Batı'nın İran'a karşı yeni baskı stratejisi
Fransa, Almanya ve İngiltere İran karşıtı olarak yayımladıkları ortak bildirilerinde İran İslam Cumhuriyeti'ne karşı temelsiz ve alışılmış iddiaları tekrarladı.
Fransa, Almanya ve İngiltere’nin İran karşıtı olarak yayımladığı ortak bildiride İran'ın faaliyetlerinin bölgede istikrarı bozduğu ve buna karşı koyacakları iddia edildi. Bu bildiride İran'ın UAEA ile yeterli iş birliği seviyesine sahip olmadığı ve Avrupalı ülkelerin bundan kaygılı oldukları da ileri sürüldü. Reuters ise "İngiltere, İran'ın Londra'daki büyükelçisini İngiltere'de yaşayan muhabirlere karşı tehdit ettiği iddiası ardından dışişleri bakanlığına çağırdı" haberini yaydı.
İngiltere, İran İslam Cumhuriyeti’nin Suudi finansmanına sahip Iran International’ı terör kanalı adlandırmasının ardından bu girişimde bulundu. İran İslam Cumhuriyeti İstihbarat Bakanı ise son günlerde İngiltere'nin İran'ı güvensizleştirme girişimlerinin bedelini ödeyeceğini belirtmiş ve şöyle demişti: "International Kanalı, İran tarafından terör örgütü olarak tanınıyor. Çalışanları ve ilgileri bulunanlar yasal sürece tabi tutulacaklar."
İran karşıtı başka bir hamlede, ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya, BM'e sunmak üzere İran karşıtı bir karar taslağını sunmaya hazırlanıyor. İran'ın nükleer gözlemci heyetinin İran'da bulunan uranyum izlerini açıklaması için oturum düzenlemesi ise bu bildiride zaruri olarak adlandırılmıştır. Bu karar, Yönetim Kurulu'nun üç aylık toplantısından önce ileri sürülmektedir. Bu toplantıda Batılı hükümetler, İran'dan bir karar imzalamasını ve nükleer alandaki iş birliğini artırmasını isteme niyetindeler. Ayrıca, taslak karar Yönetim Kurulu üyeleri arasında dağıtılırken, Tahran, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı-UAEA müfettişlerinin bu ay İran'a bir ziyarette nükleer tesisleri denetlemesine izin vermeyi kabul etti ve UAEA'nın 35 üyesinin son spekülasyonları hakkında araştırmalar gerçekleştirmesine izin verdi. İran'ın iyi niyetine ve Ajans ile arasındaki ihtilafları giderme çabalarına rağmen, Batılılar hâlâ bu konuyu Tahran'a karşı bir baskı aracı olarak kullanmaya çalışıyorlar. İran İslam Cumhuriyeti'nin Birleşmiş Milletler elçisi ve Daimi Temsilcisi Emirseid İrevani şunları söyledi: "İran'ın koruma tedbirleri anlaşmasının uygulanması hususunda hiçbir sorun yok. Bu durum UAEA genel müdürünün son raporunda da onaylanmıştır. "
Bir başka girişimde İngiltere, İran'ın Londra büyükelçisini çağırarak İran'a karşı yeni bir psikolojik savaş başlattı. İngiltere Dışişleri Bakanlığı Cuma günü yaptığı açıklamada, İran'ın üst düzey diplomatını bazı gazetecilere yönelik tehdit olarak nitelendirdiği için çağırdığını duyurdu. İngiltere Dışişleri Bakanı James Cleverley de yaptığı açıklamada, bu eylemin ülkedeki gazetecilere yönelik tehdit oluşturduğunu iddia etti. Buna rağmen, İngiliz büyükelçisinin kısa bir süre önce İngiltere'nin müdahaleci tutumları ve Londra merkezli Farsça yayın yapan medyanın algı yaratması nedeniyle İran Dışişleri Bakanlığı'na çağrılması dikkat çekti. İran'da son zamanlarda başlayan kaos olaylarının ardından Amerika Birleşik Devletleri'nin yanı sıra birçok Avrupa ülkesi ve Birleşik Krallık yetkilileri müdahaleci açıklamalarla birlikte isyancıları desteklemiş ve kaos olaylarının alevlerini körüklemeye çalışmıştır. Bu yıkıcı süreçle yetinmeyen bu ülkeler, İranlı bir dizi yetkili ve kuruma yaptırım uyguladı. İran İslam Cumhuriyeti'nin tepkisini de beraberinde getiren bu yaptırımlar karşılıksız da kalmadı. İran İslam Cumhuriyeti de bir dizi Avrupalı ve İngiliz kişi ve kuruma yaptırım uyguladı. İran İslam Cumhuriyeti Enformasyon Bakanı Hüccet-ül İslam Seyyed İsmail Hatib, “Ülkenin son olaylarında uygulamada Siyonist rejim, propagandada İngilizlerin ve finansmanda Suudi rejiminin eli bulunmaktadır. "
Bir başka hamlede, Avrupalılar, ABD ile birlikte, kaosçuları desteklemek ve İran'daki huzursuzluğun devam etmesini sağlamak bahanesiyle İran'a karşı yeni yaptırımları onaylama niyetindeler. Almanya Dışişleri Bakanı Analena Baerbock, Çarşamba akşamı bir tweet'te İran'a yönelik mevcut AB yaptırımlarına atıfta bulunarak, "Bir sonraki yaptırım paketi üzerinde çalışıyoruz" dedi.
Amerika Birleşik Devletleri'nin yanı sıra Avrupa ülkelerinin son zamanlardaki kaoslardaki rolleri ve onların medyatik çalışmalarına rağmen İran milletini desteklemek gibi sahte bir slogan atmalarına rağmen, İran halkının yönetime destek yürüyüşlerindeki büyük varlığı halkın kaosa ve düzensizliğe karşı katı muhalefetini gözler önüne serdi.