10 Aylık Mustafa El Kazımi Hükümetinin Performansı
(last modified Sat, 06 Mar 2021 16:35:57 GMT )
Mart 06, 2021 18:35 Europe/Istanbul

Irak'ta Mustafa El Kazımi kabinesi 10 ay önce 6 Mayıs 2020'de Irak parlamentosundan güvenoyu alarak iktidar süreci başladı. Sohbetimizin devamında bu hükümetin 10 aylık performansı ile ilgili sizlere özel bir program hazırladık.

Mustafa el Kazımi kabinesinin yerleştiği ilk günlerde  9 ekseni olan bir plan sunmuştu. Erken parlamento seçimlerinin düzenlenmesi,  koronavirüs hastalığının olumsuz  sonuçları ile mücadele,   silahın tekelden devlet tarafından yönetilmesi,  Ekim 2019 protestoculara karşı baş vurulan şiddetin ele alınması, ekonomik kriz ile mücadele için  bütçe  yasasının parlamentoda onaylatılması ve Irak ekonomik ve güvenlik durumunu iyileştirmek için siyasi kapasitelerin kullanılması  El Kazımi'nin en önemli  gündem maddelerini oluşturuyordu. 

Bilindiği üzere El Kazımi hükümeti Irak'ta geçici bir hükümettir.  Buna esasen  El Kazımi'nin odaklandığı noktalardan biri de  erken parlamento seçimlerini düzenlemek ve  daimi hükümeti kurmaktır. El Kazımi   ilk başta  6 Haziran 2021'de   erken parlamento seçimlerinin düzenlenme tarihini açıklasa da  bu zamanı  10 Ekim 2021'e erteledi.  Buna rağmen  bir kez daha seçimlerin Nisan 2022'ye erteleneceği söylentileri duyulmaya başlandı. 

Irak'ın ekonomik durumu  ve  seçimlerin düzenlenmesi için gereken hazırlık seviyesine gelinememesi ayrıca  siyasi hareketler ve grupların  bu seçimlere meyilli olmaması  Nisan 2022'ye kadar seçimlerin ertelenme ihtimalinin ana kaynaklarını oluşturmaktadır.   Bu doğrultuda  Irak parlamentosu temsilcisi Muhammed Şeyya El Sudani   bu ülkedeki siyasi grupların   erken seçimlere pek meyilli olmadıklarını belirterek  şöyle bir açıklamada bulundu:"  Erken seçimlerin düzenlenmesi pek muhtemel görünmüyor. "

Gerçekte  Ekim'de seçimler düzenlenmeyip Nisan 2022'ye ertelenirse  pratikte artık erken diye bir ifadenin ve erken seçimlerin de anlamı kalmayacaktır.  Görünen o ki  Mustafa El Kazımi de   bundan pek memnun kalacaktır. Çünkü onun geçici hükümet başındaki başbakanlık mevkii de  uzatılacaktır. Bu yüzden El Kazımi'nin erken parlamento seçimleri vaadinin gerçekleşmeyeceği söylenebilir. 

 Mustafa El Kazımi hükümetinin öncelikli gündem maddelerinden biri de  koronavirüsün olumsuz etkileri ile mücadele etmekti.  Koronavirüs pandemisi küresel bir sorun olsa da  hükümetlerin yönetimi sayesinde bu virüsün etkileri belli düzeylerde kontrol edilebilir.  Son istatistikler ise Irak'ta yaklaşık  700 bin kişinin  koronavirüse yakalandığı ve  13 bin  400 kişinin de  bu hastalığa yakalanması sonucu hayatını kaybettiğini göstermektedir.  Aslında Irak, Arap ülkeler arasında en çok koronavirüs hasta sayısı ve ölüm sayısına sahiptir.    Son yirmi yılda  Irak'ta sağlık altyapısının geniş çaplı bir şekilde  yok olmasından yola çıkarak   geniş çaplı bir şekilde hastalığın yayılması ve  13 bin kişinin hayatını kaybetmesinin pek de anormal bir şey olmadığı söylenebilir. 

