Tahran'ın BM İnsan Hakları raporunu eleştirmesi üzerine
İran İslam Cumhuriyeti İnsan Hakları Komitesi, BM Genel Sekreteri'nin İran'da insan hakları durumu ile ilgili BM İnsan Hakları Konseyi'nin 50. toplantısında sunduğu rapora tepki gösterdi.
İran İnsan Hakları Komitesi tarafından yapılan açıklamada, Tahran'ın bu raporun taslağına 40 sayfayı aşan cevabına işaretle, insan hakları konusuyla BM Genel Sekreteri'ne bir ülke hakkında rapor verme görevinin verilmesinin, bu bağlamda uluslararası bir özel mekanizmanın bulunduğu halde, mantıksız ve gerekçesiz olup, profesyonel olmayan ve gereksiz bir girişim sayıldığını vurguladı.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, İran'da insan hakları durumu hakkında iddialara dayalı olarak, insan haklarının ihlali ile ilgili çeşitli meseleleri gündeme getirerek, İran'da insan haklarının uygulanmasına ilişkin eleştirilerde bulundu. BM Genel Sekreteri ayrıca İran İslam Cumhuriyeti'nden BM İnsan Hakları Özel raportörü dahil BM raportörleriyle işbirliği yapmasını istedi.
İran İnsan Hakları Komitesi, BM Genel Sekreteri'nce insan haklarının siyasileştirildiğine işaretle, "BM Genel Sekreteri'nin raporunda, yurt dışında tutuklanan İranlılara niçin değinilmemiştir!?" sorusunu gündeme getirerek, BM tarafından insan haklarının siyasileştirilmesinin "yasa karşısında bireylerin eşitliği ilkesi" ve "ayrımcılık ilkesi" gibi en temel adli ve kanuni ilkelerin ihlal olarak görüldüğünü vurguladı.
Bilindiği gibi, İsveç başta olmak üzere bazı Batılı ülkelerde bazı İran vatandaşları temelsiz suçlamalarla tutuklanmış veya yargılanmaktadır. BM Genel Sekreteri, İran'da insan hakları durumuna dikkat çekerken, bu hususlara hiç değinmedi.
İran İslam Cumhuriyeti yetkilileri defalarca, İran'a karşı insan hakları raporlarının sahte ve belgeye dayalı olmayan delillere göre hazırlandığını deklare etmiştir. Buna ilaveten dünyada insan haklarının en büyük ihlalcisi olan ABD başta olmak üzere Batılı ülkeler, bu tür gerçeklere aykırı raporları her daim desteklemektedir. Nitekim ABD'nin İran Özel Temsilcisi Robbert Malley, yayınladığı tweette, BM uzmanlarına özellikle İnsan Hakları Raportörü'ne teşekkür etti. Oysa ABD'nin insan hakları ihlali ile ilgili karnesi oldukça kabarıktır. Polisin siyahilere karşı şiddet eylemler, azınlıklar ve yerlilere karşı insanlık dışı tavırları, tutukluların kötü durumu, insanların özel alanlarının ihlali ve birçok husus daha, Washington'un insan haklarını savunma ile ilgili iddialarının yalandan ibaret olduğunu kanıtlıyor.
Bu bağlamda kayda değer diğer bir mesele de, BM Genel Sekreteri'nin raporunda, İran'da insan hakları ile ilgili kaydedilen önemli ilerlemelere hiç değinilmemesidir. Oysa İran'da insan hakları, Batı'nın Suudi Arabistan gibi bölgedeki müttefik ülkelerindeki insan hakları durumu ile kıyas edilmeyecek kadar iyidir. Demek gibi, Batılı ülkeler ve bu ülkelere bağlı örgütler, insan haklarını diğer konular gibi, Tahran'a karşı baskı aracı olarak kullanmaktalar. İran'ın Ürdün eski Büyükelçisi Nusretullah Tacik bu bağlamda yaptığı değerlendirmede, Batılıların BM insan hakları komitesi ve bugünkü insan hakları konseyi gibi insan hakları örgütlerini, araç olarak kullandığını, oysa kendi ülkelerinde vatandaşlarına ve yabancılara karşı en kötü muamelelerde bulunurken, bu insan hakları örgütlerinden çıt çıkmadığını vurguladı.
Bu arada İran İslam Cumhuriyeti'nin her daim uluslararası insan hakları mekanizmalarıyla iyi işbirliği içinde olduğu gibi önemli bir konuyu da unutmamak gerekir./