Dünya Turizm Endüstrisinde Kriz-2
Bu programımızda turizm sektörünün koronavirüsten etkilenmesini ve sonuçlarını ele alacağız.
Koronavirüsün yayılmasının başlamasından beri gereksiz ve eğlence amaçlı yolculukların ve seferlerin iptal edilmesinin ardından turizm sektörü ciddi bir kriz başlamaya başladı. Bu krizin bir bölümü virüsten dolayı bir başka bölümü de bu tür dönemlere uygun planların olmaması yüzündendi. Şimdi de kısıtlamalar bir nebze bile olsa gevşemesine rağmen turizm alanındaki kriz hala devam etmekte ve yolculuk yapmak hala çok zor görünüyor.
Kriz yönetimi genel anlamı ile işleri kontrol edilebilir bir yöne doğru yönlendirmek ve durumların kriz öncesi eski haline geri dönmesini beklemek demektir. Kriz yönetiminin en yaygın yöntemi ise sürece yönelik esnek stratejilere baş vurmaktır. Bu stratejiler krizin farklı dönemlerinde kırılganlık oranını azaltmaya odaklanmaktadır.
Turizm sektörü de özelliklerinden dolayı bilhassa insanlar ile yakından ilişkili olmasından dolayı her türlü krizden en yüksek derecede etkilenen sektördür. Dünya Turizm Örgütü ise dünya turizm piyasasını desteklemek amacı ile devlet, özel ve uluslararası sektörde koronavirüsün sebebiyet verdiği durgunluğu geride bırakmanın ilk adımını belirlemiştir. Bu doğrultuda turizm ve yolculuk alanında istihdamın ve işletmelerin desteklenmesi amaçlanmıştır.
Bu çerçevede Kovid-19 salgınının ekonomik ve toplumsal etkilerini azaltmak ve turizmin de hızlı bir şekilde eski haline dönmesi amacı ile turizm krizinin yönetilmesi için 7 direktif verilmiştir. Buna esasen turizm alanında faaliyet gösteren özel sektör ve hükümetler turizm alanında sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak için tekrar önemli adımlar atabilirler.
Dünya genelinde milyonlarca insanın hayatı doğrudan ve dolaylı bir şekilde yolculuğa ve turizme bağlıdır. Aslında dünya turizm örgütünün 7 tavsiyesi krizin etkilerinin azaltılması ve kriz yönetimi alanında zaruri görünüyor. Bu doğrultuda zarar görmüş kişiler ve işletmelere planlı, zamanında ve etkili yardım yapılmalıdır.
İşletmeler ve iş fırsatlarının korunması için atılacak ilk adım kişiler tarafından yaratılan iş fırsatlarının korunması ve en kırılgan grupların korunması, onlar için yeni fırsatların yaratılması ve onlara mali süspansiyonlar ve yardımların verilmesidir. İşsizlik sigortası, vergi muafiyeti, toplumsal vergileri azaltma ve gözardı etme ayrıca maaş yardımları krizin ekonomik etkilerini azaltabilir. Bu plana göre kadınlar, gençler ve kırsal alanlarda yaşayanlara özel destekler verilmesi planlanmıştır.
Koronavirüsün turizm sektöründe meydana getirdiği krizin etkilerinin azaltılması ve yönetilmesi hususunda atılacak ikinci adım şirketlerin likidite varlığının korunmasının desteklenmesidir. Acil fonlar ve programlar çerçevesinde özel bütçelerin ayrılması bu tür şirketlerin iflas etmelerini önleyecek ve bu gelecekte piyasalara daha güçlü dönmelerine yardımcı olacaktır. Kimi durumlarda vergi muafiyetleri de uygulanabilir. Elektrik ve kiralarında da ciddi indirimler yapılabilir. Bu da şirketlerin likidite varlığının korunmasında yardımcı olur. Bunlara ilaveten karşılıksız yardımlar da özellikle de küçük ve orta boy işletmelere yapılabilir.
Kriz yönetimi ve etkilerini azaltma yönünde atılacak bir başka adım da turizm ve ulaşım alanında uygulanan kurallar ve rüsumların gözden geçirilmesi olabilir. Bu alanda turizm ve yolculuk üzerinde etkisi olan tüm vergiler, masraflar ve rüsumlar da gözden geçirilmelidir. Bu alanda özellikle de yeni turizm ve ulaşım şirketlerinin kurulması alanında kolaylıkların sağlanması zaruridir.
Bu alanda atılacak dördüncü adım ise hükümetlerin özel sektör ile işbirliğini arttırmasıdır. İptal olunan uçuşların tekrar gözden geçirilmesi ve tüketicilerin desteklenmesi, tüketiciler arasındaki ihtilafların uygun şekilde bir an önce çözüme kavuşturulması da bu yöndeki adımlardan sayılır. Bu hususta şu ifadelere yer verilmiştir:" 2020 sonuna kadar iptal olunan rezervasyonların telafi edilmesi için özel kampanyaların başlatılması ve peşin ödenen paraların iade edilmesi doğrultusundaki sorunların çözülmesi tüketicilerin güvenini tekrar kazanmaya yardımcı olacaktır. "
Mevcut durumda Dünya Turizm Örgütü becerilerin özellikle de dijital becerilerin yükseltilmesi amacı ile ilk başta işsizlerden yararlanılmasını, yeni ürünlerin üretilmesini, yeni pazarlama imkanlarının sağlanmasından yararlanılmasını istiyor. Ücretsiz online eğitim kursları sayesinde korona krizinden zarar gören kişiler üniversite ve eğitim enstitülerinin yardımlarından yararlanıp yeni beceriler kazanabilirler ve krizi daha iyi bir şekilde yönetebilirler.