El Kazımi hükümetinin öncelik verdiği hususlardan biri de  silahların devletin tekelinde kullanılması idi.  Buna rağmen  bu durum başbakanın  ve kimi kabine üyelerinin Irak direniş grupları ile karşı karşıya gelmesine yol açtı. Çünkü  silahları tekelden kullanmak, aslında direniş gruplarının zayıflaması doğrultusunda bir araca dönüştürülebilirdi.  Bu doğrultuda  Irak dışişleri bakanı Fuat Hüseyin  son zamanlarda Irak'ın El Sumeriyye kanalına verdiği röportajda  şöyle bir açıklamada bulundu:"  Irak'ta  direniş diye bir şey yoktur ve  Irak hükümeti ile  karşı karşıya gelenler de direnişçi değil teröristtir.  Neye karşı direniş? Kiminle savaşıyorsun ve kime karşı direniyorsun?"

 Bu açıklamalar  Irak direniş gruplarının da tepkilerine yol açtı.  Direniş grupları  sırf Amerikan askerlerinin Irak'tan çıkarıldığı zaman silahlarını teslim edeceklerini bildirdiler.  Ancak bir yandan El Kazımi hükümeti  Amerikalı askerleri çıkarmak için gerekli azim ve iradeyi göstermemiştir ve diğer yandan da   silah tekeli belgesi  direniş düşmanı olan Amerika, Suudi Arabistan ve İsrail tarafından  yazılmıştır. 

400 kadar insanın yaralanmasına ve 7 kişinin ölümüne yol açan 2019 protestolarında baş vurulan şiddet olaylarını ele almak  El Kazımi hükümetinin bir başka gündem maddesi idi.  El Kazımi defalarca  geçen seneki protestocuların hayatlarını kaybetmesinin faillerini cezalandıracağını iddia etmişti.  Buna rağmen  hükümetinin ömründen 10 ay geçmesine rağmen hala  protestocuların haklarını ihlal edenlere karşı açık ve net bir tepki göstermemiştir. Buna ilaveten  6 Temmuz 2020'de Hişam El Haşimi suikastı, Raham Yakub suikastı ve kimi medeni aktörlerin  kaçırılması onun hükümetinin terörle mücadele ve güvenlik dosyaları hususundaki başarısızlığını göstermiştir.  Şimdiye kadar El Kazımi'nin oluşturduğu  türlü türlü komitelerin terörle mücadele ve güvenliğin sağlanmasında pek belli sonucu olmamıştır. 

 Buna ilaveten   Irak'ın kimi güney eyaletlerinde El Kazımi hükümeti döneminde geniş çaplı şiddet olayları da yaşanmıştır.   Bu bağlamda Irak'ın güney ahalisi  özellikle de Zikar, Divaniye, Necef ve Vasıt eyaletlerinde  geçim sıkıntılarından dolayı ve de medeni aktivistlerin tutuklanması yüzünden  protesto gösterileri düzenlediler. Sonuçta geniş çaplı çatışmalar ve şiddet olayları yaşandı.  Bu durum bir kaç kez tekrarlandı ve Şubat 2021'de de Naseriye, Zikar eyaletlerindeki çatışmalarda  onlarca kişi öldü veya yaralandı.  Irak başkenti Bağdat'ın merkezindeki El Tayran meydanında da 21 Ocak günü  iki intihar patlaması yaşandı. Bu patlamada  140 Iraklı vatandaş  hayatını kaybetti.  Bu olay da  Mustafa El Kazımi hükümetinin   Irak'ta güvenliği sağlamakta, şiddeti sonlandırmakta ve de  Ekim 2019 protestolarında protestocuların katliamında rolü olan failleri cezalandırmakta başarısız olduğunu gösterdi. 

El Kazımi hükümetinin  öncelikli gündem maddelerinden biri de   ekonomik kriz ile mücadele etmek için  bütçe yasasının onaylatılması idi.  El Kazımi hükümeti  2021  bütçesi tasarısını hazırlasa da  Irak genelinde bu bütçe tasarısına karşı  geniş çaplı gösteriler düzenlendi.  Çünkü  bu bütçe tasarısında dolar  kuru arttırıldı. Protestocular ve muhalifler  de  dolar kurunun artırılmasının halkın ekonomik sorunlarının  şiddetlenmesi anlamına geldiğini  savunmaya başladılar.  Buna rağmen  ancak  Irak'ın 2021 bütçesi hala parlamentoda  onaylanmamıştır. 

