İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei’nin önderliğinde İran’ın ilerlemesi
(last modified Sun, 03 Jun 2018 07:42:04 GMT )
Haziran 03, 2018 10:42 Europe/Istanbul
  • İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei’nin önderliğinde İran’ın ilerlemesi

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei’nin en önemli ve en hassas konularda sergilediği dirayet, akılcılık ve geleceğe bakışı, iç ve dış meselelere ne denli musallat olduğunu ve açık, net, kesin ve gerçekçi kararlar aldığını göstermekle beraber İslamî İran’ın ilerlemesine ve iktidarına büyük katkısı olmuştur.

5 Haziran 1989 tarihi İran İslam Cumhuriyeti nizamının engebeli tarihinde bir dönüm noktasıdır. Bu tarihi günde İran İslam Cumhuriyeti nizamının önderlik bayrağı İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei’ye emanet edildi.

Bu önemli hadise, İran İslam Cumhuriyeti nizamının büyük kurucusu İmam Humeyni’nin –ks– irtihalinden bir gün sonra gerçekleşti ve böylece bir yandan İran milletinin bu büyük kayıptan duyduğu büyük üzüntüyü teselli ederken öbür yandan bu milletin ülkenin geleceğinden ümitvar olmasına vesile oldu.

 

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei’nin 29 yıllık akılcı ve tedbirli önderliği İran milletinin inkılabın liderine ve geleceğe dönük bakışının doğruluğuna güvenmesinin ne denli isabetli bir karar olduğunu ortaya koyuyor.

İran İslam Cumhuriyeti anayasasının beşinci maddesi liderin şartlarını takva, adalet, tedbir, şecaat, zamanın meselelerine musallat olmak gibi şartlar olarak beyan ediyor ve İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei şimdiye kadar bu önemli özelliklerin tümüne sahip olduğunu ispat etmiş bir liderdir.

 

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei’nin iç ve dış siyasi meselelere yönelik işrafı herkesçe ve özellikle dünya liderlerince itiraf edilen bir gerçektir. BM eski genel sekreterlerinden Kofi Annan İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei ile görüştükten sonra şöyle demişti: Sayın Hamanei ile görüşmemde kendisinin kudsiyetin doruk noktasında olmakla beraber tüm büyük siyasi şahsiyetleri kafamdan silecek kadar büyük bir siyasi şahsiyetle görüştüğümü anladım.

BM’nin diğer genel sekreterlerinden Haviyer Perez De Kueyar da şimdiye kadar Ayetullah Hamanei gibi siyaseti bilen birine rastlamadığını beyan ediyor.

 

İran İslam Cumhuriyeti anayasasının 110. Maddesine göre liderin görevlerinden biri nizamın genel politikalarını belirlemektir. İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei dış politika alanında İran İslam Cumhuriyeti nizamı için izzet, hikmet ve maslahat ilkelerinden oluşan üç ilkeye dayalı titiz ve izzetli bir yol belirlemiştir . Ayetullah Hamanei bu ilkeleri şöyle açıklıyor: izzet şu ki İslamî toplum ve İslamî nizam hiç bir uluslararası yaklaşımında İslam ve Müslümanların zilletine sebebiyet verecek şekilde hareket etmemelidir. Hikmet de hikmetli ve hesaplı çalışmaktır. Maslahat ise inkılabın maslahatından ibarettir.

 

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei’nin gözetiminde ve tavsiyeleri ile yürütülen bu ilkeler İran’ın iktidarı için bölgede ve dünyada parlak sonuçları beraberinde getirmişti. Bugün hatta İran İslam Cumhuriyeti nizamının en sıkı düşmanları İslamî İran’ın bölgesel bir güç ve dünya genelinde etkili bir aktör olduğunu itiraf ediyor. Nitekim İslamî İran düşmanların tüm siyasi baskıları, askeri tehditleri ve iktisadi yaptırımlarına rağmen bölgede ecnebi işgali ve tecavüzlerine karşı İslamî direniş eksenini kurmayı başarmıştır. Filistin ve Lübnan’dan Irak, Suriye, Yemen ve Bahreyn’e kadar uzanan bu eksen Amerika ve korsan İsrail ve bölgedeki işbirlikçilerine karşı direnmekte ve müdahalelerine karşı koymaktadır.