Dijital alandaki aktif olan kurum ve kuruluşlar da turizm alanındaki uzmanlara dijital ortamda becerilerini arttırmak için imkanlar sağlayabilirler. Bu doğrultuda krizi geride bırakmak için turizm alanında start-up'lar ve yeni işletmelerin kurulmasını teşvik edebilirler.
Ulusal, bölgesel ve küresel düzeylerde acil ekonomik paketlerde turizm piyasasına özel gösterilmesi, Dünya Bankası gibi uluslararası ve bölgesel kurumların milli turizm idareleri ve kurumlarını desteklemesi, küçük ve orta boy turizm işletmelerinin desteklenmesi, turizm endüstrisi alanındaki kritik ve acil koşulları yönetmekte yardımcı olabilir.
Dünya Turizm Örgütü yedinci ve son tavsiyesinde ise gelecekte kriz yönetimi stratejileri ve mekanizmasının oluşturulmasına vurgu yaptı. Bu stratejilerin ciddiye alınması hem mevcutta hem gelecekte turizm sektörü işletmelerine yardımcı olacak ve onların gafil avlanmasının önleyecektir.
İran'da da dünyanın diğer noktalarında olduğu gibi mevcut krizin yönetilmesi için ciddi öneriler yapılmıştır. Bu çerçevede kriz yönetimi kurmayının kurulması ve önemli hususlarda karar alma mekanizmasının oluşturulması, turizm alanı ile alakalı kurum ve kuruluşların işbirlikleri, belediyelerin sigorta primini ödemeyi ertelemesi, vergileri ve diğer masrafları ertelemesi, maaşların ve personelin ek borçlarının ödenmesi için acil kredilerin ayrılmasına değinmek mümkün.
Bunlara ilaveten tur rehberleri gibi kişisel turistik çalışmaların da işsizlik hakkından yararlanabilmesi ve vatandaşların koronavirüs sonrası dönemde yolculukları ve seyahatlerinin artması için fırsatlardan yararlanmaları için zemin hazırlanması mevcut krizden kurtulmak için öngörülen girişimlerdir.
Tabii ki herkes de medyanın turizmin önemini gözler önüne sermek ve sürdürülebilir kalkınmadaki büyük rolünü insanlara göstermekteki etkisinden haberdardır. Bu çerçevede medyatik çalışmalara özel önem verilmelidir. Ancak şimdiye dek bu alana gereken özen gösterilmemiştir. Turizm eksenli reklamlar ve sosyal ağlarda insanların turistik imkanlar ve cazibeler ile tanıştırılması mevcut krizden çıkmanın bir başka yöntemlerinden sayılır.
Bu çerçevede sanal ve dijital alem imkanları ve fırsatlarından yararlanmak sureti ile turizm insanlara daha fazla tanıtılabilir. Bu sürecinde devamında koronavirüs biter bitmez bu girişimlerin etkisini görmek hemen mümkün olacaktır. Örneğin İran'da farklı sanal ortam platformunda İran'ın turistik cazip noktaları ile bilgiler paylaşılmakta ve turistik reklam yapılmaktadır. Bu çerçevede İran'ın turistik potansiyeli farklı dillerde yayın yapan kanallarda da reklamı yapılabilir. Bu sürecin sonunda koronavirüs pandemisinin ardından turizm sektörü tekrar canlanabilir.
2020 yılının başından itibaren "evde kalmakla gelecekte yolculuk yapabilirsiniz" hashtag'i ile turizm alanında çalışan kurum ve kuruluşlar koronavirüs ile mücadeleye dahil oldular. Dünya Turizm Örgütü ise farklı kültürleri tanıma, kenetlenme ve saygı duyma, çevreyi koruma, öğrenim ve eğitime devam etme, sürdürülebilir kalkınmanın güçlendirilmesi ve yeni iş fırsatlarının yaratılması ekseninde tavsiyeler yapmıştır.
Turizm sektöründe önemli olan üçgenin evsahibi, misafir veya yolcu ve son olarak da gezinin ve yolculuğun amacı temellerine kurulu olduğunu unutmamalıyız. Bu prizma etkisi yapan üçgen yansıyan ışığı farklı ve güzel renklere dönüştürür. Bu yüzden şehirlerin, köylerin, doğal, tarihi, sanatsal ve kültürel mekanları medya organlarınca tanıtabilirsek yakın gelecekte üçgenin üç ayağında da ciddi gelişmeler yaşayabiliriz. Önemli olan ekonomik kriz ve de turizm alanındaki krizi geride bırakmak için dinamik ve yaratıcı beyinlere güvenmemizdir.