Irak'ta Kuşku Uyandıran Gelişmeler; Erken Başlayan Seçim hareketliliği
(last modified Tue, 13 Oct 2020 07:41:24 GMT )
Ekim 13, 2020 10:41 Europe/Istanbul

Irak'ın güvenlik ve siyasi gelişmeleri özellikle de Irak başbakanı Mustafa El Kazımi'nin Ağustos ayı Amerika'ya ziyaretinin ardından yeni bir aşamaya girmiş oldu.

Irak başbakanı  Mustafa El Kazımi  geçen Ağustos ayında  Amerika ziyaretinde Donald Trump ile görüştü. Ekonomik ilişkilerin güçlendirilmesi ve de  Amerikalı askerlerin Irak'tan 3 yıl içerisinde kademeli olarak  çıkması hususunda anlaşma yapmak  bu ziyaretin amaçları olarak  belirtilmişti. 

Buna rağmen  bu ziyaretin ardından Irak gelişmeleri öyle bir seyir izledi ki  karmaşıklığa ve muğlaklığa doğru  gittiği söylenebilir.   

El Kazımi'nin ziyaretinin ardından   Amerika büyükelçiliği ve üslerine yönelik askeri saldırılar  arttı. Amerika ise Irak Direniş grupları ve örgütlerini bu saldırıları yapmakla suçlayıp  Bağdat'taki büyükelçiliğini kapatma tehdidinde bulundu.  

Direniş grupları ise  bu tür suçlamaları reddederek   bu saldırıların  Amerikalı paralı askerleri tarafından organize edildiğini  bunun da Direniş hareketi ve gruplarını Irak kamuoyu nezdinde karalamak amacı ile yapıldığını  açıkladı.  

Bu doğrultuda   Irak Haşdi Şabi Örgütü'ne bağlı  Seyyidüşşüheda  Tugayları sözcüsü Kazım El Fartusi   açıklamada bulunarak   belli deliller ve kanıtların Irak'taki Amerika büyükelçiliğine yapılan saldırıların paralı askerler  tarafından yapıldığını gösterdiğini   Amerika büyükelçiliği dahil diplomatik mekanlara yapılan füzeli saldırıların  bu güçler tarafından yapıldığını  belirtti.  Washington da zaten Irak'taki durumu karıştırmak ve kamuoyunu de etkilemek istediği aşikardır.    Irak başbakanı Mustafa El Kazımi   son dönemde  Ekim gösterilerinin yıldönümü dolayısı ile   yaptığı konuşmada  Amerika'nın Irak'taki büyükelçiliğini bağlama tehditlerini reddederek  şöyle bir açıklamada bulundu: " Hiçbir zaman hiçbir ülkeden her hangi bir tehdidi kabul edemeyiz. "

Buna rağmen  kimi Iraklı makamların Amerika büyükelçiliğinin kapatılması ihtimali ile ilgili gösterdiği tepkiler Amerika'nın bu iddiayı öne sürerek belli hedefler güttüğünü gösteriyor.  

Amerika bu tehdidi ile  Irak kamuoyunda korku ve panik ortamı yaratmak istiyor. Amerika büyükelçiliğinin kapatılması durumunda Irak'ın siyasi olarak yalnızlaşacağı ve ekonomik olarak da baskı altına gireceği  korkuları yaratılmak istendi. Bu yüzdendir ki  ne Amerika'nın büyükelçiliğini kapatması ne de Amerikalı askerlerin Irak'tan çıkmasının  Bağdat çıkarları doğrultusunda olmadığı lanse edilmeye çalışıldı. Hatta  Iraklı siyasi gruplar ve hükümetin de  Amerika'nın varlığının sürmesi için çaba göstermelerinin  Irak için olmazsa olmaz bir durum gösterilmeye çalışıldı.   Yine de Amerika'nın Irak'taki varlığının güçlendirilmesi ve  diplomatik ve askeri mekanlarının güvenliğinin arttırılması için zemin hazırlanmaya çalışıldı. 

Mustafa El Kazımi  bu hususta  Ekim gösterilerinin yıldönümü dolayısı ile yaptığı konuşmada   Irak'ı yalnızlaştırmakla tehdidin Irak'ın ekonomik durumuna doğrudan etki yapacağını  bunun da  Irak'ın mali  vadeli yatırımlarının  Amerika üzerinden yapıldığı yüzünden olduğunu hatırlattı.    Irak dışişleri bakanı  Fuad Hüseyin ise  8 Ekim günü televizyon kanallarından birine verdiği röportajında şöyle bir açıklamada bulundu: "  Amerikalı taraf ile  farklı düzeylerde temastayız.  Kimi Batılı ülkelerin  dışişleri bakanları ile de  irtibatta olup  Amerika'yı  Bağdat'taki büyükelçiliğini kapatması kararından vaz geçirmelerini istedik. " 

Bu hususta bir başka önemli nokta ise   Mustafa El Kazımi'nin Amerika'nın büyükelçiliğini kapatma tehdidi ile ilgili konuşmasının yanı sıra  2 bin 500 kadar Amerikalı askerin  çıkışı haberini de vermesi idi. El Kazımi şu açıklamada da bulundu: "  Amerika Irak'ı işgal ettiği sırada  büyük yanlışlar yaptı. " 

Görünen o ki  Irak başbakanı  bir yandan   Amerika'nın Irak'ta kalmasını   ve bir yandan da  muhalefet ve de direniş gruplarına yönelik eleştirilere zemin hazırlamak istiyor. Çünkü El Kazımi  gelecek Haziran ayı parlamento seçimlerini de düşünmeye başlamış ve hesap yapmaktadır. 

