Suriye'nin tarihi eserlerinin Avrupa ülkelerine kaçak olarak satılması
Irak ve Suriye'deki terör örgütlerinin tarihi ve kültürel eserlerini yağmaları ve bu eserleri tahrip etmeleri Abu Dabi'deki 2 günlük konferansta gündeme getirildi.
Bu toplantıya katılan 40 ülke temsilcisine hitaben konuşan UNESCO genel müdürü Irina Bokova eşine rastlanmadık bir şekilde tarihi eserlerin tahrip edilip yağmalandığını söyledi. Irina Bokova dünya tarihi mirası olan Irak ve Suriye'deki tarihi kentler ve eserlerin tahrip edilip yağmalanmasının savaş suçu sayıldığını ve dünya toplumunun bu tahribatı ve eser kaçakçılığını durdurması gerektiğini belirtti.
Abu dabi'deki bu konferansın amacı, tarihi eserleri korumak amacıyla 100 milyon bütçeli uluslararası bir fon'un kurulması ve tehditlere karşı eserlerin güvenli yerlerde tutulmasıdır. Fransa cumhurbaşkanı François Hollande ise bu fonun kurulması amacıyla 30 milyon dolar tahsis etti. Fars körfezi işbirliği konseyi üyesi ülkelerle Çin'de Cenevre'de kurulacak bu fona yardım edeceklerini ilan ettiler.
Kültürel mirasın ve tarihi eserlerin korunmasıyla ilgili görünüşte dillendirilen korumacı söylemlere rağmen güvenli mekanlarda bu eserleri koruma konusunda da endişeler vardır. Geçici olarak koruma merkezleri nasıl oluşturulacak ve onların tahrip edilmesi ve yağmalanması nasıl önlenecek ve daha sonra ana ülkeye nasıl tekrar iade edilecek.
Söz konusu tarihi eserler ve beşeriyete ait kültürel miraslar, ülkelerin milli hakimiyetleri ancak, söz konusu eserlerin başka ülkelere geçici olarak nakledilmesine karar verebilir. Ancak bu koruma planına göre, tarihi eserler önce ana ülkenin güvenli bölgelerine ve ardından komşu bir ülkeye nakledilip daha sonra belirlenen uluslararası koruma merkezine aktarılır.
Sözde koruma girişimleri pratikte başka sonuçlar doğurur. Nitekim Suriye ve Irak'ta yağmalanan tarihi eserlerin asıl maksadı Avrupa ve Amerika gibi ülkelerdir. Avurpalı ve Amerikalı antik ve tarihi eserler kaçakçısı şebekeler, tarihi eserlerin yağmalanmasında büyük çalışmalar yapmaktadırlar.
Tekfirci DAEŞ yağmaladığı tarihi eserleri Türkiye'ye gönderiyor ve Söz konusu Avrupalı ve Amerika tarihi eserler kaçakçısı şebekelere satıyor. DAEŞ ve diğer terör örgütleri hatta Suriye'nin tarihi eserlerini internet üzerinden satışa çıkarıyorlar.
Suriye mali yaptırım araştırma merkezinin başkanı Yahya Fanusiye'nin açıklamalarına göre, DAEŞ Suriye'nin tarihi eserlerini yağmalayıp türkiye'ye naklederek aracılarıyla Amerika ve Avrupalı kaçakçı şebekelerine satarak milyonlarca gelir elde etmektedir. Nitekim Tedmur antik şehrindeki tarihi eserler Türkiye üzerinden satışa çıkarılmıştır.
Suriye’deki tarihi eserler, selefi Vahahbi terör örgütü Irak Şam İslam Devleti için önemli bir gelir kaynağına dönüşmüştür. BBC de DAEŞ'in yağmaladığı eserlerin Suriye’den kaçırılıp Türkiye ve Lübnan üzerinden Avrupa’ya nasıl götürüldüğünün izini sürdü.
Hayvan heykelleri, insan figürleri, bardaklar, vazolar, paralar. Suriye’nin doğusundan, Rakka’dan, DAEŞ tarafından işgal edilen diğer alanlardan Türkiye'ye kaçırılıyor. Petrol ve insan kaçakçılığının yanı sıra, tekfirci terör örgütünün gelir kaynaklarından birisi de tarihi eser kaçakçılığıdır.
