Riyad’ın Filistin davasında yıkıcı rolü - 2
https://parstoday.ir/tr/radio/west_asia-i34862-riyad’ın_filistin_davasında_yıkıcı_rolü_2
Geçen bölümde en son Arabistan’ın İsrail ile ilişkilerini normalleştirmeye çalıştığını ve başka Arap ülkelerini de bunun için teşvik ettiğini, Mısır yönetimi İsrail ile yakın işbirliği içinde olduğunu anlattık.
(last modified 2023-09-08T06:51:29+00:00 )
Ağustos 26, 2016 15:21 Europe/Istanbul

Geçen bölümde en son Arabistan’ın İsrail ile ilişkilerini normalleştirmeye çalıştığını ve başka Arap ülkelerini de bunun için teşvik ettiğini, Mısır yönetimi İsrail ile yakın işbirliği içinde olduğunu anlattık.

Bir süre önce de aralarında Mossad Başkanı de yer alan İsrailli üst düzey güvenlik heyeti Arabistan’ı ziyaret etti.  Yine Amerikan medyası Arap kaynaklardan naklen Yair Lebid’in Newyork’ta Arabistan istihbaratının eski şefi ve ABD eski büyükelçisi Türki Faysal’la görüştüğünü yazdı.

Öte yandan İsrail savaş Bakanı Moşe Yalon da Münih’te Türki Faysal’la bir araya geldi. Türki Faysal bir açıklamasında Arapların geçmişte İsrail’in barış çabalarına hayır dediklerini ve bugün İsrail Araplarla barışı kabul etmediğini belirtmişti.

2015’in başlarında korsan İsrail’in altyapı işleri Bakanı Yufal Stein Yets, Ebu Dabi’de birleşik Arap emirliklerinin üst düzey yetkilileri ile görüştü. Bundan önce de Dori Gold bir kaç ay evvel BAE’ine geldi ve burada İsrail’in diplomatik temsilciliğinin açılışını yaptı.

Bazı kaynaklar şimdi İsrail ile Ebu Dabi arasında haftada iki uçak seferi gerçekleştiğini belirtiyor ve yine korsan İsrail voleybol takımından iki oyuncunun da kendilerine karşı hiç bir kin ve nefret duygusu hissetmeksizin Katar’da maç yaptıkları kaydediliyor.

Midlle east sitesi ise Mossad Başkanı geçen yıl Ürdün krali ikinci Abdullah ile görüştüğünü ve korsan İsrail genel kurmay Başkanı Gadi Eizenkut da ikinci Abdullah ile görüşmesinde Rusya’nın Suriye krizine müdahalesini ele aldığını yazdı.

Bundan başka Dori Gold da bir yıl önce Ürdün’ü ziyaret etti. Bu arada korsan İsrail genel kurmay Başkanı yardımcısı gazetecilere yaptığı açıklamada, İsrail güvenlik birimleri Mısır ve Ürdün’e IŞİD ile mücadelede yardım etmek amacıyla onlara istihbarat bilgileri verdiğini belirtti.

Öte yandan İsrail’in Hayfa limanı Ürdünlü kamyonlarla dolup taşıyor. Çünkü eskiden Avrupa’dan Ürdün’e ihraç edilen ürünler Suriye toprakları üzerinden transit oluyordu, ama şimdi Suriye’de yaşanan kriz yüzünden Ürdün kamyonları Hayfa limanına geliyor. Yine Ürdün’ün Avrupa ülkeleri ve Türkiye’ye ihracatının %60 kadarı da aynı liman üzerinden gerçekleşiyor. Bundan başka Ürdün ve İsrail arasında ikili ticaretin de sürekli artış kaydettiği anlaşılıyor, öyle ki iki taraf arasında tarım ürünleri üzerinde ikili ticaret hacmi 2010 ila 2014 yılları arasında %35 artış kaydetti. Bu arada Ürdün kralı ikinci Abdullah yaklaşık bir yıl önce İsrail adını Ürdün’de haritalara ve ders kitaplarına yazmaya karar verdi.

Korsan İsrail’in bölgesel işbirliği Bakan yardımcısı Eyyüb Kara, Akabe’de Ürdünü üst düzey yetkililerle görüştü. Ben Gorion üniversitesi öğretim üyelerinden Yoram Mital bu süreç bu şekilde devam ettiği takdirde Ortadoğu bölgesinde yep yeni bir jeo politik harita çizebileceklerini açıkladı.