 

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei bu konuda şöyle buyuruyor:

İslam ümmetinin gücü büyük bir güçtür. Bunun açık sebebi de şöyle ki yıllardır düşman tüm gücüyle bölgede İslamî uyanışı ve İslamî direnişi bastırmaya çalışıyor, ama bunu başaramıyor. Düşman bu uyanışın ekseni olan İslam Cumhuriyeti ile yıllardır mücadelede ediyor, ama hamd olsun şimdiye kadar bozguna uğradığı ve bundan böyle de bozguna uğrayacağı anlaşılıyor.

 

Batılı sultacı devletlerin İslamî direniş karşısında son hezimeti Suriye nizamını devirmekte başarısız olmasıdır. Batılı zorba devletler ve bölgedeki malum müttefikleri yüklü paralar harcamak, silah temin etmek ve büyük propaganda yürütmenin yanında tekfirci teröristleri Suriye’ye soktular ve kendilerince bu ülkede direniş eksenini kırarak onların kuklası olacak bir rejimi işbaşına getirmek ve böylece korsan İsrail’in güvenliğini temin etmek istediler. Ancak İran İslam Cumhuriyeti nizamı İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei’nin tavsiyeleri ile en zorlu şartlarda Suriye milleti ve devletine destek vermeyi gündemine aldı ve bu ülkeye müsteşar düzeyinde yardımcı oldu.

 

 

Öte yandan direniş ekseninde yer alan Lübnan Hizbullah hareketi ve Irak ve Afganistan’da bazı İslamî gruplar gibi direniş ekseninin diğer üyelerinin destekleri ile düşman şaşkınlık içinde geri çekilmek zorunda kaldı ve şimdi de en zayıf konumda yer alıyor.

 

 

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei İran’ın Suriye’ye yardım etmesini şöyle açıklıyor: İran’ın Suriye’de ve Ortadoğu bölgesinde varlığının sebebi zulme karşı kurulan direnişe yardımcı olmaktır, nitekim direniş ekseni yapılan yardımları bereketi ve Suriyeli güçlerin cesur duruşu ile Amerika ve Batılı devletler ve bölgede Suud rejimi gibi rejimlerce beslenen teröristlere karşı zafer kazanmayı ve onları bozguna uğratmayı başardı.

Ayetullah Hamanei Yemen, Irak ve Bahreyn konusunda da mazlumları destekleme yönünde inkılapçı bir tutum sergiledi.

 

 

Amerika’nın Atlantic konseyi düşünce kurumu genel bir değerlendirmede İran İslam Cumhuriyeti’nin bölgede nüfuzunu şöyle açıklıyor: İran’ın Irak, Lübnan, Suriye ve Bahreyn’de derin nüfuzu rakipsizdir. İran müttefikleri Irak ve Lübnan’da siyasi ve güvenlik arenalarında en ön cephede yer almaktadır. İran’ın Suriye’ye müdahalesi Beşar Esad iktidarının devrilmesine engel olmuştur. İran’ın Bahreyn’deki karmaşık siyasi – dini ağı belirgin bir nüfuzu vardır. Arap dünyasının ötesinde İran İslam Cumhuriyeti’nin çıkarları ve varlığı ta Afganistan ve Afrika’nın ve latin Amerika’nın bazı bölgelerine kadar uzanmıştır.

 

 

Aslında bir ülke ancak kendisi güçlü ve dirençli olduğu takdirde başkalarını zorbalara ve sultacı güçlere karşı koruyabilir. Bugün İran İslam Cumhuriyeti nizamı İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei’nin yönetiminde ve komutasında güçlü ve muktedir bir devlet olmuştur. İran İslam Cumhuriyeti anayasasına göre silahlı kuvvetlerin baş kumandanı ülkenin liderdir. Ayetullah Hamanei bu görevi İran yeni yeni Saddam rejiminin dayattığı yıkıcı bir savaştan çıktığı bir sırada üstlenmişti. Ayetullah Hamanei hemen silahlı kuvvetlerin baş kumandanı olarak bu kuvvetleri yeniden yapılandırmaya başladı öyle ki bugün İSK Amerika ve korsan İsrail gibi düşmanlara karşı kendini rahatlıkla savunabilecek konuma geldi.

 

 

 

ABD istihbarat örgütleri İran tehlikesi olarak adlandırdıkları durumla ilgili son raporlarında şöyle diyor: İran yeni askeri yeteneklerini geliştirmeye devam ediyor ki bunlara füze taşıyan İHA’ları, balistik füzeleri, gelişmiş deniz mayınları, insansız hücumbotları, gelişmiş denizaltı ve torpidoları, gemilere karşı kullanılan cruise füzeleri gibi yetenekleri örnek vermek mümkün. İran Ortadoğu bölgesinde en büyük balistik güce sahiptir ve 2000 km uzaklıktaki hedefleri vurabilecek güçtedir.

