10 Aylık Mustafa El Kazımi Hükümetinin Performansı
Irak'ta Mustafa El Kazımi kabinesi 10 ay önce 6 Mayıs 2020'de Irak parlamentosundan güvenoyu alarak iktidar süreci başladı. Sohbetimizin devamında bu hükümetin 10 aylık performansı ile ilgili sizlere özel bir program hazırladık.
Mustafa el Kazımi kabinesinin yerleştiği ilk günlerde 9 ekseni olan bir plan sunmuştu. Erken parlamento seçimlerinin düzenlenmesi, koronavirüs hastalığının olumsuz sonuçları ile mücadele, silahın tekelden devlet tarafından yönetilmesi, Ekim 2019 protestoculara karşı baş vurulan şiddetin ele alınması, ekonomik kriz ile mücadele için bütçe yasasının parlamentoda onaylatılması ve Irak ekonomik ve güvenlik durumunu iyileştirmek için siyasi kapasitelerin kullanılması El Kazımi'nin en önemli gündem maddelerini oluşturuyordu.
Bilindiği üzere El Kazımi hükümeti Irak'ta geçici bir hükümettir. Buna esasen El Kazımi'nin odaklandığı noktalardan biri de erken parlamento seçimlerini düzenlemek ve daimi hükümeti kurmaktır. El Kazımi ilk başta 6 Haziran 2021'de erken parlamento seçimlerinin düzenlenme tarihini açıklasa da bu zamanı 10 Ekim 2021'e erteledi. Buna rağmen bir kez daha seçimlerin Nisan 2022'ye erteleneceği söylentileri duyulmaya başlandı.
Irak'ın ekonomik durumu ve seçimlerin düzenlenmesi için gereken hazırlık seviyesine gelinememesi ayrıca siyasi hareketler ve grupların bu seçimlere meyilli olmaması Nisan 2022'ye kadar seçimlerin ertelenme ihtimalinin ana kaynaklarını oluşturmaktadır. Bu doğrultuda Irak parlamentosu temsilcisi Muhammed Şeyya El Sudani bu ülkedeki siyasi grupların erken seçimlere pek meyilli olmadıklarını belirterek şöyle bir açıklamada bulundu:" Erken seçimlerin düzenlenmesi pek muhtemel görünmüyor. "
Gerçekte Ekim'de seçimler düzenlenmeyip Nisan 2022'ye ertelenirse pratikte artık erken diye bir ifadenin ve erken seçimlerin de anlamı kalmayacaktır. Görünen o ki Mustafa El Kazımi de bundan pek memnun kalacaktır. Çünkü onun geçici hükümet başındaki başbakanlık mevkii de uzatılacaktır. Bu yüzden El Kazımi'nin erken parlamento seçimleri vaadinin gerçekleşmeyeceği söylenebilir.
Mustafa El Kazımi hükümetinin öncelikli gündem maddelerinden biri de koronavirüsün olumsuz etkileri ile mücadele etmekti. Koronavirüs pandemisi küresel bir sorun olsa da hükümetlerin yönetimi sayesinde bu virüsün etkileri belli düzeylerde kontrol edilebilir. Son istatistikler ise Irak'ta yaklaşık 700 bin kişinin koronavirüse yakalandığı ve 13 bin 400 kişinin de bu hastalığa yakalanması sonucu hayatını kaybettiğini göstermektedir. Aslında Irak, Arap ülkeler arasında en çok koronavirüs hasta sayısı ve ölüm sayısına sahiptir. Son yirmi yılda Irak'ta sağlık altyapısının geniş çaplı bir şekilde yok olmasından yola çıkarak geniş çaplı bir şekilde hastalığın yayılması ve 13 bin kişinin hayatını kaybetmesinin pek de anormal bir şey olmadığı söylenebilir.