Öte yandan siyonist rejim ve Ürdün Amerika ile birlikte geçenlerde Suriye sınırlarına yakın bölgede ortak askeri tatbikat gerçekleştirdi. Korsan İsrail ayrıca Suriye ve Ürdün’ün ortak sınırına casusluk İHA’larını sevk etti.

Bir süre önce Bahreyn Dışişleri Bakanı Halid bin Ahmet Al-i Halife de İran İsrail’den daha fazla Fars körfezi kıyılarında yer alan Arap ülkelerine ve Ortadoğu bölgesinin istikrarına tehdit oluşturduğunu iddia etti.

Suud rejiminin eski diplomatlarından Abdullah Şamar da geçenlerde Wall Street Journal gazetesine verdiği demeçte, karar alma yetkisi onun elinde olsaydı İsrail ile İran’ın nükleer meselesi hakkında işbirliği yapma kararında bir an bile tereddüt etmeyeceğini söyledi.

Korsan İsrail iç güvenlik araştırma merkezinden Yuil Cocanski, İran korkusu ve Amerika’nın İran’la ilgili politikaların doğurduğu pişmanlık ve esef duygusu, İsrail ile Fars körfezinin Arap emirlikleri arasında işbirliğini tetiklediğini belirtti. Cocanski, kuşkusuz bu durum çok olumlu bir gelişme olduğunu ve son zamanlarda iki taraf arasındaki ilişkilerin iyileşmesine yol açtığını ve buna göre Araplar İsrail ile ilişkilerini aleni hale getirmeye karar verdiklerini ifade etti. Nitekim şimdi de, eğer Suud yetkililer bundan önce İsrailli yetkililerle görüşmelerini ilan etmekten çekindiyse, artık Enver Aşki ve Dori Gold arasındaki görüşme aleni hale geldi ve şimdi de perde arkasında ilişkiler hızla gelişmeye devam ediyor. Bunun en somut delili ise İsrail ile Ebu Dabi arasında uçak seferlerinin başlamasıdır. Middle east sitesi Airbus uçakları her hafta iki kez Tel aviv’den Ebu Dabi’ya uçtığını ve bu sefer sırasında Ürdün havaalanına uğradığını ve kısa bir duraksamanın ardından Ebu Dabi’ye doğru yoluna devam ettiğini yazdı.

Bir başka nokta ise, Fars körfezinin kıyılarında yer alan bazı Arap emirliklerle İsrail arasındaki ticari ilişkileri şimdi gizlice sürekli gelişme kaydetmesidir. Bu konuda İsrailli bir işadamı, Arap işadamları İsrail’e altın ve mücevher ihracatı için hazır olup olmadıkları sorulduğunda telefonu kapattıklarını, fakat gerçekler ve ihtiyaçlar siyasete galip geldiğini ve Arap ülkeleri ile ilişkiler bu düzeyde devam ettiğini belirtiyor. Bir süre önce Arabistan petrol bakanlığından azledilen Ali Naimi ise geçenlerde ülkesi başta İsrail olmak üzere dünyanın her yerine kara altını ihraç etmeye hazır olduğunu belirtmişti.

Bu arada ilginç olan şu ki İsrail ile Araplar arasındaki ticari ilişkilerin aslında Türkiye v Kıbrıs üzerinden yürütülmesidir. Şöyle ki, Fars körfezinin Arap emirlikleri ile çalışan İsrailli taraflar genellikle kimliklerini açığa vurmuyor ve aracı kullanıyor.  Özel olarak elmas alanında faaliyet yürüten Lefant sitesi, Newyor, Londra ve Dubai arasında temas noktası rolünü ifa ediyor. Her yıl yüzlerce İsrailli Katar havayollarına ait uçaklarla Doha havaalanında Doğu Asya ülkelerine gidiyor. İsrailli bir borsa yetkilisi de biz onlarla ticaret yapıyoruz, diyor.

Korsan İsrail 1980’li yıllardan beri Fars körfezi bölgesinde yer alan Arap emirliklerle ticari ilişkileri olmuştur. Bu ilişkilerin doruk noktası ise 90’lı yılların başında ve İsrail’in Katar’da bazı ticari temsilcilikler açması olmuştur. Bu çerçevede bazı siyonist işadamları ve bankacılar yeni ticari fırsatları yakalamak için Arap emirliklerinin yolunu tuttu.