Amerika'nın Irak'taki varlığı ile ilişkili  güvenlik ve siyasi gelişmelerine ilaveten  son bir ayda  Irak'ta yaşanan iç gelişmelerden biri de  Mustafa El Kazımi hükümeti aleyhindeki darbe ihtimali idi.  Bu hususta birçok eski makam ve kimi Irak parlamento temsilcisi  farklı açıklamalarda bulundu .

Irak Yüksek İslami Meclisi liderlerinden Bakır Cübeyr el Zübeydi yaptığı konuşmada  Baas Rejiminden geriye kalanların komploları hususunda uyarılarda bulundu. 

Son dönemde  elektronik gazete Ray El Yevm  El Zübeydi'den naklen   kapatılmış Baas Partisinin Amerika ve diğer Arap ülkelerde  konferans ve kurultay düzenlediklerini  bunun da   Irak'ta yapılanların  zeminini hazırladığını  askeri kolunun  da harekete geçtiğini belirtti.    Irak'ın eski  içişleri bakanlığını da yapan Zübeydi   bu konferanslar ve kongrelerin  sorumlularının Irak'tan kaçanlar ve Irak Kürdistan bölgesinde ve Batılı ülkelerde olan kişiler olduğunu da belirtti.  Zübeydi    Irak'ta başında Saddam'ın halefi İzzet El Devri bulunan  askeri darbe projesinin hayata geçirilmeye çalışıldığını da belirtti. Zübeydi ayrıca    BAAS Partisinin  Irak'ın Doğusunda bulunan  Diyala eyaletinin Kuzeyinde  sözde Ölüm Üçgeni bölgesinde  askeri eğitim verdiğini de belirtti. 

Amerika'nın Baasçıların Irak'ta işbaşına gelmesi yönünde çaba göstermesi pek uzak bir ihtimal olsa da  Baasçılar Washington ve ortakları için  önemli bir işlevsellik ve etkinlik düzeyine sahipler.  Baasçılar bir yandan  birkaç Fars Körfezi kıyısı Arap ülkesi tarafından destekleniyor ve bir diğer yandan da  Irak'ta şiddet ve kaos olaylarının başlatılmasında da etkili bir role sahiptir.  Geri kalan Baasçılar ise  geçen yıl Ekim ayındaki gösterilerde durumun  sokak kaoslarına dönüşmesi çerçevesinde büyük çalışmalar yaptılar ve sonunda da  Adil Abdülmehdi'nin istifasına zemin hazırladılar.  

Amerikalılar şimdi de kimi Baasçıların  Irak parlamentosu olmak üzere kimi iktidar yapılanmalarına dahil olmasını istiyor.  Çünkü  Parlamentosunun  dağınık olması özellikle de Amerika ve Batılı ve gerici Arap ortaklarının  Irak Şiilerini zayıflatma politikasına hizmet verecektir.   Bu doğrultuda   Irak Parlamentosundaki El Fetih  Koalisyonu temsilcisi  Muhammed El Beldavi   Fars Körfezi kıyısı Arap ülkeleri ve Amerika'nın yeni komploları hususunda uyarıda bulunmuş ve şöyle bir açıklama da yapmıştı: " Amerika ve desteklediği eksen  siyasi süreçler doğrultusunda  kuşku uyandıran  girişimler ile  BAAS liderlerini siyaset arenasına dahil etmek istiyorlar.  "

El Beldavi   Amerika'nın bu girişiminin hedefinin  siyasi iktidara ve sürece karşı yumuşak darbe olduğuna değinerek  sırf Amerika değil gerici Fars Körfezi kıyı ülkelerinin de  Baasçıları geri getirmek istediklerini belirttir. 

Bu olaylara genel bir bakış attığımızda  Irak siyasi süreci ile ilgili bir kaç önemli husus göze çarpmaktadır.  İlk olarak Amerika ve gerici Arap ortaklarının  bölgede Siyonist Rejim ile beraber ederek şimdi de Irak'ın parlamento seçimleri için sinsi planlar yapmasıdır. Bu mihraklar  Mayıs 2018'de olduğu gibi yenilgi değil  temel ve istedikleri değişimleri istiyorlar. İstedikleri şekilde parlamentoyu dizayn etmek istiyorlar.  İkinci husus ise  ister Şii, ister Ehli Sünnet ister Kürt üçlü hareketleri arasında kimi siyasi şahsiyetlerin Amerika'ya koordineli bir şekilde destek vermeleri ve seçim için şimdiden harekete geçmeleridir. Mevcut siyasi ve güvenlik koşullarından yola çıkarak gelecek aylarda gösteriler veya sokak kaosları patlak verebileceği  söylenebilir. Bunların hepsi ise Direniş gruplarını daha fazla baskı altında bırakmak amacı doğrultusunda olduğu aşikardır.