El Kazımi hükümetinin öncelik verdiği hususlardan biri de silahların devletin tekelinde kullanılması idi. Buna rağmen bu durum başbakanın ve kimi kabine üyelerinin Irak direniş grupları ile karşı karşıya gelmesine yol açtı. Çünkü silahları tekelden kullanmak, aslında direniş gruplarının zayıflaması doğrultusunda bir araca dönüştürülebilirdi. Bu doğrultuda Irak dışişleri bakanı Fuat Hüseyin son zamanlarda Irak'ın El Sumeriyye kanalına verdiği röportajda şöyle bir açıklamada bulundu:" Irak'ta direniş diye bir şey yoktur ve Irak hükümeti ile karşı karşıya gelenler de direnişçi değil teröristtir. Neye karşı direniş? Kiminle savaşıyorsun ve kime karşı direniyorsun?"
Bu açıklamalar Irak direniş gruplarının da tepkilerine yol açtı. Direniş grupları sırf Amerikan askerlerinin Irak'tan çıkarıldığı zaman silahlarını teslim edeceklerini bildirdiler. Ancak bir yandan El Kazımi hükümeti Amerikalı askerleri çıkarmak için gerekli azim ve iradeyi göstermemiştir ve diğer yandan da silah tekeli belgesi direniş düşmanı olan Amerika, Suudi Arabistan ve İsrail tarafından yazılmıştır.
400 kadar insanın yaralanmasına ve 7 kişinin ölümüne yol açan 2019 protestolarında baş vurulan şiddet olaylarını ele almak El Kazımi hükümetinin bir başka gündem maddesi idi. El Kazımi defalarca geçen seneki protestocuların hayatlarını kaybetmesinin faillerini cezalandıracağını iddia etmişti. Buna rağmen hükümetinin ömründen 10 ay geçmesine rağmen hala protestocuların haklarını ihlal edenlere karşı açık ve net bir tepki göstermemiştir. Buna ilaveten 6 Temmuz 2020'de Hişam El Haşimi suikastı, Raham Yakub suikastı ve kimi medeni aktörlerin kaçırılması onun hükümetinin terörle mücadele ve güvenlik dosyaları hususundaki başarısızlığını göstermiştir. Şimdiye kadar El Kazımi'nin oluşturduğu türlü türlü komitelerin terörle mücadele ve güvenliğin sağlanmasında pek belli sonucu olmamıştır.
Buna ilaveten Irak'ın kimi güney eyaletlerinde El Kazımi hükümeti döneminde geniş çaplı şiddet olayları da yaşanmıştır. Bu bağlamda Irak'ın güney ahalisi özellikle de Zikar, Divaniye, Necef ve Vasıt eyaletlerinde geçim sıkıntılarından dolayı ve de medeni aktivistlerin tutuklanması yüzünden protesto gösterileri düzenlediler. Sonuçta geniş çaplı çatışmalar ve şiddet olayları yaşandı. Bu durum bir kaç kez tekrarlandı ve Şubat 2021'de de Naseriye, Zikar eyaletlerindeki çatışmalarda onlarca kişi öldü veya yaralandı. Irak başkenti Bağdat'ın merkezindeki El Tayran meydanında da 21 Ocak günü iki intihar patlaması yaşandı. Bu patlamada 140 Iraklı vatandaş hayatını kaybetti. Bu olay da Mustafa El Kazımi hükümetinin Irak'ta güvenliği sağlamakta, şiddeti sonlandırmakta ve de Ekim 2019 protestolarında protestocuların katliamında rolü olan failleri cezalandırmakta başarısız olduğunu gösterdi.
El Kazımi hükümetinin öncelikli gündem maddelerinden biri de ekonomik kriz ile mücadele etmek için bütçe yasasının onaylatılması idi. El Kazımi hükümeti 2021 bütçesi tasarısını hazırlasa da Irak genelinde bu bütçe tasarısına karşı geniş çaplı gösteriler düzenlendi. Çünkü bu bütçe tasarısında dolar kuru arttırıldı. Protestocular ve muhalifler de dolar kurunun artırılmasının halkın ekonomik sorunlarının şiddetlenmesi anlamına geldiğini savunmaya başladılar. Buna rağmen ancak Irak'ın 2021 bütçesi hala parlamentoda onaylanmamıştır.
