Reisi: Yaptırım ve istikrarsızlaştırma, düşmanın 2 stratejik hatasıdır
Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, düşmanın tüm habislikler ve sorun çıkarmalarına rağmen ülkenin gelişmekte olduğunu görünce ülkede kargaşa ve kaos çıkarmaya yeltendiğini belirterek, ''Kesinlikle söyleyebilirim ki düşmanın zalim ambargo politikasının yenildiği gibi, ülkeyi istikrarsızlaştırma komplosu da boşa çıktı'' dedi.
Tahran ilindeki Pakdeşt ilçesi halkına hitaben konuşma yapan Cumhurbaşkanı Reisi, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Düşman bazı ülkelerde uyguladığı reçetesini burada da uygulamaya çalışıyor, ancak ambargo politikasında olduğu gibi istikrarsızlaştırma politikasında da bir kez daha mağlup oldu.
Düşman İran'ın petrol satışını sıfıra indirmek, İran'ı izole etmek, ticaretimizi durdurmak, İran'ı bölge ekonomisinden silmek ve üretim çarkının ülkede durdurulmasını istiyordu, ancak tüm baskılara rağmen petrol satışımızın arttığını, İran'ın bölge ticaretindeki payının yüzde 50 yükseldiğini ve üretim çarklarının İranlı gençlerin gayreti ile döndüğünü görünce, resmen maksimum baskı politikalarının rezilce akamete uğradığını itiraf etti.
Düşman, eğer bizim FATF'e üyelik gibi şartlarımızı kabul etmeseniz bölge ve dünya ülkeleri ile irtibata geçemezsiniz diyordu, ancak İran onların iddialarına karşın Şanghay İşbirliği Örgütü'ne üye olarak bölgesel işbirliğini geliştirdi, Devrim Muhafızları'nın rehberliği sayesinde yaptırım ve baskıları güçle itti ve gençlerinin demir iradelerine dayanarak ilerleme zirveleri birbiri ardınca fethetti ve bu yüzden düşman, kaos ve kargaşa ile amaçlarına ulaşmak istiyor.
Düşman kaos ve kargaşa ile ülkenin gelişmesinin önüne geçebileceğini zannetti, ancak devletin halkın yanında ve halkla birlikte olduğunu gördü.
İran halkına karşı 8 yıllık bir savaş dayatıldı. Batılı ülkelerin desteklediği Halkın Mücahitleri Örgütü 17 bini aşkın İranlıyı şehit etti. Düşman bütün bu komplolarında yenilse de ibret almadı. İran halkı dünyanın batısındaki veya doğusundaki falanca halk değil, tam aksine cesur, basiretli ve bilinçli bir halk olarak mazlum olmalarına rağmen Devrim ve şehitlerinn kanının savunucusudurlar''.