridi'nde bulunan fabrikaların ancak yüzde 20 kadarının kuşatma ve kısıtlamalar yüzünden faaliyet gösterebildiğini, aktif olan birimlerin de sadece yüzde 50 kapasite ile çalıştığını belirtti. Cemal Hıdri'nin söylediğine göre Gazze Şeridi'nin ekonomisinin dolaylı veya dolaysız bir şekilde 2019 sonuna kadar aylık olarak 100 milyon dolar kuşatmadan zarar gördüğünü açıkladı. Hıdri 51 Günlük Gazze Savaşında yıkılan evlerin yüzde 20'sinin restore edilmediğini ve bu evlerin sahiplerinin de zor durumlar yaşadığını belirtti.
Filistin Sanayi Birliği başkanı Muhammed el Munessi ise bu hususta şöyle bir açıklamada bulunmuştur: " Gazze Şeridi'nde 520 kadar fabrika 2019 yılında Siyonist Rejim kuşatmasından dolayı kapatılmıştır. Binlerce işçi işini kaybetmiştir. Bu durum Gazze'de işsizlik ve yoksulluğu arttırmıştır. Genel olarak tekstil sektörü bu süreçte en fazla zararı görmüştür. "
Bu duruma ilaveten Gazze Şeridi kuşatması, ilacın aşırı derecede azalmasına ve hastaların hayatlarını kaybetmesine yol açmıştır. Bu çerçevede açlık gibi sorunlar da yaşanmaya başlamıştır. Şimdiye kadar BMT dahil farklı uluslararası kurum ve kuruluşlar da Siyonist Rejimin Gazze Şeridini kuşatmaya devam etmesi halinde pratikte bu bölgede hayatın mümkün olmadığı hususunda uyarıda bulunmuştur. Ancak Amerika hükümetinin ve kimi Avrupalı devletlerin Siyonistlere verdiği tam destekten dolayı bu rejim Batı Şeria'da yaşanan facialara tamamen duyarsızdır.