Irak parlamento  temsilcisi  Seham el Musevi Irak Kürt Bölgesel  Yönetimi'nin payı hususundaki anlaşmazlığın  bu bütçenin onaylanmamasının bariz nedenlerinden biri olduğunu söyledi.  Tenkitçiler ayrıca El Kazımi'nin   Kürt Bölgesel Yönetimine karşı  yumuşak davranarak  bölgedeki siyasi hareketlerin  desteğini almasını  hedeflediğini  belirtiyor.   Böylece El Kazımi  başbakanlık için kendine oy toplamak istiyor.   2021 bütçesi  Irak'ta  yoksulluk ve enflasyonun çığ gibi büyüdüğü bir sırada  hala onaylanmamış ve  hükümet de bu hususta başarısız kalmıştır. 

Petrol fiyatının düşmesi ve koronavirüsün  yayılmasından dolayı Irak hükümeti  tüm sorunlara karşı  borç almaya başlamıştır. Ancak  hükümetin borçları  o kadar ciddidir ki  hükümet  2021 bütçesinde Dinar'ın değerini düşürmek niyeti içerisine  girmiştir.  Bu da mevcut enflasyon  oranının  artmasına yol açmıştır.  Irak parlamentosu  bütçe ve planlama komisyonu başkanı  bu ülkenin toplam  borçlarının  70 milyar dolar  kadar olduğunu bunun  24  milyar dolarının  dış borç ve  46 milyar dolarının  da   iç borçlar olduğunu açıklamıştır. El Kazımi'nin odaklandığı  alanlardan biri de dış siyasettir.  Bu alanda  El Kazımi'nin odaklandığı hususlardan biri de Irak'ın Arap kimliğidir.  Bu bağlamda Amerikan güçlerinin Irak'tan çıkarılması hususunun yönetilmesi ve de  Amerika-İran gerginliğinin Irak güvenliğine etkisini engellemesi de bu hükümetin dış siyasetinde öncelik taşımaktadır. 

Arap kimliği hususunda   El Kazımi ciddi bir şekilde Arap ülkeler ile ilişkilerin geliştirilmesine odaklanmıştır. Bu hususta  Irak, Ürdün ve Mısır üçlü müzakerelerine ve de  Suudi Arabistan'a arazi tahsis edilmesine değinmek mümkün. 

Aslında Irak, Ürdün ve Mısır üçlü müzakereleri bölgesel düzeyde ülkeler arasındaki başarılı işbirliğinin  örneğidir.  Çünkü  tarafların ilişkileri ve ekonomik teamüllerinin gelişmesine yol açmıştır.  Buna rağmen  Suudi Arabistan'ın tarımsal ve hayvan yetiştiriciliği yapmak için Irak'ta bu ülkeye arsa ayrılması Irak'ta geniş çaplı eleştirilere yol açmıştır. Tenkitçiler  bu anlaşmanın Irak için ekonomik getirileri olmayacağına tam tersi tehditler de yaratacağına inanıyor.    Çünkü zaten  Suudi Arabistan  Irak'taki siyasi  duruma  özellikle de Şii hükümetin iş başına gelmesine  karşı negatif bir tutuma sahiptir.  Bunu ise daha önce terör gruplarına verdiği destekle  gözler önüne sermiştir. 

Kuşkusuz El Kazımi'nin dış siyasette  dikkate aldığı  en önemli meselelerden biri de İran ve Amerika arasındaki gerginliklerin  Irak güvenliğine etkisini engellemektir.  Bu doğrultuda  El Kazımi Washington ve Tahran'a ziyarette bulunmuştur.  Onun dış siyaset temsilcisi de  bir kaç kez Tahran'a gelmiş ve İran İslam Cumhuriyeti makamları ile  görüşmüştür.  Görünen o ki  Washington-Tahran arasındaki gerilimden ziyade El Kazımi hükümetinin  Amerikan güçlerinin Irak'tan çıkması hususuna bakışı  Irak'ın güvenliğini etkilemiştir. 

Irak parlamentosu  5 Ocak 2020'de  Amerikan askerlerinin Irak'tan çıkması tasarısını onayladı.  Gerçi El Kazımi hükümeti   de sözde Amerikan güçlerinin Irak'tan çıkmasını istedi ancak pratikte  buna karşı olduğunu  gözler önüne serdi ve bu alanda ciddi bir girişimde bulunmadı.  Bağdat hükümetinin bu tutumu, Irak'taki farklı grupların kolları sıvamasına ve Amerikan üslerine, mevzilerine ve hatta büyükelçiliğine saldırılar düzenleyerek onları çıkmaya zorlamalarına yol açtı.