Birleşmiş Milletler geçen geçen yıl Suriye’den tarihi eser ticaretini tamamen yasaklayan bir karar açıkladı ve DAEŞ'in “terörist saldırı” kapasitesini güçlendirmek için tarihi mirası yağmaladığını belirtti.
Tarihi eserler kaçakçılığının kapsamını taşlar, heykeller ve altın oluşturuyor. Bu eserlerin bazısı Milattan önce 8500 yılına aittir.” Türk tüccarlar DAEŞ'ten satın aldıkları tarihi eserleri Avrupalı kaçakçılara ve tüccarlara satıyor.
Gaziantep Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Eyüp Ay, kentteki tarihi eser kaçakçılığı hacminin milyon dolarları bulduğunu söyledi. Ay, eşsiz eserlerin Türkiye üzerinden satıldığını kaydetti.
Eyüp Ay Geçenlerde Sputnik'e verdiği demecinde DAEŞ'in yağmaladığı tarihi eserlerin satışında, bu kentin merkez olduğunu, Bürokratlar, güvenlik görevlileri ve tüccarların dahil olduğu örgütlü bir kaçakçılık yapısı oluştuğunu, yasalar uygulanmadığını ve sınırların denetlenmediğini söyledi.
Rusya'nın BM Daimi Temsilcisi Vitaliy Çurkin, Güvenlik Konseyi'ne yazdığı mektupta, IŞİD ve diğer tekfirci terör örgütlerinin Irak ile Suriye'den yağmaladıkları tarihi eserlerin satışında Gaziantep'in merkez olduğuna dikkat çekti.
Buna göre Sadece IŞİD'in günlük gelirinin 2014 yılında 1 milyon ile 5 milyon dolar arasında değiştiği tahmin ediliyordu. Tekfirci terör Örgütün ana gelir kaynağının Türkiye'nin güney koridorunun merkezde yer aldığı petrol ticareti olduğu belirtilirken, tarihi eserlerin yağmalanıp satılmasıyla da önemli miktarda gelir elde ediliyor. Suriye Arkeolojik Mirası Koruma Derneği (APSA) verilerine göre, geçen senenin sonlarına kadar 900'den fazla tarihi yapı ve arkeolojik site alanı yağmalandı, zarar gördü ya da yok edildi.
DAEŞ 2015 Mayıs ayının sonunda işgal ettiğiPalmira antik kentinde birçok tapınak ve mezarı yıktı. Palmira'nın bakımından sorumlu 82 yaşındaki arkeolog Halid Esad da DAEŞ tarafından başı kesilerek öldürüldü.
Suriye Tarihi Eser ve Müzeler Genel Müdürü Mamun Abdülkerim, geçen yıl aralık ayında Türkiye hükümetini ‘Suriye’den kaçırılan tarihi eserleri iade etmeyi reddetmek’le suçladı. Abdülkerim Suriye’nin farklı noktalarından yağmalanan yaklaşık 2000 bin tarihi eserin Türkiye’de yakalandığını, ancak Türk yetkililerin kendileriyle işbirliği yapmayı reddettiğini belirtti. Abdülkerim, “Bu eserleri satın alanların İngiltere, ABD, Fars Körfezi Arap ülkeleri, Çin, Fransa, Almanya ve İsviçre’de yaşadıklarını, bu eserleri satın alanların DAEŞ’e yardım ettiklerini ve suç işlediklerini belirtip, Suriye’ye iade etmeleri gerektiğini vurguladı.
DAEŞ ile diğer tekfirci terör örgütleri Suriye'nin tarihi eserlerini halep, İdlib, Humus'taki Temur tarihi kentleri ve müzelerinden yağmalayıp satışa çıkarmaktadırlar. DAEŞ terör örgütünün yağmaladığı tarihi eser sayısı 4 binden fazladır. Bu eserlerin bazısı 8 bin yıl önceye aittir.