Irak parlamento temsilcisi Seham el Musevi Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin payı hususundaki anlaşmazlığın bu bütçenin onaylanmamasının bariz nedenlerinden biri olduğunu söyledi. Tenkitçiler ayrıca El Kazımi'nin Kürt Bölgesel Yönetimine karşı yumuşak davranarak bölgedeki siyasi hareketlerin desteğini almasını hedeflediğini belirtiyor. Böylece El Kazımi başbakanlık için kendine oy toplamak istiyor. 2021 bütçesi Irak'ta yoksulluk ve enflasyonun çığ gibi büyüdüğü bir sırada hala onaylanmamış ve hükümet de bu hususta başarısız kalmıştır.
Petrol fiyatının düşmesi ve koronavirüsün yayılmasından dolayı Irak hükümeti tüm sorunlara karşı borç almaya başlamıştır. Ancak hükümetin borçları o kadar ciddidir ki hükümet 2021 bütçesinde Dinar'ın değerini düşürmek niyeti içerisine girmiştir. Bu da mevcut enflasyon oranının artmasına yol açmıştır. Irak parlamentosu bütçe ve planlama komisyonu başkanı bu ülkenin toplam borçlarının 70 milyar dolar kadar olduğunu bunun 24 milyar dolarının dış borç ve 46 milyar dolarının da iç borçlar olduğunu açıklamıştır. El Kazımi'nin odaklandığı alanlardan biri de dış siyasettir. Bu alanda El Kazımi'nin odaklandığı hususlardan biri de Irak'ın Arap kimliğidir. Bu bağlamda Amerikan güçlerinin Irak'tan çıkarılması hususunun yönetilmesi ve de Amerika-İran gerginliğinin Irak güvenliğine etkisini engellemesi de bu hükümetin dış siyasetinde öncelik taşımaktadır.
Arap kimliği hususunda El Kazımi ciddi bir şekilde Arap ülkeler ile ilişkilerin geliştirilmesine odaklanmıştır. Bu hususta Irak, Ürdün ve Mısır üçlü müzakerelerine ve de Suudi Arabistan'a arazi tahsis edilmesine değinmek mümkün.
Aslında Irak, Ürdün ve Mısır üçlü müzakereleri bölgesel düzeyde ülkeler arasındaki başarılı işbirliğinin örneğidir. Çünkü tarafların ilişkileri ve ekonomik teamüllerinin gelişmesine yol açmıştır. Buna rağmen Suudi Arabistan'ın tarımsal ve hayvan yetiştiriciliği yapmak için Irak'ta bu ülkeye arsa ayrılması Irak'ta geniş çaplı eleştirilere yol açmıştır. Tenkitçiler bu anlaşmanın Irak için ekonomik getirileri olmayacağına tam tersi tehditler de yaratacağına inanıyor. Çünkü zaten Suudi Arabistan Irak'taki siyasi duruma özellikle de Şii hükümetin iş başına gelmesine karşı negatif bir tutuma sahiptir. Bunu ise daha önce terör gruplarına verdiği destekle gözler önüne sermiştir.
Kuşkusuz El Kazımi'nin dış siyasette dikkate aldığı en önemli meselelerden biri de İran ve Amerika arasındaki gerginliklerin Irak güvenliğine etkisini engellemektir. Bu doğrultuda El Kazımi Washington ve Tahran'a ziyarette bulunmuştur. Onun dış siyaset temsilcisi de bir kaç kez Tahran'a gelmiş ve İran İslam Cumhuriyeti makamları ile görüşmüştür. Görünen o ki Washington-Tahran arasındaki gerilimden ziyade El Kazımi hükümetinin Amerikan güçlerinin Irak'tan çıkması hususuna bakışı Irak'ın güvenliğini etkilemiştir.
Irak parlamentosu 5 Ocak 2020'de Amerikan askerlerinin Irak'tan çıkması tasarısını onayladı. Gerçi El Kazımi hükümeti de sözde Amerikan güçlerinin Irak'tan çıkmasını istedi ancak pratikte buna karşı olduğunu gözler önüne serdi ve bu alanda ciddi bir girişimde bulunmadı. Bağdat hükümetinin bu tutumu, Irak'taki farklı grupların kolları sıvamasına ve Amerikan üslerine, mevzilerine ve hatta büyükelçiliğine saldırılar düzenleyerek onları çıkmaya zorlamalarına yol açtı.