Gerçi bu raporda İran’ın tüm askeri ilerlemelerine işaret edilmiyor, ama kesin olan şu ki İran’ın askeri gücü sadece kendini savunmak içindir ve ancak İran’a saldırıldığı takdirde kullanılacaktır.

 

 

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei’nin geleceğe dönük aydın ve geniş ve gerçekçi bakışlarından biri İran’ın barışçıl nükleer programı ile ilgili müzakerelerin konusundadır. Ayetullah Hamanei İran’ın nükleer teknolojide başarıları İranlı genç nükleer bilimcilerin emeğinin sonucu olduğunu ve amacı da tamamen barışçıl alanlarda kullanılmak olduğunu belirtiyor. Ancak Ayetullah Hamanei geçmişteki deneyimlerden hareketle İran ve 5+1 grubu arasında gerçekleşen ve Bercam nükleer anlaşması ile sonuçlanan müzakerelere olumlu bakmıyordu. Ancak buna karşın ve yetkililerin talebi üzerine başta ABD olmak üzere Batılı devletlerle bir kez daha müzakere edilmesine ve bir kez daha onların sadakati sınanmasına müsaade etti.

 

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei buna rağmen şöyle diyordu:

Nükleer anlaşma onaylandığı takdirde karşı tarafın bu anlaşmayı muhtemel ihlal etme yolları tespit edilerek kapatılmalıdır. Bilindiği üzere karşımızdaki altı ülkeden bazıları kesinlikle güvenilmez taraflardır.

 

 

Amerika yönetiminin Bercam nükleer anlaşmasının uygulanma sürecinde sürekli sözünden cayması ve en son da bu anlaşmadan çekilmesi, İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei’nin başta Amerika olmak üzere Batılı devletlere yönelik kötümserliği ne denli gerçekçi ve doğru olduğunu ortaya koydu. Ayetullah Hamanei bu konuda da şöyle diyor: Bercam deneyimi bize hiç bir konuda ABD gibi bir tarafa güvenemeyeceğimizi bir kez daha gösterdi.

Ayetulah Hamanei ayrıca AB troykasını oluşturan İngiltere, Fransa ve Almanya’nın da geçmişteki tavırlarından hareketle onlara da güvenilemeyeceğini belirtiyor.

 

İran İslam Cumhuriyeti nizamının tarihinde Amerika devleti İran’a nükleer faaliyetleri bahane ederek ağır yaptırımlar dayattı ve bu yaptırımları sürekli daha da ağırlaştırdı.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei bu yaptırımlara karşı mücadele yolunu ve daha genel bir anlamda İran ekonomisini geliştirmenin yolunu direniş ekonomisi şeklinde beyan ediyor. Ayetullah Hamanei bu konuyu yıllar önce gündeme getirdi, ancak son üç yılda direniş ekonomisi üzerine daha sıkı vurgu yapmaya başladı.

 

 

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei direniş ekonomisini şöyle tanımlıyor:

Direniş ekonomisi demek, dirençli ekonomi demektir. Bu ekonomi Amerika’nın politikaları ve küresel dalgalanmalarla yerinden oynamaz.

Direniş ekonomisinin gerçekleşmesi doğrultusunda Ayetullah Hamanei 2014’ün başlarında direniş ekonomisinin genel politikalarını içeren belgeyi  açıkladı.

 

 

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei belgenin başında direniş ekonomisinin özelliklerini şöyle beyan etti:

Direniş ekonomisinin genel politikaları cihatçı, esnek, fırsat yaratıcı, üretken, iç üretken, ilerici ve dışa açılabilen eğilimi ile bildirilir.

Dolaysıyla direniş ekonomisi iç kapasitelere ve iç üretime dayalı bir ekonomi olmakla beraber dış dünya ile de teamül içindedir, üstelik bu ekonomide adalet belirgin rol ifa eder. Bu yüzden Ayetullah Hamanei nizam yetkililerine yerli üretime tam destek vermelerini ve İran milletinden de yerli ürünleri tüketmelerini istemiştir.

Gerçekte direniş ekonomisi hedeflerine ulaştığı takdirde hiç bir yaptırım İran İslam Cumhuriyeti’ni etkileyemeyeceği kesindir.

 

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei’nin en önemli ve en hassas konularda sergilediği dirayet, akılcılık ve geleceğe bakışı, iç ve dış meselelere ne denli musallat olduğunu ve açık, net, kesin ve gerçekçi kararlar aldığını göstermekle beraber İslamî İran’ın ilerlemesine ve iktidarına büyük katkısı olmuştur.