Mayıs 31, 2023 05:45 Europe/Istanbul
  • İslam İnkılabı Lideri'nin Mısır-İran ilişkileri hususundaki tutumu 

İki günlük bir ziyaret çerçevesinde İran'da bulunan Umman Sultanı İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamanei ile görüştü. 

İslam İnkılabı Lideri, bu görüşmede Umman Sultanı "Haysam Bin Tarik Al Said"in Mısır'ın İran İslam Cumhuriyeti ile ilişkileri yeniden başlatma arzusuna ilişkin açıklamasına işaret ederek, "Bu tutumu olumlu karşılıyoruz ve bu konuda bir sorunumuz yok."dedi.   Umman Sultanı, geçen hafta Mısır'a yaptığı ziyaret ve aralarında Mısır Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı "Abd el-Fattah es-Sisi"nin de bulunduğu bu ülkenin yetkilileriyle görüşmesinin ardından Tahran'a gelerek Mısır yetkilileriyle bir araya gelmesinin olumlu sonuçlarını Tahran yetkililerine de iletti.  Umman Sultanı'nın arka arkaya Kuzey Afrika'ya yaptığı gezi ve ardından İran'a yaptığı gezi, İran ve Mısır başta olmak üzere bölge ülkelerindeki gözlemcilerinin ilgisini çekmiştir. Batı Asya bölgesindeki olumlu gelişmelerin yolda olduğu değerlendirmeleri de bu şekilde dile getirlmeye başlandı. 

Bu arada iki Mısırlı yetkili de BAE'ne ait National gazetesine, Tahran ile Kahire arasındaki ilişkilerin Umman Sultanı ile Mısır Cumhurbaşkanı arasındaki görüşmelerde gündeme getirilen en önemli konulardan biri olduğunu ve buna dayanarak İran'ın da tavrının olumlu olmasının olası olduğunu söyledi. Böylece İran ile Mısır önümüzdeki birkaç ay içinde büyükelçi bile atayabileceği dile getirilmiştir. İslam dünyasının iki merkez ülkesi olan İran ve Mısır, iki hassas ve stratejik bölgede konumlanmıştır; Mısır ve İran şüphesiz dünya medeniyet temellerinin bir parçası olarak kabul edilir ve bu iki ülkenin kültürü etkili ve seçkin bir faktör olmuştur ve olmaya devam etmektedir, ancak siyasi eğilimler bu iki ülke arasındaki ilişkilerde her zaman yakınlığa veya mesafeye neden olmuştur; İran-Mısır ilişkilerinde son döneminde Mayıs 1979'da  başladı ve bugüne kadar devam etti. Bu tarihte (Mayıs 1979'da), yani İslam Devrimi'nin zaferinden sadece üç ay sonra, Tahran'ın Camp David barışı olarak bilinen Kahire-Tel Aviv anlaşmasına itiraz etmesi nedeniyle Mısır ile İran arasındaki diplomatik ilişkiler koptu. Elbette Camp David anlaşması Kahire'nin Arap Birliği'nden çıkarılmasına da yol açtı ve krizden çıkmak için Mısır, İran'a karşı sekiz yıllık savaşta Saddam rejime tam destek sağladı.  İran-Irak savaşının sona ermesinden yaklaşık yirmi yıl sonra, dönemin Mısır cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek, 18 bin Mısır askerinin İran'a karşı Baasçıların yanında savaştığını itiraf etti.

 

Buna rağmen; Batı Asya bölgesi şu anda İran ve Mısır arasındaki ilişkilerin iyileştirilmesi ihtimalini güçlendiren yeni gelişmelere tanık oluyor; İran İslam Cumhuriyeti yetkililerinin komşu ülkeler ve bölge ile sürekli etkileşimi sonrasında İran ile Suudi Arabistan arasındaki diplomatik ilişkilerin yeniden başlaması gibi başarılar elde edilmiş ve birçok Arap ve İslam ülkesi de bunu memnuniyetle karşılamış ve bu eylemi olumlu değerlendirmiştir. Bölgede güvenliği ve istikrarı güçlendirmede etkili olduğunu düşünen birçok Arap İslam ülkesi de bulunmaktadır. Bu bağlamda, artık Batı Asya'da, Batılı ve yabancı aktörlerin müdahale etmeme ilkesine dayanan, yanlış anlamaları ve anlaşılmaları giderme ve yapıcı arabuluculukların yolunu açma doğrultusunda etkileşim ve diyalog hedef olarak gösterilmiş ve bu sürecin en önemli örneği ilişkilerin iyileştirilmesi ve düzeltilmesi olmuştur.  İran ile Suudi Arabistan arasında İran ile Mısır ve Arap dünyası arasındaki ilişkileri yeniden tesis etmeye yönelik çabaların ilerlemesi bu sürece daha da yardımcı olacaktır. 

Mısır'ın eski dışişleri bakan yardımcısı Abdallah al-Eş'al, Mısır ile İran arasındaki ilişkilerin kopuk olmasının ve bu kopuk sürecin devam etmesinin iyi olmadığını belirterek, bu ilişkilerin her iki ülkeye de fayda sağlayacak şekilde yeniden kurulmasının arkasında Kahire'nin stratejik çıkarlarının olduğunu söyledi. Özellikle Mısır tarafının undan faydalı çıkacağını belirtti. Ekonomik çıkarlar ve artan siyasi ve güvenlik etkileşimlerinin yanı sıra İran ve Mısır da dahil olmak üzere bölge ülkeleri arasındaki ilişkilerin iyileştirilmesi sürecinin, dış müdahalelere ihtiyaç duymadan bölgesel bütünleşmeyi de sağlayabileceğini,  sürdürülebilir istikrar için de önemli bir faktör olacağını belirtti.  Bu  bağlamda Umman Sultanı ile yaptığı görüşmede Ayetullah Hamenei de ümidini dile getirdi: "Hükümetler arasındaki ilişkilerin genişlemesiyle İslam ümmeti eski ihtişamına kavuşacak ve İslam ülkelerinin kapasite ve imkanları tüm milletlere, ülkelere fayda sağlayacaktır." diye buyurdu.