Uzmanlara göre 2011 yılından itibaren Suriye'ye karşı başlatılan terörist savaşından beri binlerce tarihi eserler bu ülke dışına çıkarılmıştır. Terörist Suriye özgür ordusu komutanları, tarihi eserler kaçakçılığından yüz milyonlarca dolar kazanıp, İspanya, Almanya, İngiltere ve Amerika'da villalar ve mülkler satın almışlardır.
İsviçre savcılığı da geçenlerde Katar üzerinden bu ülkeye nakledilen Tedmür tarihi eserlerin bir kısmını yakaladı. Yağmalanan tarihi eserler kaçakçı şebekeleriyle Cenevre limanına taşınıp saklanıyor ve ardından pazarlanıyor. Yakalanan tarihi eserlerin içinde birkaç başsız heykel, Taç ve iki levha bulunuyor. Kaçırılan Libya ve Yemen tarihi eserleri de keşfedilmiştir. İsviçre genel savcılığı bu tarihi eserleri Cenevre müzesinde sağlayıp, gelecekte ana ülkeye iade edecek.
İki yıl öncede UNESCO da düzenlenen "Irak antik ve tarihi eserler ve kültürel mirası" konferansına katılan uzmanlar ve diplomatlar, DAEŞ'in tüneller kazarak Irak tarihi eserlerini yağmalayıp diğer ülkelere taşıdığını ve gelir elde ettiğini belirttiler.
Suriye Tarihi Eser ve Müzeler Genel Müdürü Mamun Abdülkerim geçenlerde yaptığı açıklamada, Suriye tarihi eserlerin terör örgütlerince yağmalanması ve tahrip edilmesini önlemek amacıyla onları güvenli bölgelere taşıma kararı aldıklarını söyledi. Mamun Abdülkerim bu tarihi eserlerin gerekli görüldüğünde Beyrut'a nakledilip koruma altına alınacağını da belirtti.
Siyonist İsrail rejimi de Suriye'nin kültürel mirası ve tarihi eserlerini yağmalamaktadır. Suriye hükümeti, ırkçı İsrail rejiminin Kuneytara ilinde yasa dışı kazılar yaptığını ve tarihi eserleri çaldığını belirtip, UNESCO'ya dava açtı. UNESCO ise Kuneytara İlinin içinde bulunan Golan tepelerindeki Berğıl Acem köyünde Kazı yapan Siyonist rejimin bu konuda açıklama yapmasını istedi.
Kültürel mirası koruma konusunda 1954 yılında imzalanan Lahey anlaşmasına göre, çatışan taraflar kültürel mirası tahrip etme hakkı yoktur. Siyonist İsrail rejimi de işgal ettiği bölgelerde Suriye'nin tarihi eserlerini yağmalama ve kazılar yapma hakkı da yoktur.
Suriye'de yağmalanıp Almanya, Londra, Amerika ve Telaviv müzeleriyle diğer ülkelere nakledilen Suriye'nin tarihi eserlerinin değeri 2 milyar dolardan fazladır. Bu tarihi eserlerin bir kısmı sözkonusu ülkelerin müzelerinde tutulmaktadır.
Paris'teki Louvre Müzesi ise, Irak ve Suriye'de sağlam kalan ve yağmalanmamış olan Irak ve Suriye tarihi eserlerin Fransa'ya taşınıp, güvenli bir bölgede korunması çağrısında bulundu. Fransa cumhurbaşkanı François Hollande ise bu tarihi eserlerin Liyon şehrindeki değerli eşya müzesinde saklanıp korunmasını istedi.
Çeşitli ülkelere ait tarihi ve antik eşya ve eserlerden binlercesi yağmalanıp Paris'teki Louvre Müzesinde saklanmaktadır. İran'a ait en az 2500 tarihi eser bu müzede tutulmaktadır. Bazı eserler Tır ile taşınabilecek büyüklüktedir. Bu tarihi eserlerin Irak üzerinden Fransa'ya taşındığı söyleniyor. İran'ın tarihi eserlerinin çoğu Gaçar döneminde ve özellikle Nnasıreddin ve Müzaffereddin hükümranlığı sırasında İran'dan kaçırılıp Fransa'ya nakledilmiştir.