Bundan başka İsrail tarım ürünleri, süt ürünleri, ahşap ve elektronik cihazlar gibi ürünlerini Arap emirliklerine ihraç etmeye başladı ve katarlılar da İsrailli futbolcuların arasında kendi takımlarını yönetecek adamları aramaya yöneldi. Yine korsan İsrail Katar’da düzenlenen bir silah fuarına katıldı. Bu şartlarda Arap emirliklerinden bazı işadamları da İsrail ile ticaret yapma fırsatını aramaya başladı ve hatta bu emirliklerden bazı bankalar İsrail’de hisse senetleri üzerine yatırım yapmaya ve Tel aviv borsasında var olan imkanları incelemeye başladı.

Öte yandan Fars körfezindeki Arap emirliklerinin birinin emirinin çocuklarından biri de İsrail’de bir kaç turistik apartman satın aldı. Fakat 1995 yılında bu ilişkiler, Arapların Arap – İsrail barış sürecinden umudunu kesmeleri yüzünden gerilemeye başladı ve o yıldan sonra inişli çıkışlı bir süreç izledi. Bu ilişkilerin engebeli sürecinde İsrail’in Umman’daki temsilciliği 2000 yılında ve ikinci intifadanın başlamasından sonra kapatıldı. Sekiz yıl sonra da İsrail’in Katar’daki çıkarlarını koruyan büro siyonist rejimin Gazze şeridine saldırması yüzünden kapatıldı.

Şimdi ise gözlemciler acaba İsrail ile Fars körfezinde yer alan Arap emirliklerinin ilişkilerinde yeni bir yükseliş süreci mi başladı, sorusunu gündeme getiriyor. Bu bağlamda Tel aviv üniversitesine bağlı Dian merkezi uzmanlarından İshak Gal şöyle diyor: biz Fars körfezindeki Arap ülkelerinin piyasalarında hemen hemen yokuz ve sadece belli zaman aralıklarında onların ihtiyaç duydukları ürünleri onlara dolaylı bir şekilde satıyoruz, fakat çoğu işleri açıktan yapamıyoruz. Biz Fars körfezinin Arap emirlikleri ile iktisadi ilişkiden yoksunuz ve siyasi açıdan da İsrail vatandaşları İsrail pasaportu ile bu ülkelere seyahat edemiyor ve eğer bu ülkelerin İsrail ile güvenlik çıkarları söz konusu olursa diyaloglar başlıyor, fakat bu da gizli bir şekilde yapılıyor.

Gerçekte İsrail ile Fars körfezindeki Arap emirlikleri ilişkilerinde dikkat çeken bir nokta bu ilişkilerin genellikle gizli bir şekilde yürütülmesidir. Gerçi bu ilişkiler arada bir gün ışığına da çıkmıyor değil. Örneğin Suud rejimine yakın bazı çevreler Riyad’ın İsrail’den Güney Afrika’nın aracılığı ile uçak satın aldığını ifşa etti. Yine Atlantic dergisi yaptığı ifşaatta, Tel aviv’in Riyad’da demir kubbe adlı füze savunma sistemini önerdiğini ve bunu Yemen savaşında kullanabileceğini söylediğini ve ayrıca Arabistan’ın Yemen saldırısına destek verdiğini belirtti.

Bundan başka İsrail’in Mısır ile güçlü güvenlik ilişkileri bulunuyor. Mısır son iki yılda Sina çölüne askeri birliklerini sevk etti, oysa İsrail ile imzaladığı anlaşmaya göre bu hareket yasaktı. Fakat İsrail’in bu kararı onaylaması iki taraf arasındaki ilişkilerin değiştiğini ortaya koydu.

Bu arada akla gelen soru şu ki eğer Mısır askerleri Sina çölünde teröristleri yok edip bu bölgeye yerleşecek olursa o zaman İsrail ne yapacağı sorusudur. Acaba bu duruma da onay verecek mi?

Bu sorunun cevabında İsrail’in buna izin vermeyeceğini söylemek gerekir. Ama yine de bölgede son iki yılda yaşanan gelişmelerin beklenmedik ve hatta hayal edilmesi bile güç olan gelişmeler olduğunu unutmamak gerekir.015