Sarı Yeleklilerin Fransa Sokaklarına İnmesi
(last modified Tue, 28 Sep 2021 05:28:46 GMT )
Eylül 28, 2021 08:28 Europe/Istanbul
  • Sarı Yeleklilerin Fransa Sokaklarına İnmesi
    Sarı Yeleklilerin Fransa Sokaklarına İnmesi

Fransız Sarı Yelekliler bir kez daha Cumartesi günü Fransa başkenti Paris sokaklarına inerek, bu ülkenin sosyal ve ekonomik adaletsizliği ve eşitsizliğine itiraz ettiler. Geçen hafta da bu grup Kovid 19 aşılanmasının ve sağlık pasaportunun zorunlu hale getirilmesini protesto etmek amacı ile protesto gösterileri düzenlemişti.

  Aslında Sarı Yeleklilerin   Fransa sokakları ve caddelerine inmesi   Avrupa Birliği'nin ikinci en önemli ülkesinin  sosyal ve ekonomik alandaki en önemli gelişmelerinden biridir. 

 Fransa'da   kapitalizme ve Fransa cumhurbaşkanı Emmanuel Macron hükümetinin siyasetlerine karşı  protesto gösterileri  Sarı Yelekliler adı altında  282 bin kişinin katılımı ile  17 Kasım 2018'de başladı ve hala da varlığını sürdürmektedir.  Bu protesto hareketinin  temel başlangıç nedeni  Fransa'nın yeni hükümetinin  yakıt siyasetleri ile ilgili olsa da  bu hareket  Fransa hükümetinin umursamazlığı  yüzünden  yavaş yavaş  Fransa hükümetinin genel siyasetlerine karşı bir harekete dönüştü.  

Emmanuel Macron ve  hükümet üyeleri   Sarı Yeleklilerin   geçici bir protesto dalgası olduğunu bu yüzden de aldırılmamaları gerektiğini düşündü. Ancak  aylar sonra bu hareket daha da derinleşip genişledi ve kademeli olarak kapitalizm sistemine dayalı adaletsiz oluşumun  ve sınıf farklarının tüm boyutlarına karşı bir protesto hareketine dönüştü. 

 Sarı Yelekliler arasında   her toplumsal sınıf ve kesim yer almaktadır.   Aslında bir araya gelen bu kişiler  hareket başlamadan önce  bir birlerini bile tanımıyorlardı.  Sosyal ve ekonomik sorunlara karşı protestocu olmaktan başka  hiçbir ortak yanları da bulunmuyordu.  Sonuçta bu hareket  ülke dışından veya belli bir mekandan yönetilmemekte ve yönlendirilmemektedir ve hiçbir ülke dolaylı ve dolaysız bir şekilde bu işe karışmamaktadır. 

Siyasi boyutta da  protestocular   Fransa hükümetinin siyasetlerinden hareketle  hükümetin görevden ayrılmasını ve geniş çaplı siyasi değişikliklerin  gerçekleştirilmesini istiyorlar.  Sosyal boyut açısından ise bu protesto gösterilerini   Fransa halkının  bu Avrupa ülkesinde  yoksulluğun artmasına yönelik protestosu  değerlendirilebilir. Özellikle de bu durumdan en çok etkilenen  banliyö sakinleri bu durumdan en çok etkilenen kesim olarak değerlendiriliyor. 

  Son üç yılda ise  Emmanuel Macron ve partisi " İlerleyen Cumhuriyet" hep zayıflamış ve oy kaybına uğramıştır.  Vergiler ile ilgili yasaların  değiştirilmesi ve  akaryakıt fiyatlarında reform yapılması ayrıca  Fransa hükümetinin koronavirüs ile mücadele siyasetleri, sağlık pasaportunun zorunlu hale getirilmesi ile ilgili kuralların değişimi ve de  bu husustaki ağır cezaların kaldırılması  Fransızların geniş çaplı bir şekilde  öfkelenmesine yol açmıştır.  

 Birçok protestocu, Macron'u zenginlerin  ve üst sınıfın cumhurbaşkanı olarak tanıtıp  onun ve partisinin siyasetlerine karşı çıkmaktadır.   İşsizliğin artması ve enflasyonun da uçması  Fransızların Macron'a daha fazla yüklenmelerine  ve siyasetlerini  hezimete uğramış olarak değerlendirmelerine yol açmıştır.  

Son aylarda ise   koronavirüsün yayılması ile beraber durum daha da kritik hale gelmiştir. 

 

 Siyasi bilimler araştırmacısı Bruno Cautrès Fransa'nın durumunu kaygı verici olarak nitelendirip şöyle diyor:"  Fransa 2018 sonbaharından itibaren Sarı Yelekliler hareketinin başlamasının ardından  sonsuz bir  kriz ile karşı karşıya kalmıştır.  Halbuki  çok az sayıda Avrupalı ülke şimdiye dek böyle demokratik gerilimleri yaşamışlardır. "

 Sonuçta  Sarı Yelekliler hareketinin bir kez daha sokaklara inmesi  bu hareketin tüm çalkantılı durumlarına rağmen  hala  hayatını sürdürdüğünü ve  Macron hükümetinin kronik bir sorununa dönüştüğü söylenebilir.   Sarı Yelekliler hareketinin devam etmesi   bu sosyal  hareketin  geçici ve hızlı geçen bir gelişme olmadığını  Fransa'da etkin ve sürecek sosyal ve siyasi bir gelişme olduğunu gösteriyor.  Bu hareketin uzaması ise   Fransa da dahil Avrupa'yı etkileyecek güce sahip olduğu bile söylenebilir.