Temmuz 31, 2021 16:25 Europe/Istanbul

Britanya'da 7 sanayileşmiş ülke G7’nin yakın zamanda gerçekleşen zirvesinde, Çin'in yaklaşık 35 trilyon dolarlık bir mali yükü olan Bir Kuşak Bir Yol  planıyla rekabet edecek bir plan öne sürüldü.

Mavi Noktalar Ağı (Blue Dots Network) olarak bilinen bu plan hakkında sizlere kısaca bilgiler aktaracağız. Birlikte dinleyelim.

Batı dünyasının Çin’in planına karşı geliştirmek istediği makro planı, Mavi Noktalar Ağı’dır ve Çinlilerin planının tersine Mavi Noktalar Ağı, yönetimlerin davranışlarını standartlaştırmaya çalışıyor.  Fakat sorulması gereken soru, acaba batı dünyası Çin ile rekabet alanına mı girmiş olmasıdır.

Amerika'de Joe Biden hükümetinin iktidara gelmesiyle birlikte Washington politikası Doğu Asya'ya doğru hareket etmeye başladı. Tabii en başından beri uzmanlar, Mavi Noktalar Ağı projesinin hangi finans birikimiyle hayata geçirilecek sorusunu sormaya başladı. Aslında cari fazlalıklardan kazanılan milyarlarca dolarlık döviz rezervine dayalı olarak Bir Kuşak Bir Yol projesi halen gerçekleştirilmeye çalışılıyor, fakat Almanya dışında hali hazırda batılı ülkelerin bir çoğu artan ticaret açığı yaşıyorlar

Buna ilaveten Mavi Noktalar Ağı planına sağlanacak olan desteklere karşı siyasi sonuçlarının ne olabileceği bilinmiyor. Çin geçen yıllarda başka ülkelerin içişlerine karışmamak için büyük çabalar gösterdi. Fakat batı ülkeleri her zaman tam bir paket programla, diğer ülkelere sağladıkları ekonomik yardımlara karşı köklü siyasi değişiklikler yaratmaya çalıştılar.

Fakat Washington'da Joe Biden hükümet ve Londra'da Boris Johnson yönetimi Mavi Noktalar Ağı projesini hayata geçirmeye kararlı görünüyor. Özellikle İngiltere, finansal işlemler üzerindeki finansal egemenliğini sürdürmek için kendisini dünya çapında dolar ve yuan borsaları için bir merkez haline getirmeyi umuyor.

Buna göre, bu planda sorumlu iş davranışları, kaliteli altyapının hakimiyeti, yolsuzlukla mücadele tutumları, cinsiyet eşitliğini, finansal sürdürülebilirlik ve ekonomik ve sosyal ilerleme garanti altına alınmalıdır. Doğal olarak tüm bu ilerlemeler batının düşündüğü çerçevede gerçekleşmelidir fakat bu uygulamalar hedef ülkenin toplumundaki bazı sosyal ve doğal özellikleri ile çelişebilir. Batının bu yaklaşımı, Mali Eylem Görev Gücü veya 2030 programı gibi küresel anlaşma ve protokollerin oluşturulmasıyla tamamen aynıdır. Benzer hedefler bağımsız ülkeler tarafından her zaman eleştirilmiştir, zira bu tür yapıların birleştirilmesi pratikte yerel davranış ve kültürlerin yok olmasına yol açmaktadır. Fakat konu nereden başladı?

Çinlilere karşı ortak bir planla ilgili endişeler, Washington'a dayanmakta ziyade daha çok Asya'yı endişelendiriyor. 2016 yılında dönemin Japonya Başbakanı Abe Şinzo ve Hintli mevkidaşı Narendra Modi, Çin planına çok benzeyen Asya-Pasifik Büyüme Koridoru adlı bir plan başlattı. İlginç olan ise, Japonların benzer planları sunma konusunda çok ilginç bir geçmişi olmasıdır. Örneğin, 1980'lerde Japonya, Amerika ile çok yüksek bir ticaret fazlası ile karşı karşıya kaldığında, yaklaşık 500 milyar dolarlık bir bütçeyle süper projeler inşa etmeye ve geliştirmeye başlamayı teklif etti.

2016'da Amerikalılar planı sıcak karşılamadı, Ancak 2017 Amerika Ulusal Güvenlik Belgesi'nin yayınlanması ve Çin'in Washington için büyük bir tehdit olarak tanımlanmasıyla birlikte Amerika da benzer bir planla meydana indi. Böylece 2018'de Amerika Birleşik Devletleri, Japonya ve Avustralya ortaklaşa Çin ile Anlaşmaya Yönelik Üçlü Ortaklık adlı başka bir plan başlattı. Tabii ki, bu ülkelerin hiçbiri bu tür projeleri desteklemek için gerekli finansmana sahip olmadığından, bu projelerin hiçbiri nihayetinde başarılı olamadı. Dolayısıyla Mavi Noktalar Ağı planının G7 zirvesinde sunulması, bu konuda daha fazla katılımcı bulma girişimi olarak değerlendirilebilir.

Bu arada Fransa, Kuzey Afrika ülkeleri arasında büyük bir koridor oluşturmak isterken Almanlar da, daha fazla makine ihraç etmek için diğer ülkelerin altyapısını geliştirmeye katılmayı da memnuniyetle karşılıyor. İşin önemi için 2020 yılında ilk kez Çin'den başka bir ülkeye makine ihracatının Almanya'nın ihracatını geçtiğini belirtmek yeterli. Bu konu, Almanya’nın tüm ihracat durumu için bir hataya yol açabilir.

Makro Mavi Noktalar Ağı projesinde altyapı tesislerin yapımı için sadece tek bir büyük kredi veren yok; (Blue Dots Network), tüm kamu ve özel yatırımcılar tarafından tanınan standartlar geliştirebilen ulus ötesi bir kurumdur ve bu standartları ihlal edenleri yargılayabilir. Elbette Bir Kuşak Bir Yol planıyla ilgili olarak, finanse edilen projelerin aynı standarda sahip olmaması konusu eleştirildi. Bu da pratikte tüm ülkeler arasında gerekli homojenliğin olmamasına sebep oldu.

Fakat bu planda İran hangi konumdadır?

Çin planı karşısında Batı'nın nihayetinde böyle bir kurum oluşturup oluşturamayacağı konusu birçok soruyu gündeme getiriyor. Ancak asıl soru, İran'ın her iki plana karşı tepkisinin nasıl olacağıdır.

İster Bir Kuşak Bir Yol projesi olsun ister Mavi Noktalar Ağı, İran’dan geçmekten başka çareleri yoktur ve İran da doğal olarak siyasetlerini kendi milli çıkarları üzerine ve tamamen akıllıca ve tartarak izleyecektir.

Tabi ki, Batı'nın İran'a karşı siyasetleri ve davranışlarının geçmişi ve İran ekonomisine karşı oluşturdukları engeller göz önüne alındığında, Bir Kuşak Bir Yol planı, İran'ın dış politika önceliklerinin başında gelebilir.

Etiketler