Direniş medyası; anlatma cihadının ileri karakolu
Direniş cephe medyasının şehitlerini anma merasiminin ilki “Direniş Rivayetçileri” başlığıyla dün başkent Tahran’da İran, Irak, Yemen, Suriye, Afganistan, Filistin ve Lübnan’dan medya şehitleri ailelerinin katılımıyla düzenlendi.
Direniş grupları, Batı Asya bölgesinde etkin ve esas aktörlerden sayılıyor. Bu gruplar gerek askeri alanda, gerekse siyasi ve soysal alanlarda kendi ülkelerinde ektin biçimde faaliyet göstermekteler. Bu gruplar, istikbar, tekfir, terör ve Siyonist rejim ile mücadeleye öncülük etmekteler. Bu gruplar ayrıca kendi medya faaliyetleriyle istikbar, tekfir, terör ve Siyonist rejimin komplolarını deşifre ederek ortaya koymaya çalışmaktalar ve bu bağlamda direniş medyası üzerine ağır görev düşmektedir.
Son 10 senede Batı Asya bölgesi, terör örgütlerinin saldırılarına maruz kaldığı sırada, özellikle direniş medyasının üzerine düşen görev daha da yoğunlaşarak ağırlaştı. Arap- Siyonizm- Batı üçgeni ekseninin doğrudan desteği altında olan bu örgütler, hala aynı mihraklar ve ülkeler tarafından takviye edilmektedirler. Bu örgütler ve grupları, direniş ekseni aktörlerini kendi hedeflerine alarak saldırılarına devam ediyorlar. Geçen 10 senede direniş medyasının esas görevi, bu gruplar ve örgütlerin gerçek hedefleri ve iç yüzünü ifşa etmektir. Aslında, direniş medyası direniş cephesinin askeri gruplarıyla gönül birliği içinde çalışarak, tekfirizm ve siyonizmin terörüyle mücadelede rol ifa ettiler.
Direniş Cephe Medyasının Şehitlerini Anma Etkinliği komitesi üyelerinden Muhammed Ali Enuşe bu bağlamda yaptığı açıklamada, “Bölgede terörizm ve tekfirizm örgütlerinin şekillenmeye başlamasından itibaren, İslami Radyo ve Televizyonlar Birliği’nin zulümle mücadele ve sorumluluk duygusuyla hareket eden medyası, terör örgütlerinin kötü iç yüzünü ifşa etmek için harekete geçip, çatışma noktalarında bulunmak suretiyle kendi dini ve medyatik görevlerini yerine getirdiler.” Şeklinde değerlendirmede bulundu.
Direniş medyası bir yandan komploları ifşa edip, düşmanın yumuşak savaşına karşılık verirken, direniş gruplarının istikbar, tekfirci terörizmi ve Siyonist rejim üçgeni ile mücadelesi ile ilgili stratejik girişimlerini anlatma, açıklama ve paylaşma noktasında önemli rol ifa etti. Başka bir ifade ile, direnişin yumuşak gücü, direniş medyası tarafından yansıtıldı ve bu medya, anlatma ve aydınlatma cihadında önemli ve stratejik bir görev ifa etmiş oldu.
Bu doğrultuda İran İslam Cumhuriyeti Radyo ve Televizyon Kurumu İRİB Başkanı Peyman Cebelli yaptığı açıklamada, düşmanın yumuşak savaşta, askeri silah ve ölümcül bombalar kullanmadığını, düşünceleri ve yaklaşımları değiştirmek, gerçekleri tahrip etmek ve yanıltmak peşinde olduğunu, direniş medyası şehitlerinin düşman ile gerek yumuşak savaş cephesi, gerekse fiziki savaş cephesinde mücadele verdiklerini ifade etti.
Cebelli İran Radyo ve Televizyon Kurumu'nun dış yayınlar servisinin 10'dan fazla şehit vererek her zaman mücahitlerin ve direnişçilerin yanında yer aldığını sözlerine ekledi. İRİB başkanı sözlerinin devamında İran Radyo ve Televizyon kurumunun şehit muhabirinin kanının Irak, Suriye ve Afganistan şehitlerinin kanları ile karıştığını ifade etti.
Diğer önemli bir konu da, direniş cephesine bağlı medya mensuplarının küresel güçlerin desteği ve güdümü altında güvenli bir ortamda çalışan dünyadaki birçok medyanın aksine ciddi tehditlerle karşı karşıya kalmalarıdır. Direniş düşmanları, direniş medyası basın mensuplarına yönelik suikast ve saldırı eylemlerinden kaçınmıyorlar.